Genel Paylaşım Forumu

Genel Paylaşım Forumu (https://seversintabi.com/)
-   İslam Dünyası (https://seversintabi.com/-slam-d-nyas-/)
-   -   Hadis-i Şerifler (https://seversintabi.com/-slam-d-nyas-/27741-hadis-erifler.html)

KaRdeLeN 10 January 2009 20:44

Cvp: Hadis-i Şerifler
 
1211 - Suleyman Ibnu Yesar anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam), azadlisi Ebu Rafi'yi Ensar'dan bir baskasiyla birlikte (Meymune'ye) gonderdi. Onlar, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'i Meymune bintu'l-Haris (radiyallahu anha) ile evlendirdiler. (O vakit) Resulullah (aleyhissalatu vesselam) henuz Medine'de idi (ve umretu'1-kaza icin yola) cikmamisti."
Muvatta, Hacc 69, (1, 348).

1212 - Hz. Osman (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Ihramli ne evlenir, ne evlendirir, ne de dunur gonderir."
Muslim, Nikah 41, (1409); Muvatta, Hacc 70, (1, 348, 349); Ebu Davud, Menasik 37, (1841); Tirmizi, Hacc 23, (840); Nesai, Hacc 91, (5,192).

1213 - Nafi anlatiyor: "Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) soyle hukmetmistir: "Ihramli evlenmez, evlendirmez, ne kendisi icin kiz ister, ne de baskasi icin."
Muvatta, Hacc 72, (1, 349).

1214 - Ebu Gatafan el-Murri'nin anlattigina gore, babasi Tarif, ihramli iken bir kadinla evlenmis ise de Hz. Omer (radiyallahu anh) bu nikahi reddetmistir.
Muvatta, Hacc 71, (1, 349).

1215 - Ebu Katade (radiyallahu anh) anlatiyor: "Hudeybiye Sulhu yapildigi sene, bir gun Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in ashabindan bir grupla birlikte, Mekke yolu uzerinde bir yerde oturuyordum. Resulullah (aleyhissalatu vesselam), bizden ileride (konaklamis) idi. Ben haric herkes ihramliydi. Halk vahsi bir esek gordu, ben o sirada mesguldum, ayakkabimi tamir ediyordum. Gorduklerinden beni haberdar etmediler, onu kendiligimden gormus olmami istiyorlardi. Bir ara aralarinda bir gulusme oldu. Birden etrafima bakindim (ve bu esnada) hayvani gordum. Hemen (Cerade adindaki) atima gidip egerledim ve bindim. (Acelemden) kamciyi ve mizragi unutmustum. "Kamci ve mizragimi bana verin!" diye seslendim.
"Hayir, dediler, vallahi bu iste sana yardimci olmak istemeyiz." Ofkelendim. Inip onlari aldim. Tekrar binip, esege dogru hizla gittim, (yetisip) avladim. Beraberimde getirdim, olmustu. Arkadaslarim etinden yediler. Ancak sonradan ihramli iken yeyip yememe hususunda sekke dusup (yediklerine pisman oldular). Yuruduk, ben bir parca ayirdim. Resulullah'a kavusunca, bu meseleyi sorduk.
"Beraberinizde birseyler kaldi mi?" dedi. Ben: "Evet!" diyerek parcayi uzattim, ihramli oldugu halde, ondan yedi. Ve:
"Bu bir taamdir. Onunla Allah size ikramda bulunmustur!"dedi."
Buhari, Cezau s-Sayd 2, 3, 4, 5, Hibe 3, Cihad 46, 88, Megazi 35, Et ime 19, Zebaih 10, 11; Muslim, Hacc 56, (1196); Muvatta, Hacc 76, (1, 350); Tirmizi, Hacc 25, (847); Ebu Davud, Menasik 41, (1852); Nesai, Hacc 78, (5,182); Ibnu Mace, Menasik 93, (3093). Bunlarda gelen bir ziyade soyledir: "(Resulullahhttp://www.geldegirme.com/forum/imag...lies/smile.gif "O helaldir, yiyin (dedi)."
Bir diger rivayette: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) onlara sunu soyledi: "Sizden biri (hayvani yakalamak uzere) saldirmasini emretmedi veya ona hayvani gostermedi mi?" Onlar: "Hayir!" diye cevap verince, (Resulullahhttp://www.geldegirme.com/forum/imag...lies/smile.gif
"Oyleyse yiyin!" buyurdu." Bir diger rivayette: "(Resulullah): Isaret ettiniz veya yardim ettiniz veya saldirmasini sagladiniz mi?" (diye sordu)."

1216 - Sa'b Ibnu Cessame (radiyallahu anh)'nin anlattigina gore, kendisi, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a, Ebva veya Vehdan'da (canli) bir yaban esegi hediye etmistir. Ancak Resulullah bunu kendisine iade etmis, Sa'b'in uzuldugunu yuzunden anlayinca: "Bunu sana iade edisimizin sebebi ihramli olusumuzdur" demistir.
Buhari, Cezau's-Sayd 6, Hibe 5,17; Muslim, Hacc 50, (1193), Muvatta, Hacc 83, (1, 353); Tirmizi, Hacc 26, (849); Nesai, Hacc 79, (5,183-185); Ibnu Mace, Menasik 92, (3090).

1217 - Nesai'nin kaydettigi diger bir rivayette Ibnu Abbas (radiyallahu anh) soyle anlatmistir: "Sa'b Ibnu Cessame (radiyallahu anh), Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a, ihramli iken, Kudeyd'de ucundan kan damlayan bir vahsi esek budu hediye etti. Resulullah, bu hediyeyi Sa'b'a iade etti (kabul etmedi)."
Nesai, Hacc 79, (5,183-185).

1218 - Hz.Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Siz ihramli iken, bizzat avlamamis iseniz veya (sizin arzunuzla) sizin icin avlanmamis ise kara av hayvanlari(nin eti) size helaldir."
Ebu Davud, Menasik 41, (1851); Tirmizi, Hacc 25, (846); Nesai, Hacc 81, (5,187).

1219 - Abdurrahman Ibnu Osman anlatiyor: "Biz ihramli iken Talha ile beraberdik. Bize bir kus hediye edildi. Bu sirada Talha yatiyordu. Kus etinden bazilarimiz yedi, bazilarimiz cekinip yemedi. Talha uyaninca yiyenleri.te'yid etti ve: "Biz Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'la birlikte onu yedik" dedi."
Muslim, Hacc 65, (1197); Nesai, Hacc 78, (5,182).

1220 - Abdullah Ibnu Amir Ibni Rebia anlatiyor: "Hz. Osman (radiyallahu anh)'a Arc'ta iken bir av eti getirildi. Arkadaslarina:
"Yiyiniz!" dedi. Onlar: "Sen yemiyor musun?" diye sordular.
"Ben, dedi, sizin durumunuzda degilim, bu hayvan benim icin avlandi."
Muvatta, Hacc 84, (1, 354).

KaRdeLeN 10 January 2009 20:45

Cvp: Hadis-i Şerifler
 
1221 - Urve merhum anlatiyor: "Hz. Aise (radiyallahu anha)'ye: "Bir av hayvani benim icin avlanmamissa bu bana helal mi, haram mi?" diye sormustum, su cevabi verdi:
"Ey kizkardesimin oglu, o (ihram muddeti) on gundur. Icinde bir segrime (rahatsizlik, suphe) hissedersen birakiver (yeme)."
Muvatta, Hacc 85, (1, 354).

1222 - el-Behzi (radiyallahu anh) -ki ismi Zeyd Ibnu Ka'b'dir- anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Mekke'ye gitmek dusuncesiyle ihramli olarak (Medine'den) cikti. Ravha nam mevkiye varinca orada kesilmis bir vahsi esekle karsilastilar. Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a bundan bahsedildi:
"Birakin onu, dedi, sahibi hemen gelebilir!"
Derken hayvanin sahibi Behzi geldi ve Resulullah (aleyhissalatu vesselam),i bularak:
"Ey Allah'in Resulu, bu esegi (size biraktim) dilediginiz gibi tasarruf edin!" dedi. Resulullah derhal Hz. Ebu Bekir'e emrederek, yol arkadaslari arasinda taksim etmesini" soyledi.
Sonra yola devam edip Isaye nam yere geldi. Burasi Ruveyse ile Arc arasinda bir yer idi. Sicak bir golgede kivrilip uyumakta olan bir ceylan vardi. -Ravi der ki- "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bir sahsa, herkes gecinceye kadar orada bekleyip kimseye hayvani rahatsiz ettirmemesini emretti."
Muvatta, Hacc 79,1, (351); Nesai, Hacc 78, (5,182,183), Sayd 32, (7, 205).

1223 - Urve (rahimehullah) anlatiyor: "Zubeyr (radiyallahu anh) ihramli oldugu halde (yemek uzere yanina) guneste kurutulmus ceylan eti dizisini azik olarak aliyordu."
Muvatta, Hacc 77, (1, 350).

1224 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Biz, hacc veya umre icin Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'le birlikte yola cikmistik. Yo1 esnasinda bir cekirge surusune rastladik. Kamci ve yaylarimizla vurmaya basladik. Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Bunu yeyin, zira o deniz avindan (sayilir)" dedi."
Ebu Davud, Menasik 42, (1853); Tirmizi, Hacc 27, (850).

1225 - Ka'bu'l-Ahbar demistir ki: "Cekirge deniz avi(ndan sayilmis)dir."
Ebu Davud, Menasik 42, (1853); Muvatta, Hacc 82,(1,352).

1226 - Muvatta'da su ziyade var: Hz. Omer (radiyallahu anh) Ka'b'a sordu: "Nereden biliyorsun (ki cekirge deniz avidir)?" Ka'b su cevabi verdi:
"Ey mu'minlerin emiri, nefsimi yed-i kudretinde tutan Zat-i Zulcela1'e yemin ederim, bu (bir nevi) balik hapsirmasidir, her yil iki sefer hapsirir."
Muvatta, Hacc 82, (1, 352).

1227 - Hz. Aise (radiyallahu anha) anlatiyor: "Esma Bintu Umeys, Muhammed Ibnu Ebi Bekir'in dogumu sebebiyle Secere nam nevkide nifas olmustu. Resulullah (aleyhissalatu vesselam), Hz.Ebu Bekir (radi-yallahu anh)'i gorup, kadina yikanip ihrama girmesini emretmesini soyledi."
Muslim, Hacc 109, (1209); Ebu Davud, Menasik 35, (1834); Ibnu Mace, Menasik 12, (2911).

1228 - Esma Bintu Umeys (radiyallahu anha) Muhammed'i Beyda'da dogurdugunu soylemis, onceki hadisteki durumu aynen zikretmistir."
Muvatta, Hacc 1, (1, 322); Nesai, Hacc 26,(5,127.)
Muvatta'nin bir baska rivayetinde soyle denir: "(Esma..) Zulhuleyfe'de Muhammed'i dogurdu). Ebu Bekir (radiyallahu anh) ona yikanmasini sonra da ihrama girmesini emretti."
Nesai, bir baska rivayette su ziyadeyi ilave eder: "...sonra hacc icin ihrama girmesini, Ka'be'yi tavaf haric, herkesin yaptiklarini aynen yapmasini (emretti)."
Yine Nesai'nin bir baska rivayetinde (Esma) soyle demistir:
"Resulullah'a (birisini) gondererek: "Ne yapayim?" diye sordurdum. Bana: "Yikan, (kan gelen kisma) sargi bagla, sonra da ihrama gir" haberini gonderdi."

1229 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma)'den yapilan bir rivayete gore, hacc veya umre icin ihrama giren hayizli kadin hakkinda, "Kadin dilerse umre veya hacci icin ihrama girer, ancak Beytullah'i tavaf edemez, Safa ile Merve arasindaki sa'yi de yapamaz. Bunlar disindaki butun menasike insanlarla birliktekatilir. Temizleninceye kadar mescide yakin olmaz."
Muvvata, Hacc 45.

1230 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Nifasli ve hayizli kadinlar mikata gelince guslederek ihrama girerler ve Beytullah'a olan tavaf haric butun menasiki ifa ederler."
Ebu Davud, Menasik 10, (1744); Tirmizi,Hacc 100, (945).

KaRdeLeN 10 January 2009 20:45

Cvp: Hadis-i Şerifler
 
1231 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Bes hayvan vardir, bunlarin oldurulmesi ihramliya gunah degildir: Karga, caylak,akrep, fare, kelb-i akur."
Buhari, Cezau's-Sayd 7; Muslim, Hacc 72, (1199); Muvatta, Hacc 88,(1, 356); Ebu Davud, Menasik40, (1846); Nesai, Hacc 82, 83, 84, 86, 87, 88, (5,187-190).
Bir rivayette soyle denmistir: "Bunlari, Harem'de ve ihramda iken oldurene gunah yoktur."
Ebu Davud ve Tirmizi'nin, Ebu Saidi'l-Hudri'den kaydettikleri bir rivayette: "Adi yirticilar" da denmistir. Bundan maksad insana saldirip yaralayandir.

1232 - Alkame Ibnu Ebi Alkame, annesinden rivayet etmistir ki: "Annesi, Hz. Aise (radiyallahu anha)'yi ihramli iken bedenini kasiyan kimse hakkinda soru sorulunca dinlemistir. Hz. Aise su cevabi verir: "Evet, kasinsin ve siddetle kasisin." Sonra Hz. Aise ilave eder: "Ellerimi baglasalar, (kasinmak icin ayaklarimdan baska bir imkanim olmasa) ayaklarimla kasinirim."
Muvatta, Hacc 93, (1, 358).

1233 - Esma Bintu Ebi Bekr (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Hacc yapmak uzere Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'le birlikte ciktik. Arc nam mevkiye kadar geldik. Orada Resulullah (aleyhissalatu vesselam) konakladi, biz de konakladik. Hz. Aise (radiyallahu anha) Resullullah (aleyhissalatu vesselam)'in yanina oturdu. Ben de babam Ebu Bekir'in yanina oturdum. Resulullah'in binek devesi ile, Hz.Ebu Bekir'in binek develeri tekdi ve o da Ebu Bekir'e ait bir kole ile birlikte (yolda) idi. Ebu Bekir (radiyallahu anh) oturup, koleningelmesini beklemeye basladi. Kole geldi ama beraberinde deve yoktu. Hz.Ebu Bekir (radiyallahu anh): "- Deven nerde?" diye sordu. Kole:
"- Sabahleyin onu kaybettim!" dedi. Ebu Bekir (radiyallahu anh):
"- Tek bir deveyi kayip mi ettin!" deyip koleye vurmaya basladi.
Resulullah bu sirada guluyor ve soyle diyordu:
" Su ihramliya bakin neler de yapiyor!"(Ibnu Ebi Rizme der ki: Resulullah: "Su ihramliya bakin neler de yapiyor?" deyip guluyor, (baska bir Sey soylemiyordu)."
Ebu Davud, Menasik 30, (1818); Ibnu Mace, Menasik 21, (2933).

1234 - Rebia Ibnu Abdillah: "Hz. Omer (radiyallahu anh)'i ihramli iken (Mekke ile Medine arasindaki Sukya koyunde) devesinin kurtlarini alip topraga atarken gordum."
Muvatta, Hac 92, (1, 357).

1235 - Nafi' anlatiyor: "Ibnu Omer (radiyallahu anhuma), ihramlinin, devesinden pire veya guve gibi hasereleri temizlemesini mekruh addederdi."
Muvatta, Hacc 95, (1, 358).

TELBIYE HAKKINDADIR

1236 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) sunu soyledi: "Sizin Beyda'niz, hakkinda Resulullah'a iftira ettiginiz surasidir. Ama, Resulullah (aleyhissalatu vesselam) sadece mescidin -yani Zulhuleyfe mescidininyaninda ihrama girip telbiye getirdi."
Buhari, Hacc 20; Muslim, Hacc 23, (1186); Muvatta, Hacc 30, (1, 332); Tirmizi, Hacc 8,(818); Ebu Davud, Hacc 21, (1771); Nesai, Hacc 56, (5,162-164); Ibnu Mace, Menasik 14, (2916).
Bir rivayette soyle denir: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Secere nam mevkide devesine bindigi zaman telbiye getirdi."
Nesai'nin diger bir rivayetinde denir ki: "Ibnu Omer'e: "Seni deven kaldirdigi zaman telbiye ceker gordum" diye sorulmustu. Su cevabi verdi: "Cunku Resulullah boyle yapmisti."

1237 - Hz.Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam) ogleyi kildi. Sonra devesine bindi. Beyda tepesine ciktigi zaman telbiye getirdi."
Ebu Davud, Menasik 21, (1774); Nesaf, Hacc 25, (5,127), 56, (5,162).
Nesai, bir diger rivayette su ziyadeyi kaydetti: "Ogleyi kildigi zaman hacc ve umre icin ihrama girdi."

1238 - Ebu Cubeyr anlatiyor: "Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma)'a dedim ki: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in, vacib kildigi zaman, getirdigi telbiye hususunda Ashab'in ihtilafina dogrusu hayret ediyorum!" Bana su cevabi verdi. "Bu meseleyi ben herkesten iyi biliyorum. Aslinda Resulullah (aleyhissalatu vesselam) tek bir hacc yapti. Butun ihtilaflar bununla ilgili.
Resulullah (aleyhissalatu vesselam) hacc maksadiyla (Medine'den) yola cikti. Zulhuleyfe Mescidi'ne gelip iki rekatlik ihram namazini kilinca, hacci fiilen oldugu yerde baslatti. Namazi bitirince de hacc icin telbiyede bulundu. Iste bu telbiyeyi bir kisim insanlar isitti. Bunu kendisind en ben de (isittim ve) hatirimda tuttum. Sonra hayvanina bindi. Devesi onu yerden kaldirinca tekrar telbiye getirdi. Bu ikinci telbiyeyi de isitenler oldu. (Her seferinde telbiyeleri) farkli kimselerin isitmesi, insanlarin daginik ve hareket halinde olmalarindandi. Boylece, devesi onu kaldirdigi zaman cektigi telbiyesini de yeni insanlar isitti. Iste bunlar: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam), devesi kaldirdigi zaman telbiye getirdi"dediler.
Resulullah (aleyhissalatu vesselam) yoluna devam etti. Beyda tepesine cikinca da telbiye getirdi. Bu telbiyeyi de isiten baskalari vardi. Bunlar: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Beydaya cikinca telbiye getirdi" dediler. Allah'a kasem olsun! Resulullah namazgahinda hacci baslatti. Devesi kaldirdigi zaman telbiye getirdi, sonra Beyda tepesine cikinca orada da telbiye getirdi."
Said Ibnu Cubeyr sozune devamla dedi ki: "Ibnu Abbas'in sozunu esas alanlar (Zulhuleyfe 'deki) namazgahta iki rek 'atlik ihram namazini kilar kilmaz telbiye getirdi."
Ebu Davud, Menasik 21, (1770).

1239 - Nafi' diyor ki: "Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) Harem bolgesinin en yakin yerine geldi mi telbiyeyi artik birakirdi. Sonra zu Tuva nam mevkide geceyi gecirir, orada sabah namazini kilar, sonra yikanirdi ve derdi ki: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) boyle yapmisti."
Buhari, Hacc 38, 39; Muslim, Hacc 226, (1259); Muvatta, Hacc 32, (1, 333).

1240 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Mukim olanlar veya umre yapanlar, Hacer-i Esved'i istilam edinceye kadar telbiyeyi birakmazlar."
Ebu Davud, Menasik 29, (1817), Tirmizi, Hacc 79, (919).
Hadis, Tirmizi'de soyledir: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam), umrede iken, Hacer-i Esved'e istilam yapinca telbiyeyi birakirdi."

KaRdeLeN 10 January 2009 20:45

Cvp: Hadis-i Şerifler
 
1241 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'i telbiye cekerken -bir rivayette mulebbiyen degil, mulebbiden demistir- isittim soyle diyordu: "Lebbeyk Allahumme lebbeyk. Lebbeyk la serike leke lebbeyk. Inne'l-hamde ve'nni'mete leke ve'l-mulk,la serike leke." Bu kelimelere baska ilavede bulunmuyordu.
Buhari, Hacc 26, Libas 89; Muslim, Hacc 19 (1184); Muvatta, Hacc 28, (1, 331-332); Tirmizi, Hacc 13, (825); Ebu Davud, Menasik 27, (1812); Nesai, Hacc, 54, (5,159-160).

1242 - Bir rivayette su ziyade var: "Abdullah Ibnu Omer(radiyallahu anhuma) derdi ki: "(Babam) Omer Ibnu'l-Hattab (radiyallahu anh) bu kelimelerden ibaret olan Resulullah'in telbiyesi ile telbiyegetirir ve sunu soylerdi: "Lebbeyk Allahumme lebbeyk. Lebbeyk vesa'deyk ve'l-hayru fi yedeyk. Lebbeyk, ve'r-ragbau ileyk ve'lamel."
Nesai, Hacc 54, (5,161).

1243 - Ebu Davud'un diger bir rivayetinde Hz. Cabir (radiyallahu anh)'densu ziyade vardir: "Resulullah soyle telbiye getirirdi..." dedikten sonratipki Ibnu Omer'in hadisindeki gibi bir metin zikretti. Sonra Hz. Cabir'insunu ilave ettigini kaydetti: "Insanlar telbiyeye "...Zu'l-Mearic" ve benzeri kelimeler ilave ettiler. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bunlariisitti ancak hicbir mudahelede bulunmadi."
Zu'l-Mearic, Allah'in isimlerinden biri olup "yukselme yerlerinin sahibi" "yuksek dereceler sahibi" manasina gelir.

1244 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh): "Resulullah (aleyhissalatuvesselam)'in telbiyesinde "Lebbeyk Ilahe'l-Hakk (Buyur! Hak olanIlah!)" tabiri de vardi" demistir.
Nesai, Hacc 54, (5,161-162).

1245 - Saib Ibnu Hallad el-Ensaari (radiyallahu anh) anlatiyor:"Resulullah (aleyhissalatu vesselam) sunu soylediler: "Cibril (aleyhisselam) bana gelip, ashabima ve beraberimde olanlara telbiye -veya ihlal dedi- cekerken seslerini yukseltmelerini emretmemi emir buyurdu."
Muvatta, Hace 34, (1, 334); Ebu Davud, Menasik 27, (1814); Tirmizi, Hacc 15, (829); Nesai, Hacc 55, (5,162); Ibnu Mace, Menasik 16, (2922-2923).

1246 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Musrikler(haccederken su sekilde telbiyede bulunurlardi): "Lebbeyke la seri-ke leke: ' Resulullah (aleyhissalatu vesselam) da: "Yazik size, yeter, yeter" buyururdu. Musrikler (telbiyelerinin devaminda): "Yalniz bir serik mustesna, o senin serikindir, sen ona da, onun malik oldugu seylere de maliksin" derlerdi. Onlar, bunu, Kabe'yi tavaf ederken soylerlerdi."
Muslim, Hacc 22, (1185).

IHRAMINI IFSAD EDENLER HAKKINDA

1247 - Imam Malik (rahimehumullah) anlatiyor: "Bana ulasti ki, Hz. Omer, Hz. Ali ve Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anhum ecmain)'ye haccetmek uzere ihrama girmis bulunan birisi hanimi ile cinsi temastabulunursa ne gerekir diye sual sorulmustu. Su cevabi verdiler: "Bunlar(basladiklari) hacci tamamlarlar. Sonra muteakip sene yeniden hacc yaparlar ve (ceza olarak da) kurban (hedy) keserler."
Hz. Ali (radiyallahu anh) sunu soylemistir: "Muteakip yil, bunlar hacc icin ihrama girince, hacci tamamlayincaya kadar birbirlerinden ayrilirlar."
Muvatta, Hac 151, (1,381-382).

1248 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma)'a, Mina'da iken, ifazatavafindan once, hanimina cinsi temasta bulunan bir kimse hakkinda sorulmustu, bir bedene kesmesini emretti." Bir rivayette soyle demistir: "Ifazadan once ehline temas eden kimse(ceza olarak) yeni bir umre yapar ve bir de kurban (hedy) keser."
Muvatta,Hacc 159, (1, 384).

SAYD'IN CEZASI

1249 - Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Hz. Omer (radiyallahu anh) sirtlan olduren icin bir koc, geyik olduren icin bir keci, tavsanolduren icin bir cebis (kucuk keci), Arap tavsani (denilen bir nevi tarla faresi) icin bir kuzuya hukmetti."
Muvatta, Hacc 235, (1, 416).

1250 - Yine Muvatta'da mursel (senetsiz) olarak Ebu'z-Zubeyr'den gelen rivayete gore, Hz. Omer, cekirge hakkinda: "Onu kim oldururse -iki hakemin hukmuyle- onun karsiligini oder" diye hukmetmistir. Soyle ki: Zeyd Ibnu Eslem'in rivayetine gore, bir adam gelerek Hz. Omer'e: "Ey mu'minlerin emiri, ben ihramli iken kamcimla birkac cekirge oldurdum,ne yapmam gerekir?)" diye sormus. Hz. Omer ona bir avuc kadar taamyedir (tasadduk et) cevabini vermistir."
Muvatta, Hacc 235, (1, 416).

KaRdeLeN 10 January 2009 20:46

Cvp: Hadis-i Şerifler
 
1251 - Muvatta'nin bir baska rivayetinde soyle gelmistir: "Biradam Hz. Omer (radiyallahu anh)'e, ihramda iken oldurdugu cekirge hakkinda sordu. Hz. Omer, (yaninda bulunan) Ka'bu'l-Ahbar'a: "Gel beraber hukmedelim" dedi. Ka'b: "Bir dirhem tasadduk etmesi gerekir" diye hukmetti. Hz. Omer ona: "Sen dirhemleri buluyorsun. Surasi muhakkak ki hurma, cekirgeden daha hayirlidir" dedi.

1252 - Ibnu Sirin (rahimehullah) anlatiyor: "Bir adam Hz. Omer (radiyallahu anh)'e gelerek: "Ben ve arkadasim ihramli oldugumuz haldeAkabe'deki bir tepeye dogru atlarimizla yaris yaptik ve bu esnada bir ceylan oldurduk. Bu fiilimize hukmunuz nedir?" diye sordu. Hz. Omer (radiyallahu anh), yaninda bulunan birine: "Gel beraber hukmedelim"dedi.
(Ibnu Sirin) der ki: "Ikisi birlikte bir keciye hukmettiler. Bununuzerine adam dondu ve (yanindakilere): "Omer'e bakin, mu'minlerin emiri ama, bir ceylan hakkinda hukum veremiyor, yardimci olarak bir adam cagiriyor!" dedi. (Bu sozu isiten) Hz.Omer (radiyallahu anh), adami cagirtip:
"Sen Maide suresini okudun mu?" diye sordu. Adam:
"Hayir!" deyince: "Pekiyi (hukum vermede yardimini istedigim) bu adami taniyor musun?" dedi. Adam bu soruya da:
"Hayir!" deyince Hz. Omer: "Eger, Maide suresini okudugunu soyleseydin dayakla canini yakacaktim" dedi ve ilave etti:
"Cenab-i Hakk Kitab-i Mubin'inde: "Ey iman edenler... Icinizden adalet sahibi iki adam hukum (ve takdir) edecektir..." (Maide 95) buyurmustur. Ve su da Abdurrahman Ibnu Avftir."
Muvatta, Hacc 231,(1,414).

1253 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) demistir ki: "Kim, haccin nusukunden farzlari disinda bir sey unutur veya terkederse bir kan (dem) akitsin."
Muvatta, Hacc 240, (1, 419).

HACC-I IFRAD

1254 - Hz. Aise (radiyallahu anha)'den rivayete gore, Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) hacc-i ifrad yapmistir."
Muslim, Hacc 122,(1211); Muvatta, Hacc 38, (1,335); Tirmizi, Hacc 10, (820); Ebu Davud, Menasik 23,(1777); Nesai, Hacc 48, (5,145).

1255 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) buyurmustur ki: "Babam Omer (radiyallahu anh) dedi ki): "Haccinizla umrenizin arasini ayirin. Zira boyle yapmak, sizden birinin haccinin daha mukemmel olmasini saglar. Umrenizin mukemmel olmasi da, onu hacc aylari disinda yapmaya baglidir."
Muvatta, Hacc 67, (1, 347).

1256 - Hz. Muaviye (radiyallahu anh)'den yapilan rivayete gore soyle buyurmustur: "EyResulullah'in ashabi! Biliyor musunuz, Resulullah (aleyhissalatu vesselam) sunu sunu yapmayi yasakladi, kaplan derilerine oturmayi yasakladi?" Dinleyenler: "Evet (biliyoruz!)" dediler. Hz.Muaviye (radiyallahu anh) tekrar sordu: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in hacc ile umrenin arasini birlestirmenizi (hacc-i kiran yapmanizi) da yasakladigini biliyor musunuz?" Yanindakiler: "Hayir, bunu bilmiyoruz!" dediler. Hz. Muaviye (radiyallahu anh):
"Oyleyse bilin, bu da oburleriyle birlikte (yasaklar arasinda). Ne var ki, sizler unutmussunuz!" dedi.
Ebu Davud, Menasik 23, (1794).

1257 - Hz. Cabir ve Ebu Said el-Hudri (radiyallahu anhuma) soyle demislerdir: "Biz Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ile birlikte hacc icin avazimizin ciktigi kadar yuksek sesle telbiye getirerek (Mekke'ye) geldik."
Muslim, Hacc 212, (1248).

HACC-I KIRAN

1258 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)"i hacc ve umre her ikisi icin de (ihrama girip) telbiye cekerken isittim." Bekr Ibnu Abdillah el-Muzeni demis ki: "Ben bunu Abdullah Ibnu Omer (radiyallahu anhuma)'e soyledim. Bana: "Resulullah (aleyhissalatuvesselam) sadece hacc icin telbiye getirdi" diye cevap verdi.
Sonra tekrar Enes (radiyallahu anh)'le karsilastim ve Ibnu Omer'in sozunu kendisine aktardim. Bana (kizarak):
"Galiba bizi cocuk yerine koyuyorsunuz. Ben Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'i: "Umre ve hacc icin lebbeyk!" derken isittim"dedi."
Buhari, Taksiru s-Salat 5, Hacc 24, 25, 27,117,119, Cihad 104,126; Muslim, Hacc 185,(1232); Ebu Davud, Hacc 24, (1795); Tirmizi, Hacc 11, (821); Nesai, Hace 49, (5, 150);Ibnu Mace, Hacc 38, (2968, 2969).

1259 - Ebu Vail (radiyallahu anh) anlatiyor: "es-Subeyy Ibnu Ma'bed dedi ki: "Ben Hiristiyan bir bedevi idim. Sonradan Musluman oldum. Kabilemden Huzeym Ibnu Surmule adinda bir kimseye gelerek: "Hey adamim, ben cihad hususunda hirsliyim. Hacc ve umre yapmayi da uzerime vecibe buldum. Ben bu ikisini nasil birlestirebilirim?"diye sordum. Bana:
"Ikisini birlestir ve kolayina gelen bir kurban kes" dedi. Ben de ikisine birden (niyet edip) ihrama girdim. (Kufe'ye bir merhale mesafedeki) Uzeybe nam mevkiye geldigim zaman Selman Ibnu Rebia ve Zeyd Ibnu Suhan ile karsilastim. Ben hacc ve umre her ikisi icin ihramdaydim. Biri digerine benim hakkimda:
"Bu adam devesi kadar da bilgili degil" dedi. Bunu isitince tepeme dag yikildi zannettim. Dogru Omer Ibnu'1-Hattab (radiyallahu anh)'agittim. Ben, hac ve umre her ikisi icin de ihramimi devam ettirerek, hikayemi anlattim. Hz. Omer bana:
"Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) sunnetine irsad edilmissin" dedi."
Ebu Davud, Menasik 24, (1799); Nesai- Hacc 49, (5, 146, 147); Ibnu Mace,Menasik 38, (2970).

1260 - Cafer Ibnu Muhammed babasindan naklediyor: "Mikdad Ibnu'1-Esved, (Mekke yolu uzerindeki Sukya nam karyede) Hz. Ali (radiyallahu anh)'nin yanina girdi. Hz. Ali, bu sirada develerine un ve agac yapragi karisimi yemlerini veriyordu. Mikdad:
"Su Osman Ibnu Affan (radiyallahu anh) hacc ve umrenin arasini birlestirmeyi yasakliyor" dedi. Hz. Ali (radiyallahu anh), ellerinde un ve yaprak bulasigi oldugu halde disari cikti. -Kollarindaki un ve yaprak bulasigini hic unutmayacagim- dogru Hz. Osman'in yanina girdi.
"Sen, dedi haccla umrenin arasini birlestirmeyi yasakliyormussun, ogru mu?" Hz. Osman (radiyallahu anh) su cevabi verdi:
"Bu benim reyimdir!" Hz. Ali: "Umre ve hacc icin lebbeyk!" diyerek, ofkelenmis olarak cikti."
Muvatta, Hacc 40,(1, 336).

KaRdeLeN 10 January 2009 20:46

Cvp: Hadis-i Şerifler
 
1261 - Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) hacc ve umreyi birlestirip, her ikisi icin de tek bir tavaf yapti."
Tirmizi, Hacc 102, (947); Nesai, Hacc 144, (5, 226); Ibnu Mace, Menasik 39, (2973).

