![]() |
Cvp: Hadis-i Şerifler
2021 - Ebu Said (radiyallahu anh) anlatiyor: "Biz sadaka-i fitri bir sa' yiyecek veya bir sa' arpa veya bir sa' hurma veya bir sa' ekit (denen yogurt kurusu) veya bir sa' kuru uzumden cikarirdik."
Buhari, Zekat 72, 73, 75, 76; Muslim, Zekat 18, (985); Muvatta, Zekat 53, (1, 284); Tirmizi, Zekat 35, (673); Ebu Davud, Zekat 19, (1616, 1617, 1618); Nesai, Zekat 37, 38, 39, 42, 43, (5, 51); Ibnu Mace, Zekat 21, (1829). 2022 - Amr Ibnu Suayb, an ebihi an ceddihi (radiyallahu anh) tarikinden anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Mekke caddelerinde dellal cikararak soyle ilan ettirdi: "Duyduk duymadik demeyin! Sadaka-i fitr her muslumana, erkek-kadin, hur-kole, kucuk-buyuk olsun vacibtir. Bu, ya iki mudd bugday veya onun disinda bir sa' yiyecektir." Tirmizi, Zekat 35, (674). 2023 - Nafi (rahimehullah) anlatiyor: "Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) ramazan zekatini mudd-i Nebi (aleyhisselam) ile verirdi. Kefaret-i yemini de mudd-i Nebi ile oderdi." Buhari, Keffaratu'l-Eyman 5. 2024 - Kays Ibnu Sa'd Ibnu Ubade anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam), zekat emri gelmezden once, bize sadaka-i fitr'i emretmisti. Zekat farz kilininca, fitir sadakasini ne emretti ne de nehyetti. Biz onu yerine getirmeye devam ettik..." Nesai, Zekat 35, (5, 49); Ibnu Mace, Zekat 21, (1828). ZEKAT TAHSILDARININ HAK VE VAZIFELERI 2025 - Ebu Humeyd es-Saidi (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) zekat toplama isinde bir adam istihdam etti. -Bir rivayette "Beni Suleym'in zekatini toplama isinde" denmistir- Adam vazifeden donunce: "Bu size aittir, su da bana hediye edilenler!" dedi. Bunun uzerine Resulullah (aleyhissalatu vesselam) (ofkeyle) minbere cikip, Allah'a hamd ve senada bulunduktan sonra sunlari soyledi: "Emma ba'd, Ben sizden birini, Allah'in bana tevdi ettigi bir iste istihdam ederim. Sonra o gelir: "Bu size aittir, su da bana hediye edilenler!" der. Bu adama, babasinin veya anasinin evinde otursaydi da, eger dogru sozluyse hediyesi ayagina gelseydi ya! Vallahi sizden kim haksiz bir sey alirsa mutlaka onu boynunda tasir oldugu halde Kiyamet gunu Allah'la karsilacaktir. Eger bu haksiz aldigi sey deve ise bogurecek, sigirsa moleyecek, koyunsa meleyecek!" Sonra Resulullah ellerini kaldirdi, o kadar ki koltuk altindaki beyazlik gozuktu: "Allah'im teblig ettim mi?" dedi ve bu sozunu uc kere tekrar etti." Buhari, Hiyel 15, Cum'a 29, Zekat 67, HIbe 17, Eyman 3, Ahkam 24, 41; Muslim, Imaret 26, (1832); Ebu Davud, Imaret 11, (2946). 2026 - Besir Ibnu'l-Hasasiye (radiyallahu anh) anlatiyor: "Ey Allah'in Resulu! dedik, zekat toplayanlar, bize haksizlik edip borcumuzdan fazlasini aliyorlar, biz malimizdan haksizliklari kadarini gizleyelim mi?" "Hayir!" cevabini verdi." Ebu Davud, Zekat 5, (1586,1587). 2027 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Zekatta haddi asan, vermeyen gibidir." Ebu Davud, Zekat 4, (1585); Tirmizi, Zekat 19, (646); Ibnu Mace, Zekat 14, (1908). 2028 - C'abir Ibnu Atik (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Size bir grup sevimsiz atlilar gelecek. Geldikleri zaman, onlari iyi karsilayin. Onlarla talep ettikleri seylerin arasindan cekilin. Adalet ederlerse bu kendi lehlerinedir. Zulmederlerse bu da onlarin aleyhlerindedir. Siz onlari razi edin. Zekatinizin kemali onlarin rizasina baglidir. (Oyle ise onlari razi edin ki) sizlere dua etsinler." Ebu Davud, Zekat 5, (1588). 2029 - Rafi' Ibnu Hadic (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Zekati hakkaniyetle toplayan tahsildar, evine donunceye kadar, AIIah Teala yolunda cihad yapan asker gibidir." Ebu Davud, Imaret 7, (2936); Tirmizi, Zekat 18, (645); Ibnu Mace, Zekat 14, (1809). 2030 - Abdullah Ibnu Ebi Evfa (radiyallahu anh) anlatiyor: "Babam ashabu's-secereden idi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) kendisine bir kavm zekatlarini getirince soyle dua buyururlardi: "Allah'im Ebu Evfa'ya rahmet buyur" diye dua etti." Buhari, Zekat 64, Megazi 35, Daavat 19, 33; Muslim Zekat 176, (1078); Ebu Davud, Zekat 6,(1590); Nesai Zekat 13, (5,31). |
Cvp: Hadis-i Şerifler
ZEKAT KIMLERE HARAM?
2031 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Hasan Ibnu Ali (radiyallahu anhuma) zekat hurmasindan bir tanesini alip, hemen agzina atti. Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Hist, hist at onu! Bilmiyor musun, biz zekat yemiyoruz!" -veya: "Bize zekat helal degildir!-" diye mudahale etti." Buhari, Zekat 60, 57, Cihad 188; Muslim, Zekat 161, (1069). 2032 - Yine Sahiheyn'de gelen bir diger rivayette soyle denmistir: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Ben bazan evime donuyor, yatagimda veya odamda yere dusmus bir hurma buluyorum. Onu yemek uzere kaldirdigim vakit, "bu, sadaka hurmasi olmasin?" diye aklima geliyor, korkup (tekrar yere) atiyorum." Buhari, Lukata 6; Muslim, Zekat 162,163, (1070); Ebu Davud, Zekat 29, (1651,1652). 2033 - Yine Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) efendimiz, kendisine bir yiyecek getirilince, mahiyeti hakkinda sorardi. Eger "hediye oldugu" soylenirse ondan yerdi, "sadaka oldugu" soylenirse yemeyip Ashabina, "Siz yiyin!" derdi." Buhari, Hibe 5; Muslim, Zekat 175, (1077); Tirmizi, Zekat 25, (656); Nesai, Zekat 98, (5, 107). 2034 - (Peygamberimizin azadlisi) Ebu Rafi' (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam), Beni Mahzum'dan bir adami zekat toplamak uzere gonderdi. Adam bana: "Benimle sen de gel, zekattan sana da bir pay dussun" dedi. Kendisine "Hele Resulullah'a bir sorayim" cevabini verdim ve sordum. Efendimiz: "Bir kavmin azadlisi o kavimden sayilir, bize sadaka helal degildir" buyurdu." Tirmizi, Zekat 25, (657); Ebu Davud, Zekat 29, (1650); Nesai, Zekat 97, (5,107). Hadisin metni Ebu Davud ve Tirmizi'nin metnidir. Ibnu'l-Esir der ki: "Butun mezheplerce meshur olan goruse gore, Beni Hasim ve Beni Muttalib'in azadlilarina zekat haram degildir. Bu meselede Safi mezhebinde iki gorus mevcuttur: Birine gore, Beni Hasim ve Beni Muttalib'e zekati haram kilan sebebin sona ermesi ve zekata bedel pay aldiklari humus hissesinin ortadan kalkmis olmasindan dolayi zekat haram olmaz. Digerine gore, bu hadis sebebiyle haramdir. Ortadaki bu ihtilafin -yani sadaka Beni Hasim ve Muttalib azadlilarina haram degil diyen gorusle haram oldugunu soyleyen bu hadisin te'lifine gelince: Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bu sozu, Ebu Rafi'e, tenzihen ve kendilerine benzemeye ve sunnetine uymaya tesviken soylemis olmalidir (gercek manada haram etmek ve kesin bir hukumle yasaklamak maksadiyla degil.)" 2035 - Abdullah Ibnu Amr Ibni'l-As (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Sadaka, ne zengine ne de sakatligi olmayan gucluye helal degildir." Tirmizi, Zekat 23, (652); Ebu Davud, Zekat 23, (1634); Nesai, Zekat 90, (5, 99); Ibnu Mace, Zekat 26, (1839). 2036 - Ata Ibnu Yesar merhum anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Sadaka su bes kisi disinda zengine helal degildir: 1- AIIah yolunda gazveye cihan, 2- Sadakayi toplamak icin calisan 3- Borclanan, 4- Sadaka malini kendi parasiyla satin alan, 5- Komsusu fakir olan kimse. Soyle ki: Bu fakire sadaka verilir, o da bundan zengin komsusuna hediyede bulunur." Muvatta, Zekat 29, (1, 268); Ebu Davud, Zekat 22, (1635, 1636); Ibnu Mace, Zekat 27, (1841). ZEKAT KIMLERE HELALDIR? 2037 - Ziyad Ibnu'l-Haris es-Sudai (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a gelip biat ettim. O sirada bir adam gelerek: "Bana sadakadan ver!" dedi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) adama: "Allah, sadakalar hususunda, ne herhangi bir peygambere ne de bir baskasina hukum verme yetkisi tanimadi, hukmu bizzat kendisi verdi. Ve, sadakalari sekiz hisseye ayirdi. Eger sen bunlardan birine girersen senin hakkini derhal sana veririm" buyurdu." Ebu Davud, Zekat 23, (1630). 2038 - Ismi Nuseybe olan Ummu Atiyye (radiyallahu anha) anlatiyor: "Bana bir koyun tasadduk edilmisti. Hz. Aise (radiyallahu anha)'ye bir miktar et gonderdim. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) o sirada Hz. Aise'ye: "Yiyecek birseyler var mi?" diye sormus, Hz. Aise (radiyallahu anha) de: "Hayir! Ancak, Nuseybe'nin su (kendisine tasadduk edilen) koyundan gonderdigi bir miktar et var" cevabini vermis. Resulullah: "Getir onu, o koyun yerini bulmus (bize hediye olarak gelen zekat olmaktan cikmis)tir" demis." Buhari, Zekat 31, 62, Hibe 5; Muslim, Zekat 174, (1076). 2039 - Yine Sahiheyn'de ve ayrica Ebu Davud ve Nesai'de Hz. Enes (radiyallahu anh)'den rivayet edilen bir hadiste denmistir ki: "Berire (radiyallahu anha)'ye tasadduk edilen bir etten Resulullah'a ikram edilmisti. (Etin menseini ogrenen Resulullah: "Bu ona sadakadir, bize ise hediyedir" buyurdu." Buhari, Zekat 62, Hibe 5; Muslim, Zekat 170, (1074); Ebu Davud, Zekat 30, (1655). 2040 - Besir Ibnu Yesar (rahimehullah)'dan nakledildigine gore, Sehl Ibnu Ebe Hasme denen Ensar'dan bir zat ona sunu haber vermistir: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam), kendisine (Sehl'e) zekat develerinden yuz tanesini diyet olarak odemistir. Yani, Hayber'de oldurulen Ensari'nin diyeti olarak." Ebu Davud, Diyat 8, 9, (4521, 4523); Buhari, Diyat 22 |
Cvp: Hadis-i Şerifler
2041 - Rezin'in kaydettigi bir rivayette, Ebu Las el-Huzai demistir ki: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam), (bizi hacca giderken) sadaka develerine bindirdi."
