#1
|
|||
|
|||
Sende Bedeni Cahil Eden Bir Şey Var
Yüreğime çöreklenen sızılara hiç şaşırmadım. Hayatımın dışına çıkarken adımların gözlerindeki o en kahve sızıdan acı değildi elbet. Keşke böyle itinasız yaşanmış bir Nisan akşamında niçin ağladığımı sorabilseydin. O en tanıdık dokunuşların çekilirken tenimden o abanozdan yelkenli gibi baktığın gözlerini en zifiri gecelerde ararken elbette ışıksız kalacaktı sen yanım. Elbette yalnızca ben sarhoş olacaktım şarap içtiğin o kadehi elimde bomboş tutarken. O şaraba deli olan Hayyam’dan daha tutkunum sana derken elbet ağlayacaktım.
Çünkü senden öte köy yoktu bu cihanda. İçimdeki seni susturup beni asude bir sabahın koynuna bırakmaya yetmezdi kederim. Umuduma en açık gülüşlerine hasret kaldıkça ve eğer bizimde bir öykümüz olmuşsa elbette vazgeçmeyecektim senden. Keşke bıraktığın sancıları hala niye çektiğimi sorabilseydin! Bu arsız ayrılıkla başa çıkarken yine sen olacaktın elbet ömrümün tek öznesi. Gözümdeki puslu bebekleri yokluğunda daha çok kısıyorken ve birazda değil adamakıllı korkuyorken kendimden elbette sıçrayacaktım uykularımdan. Ve elbet bir benim çekilecekti yıldızlarım ellerimle haykırdığım sonsuz semadan. Çünkü sende bedeni cahil eden bir şey vardı göremediğin. Nefes almayı unutuyordu ciğerlerim vücuda kan gitmiyordu belki bu yüzden ısınmıyordu şu ellerim! Ey yoksul yüreklerde gezgin sevgili bir tek sen sağ çıktın aşklarımın keşfettiğim enkazlarından. Ve bir kere tutunmuştu oysa hayallerim uçmasına acemi kanatlarından. Bil ki buda yetecek bana sevginden taşanlara bile razıyım artık. Çünkü bu sensiz geçirdiğim beşinci Nisan Ve bir Nisan yağmuruna ancak bu kadar tutulur insan! |