1262 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) demistir ki: "Hac ile umreyi birlestiren kimseye tek bir tavaf yeterlidir. Ikisinin ihramindan birlikte cikar."
Buhari, Hacc 77,105, Muhsar 1,3, 4, Megazi 35; Muslim, Hacc 181, (1230); Tirmizi, Hacc 102, (947); Nesai, Hacc 144, (5, 225-226); Ibnu Mace, Menasik 39, (2975).

1263 - Tirmizi'de soyle gelmistir: "Kim hacc ve umre icin ihrama girerse, her ikisinin de ihramindan cikincaya kadar, tek tavaf, tek sa'y yeterlidir.
Tirmizi, Hacc 102, (948); Ibnu Mace, Menasik 39, (2975).

1264 - Nafi' alatiyor: "Haccac-i Zalim, Abdullah Ibnu Zubeyr (radiyallahu anh)'le savasmakuzere Mekke'ye indigi zaman, Abdullah Ibnu Abdillah ile Salim Ibnu Abdillah geldiler ve Abdullah Ibnu Omer (radiyallahu anhum)'le konustular: Kendisine:
"Bu yil hacci terketmen sana bir zarar vermez. Zira biz, halk arasinda savas cikip seninle Beytullah arasina girileceginden korkmaktayiz"dediler. Abdullah onlara:
"Benimle Beytullah arasina girilerek engel cikarilirsa, ben de Kureys'in Hz. Peygamber'le Beytullah arasina girdigi zaman Resulullah'in davrandigi sekilde davranirim. Sahid olun, su anda umreye niyet ettim!"dedi ve derhal kalkip Zulhuleyfe'ye gitti. Umreye niyet ederek ihram giydi, telbiye getirdi.
Sonra sunu soyledi: "Yolumu serbest birakirlarsa umremi tamamlarim. Beytullah'la aramda engel olurlarsa Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in yaptigi gibi yaparim." Ve su ayeti tilavet etti. (Mealen): 'Resulullah'ta sizler icin guzel ornek vardir" (Ahzab 21).
Sonra yoluna devam etti ve Beyda sirtina kadar geldi. Orada: "Bunlarin ikisinin hukmu de ayni. Eger benimle umrem arasina girip mani olurlarsa haccima da mani olmuslar demektir. Sizleri sahid kiliyorum, umre ile birlikte hacca da niyet ettim" dedi. Yoluna devam etti. Kadid'e geldigi zaman bir kurbanlik aldi. Sonra (Mekke'ye girip) hacc ve umre her ikisi icin tek bir tavafyapti."
Bir rivayette soyle denmistir: "Her ikisi icin de ihrama girdi ve boylece Mekke'ye geldi. Beytulah'i tavaf etti. Safa ve Merve arasinda sa'y etti, buna bir ilavede bulunmadi, ne kurban kesti, ne tras oldu, ne taksirde bulundu, ne de ihramla haram ettigi seylerden birini nefsine helal kildi. Kurban gunune kadar bu hal uzere devam etti. O gun kurban kesti, tras oldu. Ilk yaptigi tavafla hem haccin hem de umrenin tavafini yerine getirdigi kanaatinde idi.
Sonunda: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) boyle yapmisti" dedi."
Buhari, Hacc 77,105, Muhsar 1, 3, 4, Megazi 35; Muslim, Hacc 180-183, (1230); Muvatta, Hacc 42, (1, 337); Nesai, Hacc 53, (5,158),144, (5, 226).

HACC-I TEMETTU VE HACCIN FESHI

1265 - Abdullah Ibnu Sakik anlatiyor: "Hz. Osman (radiyallahu anh) hacc sirasinda temettuda bulunmayi yasakliyor, Hz. Ali de bunu emrediyordu. Hz. Osman, Hz. Ali (radiyallahu anhuma)'ye bir kelam soyledi. Hz. Ali (radiyallahu anh): "Sen de biliyorsun ki biz, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'la birlikte haccederken temettu hacci yaptik" dedi. Hz. Osman da: "Evet, ama biz korkuyorduk" dedi."
Muslim, Hacc 158,(1223); Nesai, Hacc 50, (5,152).
Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah(aleyhissalatu vesselam), Hz. Ebu Bekir, Hz. Omer ve Hz. Osman (radiyallahu anhum ecmain) hacc-i temettu yaptilar. Bunu ilk yasaklayan Hz. Muaviye (radiyallahu anh) oldu."
Tirmizi, Hacc 12, (822); Nesai, Hacc 50, (5,153,154).

1266 - Sa'd Ibnu Ebi Vakkas (radiyallahu anh) demistir ki: "Biz Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ile hacc-i temettu yaptigimiz zaman bu adam -ki Muaviye'yi kasteder- Urs'ta -ki Urs'la cahiliye devrndeki Mekke evlerini kasteder- kafirdi."
Muslim, Hacc 164, (1225); Muvatta, Hacc 60,(1, 344); Tirmizi, Hacc 12, (823); Nesai, Hacc 50, (5,152-153).

1267 - Ibnu Omer (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Veda haccinda umre ile hacca kadar temettuda bulundu ve kurban kesti. Kurbanini Zulhuleyfe'den itibaren beraberinde goturdu. Menasikin icrasina (umre icin niyetli) baslayip, umre telbiyesi getirdi. Sonra hacc icin telbiye getirdi. Beraberindeki ashabi da umre ile hacca kadar temettuda (istifade) bulundu. Hacc kafilesi icerisinde kurbani olanlar da vardi, olmayanlar da.
Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Mekke'ye geldigi zaman halkahitaben: "Kimin kurbani varsa, haccini tamamlayincaya kadar ihramdan cikmasin, kimin kurbani yoksa tavaf ve sa'yini yapsin, sacini kisaltarak ihramdan ciksin. Sonra hacc icin tekrar ihrama girip kurbanini kessin, kim kurban bulamazsa hacc sirasinda uc gun, evine donunce de yedi gun olmak uzere (on gun) oruc tutsun" buyurdu."
Buhari, Hacc 104; Muslim, Hacc 174, (1227); Ebu Davud, Hacc 24, (1805); Nesai, Hacc 50, (5,151-152).

1268 - Ikrime anlatiyor: "Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma)'a mut'atul-hacc'dan sorulmustu, su cevabi verdi: "Veda haccinda, Muhacirler, Ensariler ve Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in zevceleri hep ihrama girdiler, biz de girdik. Mekke'ye geldigimiz zaman Resulullah (aleyhissalatu vesselam):
"Kurbanlik nisanliyanlar haric, herkes hacc icin giydigi ihrami umreye cevirsin" diye emretti. Biz de Beytullah'i tavaf etik. Safa ve Merve'de sa'y yaptik. (Ihramdan cikarak) kadinlarimiza geldik, elbiselerimizi giydik. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Sunu da soylemisti:
"Kim kurbanlik nisanlamissa, kurbanligi mahalline varincaya kadar ihramdan cikmasin!" Terviye aksaminda (yani Zilhicce'nin 8. gunu) bize hacc icin ihrama girmemizi emretti. (Harem bolgesinin disina cikarak ihramlarimizi giyerek hacca baslayip) menasiki tamamladigimiz zaman Mekke'ye geri gelip Beytullah'i, Safa ve Merve'yi tavaf ettik. Boylece haccimiz tamamlanmis, ayet-i kerimenin buyurdugu uzere (Mealen): "Hacci da umreyi de Allah icin tam yapin. Fakat (herhangi bir sebeple bunlardan) alikonursaniz, o.halde kolayiniza gelen kurban gonderin..." (Bakara 196) uzerimizde kurban borcu kalmisti."
Buhari, Hacc 37. (Buhari bunu bab basliginda ta'lik (senetsiz) olarak kaydetmistir.

1269 - Ebu Zer (radiyallahu anh) demistir ki: "Haccda mut'a sadece Muhammed (aleyhissalatu vesselam)'in ashabina hastir."
Muslim Hacc 189, (1224); Ebu Davud, Menasik 25, (1808); Nesai, Hacc 77, (5, 179-180); Ibnu Mace, Hacc 42, (2984).

1270 - Ebu Davud'daki rivayette soyle denmektedir: "Ebu Zer (radiyallahu anh), hacca niyetle ihram giyip sonradan bunu umreye cevirenler hakkinda soyle diyordu: "Bu, sadece Hz. Peygamber'le haccedenlere has bir ruhsatti."
Ebu Davud, Menasik 25, (1807); Ibnu Mace, (Hacc 42, (2985).

KaRdeLeN 10 January 2009 20:46

Cvp: Hadis-i Şerifler
 
1271 - Ebu Cemre anlatiyor: "Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma)'amut'à'dan sordum; bana onu yapmami emretti, haccda kesilen kurbandan sordum. "Bu hususta, dedi, deve veya sigir veya davar veya kana ortak olmak imkanlari var (bunlarin hepsi mesrudur)."
Ebu Cemre der ki: "Insanlar mut'ayi mekruh addediyorlardi. (Eve gelip) uyudum. Ruyamda birisini gordum (bana gelip):"Makbul umre, mebrur hacc!" diye mujdeledi. Hemen Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma)'a gelip haber verdim. Bana: "Allahu ekber! Ebu'l-Kasim (aleyhissalatu vesselam)'in sunneti!"dedi."
Buhari, Hacc 102; Muslim, Hacc 204, (1242).

1272 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) demistir ki: "Kim haccaylarinda umre yapar, sonra Mekke'de hacc zamani gelinceye kadar ikamet ederse bu kimse, hacc da yaparsa mutemettidir. Bu durumda kolayina gelen bir kurban kesmesi vacib olur. Eger kurban bulamazsa, uc gunu hacc sirasinda, yedi gunu de dondugu zaman olmak uzere (on gun) oruc tutar. "
Imam Malik der ki: "Bu hukum, o kimsenin hacc zamanina kadarorada ikamet etmesi ve ayni sene icinde hacc yapmasi halinde caridir."
Muvatta, Hacc 62, (1, 344).
Muvatta'nin bir diger rivayetinde der ki: "Allah'a yemin olsun, haccdan once umre yapip (bu sebeple) kurban kesmem, haccdan sonra Zilhicce ayinda umre yapmamdan daha sevimlidir."

1273 - Abdurrahman Ibnu Harmele el-Eslemi anlatiyor: "Biradam gelip Said Ibnu'l-Museyyib'e: "Haccdan once umre yapayim mi?"diye sormustu. Soyle cevap verdi:
"Evet, Resulullah (aleyhissalatu vesselam) haccetmezden once umreyapti."
Muvatta, Hacc 57, (1, 343).

1274 - Ibnu'l-Museyyeb anlatiyor: "Omer Ibnu Ebi Seleme, Hz. Omer (radiyallahu anh)'den, Sevval ayinda umre yapmak icin izin istedi.O da izin verdi. Ibnu Ebi Seleme umre yapip ailesine dondu, haccetmedi."
Muvatta, Hacc 58, (1, 343).

1275 - Hz. Aise (radiyallahu anha) soyle demistir: "Oruc, umre yapip hacca kadar temettuda bulunup da hacc icin ihrama girmesinden arefe gunune kadar kurban bulamayan kimse icindir. Eger orucu tutmazsa, Mina gunlerinde tutar" Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) de boyle hukmediyordu.
Muvatta, Hacc 255, (1, 426).

1276 - Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: "(Veda haccinda),Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ve ashabi (radiyallahu anhum), hacc icin ihrama girdikleri vakit, Resulullah ile Talha haric, hic kimsenin kurbanligi yoktu. O sirada Hz. Ali, beraberinde bir kurbanlik oldugu halde Yemen'den geldi. Ve derhal: "Ben de Resulullah'in niyet ettigi seye niyet ederek ihram giydim" deyip katildi.
Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ashabina bu hacclarini umreye cevirmelerini, tavaf yapmalarini, (sa'y yapmalarini), beraberinde kurbanligi olanlar haric saclarini kisa keserek ihramdan cikmalarini emretti.
Bir kismi itiraz ederek: "Yani henuz cenabetken Mina'ya mi gidecegiz?" dediler. Bu soz Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'e ulasmisti: "Geride biraktigim islerimi tekrar bulsaydim kurban getirmezdim. Eger, beraberimde kurbanligim olmasaydi, ben de ihramdan cikardim" dedi.44)
Bu sirada Hz. Aise (radiyallahu anha) hayiz oldu. Beytullah'i tavaf haric, haccin butun menasikini yerine getirdi. Temizlenince de tavafi yapti. Dedi ki:
"Ey Allah'in Resulu! Sizler hem umre hem de hacc yapmis olarak burdan ayrilacaksiniz, ben ise sadece haccla ayrilacagim!"
Bunun uzerine Resulullah (aleyhissalatu vesselam) oglan kardesi Abdurrahman Ibnu Ebi Bekr (radiyallahu anhuma)'e, Hz. Aise'yi (Harem bolgesinin disinda yer alan) Ten'im'e goturmesini emretti. (Hz. Aise adiyallahu anha) orada ihram giyerek) haccdan sonra umre yapti." 45)

1277 - Buhari'nin bir diger rivayetinde soyle gelmistir:"(Resulullah (aleyhissalatu vesselam), Mekke'ye gelince ashabina:"Ihraminizdan cikin. Onceki niyetinizi mut'aya cevirin!" dedi. Ashab:
"Biz once "hac" diye ismen belirterek niyet etmisken, simdi nasil mut'aya cevirebiliriz?" diye itiraz ettiler. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) :
"Ben size ne soyluyorsam onu yapin. Eger kurbanlik getirmemis olsaydim, size emretmis bulundugumu ben de yapardim. Ancak, kurbanim (Mina'daki kesim) mahalline ulasmadan ihramliya haram olan seylerdenhicbirisi bana helal olmaz!" dedi. Bunun uzerine Ashab-i Kiram Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in emrini yerine getirip ihramdan ciktilar."

1278 - Yine Buhari'nin bir baska rivayetinde su ziyade yer alir: "Biz Mekke'ye Zilhicce ayinin dordunde gelmistik. Muslim in bir rivayetinde su ibareye de yer verilmistir: "Bize ihramdan cikmamiz, hacc icin yaptigimiz niyyetin umreye cevrilmesi emredilmisti. Bu, bize cok imkansiz bir emir geldi ve hepimizin canini sikti. Memnuniyetsizligimiz Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a ulastirildi. Ona semavi bir sey (haber) mi ulasti, insanlardan mi bir sey ulasti bilemiyoruz, her ne ise, bize su hitabda bulundu:
"Ey nas, ihramdan cikin. Eger beraberimde kurbanligim olmasaydi,ben de sizin gibi yapardim!" (Resulullah'in bu kesin emri uzerine) ihramdan ciktik. Hatta hanimlarimizla munasebet-i cinsiyede bile bulunduk. Ihrama girmemis olan bir kimsenin yaptigi her seyi yaptik. Bu hal terviye gunune (Zilhicce'nin sekizinci gunu) kadar devam etti. O gun gelip, Mekke'yi arkada biraktigimiz vakit, hacca niyet ederek ihrama girdik."

1279 - Muslim'in diger bir rivayetinde soyle denir: "Biz, hacc-i ifrad icin ihram giyip Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'la birlikte ilerledik. Hz. Aise (radiyallahu anha) de umre icin ihrama girdi. Seref'e gelince Hz. Aise hayiz oldu. (Mekke'ye) gelince Kabe'yi, Safa ve Merve'yi tavaf ettik. Sonra, beraberinde kurbanlik olmayanlarin ihramdan cikmalari emredildi.
"Neleri nefsimize helal edecegiz?" diye sorduk. Resulullah (aleyhissalatu vesselam):
"(Ihramliya yasak olan) her,seyi!" dedi. Bunun uzerine kadinlarimizla da yattik, kokular surunduk, elbiselerimizi giydik. (Bunlarin hepsini yaparken) bizimle arefe (yani hacc ihrami giyme) gunu arasinda sadece ve sadece dort gece vardi.
Sonra terviye gunu (Zilhicce'nin 8'i) tekrar ihrama girdik. Bir ara Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Hz. Aise (radiyallahu anha)'nin yanina girmisti, onu agliyor buldu.
"Neyin var?" diye sordu.
"Hayiz oldum, herkes ihramdan cikti, ben cikamadim, tavafimi da yapamadim. Herkes artik (umresini tamamladi), hacc icin (Arafat'a)cikiyor!" diyerek yakindi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam):
"Bu hal, Cenab-i Hakk tarafindan Adem (aleyhisselam)'in kizlarina yazilmis bir kaderdir, (sana mahsus bir kusur degil). Sen de, (ihrama giren herkesin yaptigi gibi) yikani ve hacc icin ihrama gir' dedi. O da oyle yapti. (Mina, Arafat ve Muzdelife'deki) vakfelerin hepsine katildi. Hayizdan temizlenince de (ifaza) tavafini yapti. (Bunlar bittikten sonra Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Hz. Aise (radiyallahu anha)'ye:
"Artik hem haccini hem de umreni yapmis, her ikisinin de ihramindan cikmis oldun!" dedi. Hz. Aise (radiyallahu anha):
"Ancak benim icimden Beytullah'i tavaf etmeden hacc yaptigim hissi geciyor" dedi. Bunun uzerine (oglan kardesine seslenerek):
"Ey Abdurrahman (kizkardesin) Aise yi Ten'im'e gotur, orada umre icin ihrama girsin!" dedi. Bu vak'a Hasbe gecesi cereyan etmisti Resulullah (aleyhissalatu vesselam) mulayim bir insandi. Hz. Aise (radiyallahu anha) birsey arzu etti mi onun arkasini takip eder (yerine getirirdi)."

1280 - Muslim'in bir diger rivayetinde soyle denir: "... Deve ve sigirda ortak olmamiz emredildi. Bizden her yedi kisi bir deveye istirak edecekti."
Yine Muslim'in bir baska rivayetinde: "Ne Resulullah (aleyhissalatu vesselam), ne de Ashab (radiyallahu anhum), hic kimse, Safa ile Merve arasinda ilk tavafin disinda baska bir tavaf yapmadi" denmistir.

KaRdeLeN 10 January 2009 20:46

Cvp: Hadis-i Şerifler
 
1281 - Ebu Davud ve Nesai'de su ziyade gelmistir: "Suraka Ibnu Malik (radiyallahu anh):
"Ey Allah'in Resulu, bu sene (hacc sirasinda) yaptigimiz temettu bu yila mi has, bundan sonra her haccda ebediyen yapilacak mi?" diye sormustu. Resulullah (aleyhissalatu vesselam):
"Elbette, ebediyen yapilacaktir!"cevabini verdi" (4icon_cool.gif.
Buhari, Hacc 81,32, 34, 35, Umre 6, 15, Megazi 61, Temenni, 3, 27; Muslim, Hacc 1213-1216 arasindaki rivayetler); Ebu Davud, Menasik 23, (1785-1789 arasindaki rivayetler); Nesai, Hacc 77,(5,178-179).

1282 - Buhari, Muslim, Ebu Davud ve Nesai de kaydedilen bir rivayette Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) demistir ki: "(Cahiliye Araplari) hacc aylarindaki umreyi yeryuzunde islenebilen gunahlarin en buyugu biliyorlardi. Keza Muharrem ayini da Safer diye isimlenirip: "Bere iyilesip eser kalmadigi ve Safer ayi ciktigi vakit umre yapmak isteyene umre helal olur" diyorlardi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ve Ashab-i Guzin (radiyallahu anhum)'i, hacc icin ihrama girmis olarak 4 Zilhicce sabahi (Mekke'ye) geldiler. (Gelir gelmez) Resulullah (aleyhissalatu vesselam), hacc niyetlerini umreye tahvil etmelerini emretti. Bu, Ashab nezdinde buyuk bir hadise oldu.
"- Ey Allah'in Resulu, neleri helal addedecegiz?" diye sordular."Butun (ihram haramlari) helal olacak!" diye cevap verdi."
Nesai'deki rivayette: Eser yerine veber (yun) denmistir. Mana: "Yun cogalinca" olur. Keza "Safer ayi cikinca" tabirinden sonra: "Veya soyle dedi: Safer ayi girince" tabiri ilave edilmistir.
(Buhari, Hacc 34, Menakibu'1-Ear 26; Muslim 198, (1240,1241); Ebu Davud, Hacc 80, (1987), Menaaik 23, (1792); Nesai, Hacc 77,108, (5,180,181, 201, 202.)

1283 - Muslim ve Tirmizi'de soyle gelmistir: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdu ki: "Umre, kiyamete kadar hacca dahil oldu:Yani, umre ameli, hacc-i kiran yapmak isteyenin hacc ameline dahil oldu."
Muslim, Hacc 203, (1241); Tirmizi, Hacc 89, (932).

1284 - Hz. Aise (radiyallahu anha) anlatiyor: "Biz hacc aylarinda, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'la birlikte, hacc icin ihrama girmis olarak, hacc gecelerinde yola cikip Seref nam yere indik. Orada Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Kimin beraberinde kurbanligi yoksa, haccini umre yapmak isteyen umreye cevirsin. Beraberinde kurbanligi olan bunu yapmasin" dedi. Hz. Aise sozunde devamla der ki: "Ashab'tan bazisi umreye niyet etti, bazisi da terketti. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ile, gucu yerinde olan bazisinin yaninda kurbanligi vardi.
(Bir ara) Resulullah yanima gelince beni aglar buldu.
"Niye agliyorsun?" diye sordu.
"Ben ashabina soylediklerini isittim ve umre yapmaktan engel olundum!" dedim. Bunun uzerine:
"Neyin var?" diye tekrar sordu.
"Namaz kilamiyorum (hayiz oldum)" dedim.
"Bu sana zarar vermez. Sen Hz. Adem (aleyhisselam)'in kizlarindan bir kadinsin. Allah oburlerine yazdigi kaderi sana da takdir etti, bu bir kusur sayilmaz. Sen haccina devam et. Cenab-i Hakk insaallah, umreyi de sana nasib edecek" dedi.

1285 - Bir diger rivayette Hz. Aise (radiyallahu anha) soyle der: "Hayiz halim Arefe gunune kadar devam etti, o gun temizlendim. Ben de sadece umreye niyet etmistim. Resulullah sacimi cozup taramami, umreyi birakip, hacc niyetiyle ihrama girmemi emretti. Emrini yerine getirdim ve haccimi eda ettim."

1286 - Hz. Aise bir baska rivayette soyle der: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'la birlikte ciktik, kurban gunu Mina'ya geldik. Ben (orada) temizlendim. Sonra Mina'dan ciktim. Beytullah'a kostum. Sonra, Resulullah'la birlikte nefr-i ahir (tesrik gunlerinin ucuncusu, yani bayramin dorduncu gunu = onuc Zilhicce) gunu ciktik, Muhassab'a indik. Abdurrahman (radiyallahu anh)'i cagirdi ve:
"Kizkardesini Harem bolgesinden cikar (Ten'm'e kadar gotur. Orada) umre icin ihram giysin. Umreyi yapinca buraya gelin, sizi donunceye kadar burada bekliyorum!"dedi. Ben ayrilip (Ten'im'e gidip ihram giydim, umre yaptim) tavaftan bosalinca, seherde yanina geldim. Yola cikma emri verdi. Herkes goc yukleyip Medine'ye muteveccihen hareket etti."

1287 - Bir baska rivayette soyle denmistir: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Beytullah'a ugrayip sabah namazindan once tavaf etti, sonra Medine'ye hareket etti."

1288 - Bir baska rivayette soyle denmistir: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ile birlikte yola ciktik. Bazilarimiz umre niyetiyle ihrama girdi, bazilarimiz hem hacc hem de umre niyetiyle ihrama girdi, bazilarimiz da sadece hacc niyetiyle ihrama girdi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) da sadece hacc icin ihrama girmisti. Umre icin ihrama girenler, (Vemreyi yapinca) ihramdan ciktilar. Hacc icin ihrama girenler veya hacc ve umre icin ihrama girenler, yevm-i nahr'e (kurbanin birinci gunune) kadar ihramdan ckmadilar.
( Buhari, Umre 6, 8, 9, Hayz 1, 7, Hacc 3,33, 81, Edahi 3, 10; Muslim, Hacc 111-135, (1211-1212); Muvatta, Hacc 223-224, (1,410-412); Ebu Davud, Menasik 23, (1778-1783); Nesai, Hacc 77, (5, 177-178), Tirmizi, Hacc ,91, (934).

1289 - Ebu Davud'un bir rivayetinde soyle denir: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdu ki: "Ey Abdurrahman! Kizkardesini devenin arkasina al, Ten im,den itibaren umre yaptir. Tepelikten inip oraya vardin mi ihrama girsin. Zira yapacagi, kabul gorecek bir umredir. "
Ebu Davud, Menasik 81, (1995).

1290 - Ebu Musa (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Batha'da mola vermisken yanina ugradim. Bana:"Neye niyetle ihrama girdin?" diye sordu: Ben: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in niyeti ile niyetlendim" dedim. Ban:
"Kurbanligin var mi?" diye sordu. Ben: "Hayir!" dedim:
"Oyleyse, dedi Beytullah'i, Safa ve Merve'yi tavafet ve ihramdan cik!"
Resulullah'in bu soylediklerini yaptim. Ailemden bir kadina ugradim. Saclarimi tarayip, basimi yikayiverdi.
Ben Hz. Ebu Bekir (radiyallahu anh)'in halifeligi sirasinda, halka bu sekilde fetva veriyordum. O oldu, yerine Hz. Omer (radiyallahu anh) halife olu. Onun zamaninda, bir hacc mevsimiydi. Ben (hacc icin hazirliga) kalkmis oldugum sirada bir adam gelip:
"Fetvalarinda teennili ol. Emiru'1-mu'mininin hacc mevzuunda neler ihdas edecegini bilemezsin!" dedi. Ben de:
"Ey insanlar, ben, kime haccla ilgili bir fetva vermis idiysem, teennili olsun. Iste mu'minlerin emiri size geliyor. Onu imam edinin, ona uyun!" dedim. Hz. Omer (radiyallahu anh) gelince kendisine:
"Ey mu'minlerin emiri, kulagima gelen nedir"? Hacc menasikiylealakali yeni seyler mi ihdas ettiniz?" diye sordum. Bana:
"Eger Allah'in kitabiyla amel edeceksek, bak Allah'in kitabi ne diyor: "Hacci da, umreyi de Allah icin tam yapin..." (Bakara 196)emrediyor. Eger Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in sunneti ile ameledeceksek. O: "Menasikinizi benden alin" diyor ve kurbanligi, yerine(Mina'ya) ulasincaya kadar ihramdan cikmiyor."
Buhari, Umre,11, Hacc 32,34125, Megazi 60, 77; Muslim, Hacc 154, (1221); Nesai, Hacc 5, (5,153).

KaRdeLeN 10 January 2009 20:47

Cvp: Hadis-i Şerifler
 
1291 - Muslim ve Nesai'de gelen bir diger rivayette soyle denir: "Ebu Musa hacc-i temettuya fetva veriyordu. Hz. Omer (radiyallahu anh) ona: "Biliyorum ki Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ve ashabi bunu yaptilar. Ancak ben, halkin Erak 51) denilen yerde kadinlarla cima ederek, sonra baslarindan su damlar bir halde hacc yapmaya gitmelerini uygun bulmadim" dedi."
Muslim, Hacc 157, (1222); Nesai, Hacc 50, (5,159).

1292 - Bera (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam), Hz. Ali'yi Yemen'e emir olarak gonderdigi zaman ben onun yaninda idim. Onunla beraber ben de (altin) kaplar elde ettim. Hz. Ali (radiyallahu anh), (Yemen'den) Resulullah'in yanina gelince, Hz.Fatima'nin, (boyali elbiseler giymis), evi de (hala kokmakta olan) bir tutsu ile tutsulemis oldugunu gordu. (Bu kiyafet ve bu tutsunun yasak oldugu hacc doneminde karsilastigi bu manzaraya Ali) kizdi. Hz. Fatima: Niye kiziyorsun? Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ashabina (ihramdan cikmalarini emir buyurdu, onlar da ihramdan ciktilar" dedi. (Bunun uzerine Hz. Ali, zevcesine: "Ben zaten Resulullah'in niyyeti ile ihrama girmistim" dedi ve) Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'e ugradi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Sen ne yaptin ?" diye sordu. Hz. Ali:
"Resulullah'in niyeti ile niyetlendim"deyince Resulullah (aleyhissalatu vesselam):
"Ben kurbanlik getirdim ve hacc-i kirana niyet ettim"diye aciklamada bulundu ve Hz. Ali (radiyallahu anh)'ye su emri verdi:
"Altmis yedi -veya altmis alti- deve kes. Develerden otuz uc -veya otuz dort- tanesini kendin icin ayir ve develerden her birinden bir parca da (benim icin) ayir."
Ebu Davud, Menasik 24, (1797).

1293 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Zulhuleyfe'de geceledi. Sabah olunca (devesine) bindi. Devesi onu Beyda'da havaya kaldirinca, Allah'a hamdetti, tesbih etti, tekbir getirdi, tahlil getirdi. Sonra hacc ve umre icin (niyet edip) telbiye getirdi. Halk da her ikisi icin (niyet edip) telbiye getirdi. (Mekke'ye) gelince halka emretti, onlar da ihramdan ciktilar. Bu hal terviye gunune (Zilhicce'nin 8'i) kadar devam etti. Terviye gunu hacc icin ihrama girip telbiye getirdiler. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) hacci ifa edince kendi eliyle ayakta oldugiu halde, yedi deve kesti."
Ebu Davud, Menasik 24,(1796); Nesai, Hacc 143, (5, 225).

1294 - Bilal Ibnu'1-Haris (radiyallahu anh)'in yaptigi bir rivayette su ibare mevcuttur: "Ey Allah'in Resulu, hacc (icin yapilan niyet)'i umreye cevirmek sadece bize mi hastir, yoksa bizden sonrakiler icin decaiz olacak midir?" diye sordum. Bana su cevabi verdi:
"Bu sadece size hastir. (Sizden sonraki Muslumanlara caiz degildir)."
Ebu Davud, Menasik 25, (1808); Nesai, Hacc 77, (5,179).
Nesai, Bilal Ibnu'l-Haris'ten sadece (sadedinde oldugumuz) feshu'l-hacc hadisini tahric etmistir. Feshu'l-hacc: Kisinin once hacca niyet etmesi, fakat sonradan bunu umreye cevirmesi, umre yapinca ihramdan cikmasi, tekrar hacc icin ihrama girmesidir.

1295 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) demistir ki: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) umre icin, ashabi da hacc icin ihrama girdi."
Ebu Davud, Menasik 24, (1804); Muslim,Hacc 196, (1239); Nesai, Hacc 77, (5,178).

1296 - Ikrime Ibnu Halid el-Mahzumi diyor ki: "Ibnu Omer (radiyallahu anh)'e haccdan once yapilan umre hakkinda (caiz mi, degil mi diye) sordum. Bana:
"Yapmakta bir beis yok. Bizzat Resulullah (aleyhissalatu vesselam)haccdan once umre yapmisti" cevabini verdi."
(Buhari, Umre 2.

1297 - Yine Buhari'nin, Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma)'tan kaydettigi bir rivayette soyle denir:"Resulullah (aleyhissalatu vesselam), insanlara (haccin Islam'a uygun olan) adabini ogretmesi ve Resulullah adina tebligatta bulunmasi icin Hz. Ebu Bekir'i hacc emiri olarak gonderdi. Hac kafilesi Arafat'a Zulmecaz cihetinden vasil olunca Kabe'ye yaklasmadi, fakat Zulmecaz'a dogru yoneldi. Boyle yapisi, hacca umre ile niyet etmemis olmasindan ileri geliyordu."

1298 - Ibnu'l-Museyyeb anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in ashabindan bir adam, Hz. Omer (radiyallahu anh)'e gelerek, huzurunda, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in olmus bulundugu hastaligi sirasinda, haccdan once yapilan umreyi yasaklarken Resulullah'i isittigine dair sehadette bulundu."
Ebu Davud, Menasik 23, (1793.).

TAVAF VE SA'Y'IN MAHIYETI

1299 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ve ashabi (radiyallahu anhum) Mekke'ye, Yesrib hummasindan bitkin dusmus bir halde geldiler. Musrikler (sehirde menfi bir dedikodu yaparak): "Yarin buraya humma hastaligindan dermani kesilmis ve ondan cok izdirab cekmis bir kavim gelecek"dediler ve (Muslumanlar'in seyrine bakmak icin) Hicr'in arkasina oturdular. (Onlarin hainliginden vahyen haberdar olan) Resulullah (aleyhissalatu vesselam), celadetlerini musriklere gostermeleri icin, Muslumanlar'a tavafin ilk uc savtinda remel yapmalarini, iki kose arasinda da adi yuruyusle yurumelerini emretti.
Bu hali goren musrikler: "Bunlar mi hummanin bitkin dusurdugunu zannettiginiz insanlar, bunlar falan ve falandan daha saglammis " dediler.
Ibnu Abbas (radiyallahu anh) der ki: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'i ashabina (radiyallahu anhum) butun savtlarda remel yapmalarini emretmekten alikoyan sey onlara duydugu merhametti."
(Buhari,Hacc 55, Megazi 43; Muslim, Hacc 240, (1266); Tirmizi, Hacc 39, (863); Ebu Davud,Menasik 51, (1886,1889); Nesai,Hacc 155, (5, 230).
Buhari, bu rivayette su ziyadeyi kaydeder: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) sulh antlasmasi yaptigi sene (umre icin) gelince musriklere kuvvetlerini gostermeleri icin "hizli yuruyun!" diye emretti. Musrikler bu sirada Kuaykian dagi tarafina oturmus (seyrediyor)lardi."