Buhari, Zekat 49, Ahmed Ibnu Hanbel 4, 221. (Bu rivayeti Rezin ilave etmistir. Buhari muallak olarak kaydeder. Ahmed Ibnu Hanbel de Musned'de. ZUHD VE FAKRIN MEDHI VE BUNLARA TESVIK 2042 - Sehl Ibnu Sa'd (radiyallahu anh) anlatiyor: "Bir adam, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a ugradi. Efendimiz, yaninda bulunan bir zata: "Su gelen kimse hakkinda reyin nedir?" diye sordu. Adam: "O, halkin esrafindandir, bu vallahi bir kiza talib olsa hemen evlendirilmeye; birisi lehine sefaate bulunsa, sefaatinin yerine getirilmesine layiktir" dedi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) sukut buyurdular. Derken az sonra bir adam daha ugradi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) yanindakine: "Pekiyi bunun hakkinda reyin nedir?" dedi. Adam: "Ey Allah'in Resulu! Bu, muslumanlarin fakir takimindandir. Vallahi, bu bir kiza talib olsa evlendirilmemeye, sefaatte bulunsa itibar edilmemeye, bir sey soylese dinlenilmemeye layiktir?" cevabini verdi. Bunun uzerine Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam): "Bu, onun gibilerin bir arz dolusundan daha hayirlidir?" buyurdu. Buhari, Rikak 16, Nikah 15, Ibnu Mace, Zuhd 5, (4120). 2043 - Ebu Zerr (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) efendimiz buyurdular ki: "Dunyada zahidlik, helal olani haram etmek veya mali zivan etmekle olmaz. Gercek zahidlik, AIIah'in elinde olana, kendi elinde olandan daha cok guvenmen ve bir musibete dustugun zaman getirecegi sevabi sebebiyle, onun devamina ragbet gostermendir." Tirmizi, Zuhd 29, (2341); Ibnu Mace, Zuhd 1, (4100). Rezin sunu ilave etti: "Zira Allah Teala Hazretleri soyle buyurmustur: "Bu, kaybettiginize uzulmemeniz ve Allah'in size verdigi nimetlerle simarmamaniz icindir" (Hadid 23). 2044 - Hz. Aise (radiyallahu anha) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "(Ey Aise! Cernnette) benimle olman seni mesrur edecekse sana dunyadan bir yolcunun azigi kadari kifayet etmelidir. Sakin zenginlerle sohbet arkadasligi etme. Bir elbiseye yama vurmadan eskimis addetme." Tirmizi, Libas 38, (1781). Rezin sunu ilave etmistir: "Urve dedi ki: "Hz. Aise (radiyallahu anha), bir elbiseyi eskitip yamamadikca ve icini disina ters cevirip (bir zamanlar da oyle giyerek iyice eskitmedikce) yenilemezdi. Bir gun kendisine, Muaviye tarafindan gonderilmis olan seksenbin (dirhem) geldi. Bu paradan, aksama tek dirhem kalmadi (hepsini tasadduk etti). Cariyesi ona: "Bana ondan bir dirhemlik olsun et alsaydin ya!" dedi. Hz. Aise: "(Para varken) hatirlatmis olsaydin, istegini yapardim" dedi." 2045 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vessselam) soyle dua ederdi: "Allah'im, Al-i Muhammed'in rizkini belini dogrultacak kadar ver -Bir diger rivayette- "yetecek kadar ver" buyurmustur." Buhari, Rikak 17; Muslim, Zekat 126, (1055); Tirmizi, Zuhd 38, (2362). 6 2046 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) soyle dua etmisti: "AIIah'im, beni miskin olarak, yasat, miskin olarak ruhumu kabzet, kiyamet gunu de miskinler zumresiyle birlikte hasret." Hz. Aise (radiyallahu anha) atilarak sordu: "Nicin ey Allah'in Resulu?" "Cunku, dedi, onlar cennete, zenginlerden kirk bahar once girecekler. Ey Aise! fàkirleri sev ve onlari (rivayet meclisine) yaklastir, ta ki Kiyamet gunu AIIah da sana yaklassin." Tirmizi, Zuhd (2353). Diger bir hadiste: "Besyuz yil" tabiri vardir. Iki hadis soyle cem'edilir: "Kirktan maksad hirs sahibi fakirin, hirs sahibi zenginden one gececegi muddettir. Besyuzden maksad, zahid fakirin hirsli zenginden once girecegi muddettir. Boylece hirs hasibi fakir, zahid fakirin yirmibes derece ustunlugune nazaran iki derecelik bir ustunluge sahiptir. Bu kirkin besyuze nisbetidir. Bu ve benzeri takdirler Resulullah'in lisaninda mucazefe veya tesadufi olarak cereyan etmez. Bilakis idrak ettigi bir sir veya ilminin ihata ettigi bir nisbet sebebiyle soylenmistir. Zira o hevadan konusmaz." 2047 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Fukaralar, cennete zenginlerden besyuz yil once girerler. Bu (Allah'in indinde) yarim gundur." Tirmizi, Zuhd 37, 2354). 2048 - Ebu Abdirrahman el-Hubuli anlatiyor: "Bir adam Abdullah Ibnu Amr (radiyallahu anh)'a sorarak dedi ki: "Biz muhacirlerin fakirlerinden degil miyiz?" Abdullah da ona sordu: "Kendisine sigindigin bir zevcen var mi?" Adam: "Evet" dedi. Abdullah: "Senin oturdugun bir meskenin var mi?' Adam: "Evet!" deyince Abdullah: "Sen zenginlerdensin!" dedi. Adam: "Benim bir de hizmetcim var!" diye ilave edince, Abdullah: "Oyleyse sen krallardansin!" dedi." Muslim, Zuhd 37, (2979). 2049 - Ebu Said (radiyallahu anh) anlatiyor: "Muhacirlerin fakirlerinden bir grupla birlikte oturmustum. Bunlardan bir kismi, bir kismi (nin karaltisindan istifade) ile ciplakliktan korunuyordu. Bir kari de bize (Kur'an) okuyordu. Derken Resulullah (aleyhissalatu vesselam) cikageldi ve uzerimizde dikildi. Resulullah'in yanimizda dikilmesi uzerine kari okumayi birakti. Resulullah da selam verdi ve: "Ne yapiyorsunuz?" diye sordu. "Ey Allah'in ResuIu! dedik, o karimizdir, bize (Kur'an) okuyor. Biz de AIIah Teala'nin kitabini dinliyoruz." Bunun uzerine Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Ummetim arasinda, kendileriyle birlikte sabretmem emredilen kimseleri yaratan Allah'ima hamdolsun!" dedi. Sonra, kendisini bizimle esitlemek uzere Resulullah, ortamiza oturdu.Ve eliyle isaret ederek: "Soyle (halka yapin)" dedi. Cemaat hemen etrafinda halka oldu, yuzleri ona dondu. Ebu Said der ki: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in onlar arasinda benden baska birini daha taniyor gormedim. (Herkes yeni bastan vaziyetini alinca) Resulullah su mujdeyi verdi: "Ey yoksul muhacirler, size mujdeler olsun! Size Kiyamet gunundeki tam nuru mujde ediyorum. Sizler cennete, insanlarin zenginlerinden yarim gun once gireceksiniz. Bu yarim gun, (dunya gunleriyle) besyuz yiI eder." Ebu Davud, Ilim 13, (3666); Tirmizi, Zuhd 37, (2352). 2050 - Usame Ibnu Zeyd (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "(Mirac sirasinda) cennetin kapisinda durup iceri baktim. Oraya girenlerin buyuk cogunIugunun miskinler oldugunu gordum. Dunyadaki imkan sahiplerinin cehennemlikleri atese gitmeye emrolunmuslardi, geri kalanlar da mahpus idiler. Cehennemin kapisinda da durdum. Oraya girenlerin buyuk cogunlugu da kadinlardi." Buhari, Rikak 51, Muslim, Zuhd 93, (2736). |
Cvp: Hadis-i Şerifler
2051 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Bana zayiflarinizi arayin. Zira sizler, zayiflariniz sebebiyle yardima ve rizka mazhar kiliniyorsunuz."
Ebu Davud, Cihad 77, (2594); Tirmizi, Cihad 24, (1702); Nesai, Cihad 43, (6, 45-46). 2052 - Yine Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) efendimiz buyurdular ki: "Allah hicbir peygamber gondermedi ki, koyun cobanligi yapmamis olsun." "Sen de mi, Ey Allah'in Resulu?" diye sordular. "Evet, dedi ben de bir miktar kirat mukabili Mekke ehline koyun guttum." Buhari, Icare 2; Muvatta,18 (2, 971); Ibnu Mace, Ticarat 5, (2149). 2053 - Abdullah Ibnu Mugaffel (radiyallahu anh) anlatiyor: "Bir adam gelerek "Ey Allah'in Resulu! Ben seni seviyorum" dedi. Resulullah: "Ne soyledigine dikkat et!" diye cevap verdi. Adam: "Vallahi ben seni seviyorum!" deyip, bunu uc kere tekrar etti. Resulullah (aleyhissalatu vesselam, bunun uzerine adama: "Eger beni seviyorsan, fakirlik icin bir zirh hazirla. Cunku beni sevene fakirlik, hedefine kosan selden daha suratli gelir." Tirmizi, Zuhd 36, (2351). 2054 - Hz. Ali (radiyallahu anh) anlatiyor: "Biz Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ile birlikte otururken uzaktan Mus'ab Ibnu Umeyr (radiyallahu anh) gorundu, bize dogru geliyordu. Uzerinde deri parcasi ile yamanmis bir burdesi vardi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) onu gorunce, (Mekke'de iken giyim kusam yonunden yasadigi) bollugu dusunerek agladi. Sonra sunu soyledi: "(Gun gelip, sizden biri, sabah bir elbise, aksam bir baska elbise giyse ve onune yemek tabakalarinin biri getirilip digeri kaldirilsa ve evlerinizi de (halilar ve kilimler ile) Kà'be gibi ortseniz o zamanda nasil olursunuz?" "O gun, dediler, biz bugunumuzden cok daha iyi oluruz. Cunku hayat kulfetimiz karsilanmis olacak, biz de ibadete daha cok vakit ayiracagiz." "Hayir! buyurdu, bilakis siz bugun o gunden daha iyisinizdir." Tirmizi, Kiyamet 36, (2478). 2055 - Ebu Umame Ibnu Sà'lebe el-Ensari (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in yaninda dunyayi zikretmislerdi. Buyurdular ki:- "Duymuyor musunuz, isitmiyor musunuz? Mutevazi giyinmek Imandandir, mutevazi giyinmek imandandir!" Ebu Davud, Tereccul 1, (4161); Ibnu Mace, Zuhd 22, (4118). 2056 - Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in yaninda bir adamin cok ibadet ettiginden, bir digerinin de vera sahibi oldugundan bahsedilmisti. Efendimiz: "Vera'ya denk olacak onunla tartilabilecek bir sey yoktur!" buyurdu." Tirmizi, Kiyamet 61,(2521) 2057 - Atiyye es-Sa'di (radiyallahu anha) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Kisi mahzurlu olan seyden korkarak mahzursuz olani terketmedikce gercek takvaya ulasamaz." Tirmizi, Kiyamet 20, (2453). HZ. PEYGAMBER (S.A.S.) VE ASHABININ YASAYISLARINDA FAKR 2058 - Hz. Aise (radiyallahu anha) anlatiyor: "Bazi aylar olurdu, hic ates yakmazdik, yiyip ictigimiz sadece hurma ve su olurdu. Ancak, bize bir parcacik et getirilirse o haric." Buhari, Et'ime 23, Rikak 17; Muslim, Zuhd 20-27, (2970-2973); Tirmizi, Zuhd 38, (2357, 2358), 35, (2473). Diger bir rivayette: "Resulullah olunceye kadar Muhammed ailesi bugday ekmegini ust uste uc gun doyuncaya kadar yememistir" denmistir. Bir diger rivayette: "Muhammed (aleyhisselam) bir gunde iki sefer yedi ise, biri mutlaka hurma idi" denmistir. 2059 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ve ailesi ust uste pek cok geceleri ac gecirirler ve aksam yemegi bulamazlardi. Ekmekleri cogunlukla arpa ekmegi idi." Tirmizi, Zuhd 38, (2361). 2060 - Nu'man Ibnu Besir (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Hz. Omer (radiyallahu anh) insanlarin nail olduklari dunyaliktan soz etti ve dedi ki: "Gercekten ben Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in butun gun acliktan kivrandigi halde, karnini doyurmaya adi hurma bile bulamadigini gordum." Muslim, Zuhd 36, (2978). |
Cvp: Hadis-i Şerifler
2061 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Surasi muhakkak ki, Allah hakkinda benim korkutuldugum kadar kimse korkutulmamistir. Allah yolunda bana cektirilen eziyet kadar kimseye eziyet cektirilmemistir. Zaman olmustur, otuz gun ve otuz gecelik bir ay boyu, Bilal ile benim yiyecegim, Bilal'in koltugunun altina sikisacak miktari gecmemistir."
