#51
|
|||
|
|||
Cvp: Atilla İlhan Şiirleri
YAĞMURDA SİS DÜDÜKLERİ imdat çığlıkları mıdır
bir felaketi mi duyururlar anlaşılmaz söyledikleri salkım saçak çökerler karanlığıma yalnızlığımı dağıtırlar yağmurda sis düdükleri camlarda çehreler hayal meyal aramızdan müthiş ayrılmışlardır anlaşılmaz niye öldükleri son nefeslerini tasarladıkça insan ısrarla ölümünü yaşıyor yağmurda sis düdükleri yürekte keder yoğunlaştıkça bulutlar buz tozuna yozlaşıyor anlaşılmaz neleri götürdükleri sabahlar olur bir türlü uyuyamam içimde sanki şilepler çarpışıyor yağmurda sis düdükleri |
#52
|
|||
|
|||
Cvp: Atilla İlhan Şiirleri
YANILSAMA hiç görmediğim gökler vahşi yeşil
ağır şehirler oturmuş altına içinden sular geçiyor erimiş cam parıltıdan göz gözü görmez olmuş bu kız sevdiğim o kız değil bir başka yüz takmışlar suratına kendisiyle kavgalı sabah akşam kirpikleri maviymiş dudakları mormuş insanlarla yanılmış eski sahil şarkılar asılı günün her saatıne hangi rastladığıma kimi sorsam kimin kim olduğunu bilmiyormuş denizin üstü yıldız çil çil çil dağların arkasında saklı fırtına kötü bir rüyadaymışız tamam ne yapsan bir sona ermiyormuş |
#53
|
|||
|
|||
Cvp: Atilla İlhan Şiirleri
BAKARSAK Zarif bir hüzündür bembeyaz dolaşan kuğuya bakarsak
Mücevher titreşimleriyle mütereddit bir akşam suya bakarsak Fazlasıyla ısındı deniz kaynadı kaynayacak Dipten bir deprem yaklaşıyor suyun üzerindeki buğuya bakarsak Ne kadar yoksul ve çıplak görünürse görünsün ağaçlar O kadar yakındır ilkbahar özsuyu yürümüş dallara uğultuyla bakarsak |
#54
|
|||
|
|||
Cvp: Atilla İlhan Şiirleri
NEFESLER-4 su dinlerim gök anlarım
alevi tenime sığmaz teni canla bütünlerim büyür bedenime sığmaz demiri tavında dövmeli emekten ürünü sağlamalı yarını bugünden giymeli yarıyolda durmak olmaz değiştir ki değişesin karşıtınla çelişesin bileşim yollar uğrağı gelişim sınır tanımaz |
#55
|
|||
|
|||
Cvp: Atilla İlhan Şiirleri
SULTAN-I YEGAH Şamdanları dolanınca eski zaman sevdalarının
Başlar ay doğarken saltanatı sultan-ı yegahın Nemli yumuşaklığı tende denizden gelen ahın Gizemli kanatları ruhta ölüm karanlığının Başlar ay doğarken saltanatı sultan-ı yegahın Yansıyan yaslı gülüşmelerdir karasevdalı suda Bülbüller kırılır umutsuzluktan yalnızlık korusunda Eylem dağılmış gönül tenha çalgılar kış uykusunda Ölümün tartışılmazlığı nihayet anlaşılsa da Başlar ay doğarken saltanatı sultan-ı yegahın Bir başkasının yaşantısıdır dönüp arkamıza baksak Çünkü yaşadıklarımız başkasının yargısına tutsak Su yasak rüzgar yasak açık kapılar yasak Belki bu karanlıkta yasakları yasaklasak Başlar ay doğarken saltanatı sultan-ı yegahın |
#57
|
|||
|
|||
Cvp: Atilla İlhan Şiirleri
SOKAĞA ÇIKMA YASAĞI öyle büyük hicran ki
cam çerçeve bırakmıyor kırdı kapıları döküldü sokağa havada yangın kokusu itfaiye sirenleri uzaktan uzağa öyle büyük hicran ki telefonlar devamlı meşgul çalıyor trafik durdu çarşılar darmadağın çığlıklar geçiyor karanlıktan camlarda sinsi bir titreme boğuk bir uğultu yeraltından borular patlamış sular vahim bir tenhalığa akıyor öyle büyük ki hicran zincirleme elektrik kontakları şerareler dökülüyor sokak lambalarından ceryanlar kesildi gözden kayboldu şehir sanki siyah bir denize batıyor ayak sesleri boş meydanlardan hoyrat kanatları yukarda bir helikopterin o ihanet sessizliğini par par parçalıyor |
#58
|
|||
|
|||
Cvp: Atilla İlhan Şiirleri
NÖBET DEĞİŞİMİ istediğim yağmur hazır mı bakalım
yerlerine konuldu mu soğuk katiller karanlığı ya gevşek dokudularsa öldürüleceğimden emin olmalıyım şimşekler gecikti herhalde unutulmuş acı yeşil keseceklerdi birden yolumu hani viraj ıslıklarıyla hain otomobiller sarı sarı göz kırpan trafik ışığı yeryüzünde çok fazla bir yalnızlığım başka yalnızlıklara hak tanımayan biliyorum kuralları bozduğumu yerimi uysal birine bırakmalıyım |
#59
|
|||
|
|||
Cvp: Atilla İlhan Şiirleri
SÜLEYMAN Öbür ışıkları getir hadi süleyman
Bulvarın ortasında dur bağırma Senin için bir yağmur hazırladım Hadi ışıkları getir yağdıracağım Al bu nisan akşamını benimkini ver Sual sorup durma sevmiyorum Öbür ışıkları getir hadi getir Karanlıktan korkuyorum karnım ağrıyor O kadını da getirsene portakal yiyen Porselen dişli kadını hani pantolon giyen Dur dolmabahçe saatini dinleyeceğim Onikiyi çalsın öyle getir hadi getir Deniz fenerinden mi çalarsın işte çal Kibrit mi tutarsın bilmem işte tut Öbür ışıkları getir hadi süleyman Sana yağmur hazırladım yağdıracağım Sen kimsin süleyman bir de bu var |
#60
|
|||
|
|||
Cvp: Atilla İlhan Şiirleri
USTURANIN AĞZINDA yıllar var ki serçeleri unutmuşum
üzerimden gökyüzünü almışlar gibi asfaltların karanlığında boğulmuşum ufacık oysa hep böyle uçuşurlarmış karlı ağaçların arasındaki alfabemdeki iyimserlikleri bir türlü anlaşılmamış yıllar var ki serçeleri unutmuşum kuruş kuruş beni vurmuş öldürmüşler boşa çıkmış başkaldırmam sarhoşluğum onlarsa benim için ışık biriktirirlermiş şafak kapılarında gülüşürmüşler çocuk zenginlikleri hiç bitmemiş |