1300 - Bir diger rivayette (IbnuAbbas) soyle demistir: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Beytullah'in etrafinda, Safa ile Merve arasinda, musriklere kuvvetini gostermek icin sa'y etti."

KaRdeLeN 10 January 2009 20:47

Cvp: Hadis-i Şerifler
 
1301 - Ebu Davud'un bir diger rivayetinde soyle denir: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) izdiba yapti, istilamda bulundu, tekbir getirdi, sonra uc tavafta remel yapti. Muslumanlar Rukn-i Yemani'ye varinca Kureys'in nazarindan gizleniyor, gizlenince de normal yuruyuse geciyor, sonra tekrar karsilarina cikinca bu sefer yeniden remele geciyorlardi. Onlari boyle remel (yaparken canli ve kivrak) goren Kureys: "Bunlar ceylanlar gibiymis" diyorlardi.
Ibnu Abbas: "Remel sunnettir" demistir.
Ebu Davud, Menasik 51, (1889).

1302 - Ebu't-Tufeyl (radiyallahu anh) anlatiyor: "Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) dedim ki:
"Kabe'nin etrafinda (tavaf yaparken) ilk uc savtinda remel, son dort savtinda da normal yurume yapmak sunnet midir, degil midir? Senin kavmin buna sunnet diyorlar?"
Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) bana su cevabi verdi:
"Hem dogru soylemisler, hem de kizb etmisler."
"Yani hem dogru soylemisler, hem de kizb etmisler demekle neyi kastediyorsun?" diye aciklama istedim.
Anlatti: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Mekke'ye (umretu'1-kaza icin) gelmisti. Musrikler: "Muhammed ve ashabi zayifliktan Kabe'yi tavaf edemez" dediler. Musrikler onu kiskaniyorlardi. Bunun uzerine Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) ashabina uc (savtta) remel yaparak, dort savtta da normal sekilde yurumelerini emretti."
Ben tekrar, Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma)'a: "Bana Safa ile Merve arasindaki tavafi binerek yapmanin sunnet olup olmadigini haber ver. Zira senin kavmin bunun sunnet oldugunu soyluyorlar!" dedim. Bana su cevabi verdi: "Hem dogru soylemisler, hem de kizb etmisler."
"Hem dogru soylemeleleri, hem de kizb etmeleri ne demektir?" diye ben tekrar sorunca acikladi:
"Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Mekke'ye umre icin geldigi zaman (Mekkeli) ahali etrafini cokca sarmis: "Iste Muhammed! Iste Muhammed!" diye sikinti veriyorlardi. Hatta, genc kizlar bile evlerden cikmislardi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in huzurunda (yol acmak icin) halka vurulmazdi. Halk basina ususunce, bu sebeple o da hayvana bindi. Aslinda sa'yi yayan yapmak (binerek yapmaktan) efdaldir."
Muslim, Hacc 237, (1264); Ebu Davud, Menasik 51, (1885).
Ebu Davud'un rivayetinde Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) -Muslim'deki rivayete ziyade olarak- sunu soyler: "Hudeybiye muzakereleri sirasinda Kureysliler: "Muhammed'i ve arkadaslarini birakin, bocekler gibi olsunler" dediler. Muteakip sene umre yapmak sarti uzerine sulh antlasmasi yapilinca, Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Mekke'ye geldi.Musrikler de Kuaykian tepesi yonunden geldiler. Aleyhissalatu vesselam Efendimiz ashabina: "Beytullah'i uc savtta remel yaparak tavaf edin"dedi. Bu (butun ummete samil) bir sunnet degildir.
Safa ile Merve arasindaki sa'y ile ilgili olarak (Ebu Davud'da gelen aciklama, (yukarida kaydedilen) Muslim rivayetindekinin aynidir.)
Ancak Ebu Davud'da su ziyade dahi yer alir: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam), halk, sozlerini daha iyi isitsin, yerini daha iyi gorsun ve elleri ona ulasmasin diye bir deveye bindi."

1303 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'i, yedi savttan ucunu hizlica yaptigi ilk tavafta, Hacer-i Esved'e istilam buyururken gordum."
Buhari,Hacc 56; Muslim,Hacc 232, (1261); Muvatta, Hacc 108, (1,365); Ebu Davud, Menasik 51, (1891) 52, (1893); Nesai,Hacc 152, (5, 229),153, (5,230).
Bir rivayette soyle demistir: "Safa ile Merve arasinda sa'y ederken sel cukurunda kosuyordu."
Buhari ve Muslim'in bir rivayetinde soyle demistir: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Haceru'l-Esved'den Haceru'l-Esved'e uc tur remel yapti, dort tur da yurudu, sonra iki rekat namaz kildi, yani tavaftan sonra. Sonra da, hem haccda hem de umrede Safa ile Merve arasinda tavaf yapti."

1304 - Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Mekke'ye geldi. Dogru Mescid-i Haram'a girdi ve Haceru'l-Esved'i istilam buyurdu. Sonra sag kolu uzerinde ilerleyerek uc tur remel yapti, dort tur da yurudu. Sonra Makam-i Ibrahim'e geldi ve "Siz de Ibrahim'in makamindan bir namazgah edinin..." (Bakara 125) ayetini okudu. Ardindan makam, Beytullah'la kendi arasinda olacak sekilde iki rek'at namaz kildi. Bu namazi bitirince tekrar Haceru'l-Esved'e geldi ve istilamda bulundu.
Sonra Safa ve Merve'ye gitti. Zannedersem orada: "Suphe yok ki Safa ve Merve Allah'in seairindendir" (Bakara 158) ayetini okudu."
Muslim, Hacc 147, (1218), 235 (1263); Muvatta, Hacc 107, (4, 364); Tirmizi, Hacc 33, (856), 34, (857); Nesai, Hacc 149, (5, 228);Ibnu Mace, Menasik 29, (2951).

1305 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ve ashabi (radiyallahu anhum) Ciirrane'den umre yaptilar. Bu umrede Beytullah'i remel yaparak tavaf ettiler. Bu tavafta ridalarinin bir ucunu sag koltuklarinin altina koymuslar, diger ucunu da sol omuzlarinin uzerine atarak (izdiba yapmislardi)."
Ebu Davud, Menasik 50, (1884), 50, (1891).

1306 - Urve (radiyallahu anh) anlatiyor: "Abdullah Ibnu'z-Zubeyr, umre maksadiyla Ten'im'de ihrama girdi. Sonra ben onu Beytullah'in etrafinda, uc savtta kosar gordum."
Muvatta, Hacc 34, (1, 365).

1307 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma)'den Nafi'in anlattigina gore, Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) Mekke'de ihrama girdigi zaman ne Beytullah'i tavaf eder, ne de Safa ve Merve arasinda sa'yde bulunurdu. Bunlari Mina donusu yapardi. Mekke'de ihrama girdigi zaman Beytullah'i tavafedecek olsa remel yapmazdi."
Muvatta, Hacc 34, (1, 365).

1308 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam), ifaza tavafinin yedi savtinda da remelde bulunmamistir."
Ebu Davud, Menasik 83, (2001).

1309 - Eslem mevla Omer Ibnu'l-Hattab anlatiyor: "Omer Ibnu'l Hattab (radiyallahu anh)'i dinledim, diyordu ki: "Bugun Allah, Islam'i hakim ve guclu kilmis, kufru ve kafirleri de bertaraf etmis olduguna gore remel yapmanin ve omuzu acmanin (izdiba) ne geregi var. Ancak bununla beraber, bizler, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'la birlikte yapmis oldugumuz seylerden hicbirini birakmayiz."
Ebu Davud, Menasik 51, (1887).

1310 - Ya'la Ibnu Umeyye (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bir burde ile izdiba yapmis olarak tavaf etti."
(Ebu Davud, Menasik 50, (1983); Tirmizi, Hacc 36, (859).
Hadisin Ebu Davud'daki vechinde "yesil bir burde" denir. -Abdurrahman Ibnu Safvan (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'i, ashabi ile birlikte Kabe'den cikarken gordum. Beytullah'i, kapisindan Hatim'e kadar istilam ettiler ve Beytullah'in uzerine yanaklarini koydular. Bu sirada Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ortalarinda idi."
Ebu Davud, Menasik 55, (1898).

KaRdeLeN 10 January 2009 20:47

Cvp: Hadis-i Şerifler
 
ISTILAM

1311 - Abis Ibnu Rebia (rahimehullah) anlatiyor: "Ben Hz. Omer (radiyallahu anh)'i Haceru'l-Esved'i operken gordum. Onu hem optu, hem de: "Biliyorum ki sen bir tassin, ne bir faydan ne de zararin vardir. Ben Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'i seni oper gormeseydim, seni asla opmezdim" dedi."
Buhari, Hacc 50, 57, 60; Muslim Hacc, 248, 120; Muvatta, Hacc 36, (1367); Tirmizi, Hacc 37, (860); Ebu Davud, Menasik 47, (1873); Nesai, Hacc 147, (5, 227); Ibnu Mace, Menasik, 27, (2943).

1312 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) soyle demistir: "Ben Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'i Kabe'den sadece iki ruknu operken gordum, bunlar da iki rukn-i Yemani'dir."
Buhari, Hacc 59; Muslim, Hacc 242, (1267); Ebu Davud, Menasik 48, (1874); Nesai, Hacc 156, (5, 231-232).

1313 - Bir rivayette, Ibnu Omer (radiyallahu anhuma)'in soyle dedigi belirtilmistir: "Ben, su iki Yemani rukne ve Haceru'l-Esved'e Resulullah'in istilam ettigini goreliden beri rahat halde de olsam, sikisik halde de olsam istilamda bulunmayi hic terketmedim."
Buhari, Hacc 60;Muslim, Hacc 245, (1268)(54).

1314 - Seyheynin (Buhari ve Muslimuma) bir diger rivayetinde Nafi der ki:"Ben Ibnu Omer (radiyallahu anh)'i (tavaf yaparken gordum. Haceu'l-Esved'i) eliyle istilam ediyor, sonra da elini opuyurdu."
Buhari, Hacc 60; Muslim, Hacc 246, (1268).

1315 - Ebu Davud ve Nesai'deki bir rivayet soyledir: "(Ibnu Omer) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam), (tavafin) her savtinda rukn-i Yemani ve Haceru'l-Esved'i istilam etmeyi terketmezdi."
Ebu Davud, Menasik 48, (1876); Nesai, Hacc 156, (5, 231).

1316 - Buhari ve Nesai'de gelen bir diger rivayet soyle: "Bir adam Ibnu Omer (radiyallahu anhuma)'e Haceru'l-Esved'i istilam etme hususunda sormustu. Su cevabi aldi:
"Ben, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'i, onu hem istilam eder hem de oper gordum..."
Adam tekrar sordu: "Pekala, sikisacak olsam, bana galebe calacak olsalar, (ne yapayimIbnu Omer (radiyallahu anhuma) kizgin bir eda ile: "Sorusu Yemen'de batasica, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'i, onu hem istilam eder, hem oper gordum."
Buhari, Hacc 60; Nesai, Hacc 155, (5, 231).

1317 - Amr Ibnu Suayb babasi tarikiyle bildiriyor: "Abdullah'la -ki babasidir- tavafta bulundum. Kabe'nin arka kismina gelince:"istiazede (siginmada) bulunmuyor musun?" dedim.
"Atesten Allah'a siginirim!" dedi ve yurudu. Haceru'l-Esved'e kadar gelip istilamda bulundu. Rukn ile kapi arasinda (Multez m'de) durarak gogsunu, yuzunu, kollarini ve avuclarini soyle yamadi -onlari iyice acarak gosterdi- ve sonra:
"Iste Resulullah'i aynen boyle yaparken gordum!" dedi.
Ebu Davud,Menasik 55, (1899).

1318 - Ebu't-Tufeyl anlatiyor: "Ben Hz. Ibnu Abbas ve Hz. Muaviye (radiyallahu anhuma) ile birlikte idim. Muaviye (radiyallahu anh) hazretleri her rukne ugradikca istilamda bulunuyordu. Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) kendisine:
"Resulullah (aleyhissalatu vesselam) sadece Haceru'l-Esved veruknu'l-Yemani'den baska yeri istilam etmezdi" dedi. Hz. Muaviye su cevabi verdi:
"Beytullah'tan hicbir sey ihmal edilmez."
Ibnu z-Zubeyr butun rukunlere (koselere) istilamda bulunurdu."
Buhari, Hacc 59; Muslim, Hacc 247, (1269); Tirmizi, Hacc 35, (858).

1319 - Hanzala (Ibnu Ebi Sufyan Ibni Abdirrahman) (rahimehumullah) anlatiyor: "Tavus merhumu (tavafyaparken) gordum. Rukne gelince (Haceru'l-Esved) uzerinde izdiham bulursa sikisiklik yapmaz, gecergiderdi; bos ve musait bulursa uc sefer operdi. Sonra sunu soyledi:
"Ben Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma)'i aynen boyle yaparken gordum." Ibnu Abbas da:
"Hz. Omer (radiyallahu anh)'i aynen boyle yaparken gordum" dedi.
Hz. Omer (radiyallahu anh) de: "Ben Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'i boyle yaparken gordum". dedi."
Nesai, Hacc 148, (5, 227).

1320 - Urve Ibnu'z-Zubeyr (rahimehullah) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Ibnu Avf (radiyallahu anh)'a:"Ey Ebu Muhammed! Ruknu'l-Esved'i nasil istilam ettin?"diye sordu.
"Istilam ettim ve biraktim!" deyince, Resulullah (aleyhissalatu vesselam);
"Dogru yapmissin" dedi."
Muvatta, Hacc 113; (1, 366).

KaRdeLeN 10 January 2009 20:48

Cvp: Hadis-i Şerifler
 
1321 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Kendisine Hz. Aise (radiyallahu anha)'nin: "Hicr'in bir kismi Beytullah'tan degildir"dedigi haber verilince sunu soyledi:"Allah'a kasem olsun, sayet Aise bunu Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'tan isitmis ise, kanaatim o ki, Resulullah (aleyhissalatu vesselam) su iki ruknun istilamini, bunlar Beyt'in temelleri uzerinde olmadiklari icin terketmis olmalidir. Keza halk da bu sebeple tavafi Hicr'in gerisinden yapmaktadir."
Ebu Davud, Menasik 48, (1875).

1322 - Ubeyd Ibnu Umeyr anlatiyor: "Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) iki rukne geldigi zaman (opmek icin) bunlar uzerine abanir, sikisiklik yapardi. Kendisine: "Ey Ebu Abdirrahman, dedim, sen Resulullah'in diger ashabinin hicbirinde gormedigim sekilde bu rukunlere abanip sikisiklik yapiyorsun (sebebi nedir)?"
Bana su cevabi verdi: "Ben boyle yapiyorsam, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'tan sunu isittigim icindir: "Bu iki ruknu meshetmek gunahlara kefarettir." Keza Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'tan sunu da isittim: "Kim su Beytullah'i bir hafta boyu tavaf eder ve sayarsa bir kole azad etmek gibidir." Keza sunu da soyledigini isittim: "Kisi tavaf icin bir ayagini koyup digerini kaldirdikca her adimi sebebiyle Allah onun bir hatasini siler ve bir sevap yazar."
Tirmizi, Hacc 111, (959); Nesai, Hacc 134, (5, 221).

1323 - Abdullah Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) demistir ki: "Multezem, rukn ile kapi arasidir."
Muvatta, Hacc 81, (1, 424).

1324 - Abdurrahman Ibnu Avf (radiyallahu anh) anlatiyor: "Bir adamin soyle soyledigini isittim: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Omer Ibnu'l-Hattab (radiyallahu anh)'a: "Ey Ebu Hafs, sende fazla kuvvet var. (Haceru'l-Esved'i opecegim diye) zayifa eziyet vermeyesin. Ruknu bos gorursen yanasarak istilam et, degilse tekbir getirip gec" dedi. Sonra adam sunu soyledi: "Hz. Omer (radiyallahu anh)'in bir adama sunu soyledigini isittim: "Insanlara fazla kuvvetinle eziyetverme."
Rezin'in ilavesidir. Bu rivayeti S'afii hazretleri Musned'inde (2, 43)kaydetmistir. Ahmed Ibnu Hanbel'in Musned'inde, hadisi bizzat Hz. Omer rivayet eder (1, 23).

1325 - Nafi' anlatiyor: "Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) her yedide iki rek'at namaz kilardi."
Buhari, Hacc 69; Muallak (senetsiz) o1arak kaydetmistir.)

1326 - Urve (rahimehullah) anlatiyor: "Ibnu'z-Zubeyr yedilerin arasini birlestirir ve yuruyusu hizlandirirdi ve Hz. Aise (radiyallahuanha)'nin de boyle yaptigini soylerdi. Ancak en sonda her yedi icin iki rek'at (tavaf) namazi kilardi."
Rezin'in ilavesidir.

1327 - Bir diger rivayette: "Ibnu Zubeyr'in "Fecirden sonra tavaf ta bulundugu, iki rek'at namaz kildigi, tavaf edince hizli yurudugu" belirtilir."
Rezin ilavesidir.

1328 - Hz. Aise'ye hizmet eden bir kadinin rivayetine gore: "Hz. Aise (radiyallahu anha) kendisiyle birlikte kesintisiz, yedili dort tavaf yapmis, her bir yedinin ardindan kilinmasi gereken iki rek'atlik tavaf namazlarini en sonda ard arda kilmistir. Hz. Aise (radiyallahu anha) ilaveten demistir ki: "Her bir savtin sonunda rukn-u istilam mustehabdir."
Rezin ilavesidir.

1329 - Abdurrahrman Ibnu Abdi'l-Kari anlatiyor: "Omer Ibnu'I-Hattab (radiyallahu anh) ile, sabah namazindan sonra tavaf ettik. Hz. Omer tavafi tamamlayinca gunese bakti ve (dogdugunu) goremedi. Devesine binip Zu-Tava nam mevkiye kadar geldi. Orada devesini durdurarak iki rek'at (tavaf sunnetini) kildi."
Muvatta, Hacc 38, (1, 369).

1330 - Ismail Ibnu Umeyye (merhum) anlatiyor: "Zuhri'ye, "Ata: "Farz namaz, iki rek'atlik tavaf namazinin yerini de tutar" diyor, (ne dersiniz)?" dedim. Su cevabi verdi: "Sunnete uymak daha iyidir. Resulullah (aleyhissalatu vesselam ) yedi savtlik bir tavaf yapti. Mutlaka onun icin iki rek'atlik bir tavaf namazi kilmistir."
Buhari,Hacc 69.

KaRdeLeN 10 January 2009 20:48

Cvp: Hadis-i Şerifler
 
1331 - Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam), iki rek'atlik tavaf namazinda iki Ihlas suresini yani: Kul ya eyyuhe'l-kafirun ve Kul huvallahu ehad surelerini okudu."
Tirmizi, Hacc 43, (869).

1332 - Kesir Ibnu Cemhan anlatiyor: "Ibnu Omer (radiyallahu anhuma)'i, sa'y mahallinde (mes'a) yururken gorup kendisine: "Kosma mahallinde yuruyor musun?" dedim. Bana:
"Kossaydim, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'i kosuyor gormusum demektir. Yuruduysem Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'i yurur gordum demektir. Simdi ben yasli bir insanim."
Tirmizi, Hacc 39, (864); Ebu Davud, Menasik 56, 1904); Nesai, Hacc 174, (5,241-242); Ibnu Mace Hacc 43, (2988).

1333 - Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: Resulullah (aleyhissalatu vesselàm Safa'dan indigi zaman normal yururdu. Ayaklari vadinin tabanina degince de kosardi. Kosmasi vadi tabaninin bitimine kadar devam ederdi."
Muvatta, Hacc 42, (1, 374); Nesai, Hacc 178, (5, 243).

1334 - Yine Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'i Mescid-i Haram'dan cikip Safa'ya yonelirken: "Allah'in basladigi ile baslayalim" deyip (sa'ye) Safa' dan basladigni gordum."
Muvatta, Hacc 42, (5, 374); Tirmizi, Hacc 38, (862); Nesai, Hacc, 163 (5l235), 168 (5l237). Bu manada Muslim'de de gelmistir: Hacc 147, (1218). Keza Ebu Davud'da Menasik 57, (1905); ibnu Mace, Menasik 84, (3074).
Rezin, Ebu Hureyre (radiyallahu anh)'den naklen su ilavede bulundu: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam), Safa'ya cikinca oradan Beytullah'a bakti, ellerini kaldirip diledigi sekilde Allah'i zikretmeye koyuldu."

1335 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Safa ile Merve arasinda, vadinin dibinde kosmak sunnet degildir. Burada cahiliye ehli kosar ve soyle derdi: Batha'yi (vadinin dibini) biz ancak kosarak geceriz."
Buhari, Menakibu'l-Ensar 26.

1336 - Safiyye Bintu Seybe anlatiyor: "Bir kadin dedi ki: "Resulullah (aleyhissalatu vesselain)'i, Safa ve Merve tepeleri arasindaki vadinin dibinde "Vadi ancak kosularak katedilir" diyerek yururken gordum."
Neai, Hacc 177, (5, 242); Ibnu Mace, Menasik 43, (2987).

1337 - Zuhri (merhum) anlatiyor: "Ibnu Omer (radiyallahu anhuma)'e sordular:
"Sen Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'i Safa ile Merve arasinda remel yaparken (hizli kosarken) gordun mu?"
"Evet, dedi. Insanlardan bir cemaatle birlikteydi. Hep birlikte kosuyorlardi. Ben onlari onun kosusuyla kosuyor goruyordum."
Nesai, Hacc,175, (5, 242).

TAVAF VE SA'YIN AHKAMI

1338 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Beytullah etrafindaki tavaf, namaz gibidir. Ancak bunda konusabilirsiniz. Oyle ise, kim tavafsirasinda konusursa sadece hayir konussun."
Tirmizi, Hacc 112, (960); Nesai, Hacc 136, (5, 222).

1339 - Nesai'nin bir baska rivayetinde soyle buyurulmustur: "Tavaf sirasinda az kelam edin. Zira sizler namazdasiniz."

1340 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam), Veda haccinda bir deve uzerinde tavaf yapti. Rukn'e bir bastonla istilam buyurdu."
Bir rivayette: "Rukn'e her gelisinde, ona elindeki bir seyle isaret buyurdu" denmistir.
Buhari, Hacc 58, 61, 62, 74, Salat 24, Muslim, Hacc 253, (1272);Ebu Davud, Menasik 49, (1877); Nesai, Hacc 15, (5, 233);Tirniizi, Hacc 40, (865); Ibnu Mace, Menasik 28, (2948).

KaRdeLeN 10 January 2009 20:49

Cvp: Hadis-i Şerifler
 
1341 - Ebu Davud'da gelen bir diger rivayette: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Mekke'ye geldigi vakit hasta idi. Bu sebeple binegi uzerinde tavaf etti. Tavaf sirasinda Ruknun karsisina her geliste onu bastonu ile selamladi. Tavafini bitirince, devesini ihdi ve iki rek'at namaz kildi." denir.
Ebu Davud, Menasik 49, (1881).

1342 - Hz. Aise (radiyallahu anha) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) halk kendinden uzaklastirilir endisesiyle deve uzerinde tavaf etti ve Rukn'u istilam buyurdu."
Muslim, Hacc 256, (1274); Nesai, Hacc 140, (5, 224).

1343 - Muslim ve Ebu Davud'un Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma)'tan kaydettikleri bir diger rivayette soyle denir: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam).Rukn'e beraberinde bulunan bir bastonla istilamda bulunuyor ve bastonu opuyordu."

1344 - Ummu Seleme (radiyallahu anha) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a hasta oldugumu soyledim. Bana: " Oyleyse, insanlarin gerisinden, bir hayvan uzerinde tavafet" dedi. Ben, Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Beytullah'in yan tarafinda namaz kilarken tavaf ettim. O namazda "Ve't-Tur ve Kitabi'n-Mestur" suresini okuyordu."
Buhari, Hacc 74, 64, 71, Salat 78; Muslim, Hacc 258, (1276); Muvatta, Hacc 40, (1, 371); Ebu Davud, Menasik 49, (1882); Nesai, Hac 138, (5, 223); Ibnu Mace, Menasik 34, (2961).

1345 - Vebre Ibnu Abdirrahman anlatiyor: "Bir adam, Ibnu Omer (radiyallahu anhuma)'e:
"Vakfe yerine gelmezden once Beytullah'i tavaf etmem uygun olur mu?" diye sordu. Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) cevaben:
"Evet!" deyince, adam:
"Ama Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma): "Vakfe yapmadan Beytulah'i tavaf etme" dedi!" der. Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) de:
"Resulullah (aleyhissalatu vesselam) hacc yapti. O zaman, vakfe yapmadan Beytullah'i tavaf etti. Ve dahi, sayet sozunde sadik isen, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in sozuyle amel mi daha dogrudur, Ibnu Abbas'in kavliyle amel mi?" der."
Muslim, Hacc,187, (1233); Nesaz, Hacc 141, (5,224).

1346 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) (Veda haccinda) Mekke'ye geldi, tavafini yapti, Safa ve Merve arasinda sa'yetti. (Geldigi zaman yaptigi bu ilk) tavaftan sonra, Arafat'tan donunceye kadar Kabe'ye yaklasmadi."
Buhari, Hacc 70, 23,127.

1347 - Cubeyr Ibnu Mut'im (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Ey Abdumenafogullari, sizden kim halki idarede bir sorumluluk deruhte ederse, Beytullah'i gunduz veya gece herhangi bir saatte ziyaret edip namaz kilani sakin menetmesin."
Tirmizi, Hacc 42, (868); Ebu Davud, Menasik 53, (1894); Nesai, Hacc137, (5, 223); Ibnu Mace, Ikametu's-Salat 149, (1254).

1348 - Ebuz-Zubeyr el Mekki anlatiyor: "Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma)'in ikindi namazindan sonra yedi kere tavaf edip hucresine cekildigini gordum. Artik orada ne yaptigini (tavaf namazi kilip kilmadigini) bilmiyorum."
Ebu'z-Zubeyr devamla dedi ki: "Ben Beytullah'in sabah namazindan sonra, gunes doguncaya kadar, ikindi namazindan sonra da gunes batincaya kadar bosaldigini, kimsenin tavaf etmedigini gordum."
Muvatta, Hacc 117, (1, 369).

ZIYARET TAVAFI

1349 - Ibnu Abbas ve Hz. Aise (radiyallahu anhum) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam), yevm-i nahrde (Kurban'in birinci gunu) tavafi geceye te'hir etti."
Bir baska rivayette: "....Ziyaret tavafini" denmistir. "...Beyt-i Atik'i tavaf etsinler" (Hacc 29) ayetiyle emredilen tavaf bu tavaftir.
Ebu Davud, Menasik 83, (2000); Tirmizi, Hacc 80, (920); Ibniz Mace, Menasik 77, (3059). Bu hadisi Buhari, ta'lik olarak kaydetmistir (Hacc 129).

1350 - Nafi, Ibnu Omer (radiyallahu anhuma)'den naklen diyor ki: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) yevm-i nahirde ifaza (ziyaret) tavafini yapti, sonra donup ogleyi Mina'da kildi."
Buhari, Hacc 129, Muslim,Hacc 335, (1308); Ebu Davud, Menasik 83, (1998).

KaRdeLeN 10 January 2009 20:49

Cvp: Hadis-i Şerifler
 
VEDA TAVAFI

1351 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Halk (haccin bitmesiyle) her tarafa dagiliyordu. Resulullah (aleyhissalatu vesselam):
"Sakin kimse, son vardigi yer Beytullah olmadikca bir yere gitmesin" buyurdu."
Muslim, Hacc 379, (1327); Ebu Davud, Menasik 84, (2002); Ibnu Mace, Menasik 82, (3070).

1352 - Muvatta'da geldigine gore, Hz. Omer (radiyallahu anh) soyle buyurmustur: "Hacc menasikinin en sonuncusu Beytullah'i tavaftir."
Muvatta'da kaydedilir ki, Hz. Omer (radiyallahu anh) veda tavafi yapmadan ayrilan birisini Merru'z-Zahran denen yerden veda tavafi yapmak uzere geri cevirdi."
Muvatta, Hacc 1, 369).

1353 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma): "Kadin hayizli oldugu takdirde (veda tavafi yapmadan) yola cikmasina ruhsat verildi" demistir.
Buhari, Hayz 27, Hacc 144; Muslim, Hacc 380, (1328).

1354 - Bir rivayette soyle gelmistir: "Halka, son varacaklari yerin Beytullah olmasi emir buyuruldu. Ancak hayizli kadina ruhsat verildi."
Mualim, Hacc 380, (1328).

1355 - Hz. Aise (radiyallahu anha) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in zevcelerinden Safiyye Bintu Huyey (radiyallahu anha) hayiz oldu. Durum Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a haber verilmisti.
"O bizi burada hapis mi edecek!" dedi. Kendisine, Safiyye'nin tavaf-i ifazayi yapmis oldugu soylenince:
"Oyleyse hayir, (beklemenize gerek yok, yola cikiniz)" aciklamsinda bulundu."
Buhari, Hacc 129,145, Hayz 27, Megazi 77; Muslim, Hacc, 382, (1211); Muvatta, Hacc 225-228, (1, 412-413); Nesai, Hayz 23, (1, 194); Tirmizi, Hacc 99, (943); Ebu Davud, Menasik 85, (2003); Nesai, Hayz 23 (1,194); Ibnu Mace, Menasik 83, (3072). Bu metin Seyheyn (Buhari ve Muslim) metnidir.)

1356 - Amre merhum anlatiyor: "Hz. Aise (radiyallahu anha) beraberinde kadinlar oldugu halde haccetse, kadinlarin hayiz oluvermelerinden korkardi: Bu sebeple yevm-i nahirde (kurbanin birinci giunu) hemen onlara oncelik tanir ve derhal ifaza tavaflarini yaptirirdi. Ifaza tavaflarini yaptilar mi, artik onlari (temizlensinler de veda tavafi da yapsinlar diye) beklemez, kadinlar hayizli iken hemen (Medine'ye donmek uzere) yola cikardi."
Muvatta, Hacc 227, (1, 413).

ERKEKLERIN KADINLARLARLA KARISIK TAVAFLARI

1357 - Ibnu Cureyc anlatiyor: "Ata, bana Ibnu Hisam'in kadinlari erkeklerle karisik olarak tavaftan yasakladigi zaman dedi ki: "O bunu nasil yasaklar, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in zevceleri bile erkeklerle birlikte haccettiler!" Ben Ata'ya sordum:
"Onlarin beraber hacclari ortunme emrinden once miydi, sonra miydi?"
"(Evet, kasem olsun) buna, ben ortunme emrinden sonra sahid oldum!" diye cevap verdi. Ben tekrar sordum:
"Pekala erkeklere nasil karisirlardi?" Su cevabi verdi:
"Erkeklere karismazlardi, Hz. Aise (radiyallahu anha) erkeklerden ayri olarak tavaf ederdi, onlara karismazdi." Hatta bir kadin kendisine: "Ey mu'minlerin annesi, yuru (Haceru'l-Esved'e elimizi degerek) istilam edelim!" demisti de Hz. Aise ona:
"Sen diledigin sekilde git" deyip kendisi gitmekten imtina etmisti.Onlar geceleyin kim olduklari bilinmez halde cikarlar, (erkeklerle beraber tavaf yaparlardi. )
Beytullah'a girmek istedikleri zaman da, erkeklerin tamamen cikarilmis olmalarina kadar durup beklerler, sonra girerlerdi.
(Ata devamla): "Ben (Mekke kadisi) Ubeyd Ibnu Umeyr'le birlikte,Muzdelife'deki Sebir daginda mucavir (yani ikamet eder) olan Hz. Aise (radiyallahu anha)'nin yanina giderdim" dedi. Ben hemen sordum:
"Pekala Hz. Aise'nin ortusu ne idi`?"
"Keceden yapilmis kucuk bir Turk cadirinin icindeydi. Cadirin bir perdesi vardi. Aise (radiyallahu anha) ile bizim aramizda bu perdeden baska bir sey yoktu. Ben Hz. Aise'nin uzerinde gul renginde bir zibin gordum."
Buhari, Hacc 64.)

HICR'IN GERISINDE TAVAF

1358 - Ebu's-Sefer Said Ibnu Muhammed anlatiyor: "Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma)'i isittim, diyordu ki: "Ey insanlar, size soyleyecegimi benden dinleyin, (bilahare) soyleyeceklerinizi de bana dinletin." "Ibnu Abbas soyle dedi, Ibnu Abbas boyle dedi" diye kafadan atmayin. Beytullah'i kim tavaf edecekse Hicr'in gerisinden tavaf etsin. Oraya"Hatim" demeyin. Zira cahiliye devrinde kisi yemin edip kamcisini veya ayakkabisinin tekini yahut yayini atardi."
Buhari, Menakibu'l-Ensar 26.