Tirmizi, Kiyamet 35, (2474). Tirmizi, hadisin sahih oldugunu belirtir ve ilave eder: "Bu durum Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in (amcasi Ebu Talib oldugu zaman, Taif'te yeni bir hami bulmak umidiyle, musriklerden) kacarak Hz. Bilal'le Mekke'den ciktigi zamanla ilgilidir." 2062 - Yine Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a arpa ekmegi ile kokusu degismis erimis yag getirmistim. (Bir seferinde) soyle soyledigini isittim: "Muhammed ailesinde, dokuz kadin bulundugu bir zamanda, ne bir sa' hurma, ne de bir sa' hububat gecelememistir." Buhari, Rehn 1, Buyu 14; Tirmizi, Buyu 7, (1215); Nesai, Buyu 50, (7, 288). 2063 - Hz. Ali (radiyallahu anh) anlatiyor: "Evimden soguk bir gunde ciktim. Cok actim,(yiyecek) bir sey ariyordum. Bir yahudiye rastladim, bahcesinde cikrikla sulama yapiyordu. Duvardaki bir acikliktan adama baktim. "Ne istiyorsun ey bedevi, kovasini bir hurmaya bana su ceker misin?" dedi. Ben de: "Evet! ama kapiyi ac da gireyim!" dedim. Adam kapiyi acti, ben girdim, bir kova verdi. Su cekmeye basladim. Her kovada bir hurma verdi. Iki avucum hurma ile dolunca kovayi biraktim ve bu bana yeter deyip hurmalari yedim, sudan icip sonra mescide geldim." Tirmizi, Kiyamet 35, (2475). 2064 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bir gun (veya gece mutad olmayan bir saatte) mescide geldi. Orada Hz. Ebu Bekir ve Hz. Omer (radiyallahu anhuma)'e rastladi. Onlara (bu saatte) niye geldiklerini sordu. "Bizi evden cikaran acliktir!" dediler. Resulullah da: "Beni de evde cikaran acliktan baska bir sey degil!" buyurdu. Hep beraber Ebu'I-Heysem Ibnu'I Teyyihan'a gittiler. O, bunlar icin arpadan ekmek yapilmasini emretti. Ekmek yapildi. Sonra kalkip bir koyun kesti. Yanlarinda bir hurma agacinda asili olan tatli suyu indirdi. Derken yemek geldi, yediler ve o sudan ictiler. Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Su gunun nimetinden (Kiyamet gunu) hesap sorulacak! (Aclik sizi evinizden cikardi. Bu nimetlere nail olduktan sonra donuyorsunuz!" buyurdu." Muslim, Esribe 140, (2038); Muvatta, Sifatu'n Nebi 28, (2, 932); Tirmizi, Zuhd 39, (2370). 2065 - Utbe Ibnu Gazvan (radiyallahu anh) anlatiyor: "Gercekten ben kendimi, Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ile birlikte olan yedi kisiden yedincisi olarak gocmusumdur. Huble yapragindan baska yiyecegimiz yoktu. Oyle ki avurtlarimiz yara oldu." Muslim, Zuhd 15, (2967). 2066 - Ebu Talha (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a acliktan sikayet ettik ve karinlarimizi acip gosterdik. Herkeste bir tas vardi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) da karnini acti, O'nda iki tas vardi." Tirmizi, Zuhd 39, (2372). 2067 - Fudale Ibnu Ubeyd (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) halka namaz kildirirken, bazi kimseler aclik sebebiyle kiyam sirasinda yere yikilirlardi. Bunlar Ashab-i Suffe idi. (Medine'de misafireten bulunan) bedeviler, bunlara delirmis derlerdi. Efendimiz namazdan cikinca yanlarina ugrar ve: "Eger (bu cektiginiz sikinti sebebiyIe) Allah indinde elde ettiginiz mukafaati bilseydiniz, fakirlik ve ihtiyac yonuyle daha da artmayi dilerdiniz" derdi." Tirmizi, Zuhd 39, (2369). TAKILAR HAKKINDA 2068 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) (Iran Kisrasina gondermek icin) bir mektub yazmisti. Kendisine: "Onlar muhurlu olmayan mektubu okumazlar" denildi. Bunun uzerine gumus bir muhur yaptirdi. Uzerine Muhammed Resulullah cumlesini kazdirdi. Cemaate de: "Ben bir muhur yaptirdim. Uzerine Muhammed Resulullah kazdirdim, kimse bunu yuzugune kazdirmasin" buyurdu." Bir rivayette soyle gelmistir: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) sag (eli) ne gumus bir yuzuk takti. Kasi Habesi idi. Karsi avucunun icine geliyordu." Buhari, Libas 46, 50, 51, 54, 55; Muslim, Mesacid 222, (640); Libas 55-63, (2092-2095); Ebu Davud, Hatim 1-2, (4214-4217, 4221); Tirmizi, Isti'zan 25, (2719), Libas 14-17, (1739-1748); Nesai, ZInet 48-82, (8,173-195); Ibnu Mace, Libas 39, (3639), 41, (3645). 2069 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) kendisine altindan bir yuzuk yaptirdi. Bunun uzerine halk da altin yuzukler yaptirdi. Bilahare aleyhissalatu vesselam minbere cikip oturdu, yuzugu cikardi ve: "Vallahi bunu ebediyen takmiyacagim!" dedi. Halk da yuzuklerini cikarip attilar." Buhari, Libas 45, 46, 50, 53, Eyman 6, I'tisam 4; Muslim, Libas 53, 55, (2091); Muvatta, Sifatu'n-Nebi 37, (2, 936); Ebu Davud, Hatem 1-2, (4218, 4219, 4220); Tirmizi, Libas 16, (1741); Nesai, Zinet 43, 53, (8,165,178); Ibnu Mace, Libas 40, (3642-3644). Bir rivayette su ziyadeyi yapti: "Yuzugu sag eline takmisti. "Bir digerinde de su ziyade vardir: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) gumusten bir muhur edindi, eline takmisti. Sonra Hz. Ebu Bekir'in eline intikal etti, sonra Hz. Omer'e, sonra da Hz. Osmana (radiyallahu anhum)'a intikal etti. Eris kuyusuna dusunceye kadar onun elinde kaldi. Uzerindeki yazi Muhammed Resulullah idi." 2070 - Bureyde (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in yanina, parmaginda demir yuzuk bulunan bir adam ugramisti. (Yuzugu gorunce): "Niye bazilarinizin uzerinde ates ehlinin susunu goruyorum!" buyurdu. Adam derhal onu cikarip atti. Sonra parmaginda sari renkli (pirinc) yuzuk tasiyor oldugu halde geldi. Bu sefer. "Niye sende putlarin kokusunu hissediyorum?" dedi Bilahare adam altin yuzuk takmis olarak geldi`? Bu sefer de: "Sende niye cennet ehlinin susunu goruyorum?" dedi. Bunun uzerine adam: "Oyleyse yuzugum neden olsun?" diye sordu. "Gumusten dedi, ancak agirligi bir miskale ulasmasin." Tirmizi, Libas 43, (1786); Ebu Davud, Hatem 4, (4223); Nesai, Zänet 47, (8,172). |
Cvp: Hadis-i Şerifler
2071 - Ibnu Abbas (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bir adamin elinde altindan bir yuzuk gordu. Onu cikarip atti ve:
"Biriniz tutup atesten bir parcayi alip eline koyuyor!" buyurdu. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) gidince adama: "Yuzugunu al (baska surette) ondan faydalan" dediler. O: "Hayir! Vallahi ebediyen almayacagim, onu Resulullah (aleyhissalatu vesselam) atti" dedi." Muslim, Libas 52, (2090). 2072 - Hz. Aise (radiyallahu anha) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a Habes krali Necasi'den hediyeler geldi. Icerisinde Habesi kasli bir de altin yuzuk vardi. Resulullah onu bir cople veya tiksinerek bir parmagiyla aldi. Kizi Zeyneb'in kizi Umame Bintu Ebi'l-As'i cagirip: "Yavrucugum al sunu, takin!" dedi." Ebu Davud, Hatem 8, (4235). 2073 - Said Ibnu'l-Museyyeb anlatiyor: "Hz. Omer, Suheyb (radiyallahu anhuma)'e: "Niye parmaginda altin yuzuk goruyorum?" dedi. Beriki: "Onu senden daha hayirli olan da gordu, ama ayiplamadi" deyince, Hz. Omer: "O da kimmis?" dedi. Suheyb: "Resulullah!" cevabini verdi." Nesai, Zinet 42, (8,164,165). 2074 - Hz. Ali (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) yuzugumu su parmaga koymami yasakladi -ve eliyle orta ve ondan sonra gelen (sehadet) parmagina isaret etti- buyurdu." Muslim, Libas 64, (2078); Tirmizi, Libas 44, (1787); Nesai, Zinet 53, (8, 177); Ebu Davud, Hatem 4, (4225). 2075 - Yine Hz. Ali (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah yuzugunu sag eline takardi." Ebu Davud, Hatim 5, (4226); Nesai, Zinet 49, (8,175). 2076 - Cafer Ibnu Muhammed, babasindan naklen anlatiyor: "Hz. Hasan ve Hz. Huseyin (radiyallahu anhuma), yuzuklerini sol ellerine takarlardi." Tirmizi, Libas 16, (1743). 2077 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) yuzugu sol eline takardi ve kasini avucunun icine getirirdi. Ibnu Omer de boyle yapardi. Ebu Davud, Hatem 5, (4227, 4228). 2078 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) helaya girdigi zaman yuzugunu cikarirdi." Tirmizi, Libas 16, (1746); Nesai, Zinet 54, (8, 178). Rezin su ilavede bulunmustur: "Yuzuk Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in sol elinde idi.") 2079 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Bir kadin Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a gelerek sordu: "Iki altin bilezik hakkinda ne dersiniz, (takayim mi?)" "Atesten iki bileziktir, (takmayin!)" deyip cevap verdi. Kadin devamla: "Pekala altin gerdanliga (ne dersiniz?)" diye sordu. Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'dan yine: "Atesten bir gerdanlik!" cevabini aldi. O, yine sordu: "Bir cift altin kupeye ne dersiniz?" "Atesten bir cift kupe!" Kadinda bir cift altin bilezik vardi. Onlari cikarip atti ve: "(Ey Allah'in Resulu), kadin kocasi icin suslenmezse, onun yaninda kiymeti duser" dedi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Sizden birine, gumus kupeler takinmasindan, bunlari za'feran veya abir ile sarartmasindan kimse engel olmaz!" cevabini verdi." Nesai, Zinet 39, (8,159). 2080 - Sevban (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in yanina Fatima Bintu Hubeyre, elinde altindan iri yuzukler (Feth) oldugu halde gelmisti. Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam), kadinin ellerine vurmaya basladi. Fatima da hemen (oradan sivisip) Resulullah'in kerimeleri Fatimatu'z-Zehra (radiyallahu anha)'nin yanina girdi. Ona Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in kendisine olan davranisini anlatti. Bunun uzerine Hz. Fatima (radiyallahu anha) boynundaki altin zinciri cikarip: "Bunu bana Hasan'in babasi Hz. Ali (radiyallahu anhuma) hediye etti" dedi. Zincir daha elinde iken Resulullah (aleyhissalatu vesselam) yanlarina girdi ve sunu soyledi: "Ey Fatima! Halkin: "Resulullah'in kizinin elinde atesten bir zincir var!" demesi seni memnun eder mi?" dedi ve boyle diyerek oturmadan geri donup gitti. Bunun uzerine Fatima (radiyallahu anha) zinciri carsiya gonderip sattirdi, parasiyla bir kole satin aldi ve onu azad etti. Bu olanlar Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a anlatilinca: "Fatimayi atesten kurtaran Allah'a hamdolsun!" buyurdular." Nesai, Zinet 39, (8,158). |
Cvp: Hadis-i Şerifler
2081 - Huzeyfe'nin kiz kardesi (radiyallahu anha) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Ey kadinlar cemaati! Sus esyaniz gumusten olmalidir. Sizden hangi kadin altinla suslenir ve onu izhar eder (yabanciya gosterirse), mutlaka onunla azaba maruz kalir."