SAFA VE MARVE ARASINDA SA'Y

1359 - Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Ne Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ne de Ashab-i Kiram (radiyallahu anhum)'i Safa ile Merve arasinda birden fazla tavafda bulunmadi, bu da ilk defa yaptiklari tavaf idi."
Ebu Davud, Menasik 54, (1895); Nesai, Hacc 182, (5, 244); Muslim, Hacc 140, (1215) Ibnu Mace, Menasik (2972).

1360 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalàtu vesselam), Kabe'yi basina yular veya baska bir sey takilmis halde tavaf eden bir adam gormustu. Hemen yulari koparip atti."
Buhari, Hacc, 65, 66, Eyman ve'n-Nuzur 31; Ebu Davud, Eyman ve 'n-Nuzur 23,(3302); Nesai, Hacc 186, (5, 221-222), Eyman ve'n-Nuzur 30, (7,1icon_cool.gif.
Bir baska rivayette soyle denmistir ". . .burnuna gecirilmis bir halka ile birisini yeden bir adam gormustu, derhal halkayi kopardi ve adama: "elinden tutarak yed!" diye emretti.

KaRdeLeN 10 January 2009 20:49

Cvp: Hadis-i Şerifler
 
1361 - Ibnu Ebi Muleyke anlatiyor: "Hz. Omer (radiyallahu anh), Beytullah'i tavaf eden cuzzamli bir kadin gormustu, hemen:
"Ey Allah Teala'nin cariyesi, insanlara eza verme, sen evinde otursan kendin icin daha hayirli olurdu!" dedi. Kadin (soz tutup) evinde oturdu. Hz. Omer (radiyallahu anh)'in vefatindan sonra bir adam kadina ugrayarak:
"Seni haccdan yasaklayan kimse artik vefat etti, cik evinden!" dedi.Kadin adama soyle cevap verdi:
"Allah'a yemin olsun, ben ona sagken itaat edip, olunce isyan edecek kimse degilim."
Muvatta, Hacc 250, (1, 424).

1362 - Abdullah Ibnu's-Saib in anlattigina gore, (yaslanip gozlerini kaybettigi vakit) Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma)'a (tavaf sirasinda) refakat edip, Haceru'1-Esved'i takip eden (Haceru'1-Esved ile) kapi arasindaki kisimda (multezem) durdurmus bu sirada Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) kendisine: "Bana soylendigine gore, Resulullah (aleyhissalatu vesselam) iste burada namaz kilarmis" demistir. Abdullah Ibnu Saib de "evet" demis, bunun uzerine Ibnu Abbas, kalkip orada namaz kilmistir."
Ebu Davud, Menasik 55; Nesai, Hacc 133, (5, 221).

1363 - Imam Malik'e ulastigina gore, Sa'd Ibnu Ebi Vakkas (radiyallahu anh), murahik (yani zaman bakimindan daralmis, vakfeyi kacirma endisesine dusmus) olarak Mekke'ye gelince, Beytullah'la Safa ve Merve'yi tavaftan once, Arafat'a cikar, Arafat'tan dondukten sonra tavafini ifa ederdi."
Muvatta, Hacc 125, (1,371).

1364 - Hz. Aise (radiyallahu anha) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Beytullah'i tavaf etmek, Safa ve Merve arasinda sa'yetmek ve seytan taslamak Allah'i zikretmek icin emredilmistir."
Ebu Davud, Menasik 51, (1888); Tirmizi, Hacc 64, (902).

TAVAF VE SA'YDE DUA

1365 - Abdullah Ibnu Saib anlatiyor: "Safa ile Merve arasindaki tavaf sirasinda Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in soyle dua ettigini isittim:
"Rabbimiz bize dunyada hayir ver, ahirette de hayir ver ve bizi ates azabindan koru."
Ebu Davud, Menasik 52, (1892).

1366 - Nafi' (rahimehullah)'nin anlattigina gore, Ibnu Omer (radiyallahu anhuma)'i Safa tepesi uzerinde soyle dua ederken isitmistir:
"Ey Allah'im, Kitab-i Mubin'inde: "Bana dua edin size icabet edeyim!" (Gafir 60) diyorsun, sen sozunden donmezsin. Ben simdi senden istiyorum: Bana hidayet verip Islam'i nasib ettin, onu geri alma. Son nefesimi Musluman olarak vermemi nasib et" (Amin).
Muvatta,Hacc 128, (1,372-373).
Ya Rabb, ayni duayi biz de yapiyoruz, kabul et!
Rezin sunu ilave etmistir: "(Ibnu Omer), uc kere tekbir getirir ve soyle derdi: "Allah'tan baska ilah yoktur, O tekdir, O'nun ortagi yoktur, mulk O'nundur, butun hamdler O'na aittir, O her seye kadirdir." Bunu da yedi kere tekrarlardi.
Merve'de de, her savtta ayni seyleri tekrar ederdi.
Rezin'in bu ilavesi de Muvatta'nin ayni babindadir (127. hadis)

1367 - Rezin'in bir rivayetinde soyle denir: "Bu yirmi bir tekbir, yedi tehlil eder. Bunlar arasinda da dua eder, Allah'tan ister, sonra (tepeden inmeye baslar), vadinin tabanina (simdilerde Yesil Sutunlara) varinca kosmaya baslar, buradan cikincaya kadar kosar, Merve yamacina varinca normal yurumeye devam eder. Tepeye, zirveye cikar, orada durup, Safa'da yaptiklarini aynen tekrar ederdi.
Bunu yedi kere tekrarlar ve boylece sa'yini tamamlamis olurdu."

1368 - Hz.Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Safa tepesinde durdugu zaman uc kere tekbir getirip sonra: Allah'tan baska ilah yoktur. O tekdir, O'nun ortagi yoktur, mulk O'nundur, hamd O'na aittir, O herseye kadirdir" derdi. Ve bunu uc sefer tekrar eder, dua okurdu. Ayni seyi Merve tepesinde de yapardi."
Muvatta, Hacc 127, (1, 372); Muslim, Hacc 147, (1218); Ebu Davud, Menasik 57, (1908); Ibnu Mace, Menasik 84, (3074).

1369 - Ibnu Sihab anlatiyor: "Ibnu Omer (radiyallahu anhuma)'in tavaf sirasinda telbiye getirmemesi, bunun mesru olmamasindandir. Bu sebeple oglu Salim de tavafta telbiyeyi mekruh addetmistir. Ibnu Uyeyne der ki: "Kendisine ihtida edilip uyulanlardan Ata Ibnu's-Saib haric hic kimsenin Beytullah'in etrafinda telbiye getirdigini gormedim." Safii hazretleri ve Ahmed Ibnu Hanbel sessizce telbiye getirmeyi caiz bulmuslardir. Ancak Rebia tavaf edince telbiye getirirdi."
Hanefilere gore, telbiye, Zilhicce'nin 10'uncu gunu (yani bayramin birinci gunu) seytana ilk tasin atilmasina kadar devam eder, o zaman birakilir.

BEYTULLAH'A GIRIS

1370 - Hz. Aise (radiyallahu anha) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) mesrur bir halde yanimdan cikmisti, sonra uzuntulu olarak geri dondu. Dedi ki:
"Kabe'ye girdim. Ancak pisman oldum, yaptigim bu isi geri getirebilseydim, girmezdim. Ummetime mesakkat vermis olmaktan korkuyorum: '

KaRdeLeN 10 January 2009 20:49

Cvp: Hadis-i Şerifler
 
1371 - Tirmizi'de soyle denir: "...Yapmamis olmayi temenni ettim. Zira, kendimden sonra ummetimi yormus olmaktan korkuyorum."
Ebu Davud, Menasik 95, (2029); Tirniizi, Hacc 45, (873); Ibnu Mace, Menasik 79,(3063).

1372 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam), beraberinde Usame Ibnu Zeyd, Bilal, Osman Ibnu Talha (radiyallahu anhuma) oldugnu halde hep beraber girip kapiyi kapadilar. Actiklari zaman iceri ilk giren ben oldum. Bilal'le karsilastim ve hemen Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in Kabe'nin icerisinde namaz kilip kilmadigini sordum.
"Evet" dedi, "iki Yemani direk arasinda." Kac rek'at kildigini sormayi unuttum."

1373 - Bir rivayette geldigine gore (Ibnu Omer) soyle demistir:"Ciktigi zaman Bilal (radiyallahu anh)'e sordum:
"Resulullah (aleyhissalatu vesselam) icerde ne yapti?" Cevaben:
"Iki diregi sagina, birini de soluna aldi, uc diregi de arkasina aldi. -O zaman Beytullah'ta alti direk vardi- sonra namaz kildi."

1374 - Bir rivayette soyle gelmistir: "Beytullah'a girdigi zaman soluna gelen iki direk arasinda iki rek'at namaz kildi. Sonra cikti ve Kabe'nin onunde iki rek'at namaz kildi."

1375 - Muslim'in bir diger rivayetinde soyle gelmistir: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Fetih senesi, devesi Kasva'nin uzerinde oldugii halde ilerledi, terkisinde de Usame (radiyallahu anh) vardi."

1376 - Bir diger rivayette soyle denmistir:
"...Usame'ye ait bir devenin uzerinde (gelip) Kabe'nin avlusunda deveyi ihdi. Sonra, Osman Ibnu Talha (radiyallahu anh)'yi cagirdi ve:
"Kabe'nin anahtarini bana ver!" dedi. Osman annesine kostu. Ancak kadin vermekten imtina etti. Osman (radiyallahu anh):
"Allah'a kasem olsun ya derhal verirsin veya su kilincim belimden hemen cikacaktir!"diye kukredi. Bunun uzerine kadin anahtari Osman'a hemen verdi, o da Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a getirip teslim etti. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Kabe'yi acti..." Devamini onceki rivayetteki gibi zikretti.

1377 - Yine Muslim'de kaydedilen bir rivayette, Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) sunu soyler: "Sizler Kabe'yi tavafla emrolundunuz, icine girmekle degil." Ve der ki: "Usame (radiyallahu anh) bana, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in, Beytullah'a girdigi zaman her tarafinda dua ettigini, disari cikincaya kadar namaz kilmadigini, cikinca Beytullah'in onunde (kapisina yakin yerde) iki rek'at kilip: "Bu (Beyt), kibledir" dedignni haber verdi."

1378 - Buhari'nin bir diger rivayetinde soyle denmistir. "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Kabe'ye girdi. Iceride alti direk vardi. Her bir diregin yaninda bir miktar durdu, dua etti, ama namaz kilmadi."

1379 - Nesai'de soyle denmistir: "Kabe'ye girdi ve her tarafinda tesbihde bulundu. Namaz kilmadan cikti. Makam'in gerisinde iki rek'at namaz kildi."

1380 - Nesai'nin bir diger rivayeti soyle: "Resulullah (aleyhissalàtu vesselam)) Kabe'ye girdi, ilerledi. Kapiya yakin bulunan iki sutunun arasina gelince oturdu. Allah'a hamd ve senada bulundu. Sonra kalkip Kabe'nin arka cihetinden karsisina gelen kisma kadar yurudu. Alnini ve yanagini surdu. Allah'a hamd'u senada bulundu, dua ve istigfar etti. Sonra Kabe'nin her bir kosesine gitti ve her birini tekbir, tehlil, tesbih ve Allah Teala'ya sena, dua ve istigfarla karsiladi.Sonra cikip, Beytullah'in on yuzunde iki rek'at namaz kildi. Namazdan cikinca: "Bu (Beyt), kibledir" dedi."
Buhari, Hacc 51, 52, 54, Megazi 77, 48, Salat 30,81, 96, Teheccut 25, Cihad 127; Muslim, Hacc 388-397 (1329-1332); Muvatta, Hacc 193, (1, 398);Ebu Davud, Menasik 93, (2023); Nesai, Mesacid 5, (2, 33-34), Hacc 126,127,131,139 (5,216-221), Kible 6, (5, 217)

KaRdeLeN 10 January 2009 20:50

Cvp: Hadis-i Şerifler
 
1381 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) (Mekke'ye) geldigi vakit icerisinde put oldugu icin, Beytullah'a girmekten imtina etti (kacindi). Onlarin cikarilmalarini emretti. Hepsi de cikarildi. Hz. Ibrahim ve Hz. Ismail (aleyhimasselam)'in ellerinde fal oklari bulunan heykelleri de cikarildi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) (bunu gorunce): "Allah canlarini alsin! Allah'a kasem olsun, onlar da bilirler ki, Hz. Ibrahim ve Hz. Ismail (aleyhimasselam) bu oklarla kismet aramadilar."
Buhari, Hacc 54 Enbiya 8, Megazi 48;Ebu Davud, Hacc, 93, (2027).

1382 - Eslemiyye (radiyallahu anha) anlatiyor: "Hz. Osman (radiyallahu anh)'a dedim ki: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) seni cagirdigi zaman sana ne soyledi."Bana su cevabi verdi:
"Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bana: "Sana iki boynuzu ortmeni soylemeyi unuttum. Zira Beytullah'da namaz kilan kimseyi mesgul edecek herhangi bir seyin bulunmasi dogru degildir" dedi. "
Ebu Davud, Menasik 95, (2030).

1383 - Hz. Aise (radiyallahu anha) anlatiyor: "Ben Kabe'ye girip icinde namaz kilmayi cok arzu ediyordum. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ellerimden tutup beni Hicr'a soktu ve: "Beytullah'a girmek istiyorsan burada namaz kil. Zira burasi ondan bir parcadir. Senin kavmin Kabe'yi (tamir maksadiyla) yeniden insa ederken, insaati kisa tutup onu Beytullah'tan haric biraktilar"dedi."
Tirnizi, Hacc 48, (876); Ebu Davud,Menasik 94, (2028); Nesai, Hacc 129, (5, 219), Muvatta, Hacc 105, (1, 364). (Muvatta'nin rivayeti mana yonuyle mutabakat saglar).

1384 - Nesai'de gelen bir diger rivayet soyle: "(Hz. Aise der ki):"Ey Allah'in Resulu, dedim, Beytullah'a girmeyeyim mi?"
Bana su cevabi verdi: "- Hicr'a gir, cunku o da Beytullah'tan bir parcadir."
Nesai, Hacc 129.

1385 - Nafi 'anlatiyor: "Ibnu Omer (radiyallahu anhuma), Kabe'ye girdi mi, girince yuzu istikametinde yurur, kapiyi arkasinda tutar, karsi duvarla arasinda uc zira'lik mesafe kalincaya kadar duz yurur, (orada durup) namaz kilar, boyle davranmakla, Hz. Bilal (radiyallahu anh)'in, "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) burada kildi" diye haber verdigi yerde namaz kilmayi kastederdi. Ancak (Ibnu Omer) sunu da soyledi:
"- Kisinin, Beytullah'in icerisinde, diledigi noktada namaz kilmasinda bir beis yoktur!"
Buhari, Hacc 52, 51, Salat 30, 81, 96.

VAKFELER VE HUKUMLERI

1386 - Hz. Aise (radiyallahu anha) anlatiyor: "Kureys ve onun dinine mensub olanlar, (cahiliye devrinde) Muzdelife'de vakfe yapiyorlardi ve kendilerine hums denilirdi. Diger Araplar ise Arafat'da vakfe yapiyorlardi. Islam dini gelince, Cenab-i Hakk, Peygamberine (aleyhissalatu vesselam), Arafat'a gidip orada vakfe yapmalarini, sonra da oradan topluca ayrilmalarini emretti. Su ayet bu hususu beyan eder: "Sonra, insanlarin toplu olarak akin ettigi yerden siz de akin edin..."(Bakara 199).
Buhari, Tefsir, Bakara 35, Hacc 91; Muslim, Hacc 152, (1219); Tirmizi, Hacc 53,(884); Ebu Davud, Menasik 58, (1910); Nesai, Hacc 202 (5, 255).

1387 - Bir diger rivayette Hz. Aise (radiyallahu anha) der ki:"Hums: Allahu Teala hazretlerinin, haklarinda: "Sonra, insanlarin toplu olarak akin ettigi yerden siz de akin edin" (Bakara 199) ayetini indirdigi kimselerdir."
Hz. Aise (radiyallahu anha) devamla su aciklamayi yapti: "Insanlar Arafat'ta (vakfe yaparak oradan) bosanirlardi. Hums olanlar ise, Muzdelife'de (vakfe yaparak oradan) bosanirlar ve: "Biz ancak Harem'den akin ederiz" derlerdi. Ancak, "Sonra, insanlarin toplu olarak akin ettigi yerden siz de akin edin" (Bakara 199) mealindeki ayet nazil olunca, onlar da, (vakfe icin) Arafat'a ciktilar."

1388 - Rezin de bir rivayet ilave etmistir: "Kureys ve onun dininde olanlar -ki bunlar Hums denen zumredir- Muzdelife'de vakfe yapiyorlar ve: "Biz, Allahu Teala'nin katiniyiz yani Beytullah'in komsulariyiz, biz O'nun Harem'inden disari cikmayiz" derlerdi. Ebu Seyare, Arabi, (semeresiz) bir Arap eseginin uzerinde Arafat'tan indirdi."

1389 - Cubeyr Ibnu Mut'im (radiyallahu anh) anlatiyor: "Bir devemi kaybetmistim. Arefe gunu aramaya ciktim. Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'i Arafat'da herkesle vakfe yaparken gordum. (Hayretimden):
"-Vallahi bu hums'tan biri, burda ne isi var?" dedim. Kureysliler, hums'tan addedilirdi."
Buhari, Hacc 91; Muslim, Hacc 153, (1220); Nesai, Hacc 202,(5, 255).

1390 - Amr Ibnu Abdillah Ibni Safuanin Yezid Ibnu Seyban el-Ezdi (radiyallahu anh)'den naklettigine gore soyle anlatmistir: "Biz, vakfe mahallinde (Arafat'ta), Amr'in imamdan uzak tuttugu bir yerde vakfe yaparken, Ibnu Mirba' el-Ensar yanimiza gelerek:
"Ben Allah Resulu (aleyhissalatu vesselam)'nun size gonderdigi elciyim. Efendimiz hazretleri sizlere su emri gonderdiler:
"Mesairleriniz uzere olun. Zira sizler, babaniz ibrahim'in mirasi uzeresiniz."
Tirmizi, Hacc 53, (883); Ebu Davud, Menasik 63, (1919); Nesai,Hacc 202, (5, 255); Ibnu Mace, Menasik 55, (3011).

KaRdeLeN 10 January 2009 20:50

Cvp: Hadis-i Şerifler
 
1391 - Nubeyt Ibnu Serit el-Escai (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'i arafe gunu, kizil bir devenin uzerinde hutbe verirken gordum."
Ebu Davud, Menasik 62, (1916); Nesai, Hacc 199(5, 253).

1392 - el-Adda Ibnu Halid Ibni Hevze el-Amiri (radiyallahu ,anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'i, arafe gunu, bir devenin uzerinde uzengilere (basarak) dogrulmus, halka hutbe verirken gordum."
Ebu Davud, Menasik 62, (1917).

1393 - Zeyd Ibnu Eslem, Beni Damureli bir adamdan, o da babasi veya amcasindan sunu nakletmistir: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'i Arafat'ta bir minber uzerinde gordum."
Ebu Davud, Menasik 62,(1915).

1394 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) arefe gunu sabahi, sabah namazini kilinca Mina'dan hareket ederek Arafat'a geldi, Nemire'ye indi. Burasi, Arafat'a gelen umeranin indikleri yerdir. Ogle namazi vakti olunca Resulullah (aleyhissalatu vesselam) sicakta Nemire'den yurudu. Ogle ile ikindiyi birlestirdi, sonra halka hitab etti. Sonra yuruyup Arafat'taki vakfe yerinde durdu."
Ebu Davud, Menasik 60, (1913).

1395 - Nafi' anlatiyor: "Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) ogleyi, ikindiyi, aksami, yatsiyi ve sabahi Mina'da kilar, sonra gunes dogunca Arafat'a hareket ederdi."
Muvatta, Hacc 195,11, 400.

1396 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah, terviye gunu, Mina'da bize ogleyi, ikindiyi, aksami, yatsiyi ve ertesi gunu (Zilhicce'nin dokuzu) sabahi kildirir, sonra Arafat'a hareket ederdi."
Tirmizi, Hacc 50, 879).

1397 - Ebu Davud'da yine Ibnu Abbas: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam), terviye gunu ogleyi, arefe gunu de sabahi Mina'da kildirdi" demistir.
Ebu Davud, Hacc 59, (1911).

1398 - Urve Ibnu Mudarris et-Tai (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a Muzdelife'de namazi kildigi zaman geldim.
"Ey Allah'in Resulu, dedim, ben Tayy daglarindan geliyorum. Hayvanim da kendim de yorgunum ve bitkin dustuk. Allah'a kasem olsun, ey Allah'in Resulu, gelirken gectigim her dagin basinda mutlaka durdum. Benim icin hacc imkani var mi?"
Resulullah (aleyhissalatu vesselam) su cevabi verdi:
"Bizimle birlikte su namazi burada kilip, bizimle kalan, bundan once de Arafat'da geceleyin veya gunduzleyin kalmis olan, artik haccini tamamlamis, haramlardan kurtulmus olur."
Tirmizi, Hacc 57, (891); Ebu Davud,Menasik 69, (1950); Nesai, Hacc 211, (5, 263); Ibnu Mace, Menasik 57, (3016).

1399 - Abdurrahman Ibnu Ya'mur ed-Dili (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Arafat'da iken, munadisine (dellalina) soyle nida edip duyurmasini emretti: "Hacc Arafat'tir, kim Cem (Muzdelife) gecesi fecrin dogmasindan once (vakfeye) yetisirse, hacci idrak etmis demektir. Eyyam-i Mina uc gundur. Kim ilk iki gunde acele davranirsa, herhangi bir gunah terettup etmedigi gibi, te'hir edene de bir gunah terettup etmez."
Tirmizi, Hacc 57, (889); Ebu Davud, Menasik 69, (1949);Nesai, Hacc 211, (5, 264); Ibnu Mace, Menasik 37, (3015).

1400 - Hz.Ali (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Kuzah'ta vakfe yapti ve: "Burasi Kuzah'tir, vakfe mahallidir, Cem'in (Muzdelife'nin) tamami vakfe mahallidir. Ben burada kurbani kestim. Mina'nin her yani kesim yeridir. Kurbanlarinizi evlerinizde kesin" buyurdu."
Ebu Davud, Menasik 65, (1935).

KaRdeLeN 10 January 2009 20:50

Cvp: Hadis-i Şerifler
 
1401 - Imam Malik (rahimehullah)'e ulastigina gore, Resulullah (aleyhissalatu vesselam) soyle buyurmustur: "Arafat'in tamami vakfe yeridir. Urene vadisinden cikin (vakfe yeri degildir). Muzdelife'nin tamami vakfe yeridir, Muhassir vadisinden cikin (vakfe yeri degildir)."
Muvatta, Hacc 166 (1, 388); Muslim, Hacc 149.)

IFAZA HAKKINDADIR

1402 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Arafat'tan yola cikmisti, arkasindan birisinin (kosturmak icin) devesine siddetle bagirip, vurdugunu isitti. Bunun uzerine kamcisiyla (etrafindakilere kulak verin diye) isaret edip, soyle buyurdu:
"Sakin olun. (Allah'i razi edecek iyi davranis ve) birr acelede degildir."
Buhari, Hacc 94, Muslim, Hacc 268, (1282), 282, (1286); Ebu Davud, Menasik 64, (1920); NesaI, Hacc 204,(5, 257-258).

1403 - Usame Ibnu Zeyd (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) gunes battigi zaman Arafat'tan (ifaza yaparak) yola cikti. Dag gecidine geldigi zaman deveden inip bevletti. Sonra abdest aldi. Abdesti bol su kullanarak degil, hafifce aldi. Ben:
"Namaz mi kilacagiz ey Allah'in Resulu`?" diye sordum.
"Hayir, namaz onumuzde!" dedi ve devesine bindi. Muzdelife'ye gelince hayvandan indi ve yeniden abdest aldi. Bu sefer bol su kullandi.Sonra namaz basladi. Aksam namazini kildi. Sonra herkes devesini ihdi.Yine namaza baslandi. Bu sefer de yatsiyi kildi. Ikisi arasinda baska bir namaz kilmadi."
Buhari, Vudu 6, 35, Hacc 93, 95; Muslim, Hacc 266, (1280). Muvatta, Hacc 19?, (1, 400-401); Ebu Davud, Menasik 64, (1925); Nesai, Mevakit 56 (1, 292), Hacc 206, (5, 259).

1404 - Urve'den yapilan bir rivayet soyledir: "Hz. Usame (radiyallahu anh)'ye :"Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Veda haccindan, ifazadan (Arafat'tan ayrildiktan) sonra yolculugu nasil yapti?" diye sorulmustu. Su cevabi verdi:
"Hizli yururdu. Ancak yolda bir duzluge rastlarsa daha hizli yururdu."
Buhari, Hacc 92, Cihad 136, Megazi 77; Muslim, hacc 282, (1286); Muvatta, Hacc 176, (1, 392); Ebu Davud, Menasik 64, (1923); Nesai, Hacc 205, (5,259).

1405 -Fatima Bintu'l-Munzir anlatiyor: "Esma Bintu Ebi Bekr (radiyallahu anhuma) kendisi ve beraberindekilere Muzdelife'de sabah namazi kildiriverecek olan kimseye, safak soktugu zaman kildirmasini emredip, binegine atlar ve Mina'ya hareket eder (yolda da) durmazdi."
Muvatta, Hacc 175, (1, 392).

1406 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma): "Ben Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in Muzdelife gecesinde, ailesinden, erkenden taslamaya gonderdigi zayiflar grubu arasinda idim" demistir.
Buhari, Hacc 98;Muslim, Hacc 300, (1293); Tirmizi, Hacc 58, (892, 893); Ebu Davud, Menasik 66, (1939,1940); Nesai, Hacc 208, (5, 261, 271, 272); Ibnu Mace, Menasik 62, (3025).

1407 - Hz.Aise (radiyallahu anha) anlatiyor: "Sevde (radiyallahu anha), Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'tan Muzdelife'den geceleyin ifaza yapmak icin izin istedi. Sevde iri, agir yuruyen bir kadindi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ona izin verdi."
Hz. Aise (radiyallahu anha): "Keske ben de onun gibi izin istemis olsaydim" diye hayiflanirdi. (Vaktiyle izin almamis oldugu icin) O, hep imamla birlikte ifazada bulunurdu."
Buhari, Hacc 98; Muslim, Hacc 293-296,(1290); Nesai Hacc 209, (5, 262), 214 (5, 266).

1408 - Yine Hz. Aise (radiyallahu anha) anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam) Ummu Seleme'yi kurban gecesi (Mina'ya) gonderdi. Ummu Seleme, daha safak sokmeden seytan taslamasini yapti. Sonra gidip ifaza (tavafini) yapti."
Elbu Davud, Menasik 66, (1942); Nesai, Hacc 223, (5, 272).

1409 - Fatima Bintu'l-Munzir anlatiyor: "Esma Bintu Ebi Bekr (radiyallahu anhuma) kendisi ve beraberindekilere Muzdelife'de sabah namazi kildiriverecek olan kimseye, safak soktugu zaman kildirmasini emredip, binegine atlar ve Mina'ya hareket eder (yolda da) durmazdi."
Muvatta, Hacc 175, (1, 392).

ARAFAT VE MUZDELIFE'DE TELBIYE

1410 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Hz. Usame (radiyallahu anh) Arafat'tan Muzdelife'ye kadar Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in terkisinde idi. Sonra Muzdelife'den Mina'ya kadar da Fadl Ibnu Abbas'i terkisine aldi. Her ikisi de: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyuk seytani (Cemretu'1-Akabe) taslayincaya kadar telbiyeyi birakmadi" demistir."
Buhari, Hacc 86, Cihad 126; Muslim, Hacc 266, (1281); Tirmizi, Hacc 78, (918); Ebu Davud, Menasik 28, (1815); Nesai, Hacc 216, (5, 268), 229, (Buhari'de gosterilen bablarda rivayet mana yonuyle mevcuttur, lafzan degil).

KaRdeLeN 10 January 2009 20:50

Cvp: Hadis-i Şerifler
 
1411 - Said Ibnu Cubeyr anlatiyor: "Ben, Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) ile Arafat'ta beraberdim. Bir ara bana:"Niye halkin telbiyesini isitmiyorum?" diye sordu, ben kendisine:
"Muaviye (radiyallahu anh)'den korkuyorlar!" dedim. Bunun uzerine:
"Lebbeyk Allahumme lebbeyk, bu insanlar Ali'ye buguzlari sebebiyle sunneti terketmisler!" diyerek cadirindan cikti."
Nesai, Hacc 197 (5, 253).

1412 - Muhammed Ibnu Ebi Bekr es-Sakafi anlatiyor. Arafat'tan Mina'ya gelirken, beraberindeki Enes Ibnu Malik (radiyallahu anh)'e telbiyeden sorarak:"Siz Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ile nasil yapiyordunuz?" dedim. Bana:
"Dileyen telbiye getirirdi, Resulullah (aleyhissalatu vesselam) mudahale etmezdi. Dileyen tekbir getirirdi, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)ona da mudahale etmezdi! Dileyen de tehlil getirirdi, ona da mudahale etmezdi. Bizden kimse, (farkli zikirler de bulundugu icin) arkadasini ayiplamazdi. "
Buhari, Hacc 86, Iydeyn 12; Muslim, Hacc 274, (1285); Nesai, Hacc 192, (5, 250).

1413 - Ca'fer Ibnu Muhammed babasindan naklen anlatiyor: "Hz. Ali (radiyallahu anh), haccda, arefe gunu gunesin zeval noktasina gelmesine kadar telbiyeye devam eder, ondan sonra keserdi."
Muvatta,Hacc 44, (1, 338).

1414 - Hz. Usame (radiyallahu anh) anlatiyor: "Arafat'da ben Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in devesinin terkisinde idim. Bir ara dua icin ellerini kaldirmisti. (O esnada) deve, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'i egdi.Derken yulari dustu. Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) yulari elinin biriyle tutup, diger elini kaldirarak duasina devam etti."
Nesai, Hacc 202, (5, 254).

REMYIN KEYFIYETI (TASLAMANIN NASIL YAPILDIGI)

1415 - Abdurrahman Ibnu Zeyd anlatiyor: "Ibnu Mes'ud (radiyallahu anh), vadinin dibinden yedi cakil atarak buyuk seytani tasladi. Her tasi attikca tekbir getriyordu. Bu sirada Beytullah sol tarafinda, Mina da saginda olacak sekilde durmustu. Kendisine:
"Insanlar, taslari yukarisindan atiyorlar!" denince su cevabi verdi:
"Burasi, kendinden baska ilah olmayan Zat'akasem olsun, Bakara suresinin uzerine indigi makamdir.
Buhari, Hacc 135, 136, 137,138; Muslim, Hacc 305, (1296); Tirmizi, Hacc 64, (901); Ebu Davud, Menasik 78, (1974); Nesai. Hacc 226,(5,273).

1416 - Tirmizi ve Nesai'de soyle denmistir: "(Ibnu Mes'ud) Akabe cemresine geldi. Vadinin dibinde durdu, kibleye karsi yonelip, sag kasinin ust hizasindan yigina (taslari) atmaya basladi..."
Tirmizi, Hacc 64, (901).

1417 - Hz. Sad (radiyallahu anh) anlatiyor: "Veda haccindan Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'la beraber donduk. (Yolda konusurken) bazilarimiz "Yedi tas attim" bazilarimiz da: "Alti tas attim" diyordu, kimse kimseyi bu sebeple kinamiyordu."
Nesai, Hacc 227, (5, 275).

1418 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam), Akabe (taslamasi) sabahi, bineginin uzerindeyken:
"Bana (tas) toplayiver!"dedi. Ben de (sehadet ve basparmaklarla atilabilecek buyuklukte) ufak taslardan onun icin topladim. Avucuna koydugum sirada:
"Iste bunlar gibi. Dinde asiriliktan sakinin. Sizden oncekileri, dinde asiriliklari helak etmistir!" dedi."
Nesai, Hacc 217, (5, 268).

TASLAMANIN (REMY) VAKTI

1419 - Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Ben, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'i yevm-i nahrde kusluk vakti tas atarken gordum. Ama bundan sonraki gunlerde, gunesin zevalinden (ogle vaktinden) sonra tas atti."
Muslim, Hacc 313, (1299); Tirmizi, Hacc 59, (894); Ebu Davud, Menasik 78, (1971j; Nesai, Hacc 221, (5, 270j. Bu hadisi Buhari, muallak olarak zikretmistir, Hacc 134.)

1420 - Nafi' anlatiyor: "Abdullah Ibnu Omer (radiyallahu anhuma)'in zevcesi Safiyye Bintu Ebi Ubeyd'in oglan kardesinin kizi Muzdelife'de nifas oldu (dogum yapti). Bu yuzden o da, Safiyye de geri kaldilar ve Mina' ya yevm-i nahrde guries battiktan sonra geldiler. Hz. Abdulllah Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) onlara geldikleri anda tas atmalarini emretti ve bu gecikmeden dolayi onlarin herhangi bir kefaret odemesine hukmetmedi."
Muvatta, Hacc 220, (1, 409).

KaRdeLeN 10 January 2009 20:51

Cvp: Hadis-i Şerifler
 
1421 - Ebu'l-Beddah Asim Ibnu Adiyy, babasi Adiyy (radiyallahu anh)'den naklediyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) develerin cobanina, yevm-i nahrde tas atmislarsa, ertesi gun tas atmayip develerle kalmaya, sonra da iki gunluk tas atmaya ve yevm-i nefrde atmaya ruhsat tanidi. "
Nafi' anlatiyor: "Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) soyle derdi: "Eyyam-i tesrikin ortasi gunu, gunes batmazdan once Mina'dan ayrilmayan kimse ertesi gunu taslari atmadan ayrilmasin."
Muvatta, Hacc 214, (1, 407).

BINEREK VE YURUYEREK TASLAMA

1422 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) taslari atacagi zaman yaya gider, yaya donerdi."
Ebu Davud, Menasik 78, (1969); Tirmizi, Hacc 63, (900).

1423 - Kasim Ibnu Muhammed anlatiyor: "Insanlar (yani sahabeler) taslamaya yayan gider, yayan donerdi. (Bu safhada) ilk binen Hz.Muaviye (radiyallahu anh) oldu."
Muvatta, Hacc 215, (1, 40?).

1424 - Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Yevm-i nahrde (kurban gununde) Resulullah (aleyhissalàtu vesselam)'i, taslamayi binerek yaparken gordum. Taslarini devesinin uzerinde iken atmis ve soyle demisti:
"Menasikinizi benden alin. Bilemiyorum, belki de bu haccdan sonra hatcc yapamam:"
Muslim; Hacc 310, (2197); Ebu Davud; 78 (1970); Neaai,Hacc 2220, (5, 270).

MUTEFERRIK HADISLER

1425 - Hz. Cabir anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) efendimiz buyurdular ki: "(Taharet maksadiyla) tas kullanmak tektir. Seytana atilan tas tektir. Safa ile Merve arasinda sa'y tektir, tavaf da tektir. Oyle ise sizden biri (taharet icin) tas kullanacaksa bunu da tek kilsin."
Muslim, Hacc 315, (1300).

1426 - Ibnu Abbs (radiyallahu anhuma)'in (anlattigina gore)Resulullah (aleyhissalatu vesselam) soyle demistir: "Atilan taslardan kabul edilenler kaldirilmasaydi, Sebir dagindan daha buyuk bir yigin ortaya cikardi."
Rezin'in ilavesidir. Hadis Munziri'nin et-Tergib ve't-Terhib'inde kaydedilmistir (2,131).

HALK VE TAKSIR HAKKINDA

1427 - Hz. Enes (radiyallahu anh): "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) cemretu'1-Akabe'ye geldi, taslarini atti, sonra Mina'daki menziline (konakladigi yere) geldi ve kurbanini kesti. Sonra berbere: "Al!" dedi ve sag yanini isaret etti. Sonra sol tarafini isaret etti, sonra (kesilen saclari) halka vermeye basladi."Bir rivayette soyle denir: "Sag yandan kesileni sagindakilere, solyandan kesileni de Ummu Suleym'e verdi."
Buhari, Vudu 33; Muislim, Hacc 323, (1305); Tircnizi, Hacc 73, (912); Ebu Davud, Menasik 79, (1981).

1428 - Bir rivayette soyle denmistir: "Sol taraftan kesilenleri Ebu Talha'ya verdi ve ona: "Bunu halka dagit" diye emretti."

1429 - Hz. Ali (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) kadinin sacini tras etmesini yasakladi."
Tirmizi, Hacc 75,(914).
Rezin'in ilavesinde: "...Haccda da, umrede de" ziyadesi vardir. Buziyadeden sonra (Rezin ilaveten sunu) der: "Onlara sadece teksir (kisaltma) gereklidir."

1430 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Ey Allahim, tras olanlara rahmet et" diye dua etmisti. Yanindakiler:
"Kisaltanlara da ey Allahin Resulu!" dediler. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) efendimiz: "Ey Allahim tras olanlara rahmet et!"diye duasini tekrar etti. Yanindakiler tekrar:
"Kisaltanlara da Ey Allah'in Resulu!" dediler, bu sefer:
"Kisaltanlara dal"buyurdu."
Buhari, Hacc 127; Muslim, Hacc 316, (1301);Muvatta, Hacc 184, (1, 395); Tirmizi, Hacc 74, (913); Ebu Davud, Menasik 79, (1979).

KaRdeLeN 10 January 2009 20:51

Cvp: Hadis-i Şerifler
 
1431 - Sahiheyn'in Ebu Hureyre (radiyallahu anh)'den kaydettign bir rivayet soyledir: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Ey Allahim,tras olanlara magfiret et!" demisti, yanindakiler: "Ey Allah'in Resulu! Kisaltanlar icin de (dua ediver!)" dediler. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) yine: "Ey Allahim, tras olanlara magfiret et!" buyurdu. Yanindakiler: "Ey Allah'in Resulu! Kisaltanlar icin de (dua ediver!)" dediler. Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Ey Allahim, tras olanlara magfiret et!" dedi.Yanindakiler: "Ey Allah'in Resulu! Kisaltanlara da (dua ediver)" dediler. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) (bu ucuncu talebte): "Kisaltanlara da!" dedi."
Buhari, Hacc 127; Muslim, 320, (1302).

1432 - Muslim'de Ummu'1 Husayn (radiyallahu anha)'in bir rivayeti soyledir: "Veda haccinda Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in, tras olanlara uc kere, kisaltanlara bir kere dua ettigini isittim."

IHRAMDAN CIKMA ( TAHALLUL)

1433 - Abdullah Ibnu Amr Ibni'l-As (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Veda haccinda Mina'da, halkin meselelerini kendisine sormasi icin durmustu. Bir adam gelip:
"(Ben kurbanin trastan once olacagini) bilemedim ve kurbandan once tras oldum?" dedi. Resulullah (aleyhissalàtu vesselam):
"(Simdi de kurbanini) kes, burada bir beis yok" cevabini verdi. Bir baskasi daha gelip:
"(Tasi kurbandan once atmak gerektigini) bilemedim ve taslamayi yapmadan kurban kestim" dedi. Buna da:
"Simdi tasini at, bunda bir mahzur yok!" diye cevap verdi. O gun Resulullah (aleyhissalatu vesselàm)'a "Sunu once, yaptik"; "Bunu sonra yaptik" seklinde takdim te'hirle ilgili her ne soruldu ise hepsine: "Yap bunda bir mahzur yoktur!" diye cevap verdi."
Buhari, Hacc 131, Ilm. 23, 46,Eyman 15; Muslim, Hacc 327, (1306); Muvatta, Hacc 242, (1, 421); Tirmizi, Hacc 76,(916); Ebu Davud, Menasik 80, (2014); Ibnu Mace, Menasik 74, (3051).

1434 - Usame Ibnu Serik (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'la birlikte ben de hacca ciktim. Halk kendisine muracaat ediyordu. Gelenlerden bazisi:
"Ey Allah'in Resulu, tavaftan once sa'y yaptim, bazi seyleri vaktinden sonraya biraktim veya vaktinden once aldim (ne buyurursunuz, hukmu nedir?)" seklinde soruyordu. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) da:
"Bunda bir gunah yok. Ancak bir kimse bir Muslumanin irzini makaslarsa (giybetini ederse) o zalimdir. Iste gunah isleyen ve kendini helake atan odur. " buyurdu.
Ebu Davud, Menasik 88, (2015).

1435 - Nafi' anlatiyor: "Ibnu Omer (radiyallahu anhuma), ifaza tavafini yapmis, fakat cehaletle henuz tras olmamis, kisaltma da yaptirmamis bir adama rastladi. Adama, donup tras olmasini veya sacini kisaltmasini, sonra da Beytullah'a yeniden ifaza tavafinda bulunmasini emretti."
Muvatta, Hacc 189, (1, 397).

IHRAMDAN CIKMA VAKTI

1436 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "(Babam) Hz. Omer (radiyallahu anh) buyurdu ki:
"Kim cemretu'1-Akabe'ye tasini atar, sonra tras olur veya kisaltir ve de -yaninda oldugu takdirde- kurbanini keserse, kendisine ihramli iken haram olanlardan -kadina temas ve koku haric- hepsi helal olur. Bunlarin haramligi Beytullah'a yapacagi ifaza tavafina kadar devam eder. Ifaza yapinca onlar da helal olur."
Muvatta, Hacc 221, (1, 410).

1437 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) demistir ki: "Bir kimse cemretu'1-Akabe'ye tasini atti mi kendisine -kadin disinda- haram olan her sey helal olur." Onun bu sozu uzerine:
"Ya koku? (o da mi helal olur?)" diye soruldu. Dedi ki:
"Gercekten ben Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'i misk surunurken gordum. Yoksa o koku degil miydi?"
Nesai, Hacc,231, (5, 277); Ibnu Mace, Menasik 70, (3041).

1438 - Ummu Seleme (radiyallahu anha) anlatiyor: "(Veda haccinda) yevm-i nahrin gecesinde Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in beraber olma nobeti bende idi. O aksam, Vehb Ibnu Zem'ave beraberinde Ebu Umeyye ailesinden bir adam oldugu halde, kamislerini giymis o1arak yanimiza geldiler.
Resulullah (aleyhissalatu vesselam), Vehb (radiyallahu anh)'e:
"Sen ifaza tavafini yaptin mi Ey Ebu Abdillah ?" diye sordu. Vehb:
"Hayir! Vallahi ey Allah'in Resulu, yapmadim!" deyince, Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Oyleyse su kamisi cikar!" dedi. Vehb, onu basindan cikardi. Arkadasi da kamisini basindan cikardi. Sonra Vehb sordu:
"Nicin (cikariyoruz) Ey Allah'in Resulu`?"
"Cunku bugun, cemreye tas attiginiz takdirde ihramdan cikmaniza, yani size haram edilen her Seyin -kadin haric- helal olmasina ruhsat tanindi. Eger siz, Beytullah'i tavafetmeden aksama girerseniz, cemretu'l-Akabeye tas atmazdan onceki gibi haram olursunuz, bu hal Beytullah'i tavafedinceye kadar devam eder" diye cevap verdi."
Ebu Davud, Menasik 83,(1999).

1439 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) soyle demistir: "Beytullah'i hacc maksadiyla olsun, baska maksadla olsun, her kim tavaf ederse tahallul etmis (ihram yasaklarindan cikmis) olur."(Ibnu Abbas'in bu sozunu nakleden) Ata'ya:
"Bunu neye dayanarak soyluyor?" diye soruldu. Su cevabi verdi:
"Cenab-i Hakk'in su sozune dayanarak:"Sonra varacaklari yer Beyt-i Atik'a muntehidir" (Hacc 33). Kendisine su cevap verildi:
"Ama bu, Arafat'ta vakfeye durulduktan sonra olacaktir."
Ata bu cevap uzerine acikladi: "Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) bunun Arafat vakfesinden once ve sonra olacagini soylerdi. Bu hukmu, Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselain)'in Veda hacci sirasinda Ashab'a verdigi ihramdan cikma emrinden istinbat ediyordu."
Buhari, Megazi 77; Muslim, Hacc 206-208, (1244,1245).

1440 - Hz. Hafsa (radiyallahu anha) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) zevcelerine, Veda hacci senesinde ihramdan cikmalarini emretti. Ben:
"Siz niye ihramdan cikmiyorsunuz?" diye sordum.
"Ben basimi telbid ettim, kurbanligimi hazirladim, kurbanligimi kesmeden ihramdan cikamam"diye cevap verdi."
Buhari, Hacc 34, 107, 126,Megazi 77, Libas 89; Muslim,Hacc 186, (1229); Muvatta, Hacc 180 (1, 394); Ebu Davud,Menasik 24, (1806); Nesai, Hacc 40, (5,136) 67, (5,172); Ibnu Mace, Menasik 72, (3046).

KaRdeLeN 10 January 2009 20:52

Cvp: Hadis-i Şerifler
 
1441 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalàtu vesselam) (Veda haccinda) umre icin ihrama girdi. Ashabi ise (radiyallahu anhum ecmain) hacc icin ihrama girdi. (Mekke'ye varinca) ne Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ne de beraberinde kurbanliklari olanlar ihramdan cikmadilar. Geri kalanlar ihramdan ciktilar."
Muslim, Hacc 196, (1239).

1442 - Nafi' (rahimehullah) anlatiyor:
"Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) dedi ki: "Ihramli kadin, ihramdan cikinca, sac orgulerinin ucundan bir miktar kesmedikce taranmaz. Sayet kurbanligi varsa, kurbani kesilinceye kadar sacindan hicbir sey kesemez."
Muvatta, Hacc 163, (1, 387).

KURBANIN VACIB OLUSU VE SEBEPLERI

1443 - Mihnef Ibnu Suleym (radiyallahu anh) arlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'i isittim soyle buyurmustu: "Ey insanlar, her aile sahibine her sene bir kurbanlik, bir de atire borc olmustur. Atire'nin ne oldugunu biliyor musunuz ? O, recebiye dediginiz seydir. "
Tirmizi, Edahi 18, (1518); Ebu Davud, Dahaya 1, (2788); Nesai, Akika 6, (7,167-168); Ibnu Mace, Menasik 2, (3125).

1444 - Abdullah Ibnu Amr Ibnu'l-As (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Kurban gununu bayram olarak kutlamakla emrolundum. Onu bu ummet icin Allah bayram kilmistir" buyurmustu. Bir adam kendisine:
"Ey Allah'in Resulu! Ben iareten verilmis bir hayvandan baska bir seye sahip degilsem, onu kesebilir miyim?" diye sordu. Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Hayir, dedi, ancak sacini, tirnaklarini kisaltir, biyiklarindan alir, etek trasini olursun. Bu da sana Allah indinde bir kurban yerine gecer."
Ebu Davud, Edahi,1 (2789); Nesai, Dahaya 2, (7, 213).

1445 - Nafi' (rahimehullah) anlatiyor: "(Ailenin her ferdi icin kurban kesmek gerektigi gorusunde olan) Abdullah Ibnu Omer (radiyallahu anhuma), anne karnindaki cocuk adina kurban kesmezdi."
Muvatta Dehaya 13, (2, 487).

KURBANIN KEMIYETI VE MIKTARI

1446 - Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Biz, Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ile birlikte (Hudeybiye senesi) umrede temettu yaptik. O zaman yedi kisi adina bir sigir keserek istirak ettik. Keza deve de yedi kisi adina kesilmisti."
Muslim, Hacc 355, (1318); Muvatta, Dahaya 9, (2, 486); Timizi, Hacc 66, (904); Ebu Davud, Dahaya 7, (2807); Nesai, Dahaya 16, (7, 222).

1447 - Ibnu Abbass (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Biz, Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ile birlikte bir seferde iken Kurban Bayrami geldi. Kurban icin, sigirda yedi kisi, devede on kisi ortak olduk."
Tirmizi, Hacc 66, (905); Nesai, Dahaya (7, 222).

1448 - Huceyye Ibnu Adiyy anlatiyor: "Hz. Ali (radiyallahu anh): "Sigir yedi kisi adina kesilir" demisti. Kendisine:
"Ya dogurmussa?" diye soruldu.
"Oyleyse yavrusunu da beraber kes!" buyurdu. Kendisine:
"Ya topalsa?" diye soruldu.
"Kesim yerine ulasabildiyse tamam" dedi.
"Ya boynuzu kiriksa?" dendi.
"Zarar etmez. Biz goz ve kulaklarinin saglamligini kontrol etmekle emrolunduk!" diye cevap verdi."
Tirmizi, Edahi 9, (1503).

1449 - Nafi' (rahimehullah) anlatiyor: "Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) kurbanliklarin: "Tirnaklilar (yani sigirlar) hakkindaucuncu senesine girmis, veya gecmis, etli ayaklilar (develer) hakkinda da altinci yasina girmis veya gecmis olmasini" sart kosardi."
Muvatta,Hacc 147, (1, 380).

1450 - Ebu Eyyub (radiyallahu anh) anlatiyor: "Bizden biri, kendisi ve ailesi halki icin tek bir koyun kurban eder, (etinden hem yerler hem de baskalarina yedirirlerdi). Sonra insanlar, ovunmeye basladilar ve (kurbanlar) bir ovunme vasitasi oldu."
Muvatta, Dahaya 10, (2, 486); Tirmizi, Dahaya 10, (1505); Ibnu Mace, Dahaya 10, (3147).

KaRdeLeN 10 January 2009 20:52

Cvp: Hadis-i Şerifler
 
1451 - Ibnu Sihab (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) (Veda hacci sirasinda) kendisi ve aile halki icin sadece bir deve veya bir sigir kesmistir."
Muvatta, Dahaya 11, (2, 486).

1452 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) demistir ki: "Sigir, sadece (bir kimse icin kesilir, koyun da bir kimse icin kesilir, deve de bir kimse adina kesilir."
(Keza Ibnu Omer) derdi ki: "Ibadet icin kesilen hayvana cemaat istirak edemez. Istirak olsa olsa ayni aile halki arasinda olur."
Rezin ilave etmistir.

1453 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam), ayakta oldugu halde yedi deveyi kendi eliyle kesti. Medine'de ise, boynuzlu ve alacali iki koyun kurban etti. Resulullah (aleyhissalàtu vesselam) keserken tekbir getiriyor, besmele cekiyor ve ayagini hayvanlarin boyunlarinin uzerine koyuyordu."
Buhari, Hacc 117, 119, Cihad 104,126; Muslim, Edahi 17, (1966); Tirmizi, Edahi 2, (1494); Ebu Davud, Edahi 4, (2793, 2794); Nesai, Dahaya 28-31, (7, 219-230); Ibnu Mace, Edahi 1, (3120).

1454 - Ebu Said (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) boynuzlu erkek bir kocu kurban etti. Koc siyahin icinde bakar, siyahin icinde yurur, siyahin icinde yerdi."
Tirmizi, Edahi 4, (1496);Ebu Davud, Dahaya 4, (2796); Nesai,Dahaya 14, (7, 221); Muslim, Edahi 19, (1967).

1455 - Ebu Umame (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Kurbanligin en hayirlisi (boynuzlu) koctur. Kefenin en hayirlisi da takimdir."
Tirmizi, Edahi 18, (1517).

1456 - Hz. Aise (radiyallahu anha) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Veda haccinda, Muhammed ailesi icin tek bir sigir kesti"
Ebu Davud, Menasik 14, (1750).

1457 - Hanes (rahimehullah) anlatiyor: "Hz. Ali (radiyallahu anh)'yi gordum, iki koc kesmisti. Dedi ki:
"Biri kendim icin, digeri Resulullah (aleyhissalatu vesselam) icin"
Hz. Ali (radiyallahu anh) ilave etti:
"Resulullah (aleyhissalatu vesselam)) boyle emretti -veya soyle demisti: Boyle vasiyet etti- Ben (hayatta oldugum muddetce ebediyyen terketmeyecegim."
Tirmizi, Edahi 1, (1495); Ebu Davud, Dahaya 2, (2790).

1458 - Urve (rahimehullah)'den anlattigina gore, evladlarina soyle demistir: "Evlatlarim., sakin biriniz, bir buyuge hediye edince utanacagi bir seyi Allah icin kurban sunmasin. Zira Allah, buyuklerinin buyugudur ve O, en seckine herkesten ziyade layiktir."
Muvatta, Hacc 147, (1, 380).

KURBAN OLABILECEK HAYVANLAR

1459 - Hz.Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Yillanmis (yasini basini almis) hayvanlardan kurban kesin. Boylesini bulmakta zorluk cekerseniz o baska. Bu taktirde koyundari bir kuzu kesiverin"buyurdular."
Muslim, Hacc 13, (1963); Ebu Davud,Dahaya 5, (2797); Nesai, Dahaya 13, (7, 218).

1460 - Ukbe Ibnu Amir (radiyallahu anh)'in anlattigina gore:"Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ashabi arasinda taksim edilmek uzere bir miktar davar vermisti. Dagitim yapilinca geriye bir oglak artti. Ukbe durumu Resulullah (aleyhissa1atu vesselam)'a haber verince:
"Onu da sen kurban et!" buyurdu."
Bir rivayette (artik Ukbe'ye kalan) bir ceze'dir. Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "(Sen de) onu kurban et!" demistir.
Buhari,Edahi 7, 2;Vekalet 1, Sirket 12; Muslim, Edahi 15, (1965); Tirmizi, EdahI 7, (1500); Nesai, Dahaya 13, (7, 218); Ibnu Mace, Edahi 7, (3138).

KaRdeLeN 10 January 2009 20:52

Cvp: Hadis-i Şerifler
 
1461 - Asim Ibnu Kuleyb babasindan, o da Mucasi' es-Sulemi (radiyallahu anh)'den haber veriyor. Onun rivayeti uzere: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Koyunun kuzusu, keciden ikinci yasina basanin gordugu vazifeyi gorur" buyurmustur.
Ebu Davud, Dahaya 5, (2799); Nesai, Dahaya 13, (7,219); Ibnu Mace, Edahi 7, (3140).

KURBAN OLAMAYACAK HAYVANLAR

1462 - Hz.Ali (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam), (kurbanlik olarak kesecegimiz hayvanin) goz ve kulaklarina dikkat etmemizi, "Kulagi onden delinmisi veya arkadan delinmisi veya ortadan yarilmisi, veya yuvarlak delirimisi kurban yapmayin"diye emretti."
Tirmizi, Edahi 6, (1498); Ebu Davud, Dahaya 6, (2804, 2805, 2806), Nesai,Edahi 10, (7, 217); 11,12, Ibnu Mace, Edahi 8, (3142).

1463 - Ubeyd Ibnu Firuz, Bera (radiyallahu anh)'dan naklen, Reslullah (aleyhissalatu vesselam)'in soyle soyledigini rivayet etmistir:
"Kurbanliklarda korlugu belli olan kor, hastaligi acikca belli olan hasta, (yurumeye mani olacak derecede) topalligi acik ola topal, iligi kurumus zayif hayvanin kurban edilmesi caiz degildir. "
Muvatta, Dahaya 1, (2,482); Tirmizi, Edahi, 5, (1497); Ebu Davud, Dahaya 6, (2802); Nesai, Dahaya 5,6, 7, (7,214, 215).

1464 - Yezid Zi-Misr anlatiyor: "Utbe Ibnu Abd essulemi'ye gelip:"Ey Ebu'l-Velid! Kurbanlik almak icin cikmistim, hosuma giden bir sey bulamadirn. Azilari dokulmus bir sey vardi, ona da gonlum razi olmadi. Siz ne dersiniz?" diye sordum.
"Onu bana getirmedin mi?" demesin mi.?
"Subhanallah, dedim, yani o, senin icin caiz de benim icin mi caiz degil?"
"Evet, oyledir, dedi..Sen suphe ediyorsun, ben etmiyorum. Bilesin ki, Resulullah (aleyhissalatu vesselàm) sunlari yasakladi: "Kulagi dibinden kesik, boynuzu dibinden cikmis, gozunun biri oyulmus, (zayifligi, dermansizlign sebebiyle suruden kalip) yatir olmus, ayagi kirilmis."
Ebu Davud, Dahaya 6, (2803).

KURBANLIGIN ISARETLENMESI

1465 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Zulhuleyfe'de ogle namazini kildi, sonra kurbanlik devesini getirip horgucunun sag yanina nisani vurdu, kan akitti (boynuna) iki tane nalin takti. Sonra binek devesine atladi. Beyda duzlugune ulasinca, hacca niyet ederek telbiye getirdi."
Muslim, Hacc 205 (1243); Tirmizi, Hacc 67, (906); Ebu Davud, Menasik 15, (1752); Nesai, Hacc 63, (5,170172); Ibnu Mace, Menasik 96, (3097).

1466 - Hz. Ayse (radiyallahu anha)'nin bir rivayetine gore, "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) kurban olarak davar sevketti ve koyunlara isaret takti."
Buhari Hacc 110, Edahi 15; Muslim, Hacc 359, (1321); Tirmizi, Hacc 70, (909); Ebu Davud, Menasik 15, (1755); Nesai, Hacc 69, (5,173,174); Ibnu Mace; Menasik 95, (3096).

1467 - Veki' (rahimehullah): "Kurban olacak deveye nisan vurup, boynuna alamet takmak sunnettir" demisti. Ehl-i reyden birisi kendisine:
"Nehai'den, bunun musle (eziyet) oldugu rivayet edilmistir" dedi.Veki 'kizarak:
"Ben sana "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) devesine isaret vurdu, bu sunnettir" diyorum, sen bana: "Falandan rivayet edildi" diyorsun. Sen hapse tikilip su sozunden vazgecinceye kadar salinmamaya ne kadar layiksin!" der.
Tirmizi, Hacc 67, (906).

KURBAN KESMENIN YERI VE ZAMANI

1468 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Namazdan once kurban kesmis olan (bilsin ki, kestigi kurban degildir, ailesine et takdim etmistir), yeniden kessin!"buyurdu."
Buhari, Edahi 1, 4, 12, Iydeyn 5, 23; Muslim, Edahi 16, (1962); Nesai, Iydeyn 30, (3,193).

1469 - Bera (radiyallahu anh) anlatiyor: "Ebu Burde Ibnu Niyar (radiyallahu anh) namazdan once kurbanini kesmisti. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ona:
"Kurbanini yenile!" dedi. Ebu Burde:
"Ey Allah'in Resulu, benim sadece bir oglagim var. Ancak nazarimda yillanmis olandan daha kiymetlidir!" deyince: "Oburunun yerine bunu kurban et. Ancak oglak senden sonra, kimseye kurban icin yeterli olmayacak!" dedi."
Buhari, Edahi 1, 8,11,12, Iydeyn 3, 5, 8,10,17, 23; Muslim, Edahi 4, (1961); Tirmizi, Edahi 12, (1508); Ebu Davud, Dahaya 5, (2800); Nesai, Dahaya 17, (7, 222, 223).

1470 - Imam Malik'e ulastigina gore, Resulullah (aleyhissalatu vesselam), Mina'da soyle demistir: "Iste kurban kesilen yer. Mina'nin her tarafi kesim yeridir."
Umre sirasinda da soyle buyurmustur: "Burasi kurban kesme yeridir." "Burasi" sozu ile Merve'yi kastedmistir. Mekke'nin butun gecit ve yollari kurban kesme yeridir."
Muvatta, Hacc 178, (1, 393); Ebu Davud, Menasik 65, (1937); Ibnu Mae, Menasik 73, (3048).

KaRdeLeN 10 January 2009 20:53

Cvp: Hadis-i Şerifler
 
1471 - Nafi' (rahimehullah) anlatiyor: "Kim bir bedene kesmeye nezrederse, artik devesine alamet olarak iki nalin takar, (horgucunu kanatarak) nisan vurur, sonra da onu Beytullah'in yaninda veya Mina'da yevm-i nahrde (bayramin birinci gunu) keser. Kurban icin bir baska kesim yeri yoktur. Kim de deve veya sigirdan cezur adamis ise onu diledigi yerde keser."
Muvatta, Hacc 182, (1, 394).

1472 - Yine Nafi'nin anlattigina gore Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) su aciklamayi yapmistir: "Kurban gunleri, yevm-i nahr'den sonra iki gundur."
Imam Malik der ki: "Bana, bunun aynisi Ali Ibnu Ebi Talib (radiyallahu anh)'den de ulasti."
Muvatta, Dahƒya 12, (2, 487).

KESMENIN ADABI

1473 - Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) yevm-i nahr'de alacali, boynuzlu ve igdis edilmis iki koc kesti. Koclari kesmek uzere (yatirip kibleye) yoneltince: "Suphesiz ki ben, bir muvahhid (Allah'i bir taniyici) olarak yuzumu o gokleri ve yeri yaratmis olan Allah'a yonelttim. Ben musriklerden degilim" ve "Suphesiz benim namazim da, menasikim de, hayatim da, olumum de hicbir ortagi olmayan, alemlerin Rabbi Allah'indir. Ben boylece emrolundum. Ben (bu ummette) Musluman olanlarin ilkiyim" (En'am 162) (ayetlerini okudu vehttp://www.geldegirme.com/forum/imag...lies/smile.gif
"Ey Rabbim (bu kurban bize) sendendir, senin rizan icin (kesiyoruz) ve sana (ulasacak)tir. Ey Rabbim, Muhammed ve ummetinden bunu kabul buyur. Bismillahi vallahu ekber!" deyip, sonra kocu kesti."
Ebu Davud, Dahaya 4, (2795); Tirmizi, Edahi 21, (1520); Ibnu Mace, Edahi 1, (3121).

1474 - Yine Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'le musallada hazir bulundum. Hutbesini tamamlayinca minberinden indi. Kurbanlik kocuna gelip kendi eliyle kesti. Keserken: "Bismillahi vallahu ekber. Bu benim adima ve ummetimden kurban kesmeyenlerin adinadir!" dedi."
Tirmizi, Edahi 22, (1522).

1475 - Garafe Ibnu'l-Haris el-Kindi (radiyallahu anh) anlatiyor: "Veda haccinda Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a sahid oldum. Kendisine (kesmesi icin) bir deve getirilmisti.
"Bana Ebu'l-Hasan'i cagirin !" dedi. Hz. Ali (radiyallahu anh) cagirildi.
"Harbenin asagisindan tut!" dedi. Hz. Ali tuttu. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) da yukarisindan yakaladi. Ikisi birden deveye durttuler. Deve sol on ayagindan bagliydi. Diger ayaklarinin ustunde ayakta duruyordu. Deveyi kesip yere yikinca:
"Isteyen parca alsin!" dedi. Bu musahedem Mina'da yevm-i nahrde idi. Kesim isinden bosalinca, katirina bindi. Hz. Ali (radiyallahu anh)'yi de terkisine aldi."
Ebu Dƒvud, Menƒsik 19,1766.)

1476 - Yine Tirmizi'nin Abdullah Ibnu Gurt'tan kaydettigi rivayette soyle denir: ". . . Hayvan yere yikilinca:
"Dileyen parca alsin!" buyurdu."
Ebu Davud, Menasik 19, (1765).

1477 - Hz. Ali (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) elleriyle otuz deve kesti. Geri kalani da bana soyledi, ben kestim. Bunlar yetmis taneydi."
Muvatta, Hacc 181, (1, 394); Ebu Davud Menasik 19, (1764).

1478 - Hz. Ebu Musa (radiyallahu anh)'dan rivayet edildig ne gore: Kizlarina, kurbanlarini kendi elleriyle kesmelerini, ayagini kurbanin boynuna basmayi, keserken tekbir getirip besmele cekmeyi tenbih etmistir. "
Rezin, ilavesidir. Buhari, senetsiz olarak bab basliginda kaydetmistir. (Edahi 10).

KURBANDAN YEMEYE DAIR

1479 - Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Biz kurbanlarimizin etinden uc gunden fazla yemezdik. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bize ruhsat tanidi ve:
"Yiyin ve aziklanin da!" buyrdu."
Buhari, Hacc 124, Cihad 123, Et'ime 27 Edahi 16; Muslim, Edahi 29, (1972); Nesai, Edahi 36, (7, 233).

1480 - Abis Ibnu Rebia anlatiyor: "Hz.Aise'ye: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) kurbanlarin etlerinden uc gunden fazla yenilmesini yasakladi mi?" diye sordum.
"Evet, fakat bunu insanlarin (kitlik cekip) aciktigi yilda yapti. Boylece zenginlerin fakirleri doyurmasini arzu etmisti. Biz koyunun pacasini kaldirip, on bes gece sonra yiyorduk" dedi. Ben:
"Sizi buna mecbur eden sey ne idi!" deyince guldu ve:
"Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Allah'a kavusuncaya kadar, Muhammed ailesi uc gun ust uste doyuncaya kadar katikla ekmek yememistir" dedi."
Buhari, Et'ime 27, Edahi 16; Muslim,Edahi 28, (1971); Muvatta, Edahi 5; Tirmizi, Edahi 14, (1511); Ebu Davud, Edahi 10, (2812); Nesai, Edahi 37, (7, 235, 236).


window.google_render_ad();

KaRdeLeN 10 January 2009 20:53

Cvp: Hadis-i Şerifler
 
1481 - Nubeyse (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Biz sizleri, kurbanlarin etinden uc gunden fazla yemenizi, bircogunuza kurban eti ulassin diye yasaklamistik. Simdi, Allah Teala bolluk verdi. Artik yiyin, biriktirin ve ucret isteyin. Haberiniz olsun, bu bayram gunleri yemek, icmek ve zikir gunleridir."
Ebu Davud, Edahi 10, (2813); Ibnu Mace, Edahi 16 (3160).