Ebu Davud. Hatem 8. (4237); Nesai. ZInet 39, (8.156.157). 2082 - Ukbe Ibnu Amir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ehline taki ve ipegi yasakladi ve: "Eger sizler cennet takilarini ve cennetin ipegini seviyorsaniz, bunlari dunyada takinip giymeyin" buyurdu." Nesai, Zinet 39, (8,156). Nesai'nin Ibnu Omer'den yaptigi bir diger rivayette: "Resulullah, altin takinmayi, mukatta yani az bir parca olmak kaydiyla tecviz etti" denilmistir. Mukatta: Az bir sey demektir, kulagin ust kismina takilan kucuk halka, kadin yuzugu gibi. Israf, kibir ve zekat vermekten kacinmak gibi durumlari mekruh addetmistir. 2083 - Bunane Mevlatu Abdirrahman Ibnu Hayyan el-Ensari anlatiyor: "Hz. Aise'nin yanina, uzerinde ziller bulunan bir kiz getirildi. Kizin zilleri cingir cingir ses cikariyordu. Hz. Aise (radiyallahu anha): "Sakin ha! zillerini koparmadan onu yanima getirmeyin!" dedi ve ilave etti: "Ben Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in: "Zil bulunan eve melaike girmez" buyurdugunu isittim." Ebu Davud, Hatem 6, (4231). 2084 - Arfece Ibnu Es'ad (radiyallahu anh) anlatiyor: "Cahiliye devrinde cereyan eden Kulab savasinda burnum isabet almis, bu sebeple gumusten bir burun taktirmistim. Bilahare kokmaya basladi. (Durumu kendisine acinca), Resulullah (aleyhissalatu vesselam), bana altindan bir burun yaptirmami soyledi." Ebu Davud, Hatem 7, (4232, 4233, 4234); Tirmizi Libas 31, (1770); Nesai, Zinet 41, (8, 163, 164). 2085 - Hz. Enes (radiyallahu anh) bildiriyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselàm)'in kilincinin kabzasinin ust kismi (kabIa) gumustendi. Nesai nin Enes'ten bir rivayetinde, "Resulullah'in kilincinin pabuc kismi gumustu, kabzasinin bas kismi (kabia) da gumustu. Bunlar arasinda gumus halkalar vardi" denmistir. Ebu Davud, Cihad 71, (2583, 2584, 2585); Tirmizi, Cihad 16 (1691); Nesai, Zinet 121, (8, 219). HIDAB (SAC BOYAMASI) 2086 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Yahudiler ve hiristiyanlar (saclarini) boyamazlar. Siz onlara muhalefet edin." Buhari, Libas 67, Enbiya 50; Muslim, Libas 80, (2103); Ebu Davud, Tereccul 18, (4203); Nesai, Zinet 14, (8,137); Tirmizi, Libas 20, (1752). Bu hadis Tirmizi'de "(Sacinizdaki) akliklarin rengini degistirin, yahudilere benzemeyin!" seklinde gelmistir. 2087 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "(Saclarina) kina yakmis bir adam gelmistir. Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam): "Bu ne guzel!" buyurup takdir etti. (Az sonra) kina ve ketem ile boyanmis biri geldi. "Bu evvelkinden de guzel!" buyurdu. Sonra (saclarini) sariya boyamis biri daha gelmisti ki: "Bu oburlerinden de guzel!" buyurdu." Ebu Davud, Tereccul 19, (4211); Ibnu Mace, Libas 34, (3627). 2088 - Hz. Ibnu Omer (radiyallahu anh)'den rivayete gore, sakalini sufra denen sari boya ile boyar ve derdi ki: "Ben, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'i gordum, sakalini bununla boyamisti, en cok sevdigi boya da bu idi. Bununla elbisesini boyadigi da olurdu." Ebu Davud, Libas 18, (4064), Tereccul 19, (4210); Nesai, Zinet 17, (8,140). Buhari ve Muslim'de, Hz. Enes'ten gelen bir rivayette soyle denir: "Resulullah hic sacini boyamadi. Cunku ondaki beyazlar cok azdi. Basindaki aklari saymak istesem sayabilirdim. Hz. Ebu Bekir ve Hz. Omer (radiyallahu anhuma) (saclarini) kina ve ketem ile boyarlardi." Buhari, Libas 66, Menakib 23; Muslim, Fedail 100-105, (2341); Ebu Davud, Tereccul 18, (4209); Nesai, Zinet 17, (8,140, 141). 2089 - Kerime Bintu Humam anlatiyor: "Bir kadin, Hz. Aise'ye kina yakma hususunda sormustu, su cevabi aldi: "Bunda bir beis yok (kina yakilabilir). Ancak ben bundan hoslanmam. Cunku sevdigim (aleyhissalatu vessellam), onun kokusunu sevmezdi." Ebu Davud, Tereccul 4, (4164); Nesai, Zinet 19, (3,142). 2090 - Hz. Aise (radiyallahu anha) anlatiyor: "Bir kadin, perde gerisinden Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a eliyle bir mektup uzatti. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) elini derhal geri cekip: "Ne bileyim, bu el kadin eli midir, erkek eli midir?" buyurdu. Kadincagiz: "Kadin elidir!" deyince Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam): "Sen kadin olsaydin, tirnaklarinin rengini degistirirdin" buyurdu. Bununla kina yakmayi kastetmisti." Ebu Davud, Tereccul 4, (4166); Nesai, Zinet 18, (8,142). |
Cvp: Hadis-i Şerifler
2091 - Yine Hz. Aise (radiyallahu anha) anlatiyor: "Hint Bintu Utbe, Hz. Peygamber'e:
"Ey Allah'in Resulu, bana biat ver!" diye talepte bulunmustu. Kendisine: "Hayir, su ellerini degistirmedikce senden biat almayacagim. EIIerin tipki vahsi hayvanlarin ayagi gibi!" cevabini verdi." Ebu Davud, Tereccul 4, (4165). Rivayette adi gecen Hint, Ebu Sufyan'in zevcesi ve Hz. Muaviye (radiyallahu anhum)'nin annesidir. Mekke'nin fethi sirasinda kocasi ile birlikte musluman olmustur. Hz. Peygamber eski nikahlari ile evliliklerini ikrar etmis, yeni bir nikahi gereksiz gormustur. Ancak, goruldugu uzere, ellerine kina vurmadan biat almamistir. Alimler bu hadisten hareketle, erkeklerin kina yakmasini mekruh addetmislerdir. Kadinin elleri, kinasiz iken erkegin ellerine benzemektedir. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bu benzemedeki keraheti ifade icin tesbihe basvurup, vahsi hayvanlarin ayaklarina tesbih etmistir. 2092 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a el ve ayaklarina kina yakmis bir muhannes getirdiler. "Bunu niye getirdiniz, nesi var?" diye sordu. Kendisine: "Kendisini kadinlara benzetmistir!" dediler. Bunun uzerine Efendimiz emretti ve Naki' nam mevkiye surgun edildi. "Ey Allah'in Resulu, onu oldurmeyelim mi?" diye soranlar olmustu ki: "Hayir! dedi, ben namaz kilanlari oldurmekten men edildim." Ebu Davud, Edeb 61, (4928). HALUK 2093 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam), erkegin za'feran surmesini yasakladi." Buhari, Libas 33; Muslim, Libas 77, (2101); Ebu Davud, Tereccul 7, (4179); Tirmizi, Edeb 51, (2816); Nesai, Zinet 74, (8,189). 2094 - Yine Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a uzerinde sarilik izi bulunan bir adam geldi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) hoslanmadigi bir hususu, insanlarin yuzune nadiren vurdugu icin (sesini cikarmadi). Adam oradan kalkip gidince: "Keske bu adama, uzerindeki su seyi yikamasini soyleseydiniz" dedi." Ebu Davud, Tereccul 8, (4182). 2095 - Ya'la Ibnu Murre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) haluk surunmus bir adam gormustu. ki: "Git bunu yika, sonra gene yika, sonra bir daha (za'feran surunmeye) donme!" dedi." Tirmizi, Edeb 51, (2817); Nesai, Zinet 34, (8,152,153). 2096 - Ebu Musa (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "AIIah, bedeninde haluk'tan bir parca eser bulunan kimsenin namazini kabul etmez." Ebu Davud, Tereccul, 8, (4178). SAC VE BAKIMI: 2097 - Ebu Katade (radiyallahu anh) anlatiyor: "Ey Allah'in Resulu dedim, benim omuzlarima kadar dokulen (gur) saclarim var, tarayip tanzim edeyim mi?" "Evet dedi, ona ikramda bulun." Ravi der ki: "Ebu Katade, "Evet, ona ikramda bulun!" sozu sebebiyle, gunde iki sefer (bakim yapar ve) saclarini yaglardi." Muvatta, Sa'ar 6, (2, 949); Nesai, Zinet 60, (9183). 2098 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Kimin saci varsa, ona ikram etsin!" buyurdu." Ebu Davud, Tereccul 3, (4163). 2099 - Ata Ibnu Yesar (rahimehullah) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a saci sakali karmakarisik bir adam gelmisti. Efendimiz, ona (eliyle) isaret buyurarak, sanki sacini islah etmesini emretmisti. Adam bunu yapip sonra tekrar geri geldi. Aleyhissalatu vesselam: "Su hal, sizden birinizin tipki bir seytan gibi basi(ndaki saclar) karmakarisik vaziyette gelmesinden daha hayirli degil mi?" buyurdular." Muvatta, Sa'ar 7, (2, 949). 2100 - Abdullah Ibnu Mugaffel (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) sac bakimini gun asiri yapmayi emredip, fazlasini yasakladi." Ebu Davud, Tereccul 1, C4159); Tirmizi, Libas 22, (1756); Nesai, Zinet 7, (8,131,132). |
Cvp: Hadis-i Şerifler
TRAS
2101 - Nafi' (rahimehullah) Ibnu Omer (radiyallahu anh)'in su sozunu nakleder: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) kaza'i (yani cocugun basinin bir kismini tras etmek) yasakladi" deyince, "Kaza' nedir?" diye sordular. Soyle acikladi: "Kisi cocugun basini tras eder, ancak surada burada bazi yerleri kesmez, oldugu gibi birakir." Ravi, bunu soylerken alnina ve basinin iki yanina isaret etti." Buhari, Libas 72; Muslim, Libas 113 (2120); Ebu Davud, Tereccul 14, (4193, 4194); Nesai, Zinet 5, (8,130); Ibnu Mace, Libas 38, (3637). 2102 - Abdullah Ibnu Ca'fer (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam), Hz. Ca'fer (radiyallahu anh)'in olum haberi gelince, Cafer ailesini uc gun (matem yapmaya) terketti. Sonra yanlarina gelerek: "Kardesimin uzerine artik bugunden sonra aglamayin!" dedi ve: "Bana kardesimin ogullarini toplayin!" emretti. Biz yanina getirildik, tipki civcivler gibiydik. "Bana bir berber cagirin!" dedi. (Gelince) berbere emretti, o da baslarimizi tras etti." Ebu Davud, Tereccul 13, (4192); Nesai, Zinet 58, (8,182). 2103 - Hz. Ali (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) kadinlarin baslarini tras etmelerini yasakladi." Nesai, Zinet 4, (8,130); Tirmizi, Hacc 74, (914). IGRETI SAC TAKMA 2104 - Hz. Esma (radiyallahu anha) anlatiyor: "Bir kadin Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a gelerek: "Kizim cicek hastaligina yakalandi ve saclari dokuldu. Ben onu evlendirdim, igreti sac takayim mi?" diye sordu. Aleyhissalatu vesselam: "Allah takana da taktirana da lanet etmistir?" diye cevap verdi." Buhari, Libas 83, 85; Muslim, Libas 115, (2122); Nesai, Zinet 71, (8,187,188). 2105 - Humeyd Ibnu Abdirrahman Ibnu Avf tarafindan rivayet edilen ve Kutub-i Sitte'nin herbirinde yer alan bir rivayet de soyle: "Hz. Muaviye (radiyallahu anh) hacc yapti. O zaman minbere cikarak halka bir hutbe irad etti. (Hutbe sirasinda), koruma polisinin elinde bulunan bir tutam saci alarak sunlari soyledi: "Ey Medineliler! Alimleriniz nerede? Ben Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'i isittim, bu cesit seyleri yasaklamis ve soyle demisti: "Israilogullarinin kadinlari ne zamanki bunu taktilar helak oldular." Buhari, Libas 83, Enbiya 50; Muslim, Libas 122, (2127); Muvatta, Sa'ar 2, Ebui Davud, Tereccul 5, (4167); Tirmizi, Edeb 32, (2782); Nesai, Zinet 21, (8,144-147), 68, 69, (8,186, 187); Ibnu Mace, Nikah (1987). SACI ALNA DOKME VE AYIRMA 2106 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: Ehl-i Kitap, saclarini alinlarina dokuyorlardi, musrikler de ayiriyorlardi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) (vahiyle) emir gelmeyen hususlarda Ehl-i Kitab'a muvafakati severdi. Sacini alni uzerinde o da serbest birakti. Sonra (ortadan) ayirarak (sag ve sola) taradi." Buhari, Libas 70; Muslim, Fedail 90, (2336); Ebu Davud, Tereccul 10, (4188); Nesai, Zinet 62, (8,164). SACTAKI AKLARIN YOLUNMASI 2107 - Amr Ibnu Su'ayb an ebihi an ceddihi (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Sactaki aklari yolmayin. Zira bir kimse musluman iken tek bir kil bile agarmis olsa, bu Kiyamet gunu onun icin mutlaka bir nur olur." Ebu Davud, Tereccul 17, (4202); Tirmizi, Edeb 56, (2822); Nesai, Zinet 13, (8, 136); Ibnu Mace, Edeb 25, (3721); Muslim, Fedail 100, (2341). Hadisin metni Ebu Davud'dan alinmadir.) Bir rivayette soyle denmistir: "Allah ona bu sebeble sevap yazdi, onun sebebiyle ondan gunah affetti." BIYIGIN KESILMESI 2108 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Biyiklari kaziyin, sakallari serbest birakin." Buhari, Libas 64, 65; Muslim, Taharet 53, (259); Muvatta, Sa'ar 1, (2, 947); Ebu Davud, Tereccul 16, (4199); Tirmizi, Edeb 18, (2764); Nesai, Taharet 15, (1,16). Sahiheyn'in bir rivayetinde soyle denmistir: "Su ameller fitrattandir: Kasik trasi, tirnaklarin kesilmesi, biyiklarin kesilmesi." Bir diger rivayette: "Musriklere muhalefet edin, sakallarinizi uzatin, biyiklarinizi kesin" denir. 2109 - Zeyd Ibnu Erkam (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Biyigindan kim almazsa bizden degildir." Tirmizi, Edeb 16, (2762); Nesai, Taharet 13, (1,15). 2110 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) biyigindan keser ve soyle derdi: "Halilu'r-rahman Ibrahim (aleyhisselam) de boyle yapardi." Tirmizi, Edeb 16, (2761). |
Cvp: Hadis-i Şerifler
2111 - Abdullah Ibnu Amr Ibni'l-As (radiyallahu anhum ) anlatiyor: Resulullah (aleyhissalatu vesselam) sakalindan enine ve boyuna alirdi."