HELAK OLAN KURBANLIK HAKKINDA

1482 - Naciye el-Huzai (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) hedy'ini Medine'den benimle gonderdi. Ben:
"Bunlardan yolda helak olan cikarsa ben ne yapacagim?" diye sordum.
"Hemen kesersin, nalinini kanina batirirsin, sonra onunla insanlar arasindan cekilirsin, yerler" dedi."
Muvatta, Hacc 148, (1, 380); Tirmizi, Hacc 72, (910); Ebu Davud, Menasik 19, (1762); Ibnu Mace, Menasik 101, (3105).

1483 - Ibnu'l-Museyyeb der ki: "Nafile olarak sevkedilen bir deve yolda helak olsa ve hemen kesilerek halka terkedilse, halk da bunu yese, bu nafile kurbanin sahibine bir sey gerekmez. Kendisi yese veya ondan yiyene emretse borclanir."
Muvatta, Hacc 149, (1, 381).

1484 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) der ki. "Kim Kabe'ye bir deve ihda eder, sonra (daha mahalline ulasip; kesilmeden) kaybederse veya hayvan olerse, sayet bu bir nezir idiyse, yerine yenisini alir. Nezir degil de tetavvu idiyse, dilerse yeniler, dilerse terkeder."
Muvatta, Hacc 150, (1,138).

KURBANLIK DEVEYE BINMEK

1485 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bir deve sevkeden birisini gormustu ki:
"Binsene ona!" dedi. Adam: "O kurbanliktir!" dediyse de Resulullah (aleyhissalatu vesselam) emrini tekrarladi:
"Bin ona!" Adam tekrar: "O kurbanliktir" diye haykirdi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Bin ona" diye tekrarladi ve ikinci veya ucuncu seferde:
"Yaziklar olsun sana!" diye ilavede bulundu.
Buhari, Hacc 103, 112, Vesaya 12, Edeb 95, Muslim, Hacc 371, (1322); Muvatta, Hacc 139, (1, 337); Ebu Davud, Menasik 18, (1760); Nesai, Hacc 74, (5,176); Ibnu Mace, Menasik 100, (3103).
Buhari'nin bir rivayetinde, Ebu Hureyre'den naklen su ziyade vardi: "(Ravi) der ki: "Ben o adami, deveye binmis Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'la beraber yururken gordum, devenin boynunda nalin takili idi."

1486 - Hz. Cabir (radiyallahu anh)'e; kurbanliga binme hususunda sorulmustu, su cevabi verdi: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'i isittim soyle demisti: "Kurbanliga, mecbur kaldiysan ma'ruf uzere bin. Bir baska sirt (binek) bulunca da in."
Muslim, Hacc 375, (1324); Ebu Davud, Menasik 18, (1761); Nesai, Hacc 76, (5,177).

KABE'YE KURBAN HEDIYE EDEN MUKIM IHRAM GIYER MI?

1487 - Hz. Ais (radiyallahu anha) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Medine'de iken Kabe'ye kurban sunar, ben de kurbaninin boynuna takilacak nisanlarini hazirlardim. Bu sirada Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ihramlilarin sakindigi yasaklardan sakinmazdi."
Buhari, Hacc 110, Edahi 15; Muslim 359, (1321); Muvatta, Hacc 51, (1, 340); Tirmizi, Hacc 69 (908); Ebu Davud, Menasik 17, (1757, 1758, 1759); Nesai, Hacc 65, 66, 67, 68, 69, 72, (5,171,178); Ibnu Mace, Menasik 94, (3094).

1488 - Hz. Cabir (radiyallahu anh)'in anlattigina gore: "Ashab'tan Medine'de Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) ile kalanlardan bir kismi Kabe'ye kurbanliklar gondermis, bunlardan dileyen ihrama girmis, dileyen de girmemistir."
Nesai, Hacc 71, (5,174).

1489 - Rebia Ibnu Abdillah Ibni'l-Hudeyrin anlattigina gore: "Irak'ta elbiseden soyunmus bir adam gorur ve sebebini sorar. Kendisine, bu adamin Kabe'ye kurbanlik gonderdigi, bu sebeple elbiseleri attigi belirtilir.
Rebia der ki: "Sonra ben Abdullah Ibnu Zubeyr'le karsilastim ve bu durumu ona anlattim. Bana:
"Kabe'nin Rabbine kasem olsun bu bid'attir" dedi."
Muvatta, Hacc 53, (1, 341).

MUTEFERRIK HADISLER

1490 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Bedene (yolda) doguracak olursa, yavrusu da goturulup annesiyle birlikte kesilir. Yavruyu tasiyacak bir mahmel (tasiyici) bulunmazsa annesine yukletilir."
Muvatta, Hacc 143, (1, 378).

KaRdeLeN 10 January 2009 20:53

Cvp: Hadis-i Şerifler
 
1491 - Yine Ibnu Omer (radiyallahu anhuma)'in anlattigina gore: "Babasi Hz.Omer, necib (denen cok muteber cinsten bir deveyi) Kabe'ye kurban olarak bagislamisti. (O ara necibe) uc yuz dinar verdiler.Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a gidip sordu:
"Ben necibi Kabe'ye bagislamistim. Bu ara bazilari gelip uc yuz dinar verip satin almak istediler. Bunu satip yerine bir baska deve alayim mi?" "Hayir, dedi. Baskasini degil, onu keseceksin!"
Ebu Davud, Menasik 16, (1756).

1492 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Hudeybiye senesinde, Kabe'de kesilmek uzere bir cok deveyi kurban kildi. Bunlar arasinda (vaktiyle) Ebu Cehl'e ait olan, basinda gumusten -bazi raviler altindan der- mamul bir bure bulunan deve de vardi. Bununla, musrikleri ofkelendiriyordu."
Ebu Davud,Menasik 13, (1749).

1493 - Nafi' anlatiyor: "Ibnu Omer (radiyallahu anhua), kurbanlik devesine kabati ketenden, yunden mamul renkli kilimlerden, iki parcali takimlardan cul sarar, sonra bunu Kabe'ye yollardi. Bunlarla orada Kabe'ye orgu yapilirdi."
Muvatta, Hacc 146, (1, 379, 380).

1494 - Hz. Ali (radiyallahu anh) anlatiyor:"Resulullah (aleyhissalatu vesselam), (beni gondererek), kurbanlik develeriyle ilgilenmemi, onlarin etlerini, derilerini, cullarini tasadduk etmemi, bunlardan kasaba bir (ucret) vermememi tenbih etti."
Hz. Ali (radiyallahu anh) der ki: "Kasaba ucretini kendimizden oderdik."
Buhari, Hacc 122,112,120,122, Vekalet 1; Muslim, Hacc 348, (1317); Ebu Davud, Menasik 20, (1769); Ibnu Mace, Menasik 97, (3099).

1495 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) kurbanligini (Mekke ile Medine arasinda bir mevki olan) Kudeyd'de satin almisti. Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) de aynen oyle yapti."
Tirmizi, Hacc 68, (907).

HASTALIK VE EZA SEBEBIYLE MAHSUR KALANLAR

1496 - Ka'b Ibnu Ucre (radiyallahu anh) anlatiyor: "(Biz Hudeybiye'de iken), Resulullah (aleyhissalatu vesselam) yanima geldi. O sirada ben tenceremin altini yakiyordum. Yuzumde de bitler kaynasiyordu. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bana:
"Basindaki su bocekler seni rahàtsiz etmiyor mu ?" diye sordu. Ben:
"Evet! ediyor!" dedim.. Bana: "Oyleyse tras o1 ve uc gun oruc tut veya alti fakiri, her birine yarimsa' vermek suretiyle doyur veya bir kurban kes. (Bunlardan hangisini yaparsan olur)" dedi. Ancak bu saydiklarinin once hangisini zikretmisti bilmiyorum" diye cevap verdi. Tam o sirada su ayet nazil oldu:
"Artik icinizden kim hasta olur, yahud basindan bir eziyeti bulunursa ona oructan, ya sadakadan, yahud da kurbandan biriyle fidye vacib olur..." (Bakara 196).
Buhari, Muhsar 5, 6, 7, 8, Me-gazi 35, Tefsir, Bakara 32, Merda 16, Tibb 16; Muslim, Hac 80, (1201); Muvatta, Hacc 337,. (1,417); Ebu Davud, Menasik 43, (1856-1861); Tirmizi, Hacc 107 (953); Nesai, Hacc 96, (5, 194,195); Ibnu Mace, Menasik 91, (3079).

1497 - el-Haccac Ibriu Amr el-Ensari (radiyallahu anh) anlatiyor:
"Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in soyle soyledigini isittim: "Kimin (bir bacagi) kirilir veya sakatlanirsa ihramdan cikar (ve memleketine doner ve muteakip sene yeniden hacc yapar. "
Tirmizi, Hacc 96, (940); Ebu Davud, Menasik 44 (1862); Nesai, Hacc 102, (5,198,199).

1498 - Ebu Esma Mevla Abdillah Ibni Ca'fer (rahimehullah)'in anlatigina gore: "Efendisi Abdullah Ibnu Ca'fer'le beraber Medine'den ciktilar. Sukya'da hasta olan Huseyin Ibnu Ali (radiyallahu anhuma)'ye ugradilar, Abdullah Ibnu Ga'fer, Hz. Huseyin'le ilgilenmek icin yaninda kaldi. Haccin fevte ugramasindan (o sene kacirmaktan) korkarak Medine'de mukim Hz. Ali ve (zevcesi) Esma Bintu Umeys (radiyallahu anhuma)'e haber gonderdi, bunlar derhal yanina geldiler. Hz. Huseyin (radiyallahu anh) (agridan sikayet ederek) basina isaret etti. Hz. Ali (radiyallahu anh) basinin tras edilmesini emretti. Sonra onun adina Sukya'da kurban kesilmesini emretti ve bir deve kesildi."
Yahya Ibnu Said der ki: "Bu seferinde Hz. Huseyin (hacc maksadiyla) Mekke'ye muteveccihen Hz. Osman (radiyallahu anh)'la birlikte yola cikmisti."
Muvatta, Hacc 165, (1, 388).

1499 - Amr Ibnu Said en-Nehai (rahimehullah)'nin anlattigina gore: "(Umre yapmak uzere ihrama girdikten sonra) Zatu's-Sukuk denen yere varinca orada kendisini yilan sokar. Arkadaslari, bu meseleyi sorabilecekleri bir kimseyle karsilasmak uzere, (herkesin gelip gectigi ana) yola cikarlar. Derken Ibnu Mes'ud (radiyallahu anh) karsilarina cikar. Onlara su fetvayi verir:
"Hemen bir hedy (kurbanlik) veya onun degeri miktarinca nakit parayi (Mekke'ye) gonderin. Onunla kendi araniza bir gunluk alamet koyun, hedy kesildi mi ihramdan ciksin. Ayrica, bu umreyi de bilahere kaza etmen gerekir."
Rezin tahric etmistir.

DUSMAN TARAFINDAN MANI OLUNAN KIMSE

1500 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor:
"Resulullah (aleyhissalatu vesselam), (Hudeybiye'de) engellenmisti. Basini tras etti, kurbanini kesti, hanimlarina temasta bulundu, muteakip sene umresini yapti."
Buhari, Muhsar 1.

KaRdeLeN 10 January 2009 20:53

Cvp: Hadis-i Şerifler
 
1501 - Naciye Ibnu Cundub (radiyallahu anh) anlatiyor: "(Hudeybiye'de) kurbanliklarin onu kesildigi zaman Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam,)'e gelerek:
"Ey Allah'in Resulu! Kurbanligi benimle gonder, onu Harem'de keseyim!" dedim. Bana:
"Bunu nasil yapacaksin ?" dedi. Ben:
"Onlarin goremeyecekleri yerlerden ve vadilerden gotururum" dedim. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) musaade etti. Ben de onu goturup Harem'de kestim.
Resulullah (aleyhissalatu vesselam), Harem'de kesilmesi icin benimle gondermisti. Cunku (Mekkeli musrikler) kendisine mani olmuslardi."
Rezin'in ilavesidir (Ibnu Hacer, bu rivayeti Nesai'den naklen Fethu'l-Bari'de kaydeder (4, 382).

1502 - Imam Malik (rahimehullah) demistir ki: "Kisi (haccda) dusman sebebiyle engellenirse, her nerede engele maruz kaldi ise, orada tras olup ihramdan cikar. Kendisine yeniden bunu kaza etmesi gerekmez. Zira Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ve Ashab'i (radiyallahu anhum), kurbanligi Hudeybiye'de kestiler. Beytullah'ta kesilmek uzere gonderilen kurbanliklar mahalline varmazdan ve tavaf yapmazdan once tras olup, her cesit ihram yasaklarindan ciktilar. Ve dahi, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in birisine umre menasikinden) bir sey yapmasi veya (o anda yapmadigini) sonradan yapmasini emrettigi de sahih degilir."
Muvatta, Hacc 98, (1, 360); Buhari, Muhsar 4 (Bab basliginda).

MUDDETTE YANILANLAR VEYA YOLU KAYBEDENLER

1503 - Suleyman Ibnu Yesar anlatiyor: "Ebu Eyyub el-Ensari (radiyallahu anh) hacc yapmak uzere yola cikti. Mekke yolu uzerindeki Badiye'ye gelince develerini kaybetti. Yevm-i nahrde Hz. Omer (radiyallahu anh)'e gelerek, durumu ona anlatti. Hz. Omer (radiyallahu anh) kendisine:
"Once umre yapiyorsun gibi hareket et. Sonra ihramdan cik. Sonra muteakip senenin haccina yetisirsen hacc yap, kolayina giden bir de kurban kes"
Muvatta, Hacc, 153(1, 383).

1504 - Yine Suleyman Ibnu Yesar'dan rivayet edildigine gore: "Hebbar Ibnu'l-Esved, yevm-i nahrde kurban kesmekte olan Hz. Omer (radiyallahu anh)'e gelerek: "Ey mu'minlerin emiri, hesapta yanildik. Biz bugunu arefe gunu diye hesapliyorduk" dedi. Hz. Omer:
"Oyleyse Mekke'ye git, sen ve beraberindekiler tavaf edin, beraberinizde kurban getirdiyseniz bir kurban kesin. Sonra tras olun veya sacinizi kisa kesin ve (artik memleketinize) donun. Gelecek yil yeniden hacc yapin, kurban kesin. Kurbanlik bulamayan, uc gun hacc sirasinda, yedi gun de donuste olmak uzere (on gun) oruc tutsun."
Muvatta, Hacc 154, (1, 383).

MUTEFERRIK HADISLER

1505 - Hz. Ali ve Hz. Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) demislerdir ki: "Ihsarliya ayet-i kerimede"...kolayiniza gelen kurbani..." ifadesiyle emredilmis bulunan kurbandan (Bakara 196) maksad bir koyundur."
Muvatta, Hacc 158).

1506 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma)'den rivayet edilmistir ki: "(Ihsarliya kolayina gelen bir hed terettup eder) ayetinden sorulmus, o da su cevabi vermistir: "Bundan maksad ya bir deve veya bir sigir veya yedi koyundur. Bir koyun kesmem, bana oruc tutmamdan veya bir deveye ortak olmamdan daha hos gelir."
Muvatta, Hacc 160. (Muvatta'da hadisin, "sigir" kelimesine kadar olan kismi mezkurdur. Geri kalan kismini Rezin zikretmistir).

1507 - Sadaka Ibnu Yesar el-Mekki anlatiyor: "Saclari ortulu Yemenli bir kimse Ibnu Omer (radiyallahu anhuma)'e gelip: "Ey Ebu Abdirrahman, ben mustakil bir umre yapmak uzere geldim" dedi. Abdullah Ibnu Omer (radiyallahu anhuma):
"Ben seninle olsaydim da bana sormus bulunsaydin, sana hacc-i kiran yapmani emrederdim" dedi. Adam:
"Bu zaten oyleydi (ancak kacirdim)" dedi. Ibnu Omer (radiyallahu anhuma):
"Basindaki saclardan su ucusanlari al (kes) ve kurban kes!" dedi.
(Orada bulunan) Irakli bir kadin soze karisti:
"Kurbani da neymis ey Ebu Abdirrahman?"
"Kurbanidir!" Kadin tekrar sordu.
"Kurbani nedir?" Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) su cevabi verdi:
"Sadece bir koyun bulabilsem, onu kurban etmem bana oruc tutmadan daha hos gelir."
Muvatta, Hacc 162, (1, 386-387).

MEKKE'YE GIRIS, KONAKLAMA VE ORADAN CIKIS ADABI

1508 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam), Mekke'ye Keda'dan Batha'nin yanindaki yukari yoldan girdi ve asagi yoldan da cikti."
Buhari, Hacc 41,15; Muslim, Hacc 223 (1257); Ebu Davud, Menasik 45, (1866,1867); Nesaz,105, (5, 200); Ibnu Mace, Menasik 26, (2940).

1509 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma)'den anlatildigina gore: "O, iki dag yolu arasindaki Zu-Tuvnam mevkide geceyi gecirir, sonra Mekke'nin yukari yolundan sehre girerdi. Hacc veya umre yapmak niyetiyle Mekke'ye geldigi vakit, devesini dogruca Beytullah'in kapisinin yaninda ihdirirdi. Sonra (hayvandan iner) Mescid-i Haram'a girer, Haceru'1-Esved ruknune gelir, oradan baslayarak yedi kere Beyt'i tavaf eder ilk ucunde kosar, dordunde de yururdu. Sonra tavaftan cikar, evine donmezden once iki rek'at namaz kilar, Safa ile Merve arasinda da tavaf ta (sa'y) bulunurdu.
Hacc ve umreden ciktigi zaman, Zulhuleyfe'deki Batha'da devesini ihtirirdi. Orada Resulullah (aleyhissalatu vesselam) da devesini ihtirirdi"
Buhari, Hacc 38, 29,148,149; Muslim, Hacc 226 (1259); Muvatta, Hacc 6, (1, 324); Ebu Davud, Menasik 45, (1865); Nesai, Hacc 103, (5,199).

1510 - Nafi' anlatiyor: "Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) Muhassab'da ogle, ikindi, aksam, yatsi namazlarini kilar, bir miktar uyurdu. Ibnu Omer (radiyallahu anhuma), Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in boyle yaptigini soylerdi."
Buhari, Hacc 149; Muslim, Hacc 337, (1310); Muvatta, Hacc 207; Tirmizi, Hacc 81, (921); Ebu Davud, Menasik 87, (2012, 20I3).

KaRdeLeN 10 January 2009 20:54

Cvp: Hadis-i Şerifler
 
1511 - Muslim'in bir rivayetinde: "Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) tahsib'i (Muhassab'da konaklamayi) sunnet bilirdi" denir.

1512 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma): "Tahsib (menasike dahil olan) bir sey degildir, o, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in konakladigi bir konaklama yeridir" derdi.
Buhari, Hacc 147; Muslim, Hacc 341, (1312); Tirmizi, Hacc 81, (921).

1513 - Yine ayni kaynaklar Hz. Aise'nin su sozunu kaydederler: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam), oraya inmistir, cunku orasi, yola cikmaya daha uygundur."
Buhari, Hacc 147; Muslim, 339, (1311); Tirmizi, Hacc 82, (923); Ebu Davud, Menasik 87, (2008).

1514 - Ebu Rafi' (radiyallahu anh) anlatiyor:
"Resulullah (aleyhissalatu vesselam), Mina'dan ayrildigi zaman Ebtah'a inmemi emretmedi. Fakat ben onceden gelip oraya bir cadir kurdum. Sonra O (aleyhissalatu vesselam) da gelip oraya indi."
Muslim, Hacc 342, (1313); Ebu Davud, Menasik 87, (2009).

1515 - Nafi' anlatiyor: "Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) Mekke' ye girmek icin guslederdi."
Tirmizi, Hacc 29, (852).

1516 - Bir rivayette: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Mekke' ye girmek icin gusletti" denmistir.
Tirmizi, Hacc 29 (852).

1517 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma): "Mina gecelerinde, hicbir haci, Mina Akabesi'nin gerisinde geceyi gecirmemelidir."derdi.
Muvatta, Hacc 209, (1, 406).

1518 - Bir diger rivayet soyle: "Hz. Omer (radiyallahu anh), (eyyam-i Mina'da hususi) adamlar gondererek, halkin Akabe'nin gerisine (Mina cihetine) girmelerini saglardi."
Muvatta, Hacc 208, (1/406).

1519 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor:
"Hz. Abbas (radiyallahu anh) Kabe ile ilgili sikaye vazifesi, kendi sorumlulugunda oldugu icin, eyyam-i Mina'yi Mekke'de gecirmek icin izin istedi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) da ona izin verdi."
Buhari, Hacc 133, 75; Muslim, Hacc 346, (1315); Ebu Davud, Menasik 75, (1959).

1520 - Ala Ibnu'l-Hadrami (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Muhacir olanlar, menasiklerini tamamladiktan sonra Mekke'de uc gun kalirlar."
Buhari, Menakibu'1-Ensar 47; Muslim, Hacc 441,(1352); Tirmizi, Hacc 103, (949); Ebu Davd, Menasik 96, (2022); Nesai, Taksiru's-Salat 4, (3,122).
1521 - Hz. Cabir (radiyallahu anh)'den anlatildigina gore, kendisine: "Kisi Beytullah'i gorunce ellerini kaldirir mi." diye sorulunca su cevabi vermistir:
"Resulullah (aleyhissa1atu vesselam)'la haccettik. O zaman biz bunu yapardik."
Tirmizi, Hacc 32, (955). Bu metin Tirmizi'ye aittir. Mevzu uzerine, Ebu Davud ve Nesai'den gelen metin muteakip rivayettedir.

1522 - Ebu Davud ve Nesai'de bu rivayet su sekildedir: "Bu hususta soruldu, su cevabi verdi:
"Yahudilerden baska birisinin yaptigini gormedim. "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'la birlikte haccettik, bunu yapmadik."
Ebu Davud, Menasik 46, (1870); Nesai, Hacc 122 (5, 212).

1523 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhisslatu vesselam) ilerledi, Mekke'ye girdi. (Dogru Beytullah'agiderek) Haceru'1-Esved'e geldi, (ilk is) onu istilam buyurdu. Sonra Beytullah'i (yedi savtta) tavaf etti. (Tavaf tamamlaninca) Safa tepesine geldi, oradan beytullah'a bakti. Ellerini kaldirip Allah'i (tekbir, tehlil, tahmid ve tevhitle zikretmeye basladi ve Allah'in zikretmesini diledigince zikretti, dua etti. Bu sirada Ensar (radiyallahu anhum) da onun asagisinda (ayni sekilde zikir ve duada bulunuyordu)."
Ebu Davud, Menasik 46 (1872).

1524 - Nafi' (rahimehullah) anlatiyor: "Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) Mekke'den (ayrilip Medine'ye) yonelmisti. Kudeyd'e gelmisti ki, kendisine Medine'den bir haber ulasti. Bunun uzerine, ihramsiz olarak Mekke'ye dondu."
Muvatta, Hacc 248 (1, 423).

HACCDA NIYABET

1525 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Fadl Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma), Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in terkisinde idi. Has'ame'den bir kadin birseyler sormak istiyordu. Fadl, kadina, kadin da Fadl'a bakmaya basladi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) eliyle Fadl'in basini obur istikamete cevirdi. Kadin:
"Ey Allah'in Resulu, Allah'in kullarina yazdigi hacc farizasi yasli ve ihtiyar babama ulasti. Ancak o, binegin uzerinde durabilecek halde bile degil. Ben ona bedel hacc yapabilir miyim?" dedi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) :
"Evet!" dedi. Bu hadise, Veda haccinda cereyan etti."
Buhari, Hacc i, Cezau's-Sayd 23, 24, isti'zazi 2; Muslim, Hacc, 407, 408, (1334,1335); Muvatta, Hacc 97, (1, 359); Tirmizi, Hacc 85, (928); Ebu Davud, Menasik 26, (1809); Nesai, Hacc 9,11,12, (5,117,118).

1526 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor:
"Bir adam Resulullah (aleyhissalatu. vesselam)'a gelerek:
"Kizkardesim haccetmeye nezretti. Ancak bunu ifa etmeden oldu, (ne yapmak gerekmektedir?)" diye sordu. Resulullah (aleyhissalatu vesselam):
"Uzerinde baska borcu var miydi, sen bunu odeyiverdin mi?" buyurdu. Adam:
"Evet!" deyince:
"Oyleyse Allah'a olan borcunu da odeyiver. O, (celle sanuhu) borc odenmeye daha layiktir" dedi."
Buhari, Eyman 30, Cezau's-Sayd 22, Itisam 12; Nesai, Hacc 7, 8, (5,116); Muslim, Nezr 1, (1638).

1527 - Yine Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma)'tan rivayet edildigine gore: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam), bir adamin:
"Subrume adina lebbeyk!" dedigini isitir.
"Subrume de kim?" diye sorar. Adam:
"Bir kardesim veya bir yakinim!" diye cevap verir. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) :
"Sen kendi hesabina hacc yapmis misin?" diye sorar. "Hayir!" cevabini alinca:
"Oyleyse once kendi adina hacc yap, sonra Subrume adina yaparsin!" der."
Ebu Davud, Menasik 26, (1811); Ibnu Mace, Menasik 9, (2903).

TESRIK GUNLERINDE TEKBIR

1528 - Yahya Ibnu Said anlatiyor: "Hz. Omer (radiyallahu anh) yevm-i nahrin sabahinda gunduz biraz yukselince cikip tekbir getirdi. Onun tekbiriyle birlikte halk da tekbir getirdi. Ayni gun, gunduzun tamamen yukselmesinden sonra ikinci defa cikip tekbir getirdi, halk da onunla birlikte tekbir getirdi. Sonra gunesin zeval vaktinde cikip tekrar tekbir getirdi, halk da onunla birlikte tekbir getirdi. (Getirilen) bu tekbir Mescid-i Haram'a kadar ulasti ve halk: "Hz. Omer tekbir getirdi" deyip tekbir getirdiler."
Muvatta, Hacc 205, (1, 404).

1529 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma)'den anlatildigina gore, "O, cadirinin icinde tekbir getirirdi."
Buhari, Iydeyn 12. (Tercume'de muallak olarak kaydeder. Ancak Buhari, bunu Ibnu Omer'e degil, Hz. Omer'e nisbet eder.)

1530 - Meymune (radiyallahu anha)'dan anlatildigina gore, "Yevm-i nahrde tekbir getirir, kadinlar da Eban Ibnu Osman'in arkasindan tekbir getirirlerdi."
Buhari, Iydeyn 12.

KaRdeLeN 10 January 2009 20:54

Cvp: Hadis-i Şerifler
 
HUTBE

1531 - Abdurrahman Ibnu Muaz (radiyallahu anh) anlatiyor: "Biz Mina'da iken Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bize hitab etti. Kulaklarimiz oylesine acildi ki, sanki her ne soylese bulundugumuz yerden (rahat) isitiyorduk. Bir ara, halka menasikini ogretmeye basladi. Boylece taslama yerine kadar geldi. (Konusurken) sehadet ve orta parmagini (kulaklarina) koymustu. (Atilacak taslarin nohut buyuklugundeki) firlatma tasi oldugunu soyledi. Muhacirler'e emrederek Mescid'in on kisminda konaklamalarini, Ensar'a da Mescid'in arka kisminda konaklamalarini soyledi.",
Ravi der ki: "Iste bundan sonradir ki herkes (bineklerinden inip) yerlesti."
Ebu Davud, Menasik 70, (1951); Nesai, Hacc 189, (5, 249).

1532 - Rafi' Ibnu Amr el-Muzeni (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'i Mina'da halka hitab ederken gordum, Vakit kaba kusluktu ve Efendimiz, boz bir disi katirin uzerindeydi. Hz. Ali (radiyallahu anh) de, Resulullah (aleyhissalatu vesselàm)'in sozlerini rahat isitebilecegi bir mesafede durup, eksiltip artirmadan halka tekrar ediyordu. Halkin kimisi ayakta idi, kimisi de oturuyordu."
Ebu Davud, Menasik 73, (1956).

COCUGUN HACCI

1533 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Ravha'da bir grup yolcuya rastladi. Onlardan bir kadin kendisine bir cocugu kaldirip:
"Bunun icin de hacc caiz olur mu?" diye sordu. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) :
"Evet olur ve sana da sevab vardir"buyurdu."
Muslim, Hacc 409, (1336); Muvatta, Hacc 244, (1, 422); Ebu Davud, Menasik 8, (1736).

1534 - Saib Ibnu Yezid (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Babam (radiyallahu anh) bana, Veda hacci sirasinda Resulullah(aleyhissalatu vesselam)'la birlikte hacc yaptirdi. Ben o zaman yedi yasinda idim."
Buhari, Cezau's-Sayd 25; Tirmizi, Hacc 83, (925).

1535 - Hz. Cabir (radiyallahu anh) diyor ki: "Biz, kadin ve cocuklara bedel, telbiye getiriyorduk."
Tirmizi, Hacc 84, (927); Ibnu Mace, Menasik 68, (3038).
Ilim adamlari, kadinin yerine baskasinin telbiye getiremeyecegn hususunda icma etmislerdir. .

SARTLI HACC

1536 - Hz.Aise (radiyallahu anha) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Subaa Binti'z-Zubeyr (radiyallahu anha)'in yanina girdi:
"Herhalde sen hacc yapmak istiyorsun ?" dedi. Subaa:
"Vallahi kendimi hasta buluyorum" diye cevap verince:
"Hacca cik, fakat sart kos ve de ki: "Ya Rabbi, beni nerede hapsedersen orasi (ihramdan cikip hacci birakma) yerimdir."
Buhari, Nikah 15; Muslim, Hacc 104, (1207); Nesai, Hacc 60, (5,168).

1537 - Tirmizi de der ki: "Ibnu Omer (radiyallahu anhuma), haccda sart kosmayi reddeder ve soyle derdi: "Size Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'in sunneti kifayet etmiyor mu?" Nesai'nin rivayetinde su ziyade yer alir: "O, hicbir zaman sart kosmamistir. Eger sizden biri bir maniden dolayi haccini tamamlayamazsa, Beytullah'a giderek tavaf etsin, Safa ve Merve arasinda sa'yetsin, sonra tras olsun yahut sacini kisalttirsin. Boylece ihramdan cikmis olur ve gelecek sene hacc yapincaya kadar her sey kendisine helal olur."
Sarihler, bu hadisi Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma)'tan rivayet eden Tavus ile Said Ibnu Cubeyr in de bununla amel etmediklerini belirtirler.
Esasen hacci tamamlamaya mani bir engelle karsilasacak olanlarin tabi olacaklari ihsar ahkami varken, onceden kosulan sart, yeni bir hak getirmiyor.

HAREM'DE SILAH TASIMAK HAKKINDA

1538 - Ibnu Cureyc (rahimehullah) anlatiyor: "Ibnu Omer (radiyallahu anhuma)'in ayaginin cukuruna, Mina'da mizragin uc demiri isabet etti. Haccac, Ibnu Orner (radiyallahu anhuma)'e gecmis olsun ziyaretine geldi. Ibnu Omer (radiyallahu anhuma)'e:
"Keske sana bunu isabet ettireni bilseydik (de cezalandirsaydik)" dedi. Ibnu Omer:
"Bana onu sen isabet ettirdin" dedi. Oburu:
"Nasil olur?" deyince, Ibnu Omer:
"Silah tasinmasi yasak olan bir gunde sen silah tasidin. Harem'e silah soktun. Halbuki Harem'e silah sokulmaz" dedi."
Buhari, Iydeyn 9.

1539 - Bera Ibnu Azib (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Hudeybiye'de Mekkelilerle, "Sehre, silahin sadece culubbanindan yani icindekileriyle dagarciktan baska bir sey sokmamak sartiyla anlastilar."
Buhari, Sulh 6, Umre 3, Cezau's-Sayd 17, Cizye 19, Megazi 48; Muslim, Cihad 90, (1783); Ebu Davud, Menasik 33, (1832).

ZEMZEM SUYU HAKKINDA

1540 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a zemzem suyu verdim, ayakta icti."
Buhari, Hacc 76, Esribe 16; Muslim, Esribe 117, (2027); Tirmizi, Esribe 12, (1883).

KaRdeLeN 10 January 2009 20:55

Cvp: Hadis-i Şerifler
 
1541 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor:
"Resulullah (aleyhissalatu vesselam) (Hudeybiye Antlasmasi) sirasinda bir Kureysliye, Hudeybiye'ye zemzem suyu getirmesini soyledi. Adam getirdi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) onu Medine'ye goturdu"
Rezin'in ilavesidir.

MUTEFERRIK HADISLER

1542 - Hz.Aise (radiyallahu anha) anlatiyor: "Ey Allah'in Resulu, Mina'da, seni gunese karsi golgeleyecek bir bina yapmayalim mi?" demistim, bana:
"Hayir! dedi. Orasi oraya gelenlere develerini ihdirma yeridir!"
Ebu Davud, Menasik 90, (2019); Tirmizi, Hacc 51, (881); Ibnu Mace, Menasik 52, (3006, 3007).

1543 - Ebu Vakid el-Leysi (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'i dinledim. Veda haccinda zevcelerine soyle demistir:
"Size bu (farziniz !) bundan sonra hasirlarin arkalari!"
Ebu Davud, Menasik 1, (1722).

1544 - Ibrahim (rahimehullah) babasi tarikiyle dedesinden rivayet ediyor:
"Hz. Omer (radiyallahu anh), yatigi en son haccinda Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in zevcelerine izin verdi. Onlarla birlikte Abdurrahman Ibnu Auf ve Osman Ibnu Affan (radiyallahu anhuma)'i gonderdi."
Buhari, Cezau's-Sayd 26.
Berkani der ki: "(Hadisi rivayet eden) Ibrahim'den maksad: IbrahimIbnu Abdirrahman Ibni Avftir."
Humeydi ise: "Bu aciklama isabetli gozukmuyor. Derim ki: O, Ibrahim Ibnu Abdirrahman Ibni Abdillah Ibni Ebi Rebia el-Mahzumi'dir." Dogruyu Allah bilir.

1545 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor:
"Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a: "Gercek haci kimdir?" diye soruldu da su cevabi verdi:
"Sacini duzenleyip yikamayi ve koku surunmeyi coktan terketmis kimsedir. . "
Kendisine tekrar: "Hangi hacc efdaldir?" diye sorulunca:
"Yuksek sesle telbiye getirilen ve kurban kesilen" dedi.
"(Haccla ilgili ayette gecen) sebil nedir?" diye soruldu.
"Zad (nafaka) ve rahile (binek)dir" cevabini verdi."
Tirmizi, Tefsir, Al-i Imran, (3001); Ibnu Mace, Menasik 6, (2896).

1546 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Bir adam:
"Ey Allah'in Resulu! Bana hacc farz oldu. Borcum da var (once hangisini odeyeyim?)" diye sordu. Resulullah (aleyhissalatu vesselam):
"Once borcunu ode!" dedi."
Rezin ilavesidir.

1547 - Sumame (rahimehumullah) anlatiyor:
"Hz.Enes (radiyallahu anh), cimri olmadigi halde havidli bir devenin uzerinde haccini yapti." (Hz. Enes (radiyallahu anh): "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) da yol esyasini yukledigi. havidli bir deve uzerinde hacc yapti" demistir.
Buhari, Hacc 3 (Muallak senetsiz olarak kaydetmis.)

1548 - Ubeyd Ibnu Cureye anlatiyor: "Ibnu Omer (radiyallahu anhuma)'e:
"Seni dort sey yaparken goruyorum. Bunlari arkadaslarindan bir baskasinin yaptigini gormedim" dedim. Bana:
"Ey Ibnii Cureye, onlar nedir`?" diye sordu. Ben de saydim: "Sen Kabe'nin rukunlerinden sadece iki Yemani rukne (rukn-i Yemani. ve rukn-i Hacer) temasta bulunuyor, digerlerine temas etmiyorsun. Keza senin tuysuz deriden ma'mul nalin giydigini goruyorum. Keza senin (sac ve sakalini) sariya boyadigini goruyorum. Keza seni Mekke'de gordum, herkes (Zilhicce) hilalini gorunce ihrama girdikleri halde sen terviye gunu (8 Zilhicce) ihrama girdin!" Bana su aciklamayi yapti:
"Rukunlere temasa gelince; ben Resulullah (aleyhissalatu vesselam)' in, sadece iki rukne temas ettigini gordum. Tuyu yolunmus nalina gelince; ben Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in nalinlarinda hic tuy gormedim. Ayaklari onlarin icinde iken abdest alirdi. Ben onu giymeyi seviyorum. Sariya gelince; ben Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in onunla boyandigini gordum. Ben onunla boyanmayi seviyorum. Ihrama girmeye gelince, ben Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in devesi, onu yola koyuncaya kadar telbiye cektigini gormedim."
Buhari, vudu' 30; Muslim, Hacc 25, (1187); Muvatta, Hacc 31, (1, 333); Ebu Davud, Menasik 21, (1772).

HZ. PEYGAMBER'IN HACC VE UMRESI

1549 - Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor:
"Resulullah (aleyhissalatu vesselam), (uc kere hacc yapti. Soyle ki): "Hicret etmezden once iki, hicretten sonra da bir hacc ve bununla birlikte bir umre yapti. Bu hacc sirasinda (Medine'den) altmis uc deve sevketti. O sirada Hz. Ali (radiyallahu anh) Yemen'den geldi, beraberinde, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in kestigi kurbanlaringeri kismi da vardi. Bunlar arasinda (Ebu Cehl'e ait olup Bedir Savasi'nda ganimet olarak alinan) burnunda gumus halka bulunan deve de vardi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) hepsini kesti. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) her deveden bir parca alinmasini emretti. Bunlar (bir kapta) pisirildi. Efendimiz suyundan icti."
Tirmizi, Hacc 6, (815) .

1550 - Urve Ibnu Zubeyr (rahimehullah) anlatiyor:
"Ben ve Ibnu Omer (radiyallahu anhuma), Hz. Aise'nin hucresine dayanmistik, (o icerde dislerini misvakliyordu. Bu esnada) misvaktan cikan sesleri isitiyordum. Ben, Ibnu Omer'e:
"Ey Ebu Abdirrahman! Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Receb ayinda umre yapti mi?) diye sordum.
"Evet!" dedi. Ben de, Hz. Aise (radiyallahu anha)'ye seslendim:
"Ey annecigim, Ebu Abdirrahman'i dinliyor musun ne soyluyor?"
"Ne soyuyor?" dedi.
"Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Receb'te umre yapti diyor" dedim. Hz. Aise (radiyallahu anha):
"Ebu Abdirrahman'a Allah magfiret etsin. Omrum hakki icin, Receb'de umre yapmadi. Hem O, nasil olur da yanilir, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in) yaptigi her umrede o da hazir bulunmustu" dedi. Ibnu Omer, Hz. Aise (radiyallahu anha)'nin bu sozlerini isittigi halde ne "evet!" ne de "hayir!" demedi, sukut etti."
Buhari, Umre 3; Muslim, Hacc 219, (1255); Tirmizi,Hacc 93, (936, 97); Ebu Davud, Menasik 80, (1991,1992).

KaRdeLeN 10 January 2009 20:55

Cvp: Hadis-i Şerifler
 
1551 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) dort umre yapti: 1- Hudeybiye umresi, 2-Muteakip sene Zilkade ayinda yaptigi umretu'1-kada, 3-Ciirrane'den yapti-gi umre, 4- (Veda hacci sirasinda) hacc ederken yaptigi umre."
Tirmizi, Hacc 7, (816); Ebu Davud, Menasik 80, (1993); Ibnu Mace, Menasik 50, (3003).

1552 - Hz.Urve (rahimehullah) demistir ki:
"Resulullah (aleyhissalatu vesselam) uc umre yapti: Biri Sevval ayinda, ikisi de Zilkade ayindadir."
Muvatta, Hacc 56, (1, 342).

1553 - Imam Malik'e ulastigina gore: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) uc sefer umre yapmistir:1- Hudeybiye senesinde, 2- (Hudeybiye yilini takip eden) kaza senesinde, 3-C'urrane senesinde"
Muvatta, Hacc 5, (1, 342).

1554 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor:
"Resulullah (aleyhissalatu vesselam) aramizda oldugii halde biz Veda haccindan bahsederdik ve Veda haccinin ne oldugunu bilmezdik. (Veda haccinda Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Allah'a hamd ve sena edip sonra da Mesih Deccal'i mevzubahis etmisti, sozu onun hakkinda epeyce uzatip sunlari da soylemisti:
"Allah'in gonderdigi her peygamber, ummetini onunla korkuttu. Hz.Nuh (aleyhisselam) ve ondan sonra gelen butun peygamberler onunla korkuttular. Bilesiniz o, aranizdan cikacaktir. Onun se'ninden (yapacgi icraatler) hic bir sey size gizli kalmayacak. Cunku sizlere gizlemez. Rabbinizin gozu kor degildir. Halbuki onun sag gozu kordur. Onun gozu pertlek bir uzum gibidir.
Haberiniz olsun! Allah sizlere birbirinizin kanini, malini haram kildi, bunlar,su gunlerinizin, su beldenizdeki haramligi gibi haramdir.
Acaba teblig ettim mi?" (Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in bu sorusuna cemaat hep bir agizdan:
"Evet" diye cevap verdi. Bunun uzerine uc sefer:
"Ya Rab sahid ol! Ya Rab sahid ol! Ya Rab sahid ol!" dedi ve tekrar cemaate yonelerek:
"Vah size! -veya eyvah size!- Benden sonda donup birbirlerinizin boyunlarini vuran kafirler olmayin!" dedi."
Buhari, Hacc 132, Edeb 43, 95, Hud 9, Diyat 2, Fiten 8; Muslim, Iman 119, (66).

1555 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor:
"Resulullah (aleyhissalatu vesselam), saclarini tarayip yagladiktan, rida ve izarini giydikten sonra Medine'den ashabiyla birlikte ayrildi. Rida ve izar cesitlerinden, vucudun cildine boyasi gecen za'feranla boyanmis olanlar disinda hic bir seyi yasaklamadi. Boylece Zulhuleyfe'ye geldi. Orada devesine bindi. Devesi onu Beyda sirtina cikarinca O (aleyhissalatu vesselam) da, Ashab'i (radiyallahu anhum) da telbiye getirdiler. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) kurbanligina takisini takip nisanladi. Bu is, Zilkade ayinin sondan besinci gununde cereyan etmisti. Mekke'ye Zilhicce'nin dordunde indi. (Ilk is) Beytullah'i tavaf etti, Safa ve Merve arasinda sa'yde bulundu. Kurbanligi sebebiyle ihramdan cikmadi. Cunku ona (kurbanlik alameti olan takiyi) takmisti. Sonra Mekke'nin Hacun yanindaki en yuksek yerine indi. Artik hacc icin telbiye getiriyordu. Kabe'ye onu tavaf ettikten sonra, Arafat'tandonunceye kadar hicyaklasmadi.Asabina ise, Kabe'yi tavaf etmelerini, Safa ile Merve arasindasa'yetmelerini emretti, sonra saclarini kisaltarak ihramdan cikmalarini emretti. Butun bu emirler, beraberinde kurbanlik olaraktakilanmis devesi olmayanlar icindi. Beraberinde hanimi bulunanlara, hanimlarida helaldi. Keza koku ve elbisede helaldi."
Buhari, Hacc,21,70,128

1556 - Hz. Ali (radiyallahu anh) anlatiyor:
"Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Arafat'ta vakfe yapti ve: "Burasi Arafat'tir, vakfe yeridir, Arafat'in her yeri vakfe yeridir" dedi.
Sonra gunes batar batmaz ifaza yapti. (Arafat'i terketti). Devesinin terkisine Usame Ibnu Zeyd (radiyallahu anhuma)'i bindirdi. Efendimiz (aleyhissalatu vesselam), -halk saginda ve solunda (develere telasla vururlarken) onlara donup bakmadan her zamanki sukun ve rifk halini koruyarak eliyle isaret edip: "Ey insanlar! Sakin olun" diyordu.
Sonra Cem'e (Muzdelife'ye) geldi. Orada iki namazi da (aksam ve yatsi) beraberce kildirdi. Sabah olunca Kuzah tepesine gelip uzerinde vakfe yapti.
"Burasi Kuzeh'dir, vakfe yeridir. Cem'in tamami vakfe yeridir!"dedi. Sonra oradan ayrildi, Muhassir vadisine geldi. Devesine vurdu. Deve dort nala kosarak vadiyi gecti. Orada durup, amcasi Abbas (radiyallahu anh)'in oglu Fazl'i devesinin terkisine aldi.
Oradan Cemretu'l-Akabe'ye geldi ve taslama yapti. Sonra menhara (kesim yerine) geldi:
"Burasi menhardir (kurbanlarimizi kesecegimiz yer), Mina'nin her tarafi menhardir" buyurdu. Has'am kabilesinden genc bir kadin gelerek:
"Ey Allah'in Resulu! Babam yaslanmis bir ihtiyardir, Allah'in hacc farizasi kendisine terettup etmektedir. Ben ona bedel hacc yapabilir miyim?" diye bir sual sordu. Resulullah (aleyhissalatu vesselàm):
"Babana bedel hacc yap!"cevabini verdi. Bu sirada eliyle, devenin terkisinde bulunan Fazl'in basini buktu. Amcasi Abbas (radiyallahu anh):
"Ey Allah'in Resulu! Amcanin oglu Fazl'in basini niye buktun?" diye sordu.
"Ikisini de birer genc goruyorum. Onlar hakkinda seytanin serrinden emin degilim!" dedi. Derken bir adam daha gelip:
"Ey Allah'in Resulu, ben tras olmazdan once ifaza tavafini yaptim!" dedi.
"Tras da ol, bunda mahzur yok!" cevabini aldi. Derken bir baskasi daha gelip:
"Ey Allah'in Resulu, ben taslama yapmazdan once kurbanimi kesmis bulundum!" dedi.
"Taslarini da at, bunda bir mahzur yok!" cevabini aldi. Sonra Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Beytullah'a geldi, onu tavaf etti, sonra zemzem'e geldi ve:
"Ey Abdulmuttalibogullari, eger halk size bunun uzerine galebe etmeyecek olsa mutlaka cekerdim" dedi."
Tirmizi, Hacc 54, (885).

IRTIDAD VE YOL KESME HADDI

1557 - Zeyd Ibnu Eslem (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Dinini degistirenin boynunu vurun."
Imam Malik, bu hadisi Muvaffa'da Akdiye 15, (2, 736)kaydeder ve hadis hakkinda su aciklamayi sunar: "Bu hadisin manasi sudur: "Her kim Islam'dan cikarak zindiklik ve benzeri bir dine girecek olursa, kendisine galebe calindigi takdirde oldurulur. Oyle birine tevbe teklif edilmez. Zira gercekten tevbe edip etmedigi bilinemez. Cunku bunlar (galebeden once) kufurlerini gizleyip, Musluman olduklarini ilan ediyorlardi. Ben, boylelerinin kufru, delille subut buldugu takdirde tevbe etmeye cagirilmalarini uygun bulmam, (tevbe etse de kabul edilmemeli)." Devamla der ki: "Bizim nezdimizde, esas olan sudur: "Bir kimse irtidad ederse tevbeye cagirilir, (kendisine galebe calinmazdan once) tevbe ederse (hayati bagislanir), aksi takdirde oldurulur."
Imam Malik devamla der ki: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in:"Dinini terkedeni oldurun" hadisinin manasi: "Kim Islam'dan cikip bir baska dine gecerse" demektir. "Islam'dan baska bir dinden cikarak bir diger dine gecerse..." demek degildir. Sozgelimi Yahudiligi terkederek Hiristiyanliga veya Mecusilige gecen kastedilmemistir. Binaenaleyh ehl-i zimmeden herhangi biri boyle bir din degistirmesi yapacak olsa ne tevbeye cagirilir, ne de oldurulur."

1558 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Abdullah Ibnu Sa'd Ibni Ebi s-Sarh Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'e katiplik yapiyordu. Seytan ayagini kaydirdi; adam irtidad ederek kafirlere sigindi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Fetih gunu, onun oldurulmesini emretti. Ancak, Hz. Osman (radiyallahu anh) onu himayesi altina aldi. Resulullah da bu himayeyi tanidi."
Ebu Davud, Hudud 1, (4358); Nesai, Tahrimu'd-Dem 15, (7,107).
Bu hadis Tefsir bolumunde, Nahl suresinin tefsiri sirasinda Nesai rivayeti olarak daha uzun bir hadiste gecmistir.

1559 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Ukl ve Ureyne kabilelerinden bir grup insan Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in yanina gelip:
Ey Allah'in Resulu! Biz hayvancilikla ugrasip sutle beslenen (col) insanlariyiz, (cift-cubukla ugrasan) koyluler degiliz" dediler. Bu sozleriyle, Medine'nin havasinin kendilerine iyi gelmedigini ifàde ettiler. Resulullah, onlara (hazineye ait) develerin ve cobanin (bulundugu yeri) tavsiye etti. Kendilerine oraya gitmelerini, develerin sutlerinden ve bevillerinden icmelerini soyledi. Gittiler, Harra bolgesine varinca, Islam'dan irtidad ettiler. Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'in cobanini da oldurup develeri surduler. Haber, Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'e ulasti.
Resulullah, derhal arkadaslarindan takipci cikardi (yakalanip getirildiler). Gozlerinin oyulmasini, ellerinin kesilmesini ve Harra'nin bir kenarina atilmalarini ve o sekilde olume terkedilmelerini emretti. "
Buhari, Muharibin 16,17,18, Diyat 22, Vudu 66, Zekat 68, Cihad 152, Megazi 36, Tefsir, Maide 5, Tibb 5, 6, 29; Muslim, Kasame 9, (1671); Tirmizi, Taharet 55, (72), Et'ime 38, (1846); Ebu Davud, Hudud 3, (4364-4371); Nesai, Tahrimu'd-Dem 7, (7, 93-9icon_cool.gif; Ibnu Mace, Hudud 20, (2578).

1560 - Ebu'z-Zinad (merhum) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) develerini calanlarin (el ve ayaklarini) kestigi, gozlerini de atesle oydugu zaman, Allah zulcelal hazretleri, Hz. Peygamber'i itab etti ve mesele uzerine su ayeti inzal buyurdu: "Allah ve Resulu'ne harp acanlarin cezasi..:" (Maide 33).
Ebu Davud, Hudud 3, (4370); Nesai, Tahrimu'd-Dem 7, (7,100).

KaRdeLeN 10 January 2009 20:56

Cvp: Hadis-i Şerifler
 
ZINA HADDIYLE ILGILI HUKUMLER

1561 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Hz. Omer (radiyallahu anh)'i hutbe verirken dinledim. Soyle demisti:
"Allah Teala hazretleri Muhammed (aleyhissalatu vesselam)'i hak (din ile) gonderdi ve O'na Kitab'i indirdi. Bu indirilenler arasinda recm ayeti de vardi! Biz bu ayeti okuduk ve ezberledik. Ayrica, Resulullah (aleyhissalatu vesselam) zina yapana recm cezasini tatbik etti, ondan sonra da biz tatbik ettik. Ben su endiseyi tasiyorum: Aradan uzun zaman gecince, bazilari cikip: "Biz Kitabullah'da recm cezasini gormuyoruz (deyip inkara sapabilecek ve) Allah'in kitabinda indirdigi bir farzi terkederek dalalete dusebilecektir. Bilesiniz, recm, kadin ve erkekten muhsan olanlarin zinalari, -delil veya hamilelik veya itiraf yoluyla- sub–t buldugu takdirde, onlara tatbik edilmesi gereken Kitabullah'da mevcut bir haktir. Allah'a kasemle soyluyorum, eger insanlar: "Omer Allah Teala' nin kitabina ilavede bulundu" demeyecek olsalar, recm ayetini (Kitabullah'a) yazardim."
Buhari, Hudud 31, 30, Mezalim 19, Menakibu'l-Ensar 46, Megazi 21, I'tisam 16; Muslim, Hudud 15, (1691); Muvatta, Hudud 8, 10, (, 823, 824); Tirmizi, Hudud 7, (1431); Ebu Davud, Hudud 23, (4418).

1562 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Allahu Teala Kur'an-i Kerim'inde: "Kadinlarinizdan fuhsu irtikab edenlere karsi icinizden dort sahid getirin. Eger sehadet ederlerse onlari olum alip goturunceye, yahud Allah onlara bir yol acincaya kadar. kendilerini evlerde alikoyun (insanlarla ihtilattan menedin)" buyurdu. (Nisa 15).
Cenab-i Hakk, bu ayette (zina meselesinde) once kadini zikrettikten sonra, erkegi kadinla birlikte ele alarak soyle demistir: "Sizler-den fuhsu irtikab edenlerin her ikisini de (kinayarak) eziyete kosun. Eger tevbe edip (nefislerini) islah ederlerse artik onlara (eziyetten) vazgecin. cunku Allah tevbeleri cok kabul eden, en cok esirgeyendir" (Nisa 16). Cenab-i Hakk bu ayeti, celde ayetiyle neshederek soyle buyurdu: "Zina eden kadinla zina eden erkekten her birine yuzer deynek vurun. Eger Allah'a ve ahiret gunune inaniyorsaniz bunlara, Allah'in dinini tatbik hususunda, aciyacaginiz tutmasin. Mu'minlerden bir zumre de bunlarin azabina (bu cezalarina) sahid olsun" (Nur 2). Sonra Nur suresinde recm ayeti nazil oldu. Onceki (celdeyi emreden) vahiy bekar (zani) icindi. Sonra recm ayeti tilavetten kaldirildi, ancak hukmu baki kaldi."
Ebu Davud, Hudud 23, (4413).
Bu rivayetin "...yuzer deynek vurun"ibaresine kadar olan kisim Ebu Davud'a aittir, mutebakisini Rezin ilave etmistir.

1563 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Sa'd Ibnu Ubade (radiyallahu anh): "Ey Allah'in Resulu, ne buyurursunuz, zevcemi bir erkekle yakalarsam dort sahid getirmek icin bekleyecek miyim?" diye sordu. Resulullah (aleyhissalatu vesselam):
"-Evet bekleyeceksin!" dedi."
Muslim, Lian 14, (1498); Muvatta,Hudud 7, (2,823); Ebu Davud, Diyat 12, (4532, 4533).
Muslim ve Ebu Davud'un bir diger rivayetinde: "Bir adam, karisinin yaninda bir yabanci yakalasa onu oldurebilir mi ne dersiniz?" diye sorar. Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Hayir!" deyince, Sa'd: "Bilakis evet! Seni hak dinle sereflendiren Allah'a yemin ederim, firsati yakalarsam ondan once kilincimi isletirim" der. Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Efendinizin ne soyledigine bakin!" buyurur.

1564 - Ebu Hureyre ve Zeyd Ibnu Halid (radiyallahu anhuma) sunu anlattilar: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a muhsan olmayan cariye zina yaparsa ne gerekir? diye sorulmustu, soyle cevap verdi:
"- Cariye zina yaparsa ona celde uygulayin, yine zina yaparsa yine celde uygulayin, yine zina yaparsa yine celde uygulayin ve sonra onu (kildan mamul adi) bir ipe mukabil de olsa satin gitsin."
Buhari, Buyu 66,110,17; Muslim, Hudud 30, (1703);Muvatta, Hudud 14, (826); Tirmizi, Hudud 13, (1440);Ebu Davud, Hudud 33, (4469, 4470, 4471).
Bir rivayette: "(Efendisi) ona celde tatbik etsin, bir de ayiplamasin" denmistir.

1565 - Ebu Abdirrahman es-Sulemi (radiyallahu anh) anlatiyor: "Hz.Ali (radiyallahu anh) hutbede soyle buyurdu: "Ey insanlar, kolelerinize -ister muhsan olsunlar, ister olmasinlar- haddleri tatbik edin. Zira, Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'in bir cariyesi zina yapmisti, ona celde tatbik etmemi emretti. (Dovmek uzere) yanina geldim. Yeni nifas olmustu. Doversem oldururum diye korktum. Durumu Resulullah'a arzettim. Bana:" Iyi yapmissin, iyilesinceye kadar ona dokunma" dedi."
Muslim, Hudud 34, (1075); Tirmizi, Hudud 13, (1441); Ebu Davud, Hudud 34, (4473).

1566 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) hur kimseye terettup eden haddin bolunebilen cesidinin yarisini koleye hukmetti. Sozgelimi zina yapan bakirenin haddi, iftira (gazf) haddi ve surbu'l-hamr (icki) haddi boyledir. (Bunlar bolunebilen haddlerdir, koleye hep yarisi tatbik edilir).
Rezin ilavesidir.

1567 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) hazretlerinden rivayete gore: Cariyelerinden birine hadd tatbik etmis, bu maksadla ayaklarina ve bacaklarina vurmaya baslamisti. Bunu goren Salim (rahimehullah) kendisine:
"- (Sen niye boyle yapiyorsun?) Cenab-i Hakk'in"Bunlara Allah'in dinini tatbik hususunda aciyacaginiz tutmasin..:" (Nur 2) sozu nerede kaldi?" der. Abdullah Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) de:
"- Beni ona sefkatli davraniyor mu buldun? Her halde Cenab-i Hakk onu oldurmemi emretmedi" cevabini verir.
Rezin ilavesidir.

1568 - Vail Ibnu Hucr Ibni Rebia (radiyallahu anh) anlatiyor; "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in sagliginda, namaz kilmak maksadiyla bir kadin evinden cikmisti. Yolda ona bir erkek rastladi. Kadina cullanip ihtiyacini giderdi. Kadin bagirdi, adam ise sivisti gitti.
(Cigligi uzerine) kadina bir erkek ugramisti. Ona basindan geceni anlatip, bir adam bana boyle boyle yapti dedi. Sonra, bir grup muhacire rastladi, basindan geceni onlara da anlatip: "Bir adam bana boyle yapti!" dedi. Hep beraber yuruyup, kadinin kendisine tecavuz ettigi kimseyi yakalayip kadina getirdiler. Kadin:
"- Evet bu odur?" dedi. Sonra adami Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'in yanina goturduler. Resulullah adamin recmedilmesini emrettigi sirada, kadina tecavuz etmis olan kimse kalkip:
"- Ey Allah'in Resulu, suclu benim!" diye itirafta bulundu. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) kadina:
" Git. Allah gunahlarini affetti" dedi. Zan altinda kalmis olan kimseye de guzel sozler soyleyip (gonlunu aldi). Mutecavizin recmedilmesini emretti ve recmedildi.
Sonra Resulullah sunu soyledi: " Bu adam oyle bir tevbe ile tevbe etti ki, boyle bir tevbeyi Medine ahalisi yapsaydi kabul edilirdi."
Tirmizi, su ziyadede bulunmustur: "Vail (radiyallahu anh) Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'in kadina mehir takdir edip etmedigini zikretmedi."
Tirmizi, Hudud 22, (1452); Ebu Davud, Hudud 7, (4379).

1569 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Hz. Omer'e, zina yapmis olan deli bir kadin getirildi. (Recm edilip edilemeyecegi hususunda) halkla istisare ederek recmedilmesine hukmetti. Kadina Hz. Ali (radiyallahu anh) ugradi. (Hazirligi gorunce):
"- Bunun hali nedir?" diye sordu. Kendisine: "Falanca kabileden deli bir kadindir, zina yapmistir. Hz. Omer (radiyallahu anh), recmedilmesine hukmetmistir" dediler. Hz. Ali (radiyallahu anh):
"- Kadini geri goturun!" dedi, sonra Hz. Omer'e ugrayip:
"- Ey mu'minlerin emiri! Bilirsin ki, Resulullah (aleyhissalatu vesselam) :
"Kalem uc kisiden kaldirilmistir (artik onlar yaptiklarindan sorum1u degildirler): Buluga erinceye kadar cocuktan, uyanincaya kadar uyuyandan, sifa buluncaya kadar bunamistan." Bu bicare kadin falanca kabilenin bunagidir. Ona tecavuz eden, muhakkak ki akli noksanligi sirasinda tecevuz etmistir" dedi."
Ebu Davud Hudud 16. (4399.4400. 4401. 4402).

1570 - Habib Ibnu Salim (rahimehullah) anlatiyor: "Abdurrahman Ibnu Huneyn denen bir adam karisinin cariyesine temasta bulundu. Hadise, Kufe emiri Nu'man Ibnu Besir (radiyallahu anh)'e goturuldu.
"- Ben, dedi, hakkinizda, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in hukmuyle hukmedecegim: Eger zevcen, cariyeyi sana helal ederse, yuz deynek yiyeceksin, helal etmezse recmedileceksin.."
Sonra (tahkik etti) karisinin cariyeyi adama helal ettigini gorunce, emir yuz deynek vurdu."
Tirmizi, Hudud 21, (1451); Ebu Davud, Hudud 28, (4458, 4459); Nesai, Nikah 70, (6,124); Ibnu Mlace, Hudud 8, (2551).

KaRdeLeN 10 January 2009 20:56

Cvp: Hadis-i Şerifler
 
1571 - Seleme Ibnu Muhabbak (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam), haniminin cariyesine temas eden bir adam hakkinda soyle hukmetti: "Eger, adam cariyeyi zorladi ise, cariye hurdur, adam, cariyenin efendisine (yani karisina) mislini borclanmistir, cariye riza gostermisse, cariye adamin olur, cariyenin efendisine, onun bir mislini borclanir."
Ebu Davud, Hudud 28, (4460, 4461); Nesai, Nikah 70, (1,124); Ibnu Mace, Hudud 8, (2553).

1572 - Bera Ibnu'l-Azib (radiyallahu anh) anlatiyor: "Dayim Ebu Burde Ibnu Niyar -beraberinde bir bayrak oldugu halde- bana ugradi. Kendisine nereye gidecegini sordum.
"- Resulullah (aleyhissalatu vesselam), bana babasinin hanimiyla evlenen bir adamin kellesini getirmemi (ve malina da el koymami) emretti, Ona gidiyorum" diye Cevap verdi."
Tirmizi, Ahkam 25, (1362); Ebu Davud, Hudud:27, (4456, 4457); Nesai, Nikah 58, (6,109-110); Ibnu Mace, Hudud 35, (2607).

1573 - Hz. Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) soyle emretti: "Kim, nikahi haram olan bir akrabasina cinsi temasta bulunursa -veya soyle demisti; kim haram yakini ile evlenirse- onu oldurun."

1574 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: Bir adam, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in ummu veledine temas etmekle itham edilmisti. Resulullah (aleyhissalatu vesselam), Hz. Ali (radiyallahu anh)'ye : "Git boynunu vur!" diye emretti. Hz. Ali, adama geldigi vakit, onu bir kuyunun icinde (yikanip) serinliyor buldu.
"Cik disari!" diyerek elinden tutup kuyunun disina cikardi. Hz. Ali, adamin mecbub (burulmus) ve tenasul organindan mahrum oldugunu gordu. Artik ona dokunmayip, durumu Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'e haber verdi. Resulullah, onu, davranisi sebebiyle takdir etti."
Bir rivayette su ziyade gelmistir: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Sahid, gaibin gormedigini gorur" buyurdu".
Muslim, Tevbe 59, (2771).

1575 - Sehl Ibnu Sa'd (radiyallahu anh) anlatiyor: "Bir adam Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a gelerek ismini de verdigi bir kadinla zina yaptigini itiraf etti. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) kadina adam gondererek meseleyi sordurdu. Kadin, zina ettigini inkar etti. Bunun uzerine, adama hadd celdesi tatbik etti, kadina dokunmadi."
Ebu Davud, Hudud 31, (4466).

1576 - Ibnu Abbas hazretleri (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Bekr Ibnu Leys kabilesinden bir adam, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a gelerek, bir kadinla (itiraf ederek) dort kere zina yaptigini soyledi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ona yuz sopa vurulmasina hukmetti. Zira adam bekardi. Sonra, kadin aleyhine beyyine sordu. Kadin:
"- Ey Allah'in Resulu! Vallahi yalan soyluyor" dedi. bunun uzerine, Resulullah, adami iftira (kazf) haddine, yani seksen sopaya mahkum etti."
Ebu Davud, Hudud 31, (4467).

RESULULLAH'IN HADD TATBIK ETTIKLERI KIMSELER

1577 - Hz. Bureyde (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a, Maiz Ibnu Malik el-Eslemi (radiyallahu anh) gelerek:
"- Ey Allah'in Resulu, ben nefsime zulmettim, zina fazihasini isledim, beni temizlemeni istiyorum" dedi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) onu reddetti (geri cevirip meselenin uzerine gitmedi). Ancak Maiz ertesi gun tekrar geldi. Yine:
"- Ey Allah'in Resulu, ben zina fazihasini irtikab ettim!" diye ikinci sefer itirafta bulundu. Adami ikinci sefer geri ceviren Resulullah (aleyhissalatu vesselam) adamin kavmine birisini yollayarak:
"Onun aklinda bir noksanlik biliyor musunuz, normal bulmadiginiz bir davranisina rastladiniz mi?"diye tahkik ettirdi. Ancak hep beraber:
"Biz onu gordugumuz kadariyla, aramizdaki salih kisilere denk akil (ve feraset) sahibi biliyoruz" dediler. Maiz ucuncu sefer muracaatta bulundu. Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) onlara yine birini gondererek adam hakkinda sordurdu. Yine ne kendinde, ne aklinda bir kusur olmadigini soylediler.
Adam dorduncu sefer muracaat edince, ona bir cukur kazdirdi. Taslanmasini emretti ve taslandi.
Ravi der ki: Gamidiye adinda bir kadin da gelerek:
"Ey Allah'in Resulu, beni niye reddediyorsun. Goruyorum ki, beni de Maiz gibi geri cevirmek istiyorsun. Allah'a kasem olsun ben hamileyim de!" dedi. Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam):
"Oyle ise hayir. Sen git ve cocugu dogurunca gel" dedi. Kadin gitti cocugu dogurunca, bir beze sarilmis olarak cocukla geldi.
"Iste cocuk, dogurdum!" dedi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam):
"Git, sutten kesinceye kadar emdir, sonra gel!" buyurdu. Kadin gitti, o cocugu sutten kesince cocukla birlikte geldi. Cocugun elinde bir ekmek parcasi vardi.
"Ey Allah'in Resulu, iste cocuk, sutten kestim, yemek de yedi" dedi.
Resulullah (aleyhissalatu vesselam) cocugu alip, Muslumanlardan birine teslim etti. Sonra bir cukur kazilmasini emir buyurdu. Gogsune kadar derinlikte bir cukur kazildi. Bundan sonra halka taslamalarini emretti. Herkes tasladi. Halid Ibnu Velid (radiyallahu anh) elinde bir tas ilerledi, basina atti. Kan yuzune fiskirmisti, kadina kufretti. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Halid'in kadina kufrettigini isitince:
"Ey Halid agir ol!" dedi ve ilave etti:
"Nefsimi kudret elinde tutan Zat-i Zulcelal'e kasem olsun, bu kadin oyle bir tevbe yapti ki, sayet alis-veriste sahtekarlik yapanlar ayni tevbe ile tevbe yapsalardi, onlarin bile magfiretine yeterdi !"
Sonra Resulullah (tekfin) emretti. Kadinin uzerine namaz kildirdi ve defnedildi."
Muslim, Hudud 22, (1695); Ebu Davud, Hudud 24, 25, (4434, 4441).