Tirmizi, Edeb 17, (2763). KOKU VE YAG 2112 - Hz. Enes (radiyrallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Bana, (dunyanizdan) koku ue kadin sevdirildi. Gozumun nuru ise namazda kilindi." Nesai, Isretu'n-Nisa 1, (7, 61). 2113 - Ibnu'l-Museyyeb (rahimehullah)'den rivayet edildigine gore demistir ki: "Allah Teala Hazretleri munezzehtir, (halde ve sozde) nezih olani sever; naziftir, nezafeti sever; kerimdir, keremi sever; comerttir, comertligi sever. Oyle ise avlularinizi temizleyin ve yahudilere benzemeyin." Tirmizi, Edeb 41, (2800). Bu hadisi bazi raviler, Amir Ibnu Sa'd'in babasi tarikiyle Hz. Peygamber'e ulastirip merfu olarak rivayet etmislerdir. 2114 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Kime tib ikram edilirse onu reddetmesin. Cunku, o guzel koku verir ve tasimasi da kolaydir." Muslim, Elfaz 20, (22 3); Ebu Davud, Tereccul 6, (4172); Nesai, Zinet 76, (8,189). 2115 - Ebu Osman en Nehdi (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Sizden birine reyhan sunuldugu takdirde onu reddetmesin, zira o cennetten cikmadir." Tirmizi, Edeb 37, (2792). 2116 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor:"Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Uc sey reddedilmez: Minder, yag ve koku." Tirmizi, Edeb 37, (2791). 2117 - Nafi' merhum anlatiyor: "Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) buhur yaktigi zaman saf od ve kafurla karisik od kullanir ve sunu soylerdi: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) da boyle yapardi." Muslim, Elfaz 21, (2254); Nesai, Zinet 38, (8,156). 2118 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Erkegin tib'i (surunine maddesi) kou nesreder, rengi olmaz. Kadinin tib'i ise rengi olur, kokusu olmaz." Tirmizi, Edeb 31, (2788); Nesai, Zinet 32, (8,151). 2119 - Hz. Aise (radiyallahu anha) sunu demistir: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) misk ve anber gibi, renksiz koku maddeleri surunurdu ve derdi ki: "Surunme maddelerinin en iyisi misktir." Tirmizi, Cenaiz 16, (991); Nesai, Zinet 31, (8, 151, 152); Ebu Davud, Cenaiz 37, (3158). 2120 - Ebu Musa (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Her goz zanidir. Surasi muhakkak ki, kadin koku surunur, sonra da (erkek) cemaate ugrarsa o da zaniyedir." Tirmizi, Edeb 35, (2787); Ebu Davud, Tereccul 7, (4174, 4175); Nesai, Zinet 35, (8,153). |
Cvp: Hadis-i Şerifler
2121 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Kendisine buhur degen kadin sakin bizimle yatsi namazina katilmasin.
Muslim, Salat 143, (444); Ebu Davud, Tereccul 7, (4175); Nesai, Zinet 87, (8, 154). ZINETLE ILGILI CESITLI MESELELER 2122 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Fitrat bestir: Sunnet olmak, etek trasi olmak, biyigi kesmek, tirnaklari kesmek, koltuk altini yolmak." Buhari, Libas 63, 64, Isti'zan 51; Muslim, taharet 39, (257); Muvatta, Sifatu'n Nebiyy 3, (2, 921); Tirmizi, Edeb 14, (2757), Ebu Davud Tereccul 16, (4198); Nesai, Taharet 10,11, (1,14,15). 2123 - Hz. Aise (radiyallahu anha) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "On sey fitrattandir: Biyigin kesilmesi, sakalin uzatilmasi, misvak, istinsak (burna su cekmek), mazmaza (agza su cekmek), tirnaklari kesmek, parmak mafsallarini yikama, koltuk altini yolmak, etek trasi olmak, intikasu'l-ma yani istinca yapmak." Muslim, 56 (261); Ebu Davud, Taharet 29, (53); Tirmizi, Edeb 14, (2758); Nesai, Zinet 1, (8,126,127). 2124 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam), bize biyigin makaslanip, tirnagin kesilmesini, koltuk altinin yolunup, etegin tras edilmesini kirk gun asmayacak sekilde vakitledi." Muslim, Taharet 51, (258); Ebu Davud, Tereccul 16, (4200); Tirmizi, Edeb 15, (2759); Nesai, Taharet 13, 14, (1, 15, 16). 2125 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Ibrahim (aleyhisselam) Kaddum nam -bazisi da seddesiz olarak Kadum demistir- mevkide seksen yasinda oldugu halde sunnet oldu." Buhari, Isti'zan, 51, Enbiya 8; Muslim, Fedail 151, (2370). 2126 - Yahya Ibnu Said'in anlattigina gore, Said Ibnu'l Museyyeb (rahimehullah)'ten sunu isitmistir: "Hz. Ibrahim (aleyhisselam), misafir agirlayan ilk kimse idi. Keza o ilk sunnet olan kimseydi, biyigini kesenlerin ilki, sacinda aklik gorenlerin ilki de o idi. Ak saclari gorunce: "Ya Rabbi bu nedir?" diye sormus; Rabbi de: "Bu vakardir ey Ibrahim!" demis. O da: "Rabbim! Oyleyse vakarimi artir!" diyerek duada bulunmustur." Rezin sunu ilave etmistir. "Bu sirada Hz. Ibrahim 120 yasindaydi. Bundan sonra 80 yil daha yasadi." Muvatta, Sifatu'n-Nebi 4, (2, 922). 2127 - Ibnu Cubeyr (rahimehullah) anlatiyor: "Hz. Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma)'a: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in ruhu kabzedildigi vakit sen ne kadardin?" diye sorulmustu su cevabi verdi: "O gun ben sunnetliydim... Ve, erkekleri idrak edinceye kadar sunnet etmezlerdi." Buhari, Isti'zan 51. 2128 - Ummu Atiyye (radiyallahu anha) anlatiyor: "Bir kadin Medine'de kizlari sunnet ederdi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) (kadini cagirtarak) kendisine: "Derin kesme. Zira derin kesmemen kadin icin daha cok haz vesilesidir, koca icin de daha makbuldur" diye talimat verdi." Ebu Davud, Edeb 179, (5271). Rezin'in rivayetinde Resulullah soyle buyurur: "Kizlari sunnet ederken ustten kes, derin kesme, bu sekilde kesilmesi yuze daha cok parlaklik, kocaya daha cok haz verir." 2129 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) soyle buyurdular: "Igreti sac takana da, taktirana da, bedene dovme yapana da, yaptirana da AIIah lanet etsin!" Buhari, Libas 86, Tibb 36; Muslim, Libas 119, (2124); Nesai, Zinet 25, (8,148). 2130 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) dedi ki: "Igreti sac takan, taktiran; kaslari incelten, kaslarini incelttiren, dovme yapan ve dovme yaptiran lanetlenmistir." Ebu Davud, Tereccul 5, (4170). |
Cvp: Hadis-i Şerifler
2131 - Ebu'l-Husayn el-Heysem Ibnu Sefi anlatiyor: "Ben ve kunyesi Ebu Amir olan Meafirli bir arkadasim Iliya (da denen Kudus)'da namaz kilmak uzere beraberce yola ciktik. Onlara kissa anlatan buyukleri, Ezd kabilesine mensup Ebu Reyhane kunyesini tasiyan bir Sahabi idi.
Ebu'l-Husayn der ki: "Arkadasim benden once mescide vardi. Sonra da ben geldim ve yanina oturdum. Bana: "Ebu Reyhane'nin anlattigina yetistin mi?" dedi. "Hayir!" diye cevap verince: "Ben onun anlattigini dinledim, diyordu ki: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) on seyi yasakladi: Disleri torpuleyip inceltmek, dovme yapmak, (erkeklerin sac ve sakallarindaki aklari, kadinlarin yuzlerindeki tuyleri) yolmasi, kadinin kadinla, erkegin erkekle ayni ortu altinda arada bir mania olmadan yatmasi, erkegin Acemler gibi elbisesinin alt kismina ipek serit ilave etmesi, yine Acemler gibi omuzlarina alem olarak (dort parmak genisliginden fazla) ipek koymasi, yagmacilik yapmasi; saltanat sahibi olmayanin (Acemlerin ziyyi (susu) durumunda olan) kaplan (derisinin) uzerine oturmasi ve yuzuk takmasi." Ebu Davud, Libas 11, (4049); Nesai, Zinet 20, (8, 143); Ibnu Mace, Libas 47, (3655). 2132 - Ibnu Mes'ud (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) on seyi sevmezdi: Sari yani haluk, yaslilikla ortaya cikan aklarin rengini degistirme, izarin (kibirle) yerde surunmesi, altin yuzuk takmak, teberruc (kadinlarin zinetlerini yersiz olarak gostermesi), zar atmak, Muavvizeteyn'den baska bir sey okuyarak rukye yapmak, akdu't-temaim (muska baglamak), suyu (meniyi) mahallinden baska yere atmak, cocugu ifsad etmek. Resulullah, bunlari) haram kilmaksizin mekruh sayardi." Ebu Davud, 3, (4222); Nesai, Zinet 17, (8,141). 2133 - Hz. AIi (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam), bana altin yuzuk takmayi, kissi elbise giymeyi, ruku ve secdede Kur'an okumayi, sariya boyanmis elbise giymeyi yasakladi." Muslim, Libas 31, (2078); Muvatta, 28, (1, 80); Ebu Davud, Libas 11, (4044, 4045, 4046, 4050), Hatim 4, (4225); Tirmizi, Salat 195, (264); Nesai, 97, (2,188), Zinet 43, 44, 45, 96, 122, (8,165,169, 203, 219). Tirmizi ve Nesai'nin rivayetlerinde su ziyade var: "...kizil meysereyi ve el-ciayi da yasakladi." Cia, Misir'da arpadan veya bugdaydan yapilan bir saraptir." Ebu Davud'un rivayetinde Hz. Ali: "Bunlari size de yasakladi demiyorum" der. 2134 - Hz. Bera (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah bize yedi seyi yasakladi: Altin yuzukler altin ve gumus kaplar, ipekli eyer yaygilari, ipekli kissi kumaslar, istibrak denen kalin ipekli kumaslar, ibrisim kumaslar ve ipek kumaslar." Buhari, Isti'zan 8, Cenaiz 2, Mezalim 5, Nikah 71, Esribe 28, Marza 4, Libas 28, 36, 45, Edeb 124, Eyman 9; Muslim 3, (2066); Tirmizi, Edeb 45, (2810); Nesai, Zinet 92, (8, 201). 2135 - Imran Ibnu Husayn (radiyallahu anhuma) anlatiyor:"Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Erguvanin uzerine oturmam, sariya boyanmis olan elbiseyi, ipekten kenar cekilmis elbiseyi giymem." Ravi Husayn burada rivayeti keserek gomleginin cebine isaret etti (ve anlatmaya devam ederek) Resulullah'in geri kalan sozlerini tamamladi: "Haberiniz olsun erkegin tibi (surunme maddesi) kokuludur, rengi yoktur; kadinlarin tibi renklidir, kokusu yoktur." Ravilerden biri demistir ki: "Bu yasak kadinin disari cikma durumuyla ilgilidir. (Evinde) kocanin yaninda oldugu takdirde istedigi kokuyu surunur." Ebu Davud, Libas 11, (4048). 2136 - Ebu Eyyrub (radiyallahu anh) hazretleri anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Kina yakma, koku surunme, misvak kullanma ve evlenme butun peygamberlerin tabi olageldikleri sunnetlerdendir." Tirmizi, Nikah 1, (1080). 2137 - Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bir adam gordu, saclari darmadaginikti. "Bu adam saclarini duzeltip tertibe sokacak bir seyi bulamadi mi?" diye memnuniyetsizlik izhar etti. Derken, o sirada bir diger adam gordu, bunun da ustu basi kirliydi. Bunun hakkinda da: "Su adam elbisesini yikayacak bir sey bulamiyor mu?" diye soylendi." Ebu Davud, Libas 17, (4062). 2138 - Rafi' Ibnu Hadic (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam), bineklerimizin uzerinde bazi torbalar gordu, torbalarda kirmizi yun hatlari vardi. "Bu kizilligin size galebe caldigini goruyorum" dedi. Resulullah'in bu sozu uzerine yerlerimizden firlayip kalktik, oyle ki develerimizden bir kismi (telasimizdan) urktu. Keseleri aldik, onlardaki kizil yunleri sokup attik." Ebu Davud, Libas 20, (4070). 2139 - Abbad Ibnu Temim anlatiyor: "Ebu Besir el-Ensari (radiyallahu anh) kendisine bildirmistir ki, Ebu Besir bir seferde Resullullah (aleyhissalatu vesselam) ile beraberdi. Efendimiz, o sirada tellalina emrederek su hususu ilan ettirdi: "Hicbir devenin boynunda kiristen mamul bir gerdanlik veya (herhangi) bir gerdanlik kalmasin, mutlaka kesilsin!" Malik: "Zannederim bu yasak, nazar degmesine (karsi develerin boynuna asilan seyler) icin verilmis olmali demistir." Buhari, Cihad 139; Muslim, Libas 105, (2115); Muvatta, Sifatu'n-Nebi 39, (2, 937); Ebu Davud, Cihad 49, (5552). NAKISLAR, SURETLER VE ORTULER HAKKINDA RESSAMLARIN ZEMMI, RESIM VE ORTULERIN KERAHETI 2140 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Su resimleri yapanlar var ya, -bir rivayette: "Su resimlerin sahipleri var ya! Kiyamet gunu azab olunacaklar. Onlara: "Su yaptiklarinizi diriltin" denir." Buhari, Libas 89, Tevhid 56, Muslim, Libas 103, (2018); Nesai, Zinet 114:, (8, 215). |
Cvp: Hadis-i Şerifler
2141 - Hz. Aise (radiyallahu anha) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bir seferden donmustu. (O yokken) ben, yuklugun onune, uzerinde resimler bulunan bir bez cekmistim. Resulullah perdeyi gorunce, cekip atti, (ofkeden) yuzu de renklenmisti. "Ey Aise! buyurdular, bil ki, Kiyamet gunu insanlarin en cok azab gorecek olani Allah'in yarattiklarini taklid edenlerdir."
Hz. Aise rivayetine devamla dedi ki: "Biz o bezi kestik bir veya iki minder yaptik." Buhari, Libas 91, 95; Muslim, Libas 87, (2105); Muvatta, Isti'zan 8, (2, 966, 967); Nesai, Zinet 112, 113, (8, 213); Ibnu Mace, Libas 45, (3653). 2142 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma)'in anlattigina gore: "Kendisine bir adam gelip: "Ben ressamim, su resimleri yaptim. Bana bu hususta fetva ver!" dedi. Ibnu Abbas adama: "Bana yaklas!" emretti, adam yaklasinca: "Bana daha da yaklas!" dedi. Adam yaklasti. Ibnu Abbas elini basinin uzerine koydu ve: "Ben Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'i dinledim. Soyle diyordu: "Butun tasvirciler atestedir. Allah ressamin yaptigi her bir resim icin bir nefis koyar ve bu ona cehennemde azab verir." Ibnu Abbas devamla adama dedi ki: "Illa da resim yapacaksan agac yap, cani olmayısan seyin resmini yap." Buhari, Buyu 104; Muslim, Libas 99, (2110); Nesai, Zinet 112, (8, 212, 214). 2143 - Yine Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatuvesselam) buyurdular ki: "kim resim yaparsa, Allah onu Kiyamet gunu, yaptigi resim sebebiyle, onlara ruh ufleyinceye kadar azab eder. Hicbir zaman da ruh ufleyici degildir." Buhari, Ta'bir 45, Tirmizi, Libas 19, (1751); Nesai, Zinet 114, (8, 215). SURET VE PERDELERLE ILGILI KERAHET 2144 - Ebu Talha el-Ensari (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Melekler, icerisinde kopek ve timsaller bulunan eve girmezler. Buhari, Libas 92, 88, Bedu'l-Halk 6, 14, Megazi 11; Muslim, Libas 102, (2606); Ebu Davud, Libas 48, (4155); Tirmizi, Edeb 44, (2805); Nesai, Zinet 112, (8, 212, 213); Ibnu Mace, Libas 44, (3649). 2145 - Sefine (radiyallahu anh) anlatiyor: "Hz. Ali (radiyallahu anh), Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'i hazirladigi bir yemege davet etti. Efendimiz gelip, iceri girmek uzere elini kapinin kirisleri uzerine koyunca, evin bir kosesine gerilmis bir kiram gormustu ki hemen geri dondu. (Resulullah'a geri donusunun) sebebi sorulunca: "Bir peygambere tezyin edilip suslenmis bir eve girmek uygun olmaz" cevabini verdi." Ebu Davud, Et'ime 8, (3755); Ibnu Mace, Et'ime 56, (3360). 2146 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Bana Cibril (aleyhisselam) geldi ve: "Dun sana gelmistim (ama yanina girmedim)." Girmeyisimin sebebi de uzerinde timsaller bulunan perde bezi idi. Orada bir de kopek vardi, kapinin uzerinde de insan resimleri bulunuyordu. Timsallerin baslarinin koparilmasini emret ki agac sekline donsun. Ortuden ayak altina atilacak iki minder yapilmasini, kopegin de disari cikarilmasini soyle!" Bu soylenenler yapildi." Muslim, Libas 102 (2112); Ebu Davud, Libas 48, (4158); Tirmizi, Edeb 44, (2807); Nesai, Zinet 113, (8, 216). Bu rivayet Ebu Davud ve Tirmizi'nin metnine mutabiktir. 2147 - Hz Ali (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular k‹: "Icerisinde resim, cunub ve kopek bulunan eve (rahmet) melekleri girmez." Ebu Davud, Taharet 90, (227); Libas 48, (4152); Nesai, Taharet 168, (1,141), Sayd 11, (7,185). 2148 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) (Mekke'nin Fethi gunu), Beytullah'ta tasvirler gorunce, iceri girmedi. Once onlarin imhasini emretti ve imha edildiler. Iceride Hz. Ibrahim ve Hz. Ismail (aleyhimesselam)'in ellerinde kumar oklari bulunur vaziyetteki suretlerini gormustu. Soyle buyurdu: "Allah canlarini alsin. Vallahi onlar asla oklarla kismet aramadilar." Buhari, Enbiya 8, Hacc 54, Megazi 48. SEHAVET VE KEREM 2149 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Sehavet sahibi Allah'a yakindir, insanlara yakindir, cennete yakindir, cehennemden uzaktir. Cimri ise AIlahtan uzaktir, insanlardan uzaktir, cennetten uzaktir, cehenneme yakindir. Cahil sehavet sahibini AIIah, cimri ibadet duskununden daha cok sever." Tirmizi, Birr 40, (1962). 2150 - Yine Ebu Hureyre hazretleri (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bir hadis-i kudside, Allah Teala hazretlerinin soyle soyledigini haber verdi: "Sen infak et, ben de sana infak edeyim." Efendimiz devamla dedi ki: "Allah'in eli (yedullah) doludur. Gece ve gunduz (boyu yapilan) arkasi kesilmez infaklar onu azaltmaz. Arz ve semavatin yaratilasindan beri Allah'in infak ettiklerini dusunun! Bunlar, O'nun elindekinden hicbir sey eksiltmemistir. O'nun Ars'i suyun uzerindeydi. Elinde mizan da var, alcaltir, yukseltir." Buhari, Tevhid 22, 35, Tefsir, Hud 2, Nafakat 1; Muslim, Zekat 37, (993); Tirmizi, Tefsir, (3048). |
Cvp: Hadis-i Şerifler
2151 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) yarin icin hicbir sey biriktirmezdi."
Tirmizi, Zuhd 38, (2363). 2152 - Cubeyr Ibnu Mut'im (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Huneyn donusu yol alirken bedeviler israrla (ganimetin taksimini) taleb ediyorlardi. Oyle ki bir ara, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'i bir semure agacina dogru sikistirdilar ve ridasini kaptilar. Bunun uzerine durup sunu soyledi: "Ridami verin, su taslar sayisinca koyun olsa, ben yine de onu aranizda taksim ederdim. Ve sonra gorurdunuz ki, ben ne cimriyim, ne yalanciyim, ne de korkagim." Buhari, Cihad 24, Humus 19. 2153 - Ukbe Ibnu'l-Haris (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bize ikindi namazi kildirmis idi. (Selam verince) acele ile cemaati yarip evine girdi. Halk onun bu telasesinde hayrete dusmustu. Ancak geri donmesi gecikmedi. Gelince, (halkin merakini yuzlerinden anlayan Hz. Peygamber su aciklamayısi yapti): "Yanimda kalan birkisim altin vardi (namazda) onu hatirladim. Beni alikoyacagindan korktum ve hemen gidip dagittim." Buhari, Ezan 155, Amel fi's-Salat 18, Zekat 20, Isti'zan 36; Nesai, 104 (3, 84). 2154 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Muhacirler Medine'ye geldikleri vakit ellerinde hicbir sey yoktu. Ensar ise arazi ve akar sahibi kimselerdi. Her yil mallarini, urunlerinin yarisini onlara vermek, bunlar da calisma ve bakim islerini uzerlerine almak sartiyla anlastilar. Enes'in annesi kendine ait olan bir hurmaligi Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a verdi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Hayberlilerle savasip orayi fethettikten sonra muhacirler, baglarini ensar'a iade ettiler. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) da zikri gecen hurmaligi Enes'in annesine iade etti." Buhari, Hibe 35; Muslim, Cihad 70, (1771). YOLA (SEFERE) CIKIS GUNU 2155 - Kab Ibnu Malik (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) hep persembe gunleri yola cikardi. Persembe disinda yola ciktigi nadirdi." Ebu Davud, Cihad 84, (2605); Buhari, Cihad 103. 2156 - Sahr Ibnu Vedaa el-Gamidi (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) soyle dua ederdi: "Allah'im, ummetime erkenciligi mubarek kil." Nitekim, Aleyhissalatu Vesselam Efendimiz bir seriyye veya bir ordu gonderecegi zaman, onu gunun erken saatinde yola cikarirdi. Sahr tuccardi, o da ticarete gunun ilk saatinde cikardi. Boylece zengin oldu ve mali artti." Ebu Davud, Cihad 85 (2606); Tirmizi, Buyu 6, (1212). ARKADAS 2157 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Insanlar yalnizliktaki (mahzuru) benim kadar bilselerdi, hicbir atli tek basina bir gececik olsun yol yapmazdi." Buhari, Cihad 135; Tirmizi, Cihad 4, (1673). 2158 - Said Ibnu'l- Museyyeb (rahimehullah) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Seytan tek basina olanla, iki kisi beraber olana sikinti verir. Eger uc kisi olurlarsa onlara sikinti veremez." Muvatta, Isti'zan 36, (2, 978). 2159 - Amr Ibnu Suayb an ebihi an ceddihi (radiyallahu anh) tarikinden naklediyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Bir atli bir seytandir, iki atli iki seytandir, uc atli bir gruptur." Muvatta, Isti'zan 25, (2, 978); Ebu Davud, Cihad 86, (2607); Tirmizi, Cihad 4, (1674). 2160 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Bir sefere uc kisi beraber cikinca birini emir (baskan) yapsinlar." Ebu Davud, Cihad 87, (2609). |
Cvp: Hadis-i Şerifler
YURUME VE KONAKLAMA
2161 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Munbit yerde sefer yaptiginiz zaman, deveye arzdaki hissesini verin. Corak yerde sefer yaptiginiz zaman da orada yurumeyi hizlandirin, ilikleri kurumasin. Mola verdiginiz zaman yoldan sakinin cunku orasi geceleyin haseratin siginagidir." Muslim, Imaret 178, (1926); Tirmizi, Edeb 75, (2862); Ebu Davud, Cihad 63, (2529). Ebu Davud'da "hissesini verin" dendikten sonra "mutad mola yerlerini (konaklamadan yuruyup) gecmeyin" ibaresini ilave etmistir. 2162 - Halid Ibnu Ma'dan -merfu olarak (yani Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'in sozu olarak)- rivayet ediyor: "Resulullah buyurdular ki: "Allah refikdir, (yumusaklik, kolaylik, musamaha sahibi). Bu sebeple rifki sever, rifk sebebiyle razi olur, rifk (sahibin)'e mahsus bir yardimi vardir ki, siddet sahipleri bu yardimi goremez. Oyleyse bu, dili olmayısan hayvanlara bindiginiz zaman bunlara konaklama yerlerinde mola verin. Eger gectiginiz arazi coraksa, oradan hayvanin iligini kurutmadan cikin. Gece yuruyusunu tercih edin. Zira geceleyin arz, gunduzIeyin durulmeyecek sekilde durulur. Yol uzerine (geceleyin) konaklamaktan kacinin. Cunku o, hayvanlarin yolu, yilanlarin siginagidir." Muvatta, Isti'zan 38, (2, 979). 2163 - Ebu Katade (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) yolculuk sirasinda geceleyin uyumak uzere konaklayinca sagi uzerine yatardi. Sabah vaktine yakin konaklamis ise, (yastik yerine) kolunu diker, basini avucunun icine koyardi." Muslim, Mesacid 313, (683). 2164 - Ebu Salebe el-Huseni (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) sefer sirasinda konaklayinca yaninda bulunan halk vadilere ve dag gecitlerine dagilirdi. Bunun uzerine Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Vadilere ve gecit1ere dagilmaniz seytan isidir" diye ikaz etti. Bundan sonra herhangi bir yere inilince birbirlerine yakin sekilde yerlesirlerdi. Oyle ki, "Uzerlerine bir yaygi atilsa hepsini orter" denirdi." Ebu Davud, Cihad 97, (2628). 2165 - Sehl Ibnu Muaz el-Cuheni, babasi (Sehl)'den naklen anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bir gazve sirasinda bir yerde konaklamisti. Askerler konakladiklari yerleri birbirine pek yakin tutarak darliga sebep oldular ve yolu da kestiler. Bunun uzerine bir dellal cikararak halka sunu ilan ettirdi: "Konak yerini daraltip yolu kesenin cihadi yoktur." Ebu Davud, Cihad 97, (2629, 2630). ARKADASA YARDIM 2166 - Ebu Said (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Kimin yaninda fazla hayvan varsa, onu hayvani olmayısana versin. Kimin de fazla azigi varsa onu azigi olmayısana versin." Resulullah, bazi mal cesitlerini bu suretle saymayısa devam etti. Oyle ki, bizden hic kimsenin (yol sirasinda) herhangi bir fazlalikta hakki olmadigi dusunvesine vardik." Muslim, Lukata 18, (1728); Ebu Davud, Zekat 32, (1663). 2167 - Hz.Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) gazveye cikmak arzu etti ve: "Ey Muhacir ve Ensar topIulugu! Kardeslerinizden oyleleri var ki ne mallari var ne de asiretleri. Herbiriniz, iki veya uc kisiyi yanina alsin" dedi." (Hz. Cabir devamla der ki): "Bu tamim uzerine ben iki veya uc kisiyi yanima aldim. (Yol boyu) devemde, digerlerinin sirasi gibi benim de bir (binme) siram vardi." 2168 - Yine Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) yurume sirasinda geride kalir, (kafileye kavusturmak icin) zayif hayvani surer, uzerindekini terkisine alir ve onlara dua ederdi." Ebu Davud, Cihad 103, (2639). KADININ YOLCULUGU 2169 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Allaha ve ahiret gunune inanan bir kadina, bir gece ve gunduz devam edecek bir mesafeye, yaninda bir mahremi olmadikca gitmesi helal degildir." Buhari, Taksiru's-Salat 4; Muslim, Hacc 419, 422, (1339); Muvatta, Isti'zan 37, (2, 979); Ebu Davud, Menasik 2, (1723-1725); Tirmizi, Rada 15, (1170). 2170 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) soyle buyurdular: "Bir erkek, yaninda mahremi bulunmayısan (yabanci) bir kadinla yalniz kalmasin!" Bunun uzerine bir adam kalkarak: "Ey Allah'in Resulu, kadinim hacc icin yola cikti, ben ise falan falan gazvelere yazildim!" dedi. Aleyhissalatu vesselam: "Oyleyse git hanimina yetis, onunla hacc yap!" diye emretti." Buhari, Cezau's-Sayd 26, Cihad 140, 181, Nikah 111; Muslim, Hacc 424, (1341). |