1578 - Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) zina yapmis olan bir kimse icin celde ile hadd tatbik edilmesini emretti. Sonra, onun muhsan oldugu bildirildi. Bu sefer recmedilmesini emretti ve recmedildi."
Ebu Davud, Hudud 24, (4438, 4439).

1579 - Imran Ibnu'l-Husayn (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a Cuheyneli, zinadan hamile kalmis bir kadin geldi ve:
"- Ey Allah'in Resulu! Ben bir hadd curmu isledim, cezasini bana tatbik et" dedi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) da kadinin velisini cagirip:
" Buna iyi muamelede bulunun. Cocugu dogurunca kadini bana getirin!" buyurdu. Velisi oyle yapti. (Dogumdan sonra gelince) Resulullah kadinin elbisesini uzerine baglamalarini emretti. Sonra taslamalarini soyledi ve taslandi. Uzerine cenaze namazi kildirdi. (Bunu goren) Hz. Omer:
"- Bu zaniye kadina namaz mi kildiriyorsun?" dedi. Aleyhissalatu vesselam Efendimiz:
" Bu oyle bir tevbe yapti ki, onun tevbesi Medine ahalisinden yetmis kisiye taksim edilseydi onlarin hepsini rahmete bandirirdi. Sen Allah icin canini vermekten daha efdal bir amel biliyor musun?" diye cevap verdi."
Muslim, Hudud 24, (1696); Tirmizi,Hudud 9, (1435); Ebu Davud, Hudud 25, (4440, 4441); Nesai, Cenaiz 64, (4, 63).

1580 - Ebu Hureyre ve Zeyd Ibnu Halid el-Cuheni (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Bir bedevi, Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'e gelerek:
"- Ey Allah'in Resulu, Allah askina, hakkimda Allah'in kitabiyla hukmet!" diye yemin verdi. Bundan daha fakih olan bir digeri de:
"- Evet aramizda Kitabullah'la hukmet, bana da izin ver!" talebinde bulundu. Aleyhissalatu vesselam Efendimiz:
" Meramini soyle! (seni dinliyorum)" dedi. Adam:
"- Oglum bunun yaninda isci idi. Karisiyla zina yapti. Bana,"Oglun icin recm gerekir" dediler. Ben de hemen oglum namina yuz koyunla bir cariyeyi fidye verdim. Sonra bir de ilim adamlarina sordum. Bana: "Ogluna yuz deynek ve bir yil surgun cezasi gerekir; bu adamin karisina da recm cezasi icabeder" dediler" dedi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam):
"- Ruhumu kudret elinde tutan Zat'a yemin olsun ikinizin arasini Kitabullah uygun sekilde hukme baglayacagim: Cariye ve koyunlar sana geri verilecek. Ogluna yuz sopa ve bir yil surgun tatbik edilecek" buyurdu. Sonra, Eslemli bir adama seslendi:
" Ey Uneys! bu zatin hanimina git, eger zinayi itiraf ederse onu recmet gel!"
Uneys, kadina vardi. O sucunu itiraf etti. Resululluh (aleyhissalatu vesselam) emretti, kadin recmedildi."
Buhari, Muharibin 30, 32, 34, 38, 46, Vekalet 13, Sehadat 8, Sulh 5, Surut 9, Eyman 3, Ahkam 39, Haberu'I-Vahid I, I'tisam 2; Muslim, Hudud, 25, f1697,1698); Muvatta, Hudud 6, (2, 822); Tirmizi, Hudud 8, (1433); Ebu Davud, Hudud 25, (445); Nesai, Kudat 21, (8, 240, 241); Ibnu Mace, Hudud 7, (2549).

KaRdeLeN 10 January 2009 20:56

Cvp: Hadis-i Şerifler
 
1581 - Imam Malik diyor ki: "Bana ulastigina gore, Hz. Osman (radiyallahu anh)'a evliliginin altinci ayinda dogum yapan bir kadin getirildi. Derhal recmedilmesini emretti. Ancak Hz. Ali (radiyallahu anh):
"- Cenab-i Hakk, Kur'an-i Kerim'de "(Insanin anne karninda) tasinma ve sutten kesilmesi (muddeti) otuz ay. dir..:" (Ahkaf 15) buyuruyor. Keza bir baska ayette de: "Anneler cocuklarini iki tam yil emzirirler. (Bu hukum) emmeyi tamam yaptirmak isteyenler icindir.."( Bakara 233) buyurmaktadir. Bu durumda hamilelik muddeti alti aydir." Bu aciklama uzerine Hz.Osman (radiyallahu anh) kadinin geri gonderilmesini emretmisti, ancak kadin recmedilmis bulundu."
Muvatta, Hudud 11 (2, 825).

1582 - Ebu Ishak es-Seybani (rahimehullah) anlatiyor: "Ibnu Ebi Evfa (radiyallahu anh)'ya:
"- Resulullah (aleyhissalatu vesselam) hic recm tatbik etti mi?" diye sordum. Bana: "Evet!" cevabini verdi. Ben tekrar:
"- Nur suresinin nuzulunden once mi, sonra mi?" diye sordum. "Bilmiyor'um!" dedi."
Buhari, Hudud, 21, 37; Muslim, Hudud 29, (1702).

1583 - Sa'bi (rahimehullah) anlatiyor: "Hz. Ali (radiyallahu anh), kadini remettigi zaman onu persembe gunu dovdu, cuma gunu de recmetti. Ve sunu soyledi: "Ona Kitabullah(in hukmu) ile celde, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in sunneti ile de recm tatbik ettim."
Buhari, Hudud 21.

1584 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Yahudilerden bir kadinla bir erkek zina yaptilar. Birbirlerine: "Bizi su peygambere goturun. Cunku bir kisim hafifletmeler getiren bir peygamberdir. Bize recm disinda fetvalar verirse kabul eder, Allah indinde O'nun hukmunu kendimize delil kilariz ve: "Peygamberlerinden bir peygamberin bize verdigi fetvalar(la amel ettik, hevamiza uymadik) deriz" dediler.
Mescidde ashabiyla birlikte oturmakta olan Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'e gelerek:
"- Ey Ebu'1-Kasim, zina yapan kadin ve erkek hakkinda kanaatin nedir?" dediler. O, onlara tek kelime soylemeden Beyt-i Midraslarina geldi. Kapida durarak:
"-Hz. Musa (aleyhisselam)'ya kitabi indiren Allah askina soyleyin, muhsan olan birisi zina yapacak olursa bunun Tevrat'taki hukmu nedir?" diye sordu.
"- Yuzu siyaha boyanir, esek uzerine ters bindirilir ve dayak atilir."
-Hadiste gecen tecbiye: Zanileri, enseleri birbirine bakacak sekilde bir esege bindirilip, bu halde sokaklarda dolastirilmasidir- Ravi devamla der ki: "Yahudilerden bir genc (bu cevaba katilmayap) susmustu. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) onun suskunlugunu gorunce sualinde israr etti. Bunun uzerine genc: "Madem ki sen bize Allah'in adina yemin veriyorsun (gercegi soyleyecegim): "Biz Tevrat'ta recm emrini goruyoruz" dedi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam):
"- Allah'in emrini hafifletmenizin baslangici nasil oldu?" diye sordu. (Genc) su cevabi verdi:
"- Krallarimizdan birinin bir yakin akrabasi zina yapti. Kralimiz, recmi ona tatbik etmedi. Sonra halka mensup bir aileden bir erkek zina yapti. Bunu recmetmek istedi. Ancak adamin kavmi buna mani olup:
"- Sen yakinini getirip recmetmedikce biz de adamimizin recmedilmesine musaade etmeyecegiz!" dediler. Bunun uzerine, aralarinda simdiki cezayi vermek uzere anlasip sulh yaptilar.
(Bu aciklama uzerine) Resulullah (aleyhissalatu vesselam):
"- Ben Tevrat'taki ayetle hukmediyorum!" dedi ve onlarin recmedilmelerini emretti ve recmedildiler. Zuhri (rahimehullah) der ki: "Bana ulastigina gore su ayet bunlar hakkinda nazil olmustur:
"Suphesiz ki Tevrat'i biz indirdik. Ki onda bir hidayet, bir nur vardir. Kendisini (Allah'a) teslim etmis olan (Israil) peygamberleri, Yahudilere ait (davalarda) onunla hukmederlerdi..." (Maide 44). Resulullah (aleyhissalatu vesselam) onlardan biri idi."
Ebu Davud, Hudud 26, (4450, 4451).

1585 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Yahudiler, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a gelip, kendilerinden bir erkekle kadinin zina yaptigini soylediler. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) onlara:
" Recm hakkinda Tevrat'ta ne buluyorsunuz?" diye sordu. Onlar:
"- Teshir edip rezil ederiz ve dayak atariz" dediler. Abdullah Ibnu Selam (radiyallahu anh):
"- Yalan soyluyorsunuz. Zinanin Tevrat'taki cezasi recmdir" dedi. Hemen Tevrat'i getirip actilar. Iclerinden (Abdullah Ibnu Surya adinda) biri elini recm ayetinin uzerine koydu. Sonra, ayetten onceki kisimlardan okumaya baslayip (kapadigi kismi atlayarak arka kismini okumaya devam etti. Abdullah Ilbnu Selam (radiyallahu anh) mudahale edip:
"- Kaldir elini!" dedi. Adam elini cekti, tam orada recm ayeti mevcut idi. Bunun uzerine:
"- Ey Muhammed, Abdullah dogru soyledi. Tevrat'ta recm ayeti mevcuttur!" dediler. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) derhal o iki zaninin recmedilmesini emretti ve recmedildiler."
Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) der ki: "Erkegin, atilan taslara karsi korumak icin, kadinin uzerine egildigini gordum."
Buhari, Hudud 37, 24, Cenaiz 61, Menakib 26, Tefsir, Al-i Imran 6, I'tisam 16, Tevhid 51; Muslim, Hudud 26, (1699); Muvatta, Hudud 1, (2, 819); Tirmizi, Hudud 10; Ebu Davud, Hudud 26, (4446, 4449).

LIVATA (Homoseksualite) VE HAYVANA TEMASININ HADDI

1586 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdu ki: "Kimin Lut kavminin sapik isini yaptigini gorurseniz, faili de mef'ulu de oldurun."
Tirmizi, Hudud 24, (1456); Ebu Davud, Hudud 29, (4462, 4463).
Tirmizi, Ebu Hureyre'nin de boyle bir rivayette bulundugunu belirtir. Ebu Davud'da Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma)'tari yapilan bir rivayette: "Livata yaparken yakalanan bekar (yani muhsan olmayan kisi) de recmedilir" denmistir.

1587 - Yine Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma)'in rivayetine gore, Hz. Ali, livata yapan cifti yaktirmistir. Hz. Ebu Bekir (radiyallahu anh) uzerlerine bir duvari yiktirmistir."
Rezin ilavesidir.

1588 - Hz.Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Lut kavminin igrenc fiilini isleyen kimse mel'undur."
Rezin ilavesidir. (Munzir'de kaydedilen uzunca bir hadisin parcasidir).

1589 - Hz.Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Ummetim icin en ziyade korktugum sey Lut kavminin amelidir" buyurdular."
Tirmizi, Hudud 24, (1457); Ibnu M ce, Hudud 12, (2563).

1590 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Kadina duburunden temas eden mel'undur" buyurdular."
Ebu Davud, Nikah 46, (21.62).

KaRdeLeN 10 January 2009 20:56

Cvp: Hadis-i Şerifler
 
1591 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Allahu Teala hazretleri, erkege temas edenveya kadinlara arka uzvundan temas eden erkege (kiyamet gunu rahmet nazariyla) bakmaz."
Tirmizi Rada 12, (1165).

1592 - Yine Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Kim bir hayvana temas ederse onu oldurun, hayvani da beraber oldurun"buyurdu.
Ibnu Abbas'a: "Hayvanin gunahi ne (o nicin oldurulsun?)" diye soruldu. Su cevabi verdi: "(Bu hususta Resulullah'tan bir sey isitmedim). Tahminimce eti yenmesin veya ondan istifade edilmesin diyedir. Zira ona, bu muamele yapilmistir."
Ebu Davud, Hudud 30, (4464); Tirmizi, Hudud 23, (1454).
Ebu Davud ve Tirmizi'de su rivayet de gelmistir: "Hayvana temas edene bir hadd takdir edilmemistir."

KAZF (IFTIRA) HADDI

1593 - Hz. Aise (radiyallahu anha) anlatiyor: "Maruz kaldigim iftiradan beni temize cikaran vahiy indigi zaman, Resulullah (aleyhissalatu vesselam) minbere cikip, durumu hatirlatti ve ilgili ayeti (Nur 11-23) tilavet buyurdu. Minberden inince iki erkek ve bir kadina kazf haddi vurulmasini emretti. Ve derhal icra edildi. Burada hadd icra edilen sahislar Hassan Ibnu Sabit, Mistah Ibnu Usase ve Hamna Bintu Cahs (radiyallahu anhum) idi."
Ebu Davud, Hudud 35, (4474, 4475).

1594 - Ebu'z-Zinad (radiyallahu anh) anlatiyor: "Omer Ibnu Abdilaziz (radiyallahu anh) iftira sebebiyle bir koleye seksen sopa vurdu. Ebu'z-Zinad der ki: "Bu hukum hakkinda, Abdullah Ibnu Amir Ibni Rebia'ya sordum. Bana su cevabi verdi:
"- Ben, Osman Ibnu Affan ve arkadan gelen diger halifelerin zamanlarina yetistim, hic birisinin iftira sebebiyle koleye kirktan fazla vurdugunu gormedim."
Muvatta, Hudud 17, (2, 828).

1595 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Bir insan diger bir insana: "Ey Yahudi" diye hitab edecek olursa ona yirmi sopa vurun. "Ey muhannes (kadinlasmis)" diyecek olursa yine o kadar ceza verin. Nikahi haram olan birine, bunu bilerek muvakaa (ask-i memnu) yaparsa oldurun."
Tirmizi, Hudud 28, (1462).

HADD-I SIRKAT (HIRSIZLIK HADDI)

1596 - Hz. Aise (radiyallahu anha) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) zamaninda, hirsizin eli, bir deri kalkanin degerinden daha dusuk bir esya icin kesilmezdi. Kalkan, turs veya hacefe diye iki cesitti, ikisinin de belli bir degeri vardi."
Buhari, Hudud 13; Muslim, Hudud 5, (1684); Muvatta, Hudud 24, (2, 832); Tirmizi, Hudud 16, (1445); Ebu Davud, Hudud 11, (4383); Nesai, Sarik 9, (8, 77-81).

1597 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) uc dirhem kiymetindeki bir kalkani calan hirsizin elini kesti."
Buhari, Hudud 13, Muslim, Hudud 6, (1684); Muvatta, Hudud 24, (2, 832); Tirmizi, Hudud 16, (1445); Ebu Davud, Hudud 11, (4484); Nesai, Sarik 9, (8,77-82).

1598 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) soyle buyurdular: "Allah, bir yumurta calip da eli kesilen, bir ip calip da eli kesilen hirsiza lanet etsin."
A'mes der ki: "Buradaki yumurtadan maksadin demir topagi oldugu, bazi iplerin de uc ve daha fazla dirhem ettigi kanaatinde idiler."
Buhari, Hudud 13, 7; Muslim, Hudud ?, (1687); Nesai, Sarik 1, (7, 65).

1599 - Umeyye el-Mahzumi (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a bir hirsiz getirildi. Sucunu itiraf etmisti. Ancak caldigi esya beraberinde bulunmadi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam), (hadden kurtarmak maksadiyla): "Senin caldigini zannetmiyorum"dedi. Hirsiz: "Hayir caldim" diye te'yid etti. (Resulullah) sozlerini ayni sekilde iki veya uc kere tekrar etti.
Sonunda, elinin kesilmesini emretti ve kesildi. Sonra hirsiz Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a getirildi. Efendimiz:
" Allah tevbe ve istigfarda bulun!" diye nasihat etti. Adamcagiz:
"- Allah'a tevbe ediyor, O'ndan magfiret diliyorum" dedi. Bunun uzerine Resulullah (aleyhissalatu vesselam) da:
" Allahim, onu magfiret et!"diyerek uc kere duada bulundu."
Ebu Davud, Hudud 8, (4380); Nesai, Sarik 3, (8, 67).

1600 - Hz. Aise (radiyallahu anha) anlatiyor: "Hirsizlik yapan Mahzumlu kadinin durumu Kureyslileri fazlasiyla uzdu.
"- Bu kadin hakkinda Resulullah (aleyhissalatu vesselam) nezdinde kim muessir bir sefaatte bulunabilir?" diye adam aradilar.
"- Bu ise, sadece Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in cok sevdigi Usame Ibnu Zeyd (radiyallahu anhuma) cur'et edebilir" dediler. Usame (huzura cikarak), Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a sefaat talebinde bulundu. Efendimiz:
"Allah'in hududundan bir hadd hususunda sefaat mi taleb ediyorsun?" diye cikisti. Sonra kalkip cemaate su hitabede bulundu:
" Sizden oncekileri helak eden sey sudur: Iclerinden serefli birisi hirsizlik yapti mi onu terkedip (ceza vermezlerdi). Aralarinda kimsesiz zayif birisi hirsizlik yapinca derhal ona hadd tatbik ederlerdi. Allah'a yemin olsun! Muhammed'in kizi Fatima hirsizlik yapmis olsa mutlaka onun da elini keserdim."
Buhari, Hudud 11, 12, 14, Sehadat 8, Enbiya 50, Fedailu'1-Ashab 18, Megazi 52; Muslim, Hudud 8, 1688; Tirmizi, Hudud 9, (1430); Ebu Davud, Hudud 4, (4373, 4374); Nesai, Sarik 5, (8, 74, 75).
Ebu Davud ve Nesai'nin, Ibnu Omer (radiyallahu anhuma)'den kaydettikleri bir rivayette soyle denmistir: "Mahzum kabilesinden bir kadin, mal istiare ederdi."
Nesai'de su ziyade mevcuttur: "Mahzumlu kadin (taninmis komsularinin) diliyle bazi mallari ariyet olarak almisti."

KaRdeLeN 10 January 2009 20:57

Cvp: Hadis-i Şerifler
 
1601 - Abdullah Ibnu Amr Ibni'l-As (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a dalindaki meyveden sorulmustu. Su cevabi verdi:
"- Ihtiyac sahibi olmak kaydiyla, etegine almaksizin, sadece yiyene bir Sey gerekmez."
Tirmizi, Buyu 54, (1289); Ebu Davud, Hudud 12, (4390); Nesai, Sarik 11-12, (8, 84-86).
Ebu Davud ve Nesai'de su ziyade mevcuttur: "Kim agactan beraberinde meyve gotururse, aldiginin bedelini. iki katiyla borclanir ve ayrica ceza da ceker. Kim de kurutma yerine getirilmis olan meyveden bir seyler calar ve bunun miktari da bir kalkanin degerine ulasirsa kolunun kesilmesi gerekir. Kim de bu miktardan az calarsa aldigi miktarin iki misli borc oder ve ayrica ceza ceker."
Nesai'de su ziyade vardir: "Meradan calinan koyun icin el kesilmez. Eger bu hayvan agilda idiyse kalkan degerinde olani icin el kesilir.

1602 - Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Hurma ozu icin, agacin basindaki meyve icin, dagda otlayan (agila girmemis) koyun icin, ihanet edilen emanet icin, yagmalanilan icin, kapip kacirilan icin el kesilmez."
Rezin ilavesidir.

1603 - Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor "Resulullah aleyhissalatu vesselam)'a bir hirsiz getirilmisti.
"-Oldurun onu!" diye emretti. Kendisine:
"-Ey Allah'in Resulu, bu adam sadece caldi" denildi. Bunun uzerine
"-Oyleyse (elini) kesin!" dedi ve derhal eli kesildi. Sonra ayni adam ikinci sefer getirildi. Yine:
"-Oldurun onu!" diye emretti. Kendisine:
"-Ey Allah'in Resulu, bu adam hirsizlik yapti" dendi. Bunun uzerine
"-Oyleyse kesinl" dedi ve derhal (sol ayagi) kesildi. Sonra ucuncu sefer getirildi ve hirsizlik yaptigi soylendi. Hz. Peygamber:
"-Oldurun onu!" diye emretti. Kendisine:
"Ey Allah'in Resulu, bu adam hirsizlik yapti" denildi. Bunun uzerine :
"-(Sol elini) kesin!" diye emretti. Sonra ayni adami dorduncu kere getirdiler.
"-Oldurun onu !" buyurdu. Kendisine:
"-Ey Allah'in Resulu, bu adam hirsizlik yapti" dediler. Bunun uzerine
"-(Sag ayagini da) kesin!" diye emir buyurdu. Ayni adam besinci sefer getiririldi. Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam):
"Oldurun onu" diye emretti. Hz. Cabir (radiyallahu anh) der ki: "Adami goturup oldurduk. Sonra suruyerek goturup bir kuyuya attik. Uzerini de tasla doldurduk."
Ebu Davud, Hudud 20, (4410); Nesai, Sarik 15, (890, 91)

1604 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resullah (aleyhissalatu vesselam): "Kole hirsizlik yaparsa, onu bir mangira da olsa satin gitsin"' buyurdular."
Ebu Davud, Hudud 22, (4412); Nesai, Sarik 16, (8,91).

1605 - Ezher Ibnu Abdillah el-Harazi anlatiyor: "(Yemenli) Kela' kabilesinden bir grubun mali calindi. Bunlar, bir kisim dokumacilari itham ettiler. Dokumacilari alarak Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'in ashabindan olan Nu'man Ibnu Besir'e getirdiler. Nu'man onlari bir kac gun hapsetti, sonra saliverdi. (Sikayetciler), Nu'man'a gelip: "Sen onlari dayaksiz, azarsiz saliverdin, olur mu?" dediler. Nu'man onlara:
"-Ne istiyorsunuz? Onlari dovmemi istiyorsaniz doverim. Maliniz cikarsa alirsiniz. Ama dovdugum halde maliniz cikmazsa, onlara vurdugum kadar da size vururum" dedi.
"-Yani hukmun bu mu?" dediler. Nu'man (radiyallahu anh):
"-(Hayir bu benim degil), Allah ve Resulu'nun (aleyhissalatu vesselam)in hukmudur"' cevabini verdi."
Ebu Davud, Hudud 10, (4382); Nesai, Sarik 2, (8, 66).

1606 - Hz. Ebu Zerr (radiyallahu anh) anlatiyor: "(Bir gun) Resulullah (aleyhissalatu vesselam) beni cagirarak;
"-Insanlara (kitleler halinde) olum gelip, ev, yani kabir kole mukabilinde temin edilince halin ne olacak ?" buyurdu. Ben:
"-Allah ve Resulu bilir- veya Allah ve Resulu benim icin neyi (uygun bulup) secerlerse olur-" diye cevap verdim. Resulullah (aleyhissalatu vesselam):
"-Sana sabir tavsiye ederim -veya sabret-" buyurdu."
Hammad der ki: "Nebbasin (yani mezarlari acarak kefenleri calanlarin) eli kesilmelidir" diye hukmedenler bu hadisle amel ettiler. Cunku, nebbas olunun evine girmis olmaktadir".
Ebu Davud, Hudud 19 (4409).

1607 - Abdurrahman Ibnu Avf (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesslam) :"Hirsiz, kendisine hadd tatbik edildi ise borclandirilamaz" buyurdu".
Nesai, Sarik 17 (8, 93).

1608 - Useyd Ibnu Hudayr (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) soyle hukmetti: "Kisi calinan malini, hirsizlik ittihami yapilmayan kimsenin elinde gorunce dilerse malini hirsiza odemis oldugu bedeli ona odeyerek alir, dilerse, hirsizin pesine duser".
Hz. Ebu Bekir, Hz. Omer ve Hz. Osman (radiyallahu anhum) boyle hukmettiler."
Nesai, Buyu' 96 (7,313).

1609 - Cunade Ibnu Umeyye'den rivayete gore, Busr Ibnu Ertat (radiyallahu anh) demistir ki: "Resulullah (aleyissalatu vesselam)'i dinledim: "Seferde eller kesilmez" diyordu." Tirmizi deki rivayette "gazvede. . ." denmistir.
Tirmizi, Hudud 20, (1450), Ebu Davud, Hudud 18, (4408); Nesai, Sarik 16,(8,91).

1610 - Sa'bi (rahimehullah) anlatiyor: "Iki kisi, ucuncu bir sahsin hirsizlik yaptigina dair sahitlikte bulundular. Bunun uzerine Hz. Ali (radiyallahu anh) adamin kolunu kesti. Bu iki kisi gidip bir muddet sonra diger bir adami getirip: "Biz hata etmisiz, hirsizligi yapan o degilmis (bu imis)" dediler. Hz. Ali (radiyallahu anh) bunlarin sahidligini iptal ederek (getirdikleri bu sahis aleyhinde kabul etmedi. Ayrica) onlara, onceki adamin diyetini yukledi ve: "Bilsem ki siz bu isi bilerek yaptiniz, kollarinizi keserdim" dedi".
Buhari, Diyat 21 (Bab basliginda senetsiz olarak kaydedilmistir).

KaRdeLeN 10 January 2009 20:57

Cvp: Hadis-i Şerifler
 
HADDU'L-HAMR

1611 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resullullah (aleyhissalatu vesselam), hamr icin, hurma dallari ve nalinlarla hadd vurdu. Hz. Ebu Bekir radiyallahu anh kirk darbe le hadd vurdu".
Buhari, Hudud 2, 4; Muslim, Hudud 37, (1706); Tirmizi, Hudud 13, (1343); Ebu Davud, Hudud 26, (4479).

1612 - Sevr Ibnu Zeyd el-Dili anlatiyor: "Hz. Omer (radiyallahu anh), hamr icin uygulanmasi gereken haddin miktari hususunda (Ashabla) istisarede bulundu. Hz. Ali (radiyallahu anh): "Seksen sopa vurulmasini uygun goruyorum" dedi. Cunku kisi, icince sarhos olur, sarhos olunca hezeyana duser (sacmalar), hezeyana dustu mu iftira atar. (Iftiranin cezasi ise 80 sopadir). Boylece Hz. Omer (radiyallahu anh) icki icenler icin haddi 80 sopa takdir etti."
Muvatta, Esribe 2, (2, 842).

1613 - Abdurrahman Ibnu Ezher (radiyallahu anh) anlatiyor: "Huneyn'de iken Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'e Sarap icin bir adam getirildi. Resulullah (tahkiren) yuzune toprak sacti. Sonra Ashab'a emretti, ayakkabilariyla ve ellerinde bulunan (deynek, cubuk vs) baska seylerle adama "Yeter, cekin ellerinizi" deyinceye. kadar vurdular. Resulullah (aleyhissalatu vesselam)in vefatindan sonra Hz. Ebu Bekir (radiyallahu anh) de icki icenlere kirk darbe vurdurdu. Arkadan Hz. Omer (radiyallahu anh) de halifeliginin baslangicinda kirk sopa vurdurmaya devam etti. Ancak, hilafetinin sonunda (insanlar azip fisk artinca) seksen sopa vurdurdu.
Hz. Osman (radiyallahu anh) ise iki kere hadd uyguladi: Birini kirk digerini seksen yapti. Hz. Osman'dan sonra Hz. Muaviye (radiyallahu anh) haddi seksende sabit kildi."
Ebu Davud, Hudud 37, (4487, 4488).

1614 - Hz. Ali (radiyallahu anh) anlatiyor: "Icki haddi icin, Resulullah (aleyhissalatu vesselam) kirk, Hz. Ebu Bekir kirk, Hz. Omer (radiyallahu anhuma) seksen sopa vurdular. Hepsi de sunnettir. (Bu bana daha hos geliyor)."
Muslim, Hudud 38, (1702); Ebu Davud, Hudud 36, (4480, 4481).

1615 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Kim (israrla) icki icerse dorduncu sefere kadar kamcilayin, sonra (devam ederse) oldurun."
Ebu Davud, Hudud 37, (4482); Tirmizi, Hudud 15, (1444).
Ebu Davud'un, Kabisa Ibnu Zueyb (radiyallahu anh)'den yaptigi bir rivayette soyle denmistir: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a Sarap icmis bir adam getirildi. Hemen celde yapildi, sonra tekrar getirildi, yine celde yapildi, sonra tekrar getirildi, yine celde yapildi, sonra tekrar getirildi yine celde yapildi ve oldurme kaldirildi. Artik, olum cezasi bir ruhsat olarak kaldirilmisti."

1616 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) hamr hususunda kesin bir hadd takdir etmedi. Bir adam icmis, sarhos olmustu. Caddede yalpa yaparken kendisine rastladi. Adami hemen tutup Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a getirmek icin harekete gectiler. Adam, Abbas (radiyallahu anh)'in evinin hizasina gelince bosanip kacti ve Abbas'in evine girerek ona iltica etti.Durum Resulullah (aleyhisalatu vessalam)'a anlatilmisti, guldu ve:"Yani o,bunlari (kacma, girme ve iltica) yapti mi?" dedi. Hakkinda her hangi bir emir vermedi."
Ebu Davud, Hudud, 36, (4476).

1617 - Umeyr Ibnu Said en-Nehai (rahimehullah) anlatiyor: "Hz. Ali (radiyallahu anh)'yi dinledim, sunu soylemisti: "Ben hadd vurdugum kimselerden biri olecek olsa, icimde uzuntu duymam, ancak icki sebebiyle hadd vurdugum olurse onun uzuntusunu hissederim. Cunku o olecek olsa (yakinlarina) diyet oderim. Zira Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) ickinin haddi ile ilgili (kesin bir miktari) sunnet kilmadi. Icki haddiyle ilgili miktari biz takdir ettik."
Buhari, Hudud 4; Muslim, Hudud 38 (1707); Ebu Davud, Hudud 36, (4486).

1618 - Ibnu Sihab (rahimehullah)'a:
"- Kole icki icecek olursa ona tatbik edilecek haddin miktari nedir?" diye sorulmustu, soyle cevap verdi:
"- Bana ulastigina gore, ona, hure verilen cezanin yarisini uygulamak gerekir. Hz. Omer, Hz. Osman ve Ibnu Omer (radiyallahu anhum ecmain) ickide, kolelerine, hurlere tatbik ettikleri haddin yarisini tatbi ederlerdi."
Muvatta, Esribe 3, (2, 842).

1619 - Said Ibnu'l-Museyyeb (rahimehullah.) anlatiyor: "Hz. Omer (radiyallahu anh), icki sebebiyle Rebia Ibnu Umeyye'yi Hayber'e surdu. Oradan kacip Herakliyus'a giderek Hiristiyanliga gecti. Hz. Omer (radiyallahu anh) bu hadise uzerine: "Bundan boyle hicbir Muslumani surmeyecegim" dedi.
Nesai, Esribe 47, (8, 319).

1620 - Hz. Omer (radiyallahu anh) anlatiyor: "Lakabi Himar olan bir adam vardi. Bu zat zaman zaman Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'i guldururdu. Hz. Peygamber bu adami, icki sebebiyle dovdurmustu. Bir gun yine icki sucuyla getirildi. Resulullah emretti, celde uygulandi. Cemaatten birisi: "Allah'im su adama lanet et! Kac sefer icki sebebiyle getirildi, bir turlu islah olmuyor)" diye beddua etti. Resulullah (aleyhissalatu vesselam):
" Ona lanet etmeyin. Allah'a yeminle soyluyorum, bu adam hakkinda bildigim bir sey varsa o da Allah ve Resulu'nu (samimiyetle) sevmis olmasidir" buyurdu."
Buhari, Hudud 5.
Ebu Davud'da, Ebu Hureyre (radiyallahu anh)'den kaydedilen bir rivayette: "Boyle soylemeyin, fakat soyle deyin: "Ey Allahim, ona rahmet et, onun taksiratini affet!" buyurmustur.


Saat: 15:55

Telif Hakları vBulletin® v3.8.4 Copyright ©2000 - 2025, ve
Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.
Search Engine Optimisation provided by DragonByte SEO v2.0.37 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2025 DragonByte Technologies Ltd.