Cvp: Hadis-i Şerifler
YOLCUNUN YANINDA BULUNMASI MEKRUH OLAN SEYLER
2171 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "MeIekIer, icinde kopek ve can bulunan kafileye arkadaslik etmezler." Muslim, Libas 103, (2113, 2114); Ebu Davud, Cihad (2555, 2556); Tirmizi, Cihad 25, (1703). Bir diger rivayette soyle denmistir: "Can seytanin mizmarlari (calgilari)dir." Ebu Davud'un bir diger rivayetinde: "MeIekIer, icerisinde kaplan derisi bulunan kafileye refakat etmez" buyurmustur. SEFERDEN DONUS 2172 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Yolculuk azabtan bir parcadir, herbirinizin yiyecegine, icecegine, uykusuna mani olur. Oyleyse isini bitiren ailesirie donmede acele etsin. Buhari, Umre 19, Cihad 136, Etime 30; Muslim, Imaret 179, (1927); Muvatta, Isti'zan 39, (2, 980). 2173 - Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Seferden donunce ailene gece vakti gelme, ta ki kocasini bekleyen kadincagiz usturasini kullansin, daginik saclarini tarasin. Sana keys gerekir." Buhari, Nikah 120, Umre 16; Muslim, Imaret 183-184, (715); Ebu Davud, Cihad 175, (2776, 2777, 2778); Tirmizi, Rada 17, (1172) Isti'zan 19, (2713). 2174 - Bir diger rivayette soyle gelmistir: "Resulullah onlari (yolculuktan donenleri), kadinlari ihanet zanni altinda tutmus ve aciklarini aramis olmalari icin, evlerinin kapilarini geceleyin calmaktan nehyetti." 2175 - Bir diger rivayette soyle gelmistir: "(Resulullahhttp://www.geldegirme.com/forum/imag...lies/smile.gif "Kocasi gurbette olan (yabanci) kadinlarin yanina girmeyin. Zira seytan, herbirinizin icinde, vucudunuzda kanin dolastigi gibi, (kendisini hissettirmeden) dolasir" buyurdu. Biz atilip sorduk: "Sende de dolasir mi?" "Bende de (dolasir), ancak Allah bana yardim etti de (seytanim) musluman oldu." Tirmizi, Rada 17, (1172). 2176 - Bir diger rivayette soyle gelmistir: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam), bir gazveden -veya bir seferden- dondugu vakit Medine'ye gece ulasacak olsa girmez, sabahi beklerdi. Sabahtan once ulasacak olsa yine girmez, sabah vaktini beklerdi. Derdi ki: "Biraz muhlet taniyin da kokusunu surunmemis olan taransin, kocasi gurbette olan usturasini kullansin." Buhari, Nikah 120, Umre 16; Muslim, Imaret 183-184, (715); Ebu Davud, Cihad 175, (2776, 2777, 2778); Tirmizi, Rada 17, (1172) Isti'zan 19, (2713). 2177 - Hz. Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) onlari kadinlarin yanina geceleyin gelmeyi yasakladigi zaman, iki kisi (bu yasagi dinlemeyip), geceleyin evlerine geldi. Her ikisi de evinde haniminin yaninda bir yabanci erkek buldu." Tirmizi, Isti'zan 19, (2713). DENIZ YOLCULUGU 2178 - Abdullah Ibnu Amr Ibni'l-As (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Hacc veya umre veya Allah yolunda cihad maksadlari disinda gemiye binme. Zira denizin altinda ates, atesin altinda da deniz vardir." Ebu Davud, Cihad 9, (2489). 2179 - Mutarrif der ki: "Denizde ticaret yapmada bir beis yok. Kur'an-i Kerim'de Cenab-i Hak ancak hakki zikreder" sonra da su ayeti okudu; "Allah'in lutfuyla rizik aramaniz icin gemilerin onu yararak gittigini gorursun..." (Fatir 12). Rezin ilavesidir. Buhari, bunu bab basliginda kaydetmistir (Buyu, . YOLCUYU KARSILAMA 2180 - Saib Ibnu Yezid (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Tebuk Gazvesi donusunde, biz cocuklarla birlikte, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'i karsilamak uzere Seniyyetu'l Veda'ya gittik." Buhari, Cihad 196, Megazi 82; Tirmizi, 38, (1718); Ebu Davud, Cihad 176, (2779). |
Cvp: Hadis-i Şerifler
2181 - Hz. Aise (radiyallahu anha) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) odamda iken Zeyd Ibnu Harise geldi ve kapiyi vurdu. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) uryan vaziyette uzerindeki ortusunu suruyerek kalkti. Allah'a yemin olsun, O'nu, daha once uryan olarak hic gormemistim, sonra da gormedim. Zeyd'i kucakladi ve optu."
Tirmizi, Isti'zan 32, (2733). 2182 - Sa'bi merhum anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam), Cafer Ibnu Ebi Talib'i karsiladi, kucakladi ve gozlerinin arasindan optu." Ebu Davud, Edeb 157, (5220). KUDUM (SEFERDEN DONUS) NAMAZI 2183 - Ibnu Omer ve Ka'b Ibnu Malik (radiyallahu anhum) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bir seferden donunce once mescide ugrardi. Orada iki rekat namaz kilar, ondan sonra evine donerdi." Nafi: "Ibnu Omer de oyle yapardi" demistir." Ebu Davud, Cihad 178, (2781, 2782). MUSABAKA VE ATICILIKLA ILGILI HUKUMLER 2184 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Su uc seyde armagan vardir: Deve yarisi veya at yarisi veya ok yarisi." Ebu Davud, Cihad 67, (2574); Tirmizi, Cihad 22, (1700); Nesai, Hayl 14, (6, 226, 227). 2185 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ati antremana tabi tutar, (sonra da) onunla yarisa katilirdi." Ebu Davud, Cihad 67, (2577). 2186 - Yine Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) atlar arasinda yarisma yaptirdi. Hedefte, bes yasina basanlari tafdil etti." Ebu Davud, Cihad 67, (2576). 2187 - Yine Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam), antrenmanli ati el-Hafya'dan Seniyyetu'l-Veda'ya kadar kosturdu. Antrenmanli olmayısani da Seniyyetu'l-Veda'dan Beni Zurayk Mescidi'ne kadar kosturdu." Buhari, Salat 41, Cihad 56, 57, 58, I'tisam 16, Muslim. Imaret 95, (1870); Muvatta, Cihad 45, (2, 467, 468); Ebu Davud, Cihad 67, (2575), Tirmizi, Cihad 22, (1699); Nesai, Hayl 13,(6, 226). 2188 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Kim, iki at arasina, gececeginden emin olunmayısan bir ucuncu at dahil ederse, bu kumar olmaz. Kim de gececeginden emin olunan ati dahil ederse bu kumar olur." Ebu Davud, Cihad 69, (2579). 2189 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in Adba adinda bir devesi vardir. Bu butun yarislari kazanirdi. Bir gun binek devesi uzerinde bir bedevi geldi ve yarista Adba'yi gecti. Bu durum Ashab'in agrina gitti. Resulullah (aleyhissalatu vesselam), uzuntulerini yuzlerinden okuyunca su aciklamayısi yapti: "Yeryuzunde, yukselttigi herseyi arkadan alcaltmak Allah uzerine bir haktir." Buhari, Cihad 59, Rikak 38; Ebu Davud, Edeb 9, (4802); Nesai, Hayl 14, (6, 227). 2190 - Fukaym el-Lahmi anlatiyor: "Ukbe Ibnu Amir (radiyallahu anh)'e dedim ki: "Sen yaslanmis bir ihtiyar oldugun halde bu iki hedef arasinda gidip geliyorsun, artik bu sana mesakkat veriyor olmali." Bana su cevabi verdi: "Eger Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'dan isittigim bir soz olmasaydi kendimi bu sikintiya atmazdim. Efendimizin soyle soyledigini isittim: "Kim aticilik ogrenir ve sonra brakirsa o bizden degildir - ueya: asi olmustur." Muslim, Imaret 169, (1919), |
Cvp: Hadis-i Şerifler
2191 - Ukbe Ibnu Amir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki:
"Allah tek bir ok sebebiyle uc kisiyi cennete koyar: 1- Onu yapan; yeter ki bunu hayir maksadiyla yapsin. 2- Atan. 3- Atana ulastiran." Ebu Davud, Cihad 24, (2513); Tirmizi, Fedailu'l-Cihad 11, (1637); Nesai, Cihad 26, (6, 2, Sayl 8, (6, 222, 223). 2192 - Bir rivayette ise soyle buyurulmustur: "(Allah tek bir ok sebebiyle uc kisiyi cennete koyar: Yapan, yeterki hayir maksadiyla yapsin, atan) ve oku atana veren (munebbil). Atin, binin. Sizin (ok) atmanizi, ben binmenizde daha cok seviyorum. Her eglence batildir. Eglenceleriniz icinde sadece su uc sey (mubahtir), ovguye deger: Kisinin atini te'dib etmesi, hanimiyla mulatafede bulunmasi, yayla ok atip, atilan oklari toplamasi. Bunlar Hakk'tandir. Kim ogrendikten sonra atisi, nefretle terkederse bilsin ki, bir nimeti terketmistir -veya soyle dedi-: "Bu nimete karsi nankorluk etmistir." Ebu Davud, Cihad 24, (2513). 2193 - Seleme Ibnu'l-Ekva' (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) carsida ok yarisi yapan Beni Eslem'den bir grupla karsilasmisti. Onlara: "Ey Ismailogullari atin, zira atalariniz atici idiler. Atin, ben falan kabileyi tutuyorum" dedi. Bu soz uzerine bir grup atistan vazgecti. Efendimiz: "Ne oldu, niye atmiyorsunuz?" diye sordu. Soyle cevap verdiler: "Nasil atalim, siz obur tarafi tutuyorsunuz!" Bunun uzerine: "Atin! dedi, ben hepinizi, her iki tarafi da tutuyorum." Buhari, Cihad 78, Enbiya 12, Menakib 4. ATIN VASIFLARI 2194 - Ebu Vehb el-Cusemi (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Size alni sakar, ayaklari sekili kahverengi ati veya alni sakar ayaklari sekili kizil ati veya alni sakar, ayaklari sekili siyah ati tavsiye ederim." Ebu Vehb'e: "Kizilin tafdil edilisinin sebebi nedir?" diye soruldu. Su cevabi verdi: "Cunku, Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) bir seriyye gondermisti. Zafer haberini ilk getiren kizil atin sahibi idi." Ebu Davud, Cihad 44, (2544); Nesai, Hayl 3, (6, 218, 219). Nesai'de su ziyade vardir: "(Allah yolunda) at besleyin, alinlarindan ve arkalarindan oksayin. Boyunlarina taki baglayin fakat kiris baglamayin." "Kiris baglamayin" ibaresi sunu ifade eder: Araplar cahiliye devrinde nazar degmnesine karsi atlarina kiris baglarlardi. Bu hadisle Resulullah bu isin, Allah'in kaderinden hicbirseyi geri ceviremeyecegini onlara bildirmis oldu. Mamafih bu ibarenin: "Atin uzerinde, cahiliye devrindeki gibi intikam almaya kalkmayin" manasini tasidigi da soylenmistir. (Zira evtar, "vitr" kelimesinin de cem'idir. Vitr, intikam demektir." 2195 - Hz. Ebu Katade (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Atlarin en hayirlisi alninda kucuk bir sakar, ust dudaginda beyaz benegi olan siyahtir. Bunun uc ayagi sekili, on sag ayagi sekisiz siyah takip eder. Eger siyah degilse aIacasi, boyle olan kahverengi hayirlidir." Tirmizi, Cihad 20, (1696, 1697); Ibnu Mace, Cihad 14, (2789). 2196 - Hz. Ibnu Abbas (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Atin bereketi kizilligindadir" buyurdu." Ebu Davud, Cihad 44, (2545); Tirmizi, Cihad 20, (2454). 2197 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) sikal attan hoslanmazdi. Bu, atin on sag ve arka sol ayaginda veya on sol, arka sag ayaginda (caprazlama) seki bulunmasidir. Ancak sikal icin soyle diyen de olmustur: "Atin uc ayaginin sekili, birinin sekisiz olmasidir veya ucunun sekisiz, birinin sekili olmasidir, sikal sadece arka ayakta olur. Su da soylenmistir: "Sikal, beyazli alaca ihtilafinin caprazlama olmasidir." Muslim, Imaret 102, (1875); Ebu Davud, Cihad 46, (2547); Tirmizi, Cihad 21, (1698); Nesai, Hayl 4, (6, 219). 2198 - Urve Ibnu'l-Ca'd (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Atin alnina hayir baglanmistir: "Bu hayir), sevap ve ganimettir. Bu hal kiyamete kadar bakidir." Buhari, Cihad, 43, 44, Humus 8; Muslim, Imaret 98, (1873); Tirmizi, Cihad 19, (1694); Nesai, Hayl 7, (6, 222). 2199 - Utbe Ibnu Abdillah es-Sulemi (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhisssalatu vesselam) buyurdular ki: "Atin alnindaki tuyleri kesmeyin (boynunun ustundeki) yeleleri de kesmeyin, kuyrugundaki tuyleri de. Cunku kuyrugu sinekleri vs. kovalar, yeleleri onu isitan elbisesidir, alni ise orada hayir baglidir." Ebu Davud, Cihad 43, (2542). 2200 - Hz. Cerir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'i atin alnindaki tuyleri parmaklariyla bukerken gordum. Bukuyor ve soyle diyordu: "Atin alnina Kiyamet gunune kadar hayir baglanmistir. Bu hayir sevap ve ganimettir." Muslim, Imaret 97, (1872); Nesai, Hayl 7, (6, 221). |
Cvp: Hadis-i Şerifler
2201 - Yahya Ibnu Said (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in ridasi ile atinin alnini oksadigi goruldu. Bunun sebebi sorulunca su cevabi verdi:
"Ben bu gece at mevzuunda azarlandim." Muvatta, Cihad 47, (2, 468). 2202 - Hz. Ebu Zerr (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Hicbir Arabi at yoktur ki, her seher vaktinde su kelimelerle dua etmesine izin verilmesin: "Ya Rabbi, Beni insanoglundan diledigine temlik ettin, beni onun mali kildin. Oyleyse beni, ona onun en sevgili mali, en sevgili ehli kil" veya "Beni ona, onun en sevgili malindan ve ehlinden biri kil." Nesai, Hayl 9, (6, 223). 2203 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) disi ata feres derdi." Ebu Davud, Cihad 45, (2546). 2204 - Sehl Ibnu Sa'd (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in bizim bahcemizde bir ati vardir, adi el-Lahif idi." Buhari, Cihad 46. 2205 - Hz. Ali (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a bir katir hediye edilmisti, ona bindi. Ben kendisine: "Esekleri atlara asirtsak da bunun gibi katirlar elde etsek olmaz mi?" dedim. Soyle cevap verdi: "Bunu (seriatin bu meseledeki hukmunu) bilmeyenler yapar." Ebu Davud, Cihad 59, (2565); Nesai, Hayl 10, (6, 224). SUAL 2206 - Hz. Ebu Hureyre anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Ben sizi terkettikce siz de beni birakiniz. Zira, sizden oncekileri, suallerinin coklugu ve peygamberleri uzerindeki ihtilaflari helak etmistir. Oyle ise sizi birseyden nehiy mi ettim (nicin, neden? diye sormaya kalkmadan) ondan kacinin. Bir sey emrettigim zaman da onu elinizden geldigince yapmaya calisin, (soru sormayin)." Buhari, I'tisam 2; Muslim, Hacc 412, (1337); Tirmizi, Ilm 17, (2681); Nesai, Hacc 1, (5,110). 2207 - Sa'd Ibnu Ebi Vakkas (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Muslumanlar icinde, muslumanlara karsi en buyuk curum isleyen kimse odur ki, haram kilinmamis olan bir sey hakkinda soru sorar da bu suali sebebiyle o sey haram kiliniverir." Buhari, I'tisam 3; Muslim, Fedail 132, (2358); Ebu Davud, Sunnet 7, (4610). 2208 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: Resulullah (aleyhisssalatu vesselam)buyurdular ki: "Insanlar sizlere ilimden sormaya devam ederken sunu demeye kadar gelirler: "Anladik, AIIah herseyin yaraticisidir, pekiyi AIIah'in yaraticisi kimdir?" Buhari, Bed'u-l-Halk 11; Muslim, Iman 232, (135); Ebu Davud, Sunnet 19, (4721, 4722). Ebu Hureyre, bir adamin elini tutarak ilave etti: "Allah ve Resulu dogru soyledi. Bana bunu iki kisi sordu; bu, ucuncusudur." 2209 - Ebu Davud'un diger bir rivayetinde soyle der: "Bunu soyledikleri zaman siz: "Allah birdir, Allah sameddir (ne bir yaraticiya ne de bir baska seye muhtac degildir), dogurmadi, dogurulmadi da. O'nun bir dengi de yoktur" deyin, sonra solunuza uc kere tukurup istiaze ile seytandan Allah'a siginin." Ebu Davud, Sunnet 19, (4722). 2210 - Yine Hz. Ebu Hureyre anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Insanlarin serlileri, ulemaya (birsey ogrenmek icin degil), onlari yaniltmak icin zararli meselelerden soru soranlardir." Rezin'in ilavesidir. Kaynagi bulunamamistir. |
Cvp: Hadis-i Şerifler
2211 - Ebu Sa'lebe eI-Huseni (radiyallahu anh)anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Allah bir kisim farzlar koymustur, siz bunlari daraltmayısin. Bir kisim da sinirlar (yasaklar) koydu. Bunlara tecavuz etmeyin. Bazi seyleri de haram kildi, onlara yaklasmayısin. Bazi seyleri de (farz, sinir, haram diye tavsifetmeden mutlak) birakmistir. Bunlari, unutarak birakmis degildir. Oyle ise onlari (farz mi, haram mi.. vs. diye didikleyip) arastirmayısin."
Rezin ilavesidir. Bunu Darakutni, Sunen'inde Rada bahsinde (4, 184) tahric eder. ed-Durru'l Mensur'da Suyuti, baska rivayetler de kaydeder (4. 279). SIHIR VE KEHANET 2212 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Kim (sihir maksadiyla) bir dugum vurur sonra da onu uflerse sihir yapmis olur. Kim sihir yaparsa sirke duser. Kim birsey asarsa, o astigi seye havale edilir." Nesai, Tahrim 19, (7,112). 2213 - Safiyye Bintu Ebi Ubeyd, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in zevce-i paklerinden naklen anlatiyor: "Resululah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Kim bir arrafa (kahine) gelir, birseyler sorar ve soylediklerine de (inanip) onu tasdik ederse, kirk gun namazi kabul edilmez." Muslim, Selam 125, (2230). 2214 - Hz. Aise (radiyallahu anha) anlatiyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'e (yahudiler tarafindan) sihir yapildi. Oyle ki, Resulullah (aleyhissalatu vesselam) yapmadigi bir seyi yaptim vehmine dusuyordu. Bir gun benim yanimda iken Allah'a dua etti, sonra tekrar dua etti. Ve dedi ki: "Ey Aise, hissettin mi, sordugum hususta Allah bana fetva verdi?" "Hangi hususta Ey Allah'in Resulu?" dedim. "Iki kisi bana gelip, biri basucumda, digeri de ayak tarafimda oturdu. Biri digerine: "Bu zatin rahatsizligi nedir?" dedi. Oburu: "Buyudur!" dedi. Onceki tekrar sordu: "Kim buyuledi?" Digeri: "Lebid Ibnu'l-Asam adindaki Beni Zureykli bir yahudi" diye cevap verdi. Oburu: "Buyuyu neye yapti?" dedi. Arkadasi: "Bir tarakla sac dokuntusune ve bir de erkek hurma tomurcugunun icine!" cevabini verdi. Digeri: "Pekala, simdi nerede?" diye sordu. Arkadasi: "Zervan kuyusunda!" cevabini verdi." Bunun uzerine Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Ashabindan bir grupla birlikte (radiyallahu anhum) kuyuya gitti, ona bakti, kuyunun uzerinde bir hurma vardi. Sonra benim yanima donup: "Ey Aise! AIIah'a yemin olsun, kuyunun suyu sanki kina islatilmis gibi (bulanik) ve (o kuyu iIe sulanan) hurma agaclarinin baslari da sanki seytanlarin basIari gibiydi!" dedi. Ben: "Ey Allah'in Resulu! Onu (kuyudan) cikardin mi?" diye sordum. "Hayir" dedi ve ilave etti: "Bana gelince, Allah bana afiyet Iutfetti ve sifa verdi. Ben ondan halka bir ser gelmesine sebep olmaktan korktum!" Resulullah onun gomulmesini emretti ve yere gomuldu" Buhari, Tibb 47, 49, 50, Cizye 14, Edeb 56; Muslim, Selam 43, (2189). 2215 - Zeyd Ibnu Erkam (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a sihir yapildi. Bu yuzden gunlerce hasta dustu. Sonunda Cebrail aleyhisselam gelerek: "Seni yahudilerden bir adam sihirledi. Yaptigi sihir dugumunu falanca kuyuya atti" dedi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Hz. Ali (radiyallahu anh)'yi (bu maksadla oraya) gonderdi. Ali (radiyallahu anh) dugumu oradan cikarip cozdu. (Sihir cozulunce) Aleyhissalatu vesselam, bagdan kurtulmus gibi kendine geldi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bunu, o yahudiye zikretmedi ve onun yuzunu de hic gormedi." Nesai, Tahrim 20, (7,112-113). AYAKTA ICMENIN HUKMU CEIVAZ IFADE EDEN HADISLER 2216 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a zemzemden sundum, ayakta oldugu halde icti." Buhari, Esribe 16, Hacc 76; Muslim, Esribe 120, (2027); Tirmizi, Esribe 12, (1883); Nesai, Hacc 165, (5, 237). Bir rivayette: "Resulullah Beytullah'in yaninda iken su istedi, ben ona bir kova getirdim" denmistir. Bir diger rivayette su ziyade gelmistir: "Ikrime o gun (Resulullah'in) deve uzerinde oldugu hususunda yemin etti." 2217 - Tirmizi ve Nesai'nin bir rivayetinde soyle denmistir: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) zemzemi ayakta icti." 2218 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Biz, Resulullah (aleyhissalatu vesselam) devrinde yururken yer, ayakta iken icerdik." Tirmizi, Esribe 11, (1881); Ibnu Mace, Et'ime 25, (3301). 2219 - Imam Malik'e ulastigina gore Hz. Omer, Hz. Osman ve Hz. Ali (radiyallahu anhum) ayakta olduklari halde (su) iciyorlardi." Muvatta, Sifatu'n-Nebi 13, (2, 925). AYAKTA ICMENIN HUKMU AYAKTA YEYIP ICMEKTEN MEN EDEN HADISLER 2220 - Hz. Enes (radiyallahu anh): "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ayakta icmeyi yasakladi" demisti. Kendisine: "Ya yemek? (Bu husustaki hukum nedir)" diye soruldu. "Bu daha siddetle yasaktir!" dedi veya soyle dedi. "Bu daha serli, daha kotu!" Muslim, Esribe 113. (2024); Tirmizi, Esribe 11, (1880); Ebu Davud, Esribe 13, (3717). |
Cvp: Hadis-i Şerifler
2221 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) soyle buyurdular:
"Sizden kimse sakin ayakta icmesin. Kim unutarak icerse hemen kussun." Muslim, Esribe 116, (2026). KAPLARIN AGZINDAN ICMEK CEVAZ IFADE EDEN HADISLER 2222 - Kebsetu'l-Ensari (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) yanima girmisti. (Duvarda) asili olan bir kirbanin agzindan ayakta su icti. Ben hemen kirbaya gidip agzini kestim." Tirmizi, Esribe 18, (1893); Ibnu Mace, Esribe 21, (3423). Rezin su ziyadeyi ilave etmistir: "(Kestigim bu kismi) su icerken kullanmak uzere hususi bir masraba yaptim." 2223 - Ensardan bir zat olan Isa Ibnu Abdillah, babasindan naklen anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Uhud gunu bir su kabi istedi. (Kap gelince): "Kabin agzini disa kivir!" dedi, ben de kivirdim. Sonra kabin agzindan su icti." Ebu Davud, Esribe 15, (3721). KAPLARIN AGZINDAN ICMEK SU KABININ AGZINDAN ICMEYI YASAKLAYAN HADISLER 2224 - Ebu Said (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) su kaplarinin agzindan icmek icin agizlarinin disa kivrilmalarini yasakladi." Buhari, Esribe 23, Muslim, Esribe 111, (2Q23); Ebu Davud, Esribe 15, (3720); Tirmizi, Esribe 17, (1891). ICERKEN NEFES ALIP VERMEK 2225 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhum ) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Suyu deve gibi bir solukta icmeyin. Iki-uc solukta (dinlene dinlene) icin. Su icerken besmele cekin. Bitirince de Allah'a hamdedin." Tirmizi, Esribe 13, (1886). 2226 - Hz. Enes'ten Nesai disindaki imamlarin rivayetine gore: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam), suyu uc solukta icerdi." Muslim ve Tirmizi'nin rivayetlerinde su ziyade var: "Resulullah (uc solukta icer, boyle icmenin) daha doyurucu, (hastaliklara karsi) daha koruyucu ve daha afiyetli oldugunu soylerdi." Buhari, Esribe 26; Muslim, Esribe 121, (2028); Tirmizi, Esribe 13, (1885); Ebu Davud, Esribe 19, (3727). 2227 - Ebu Katade (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Biriniz su icerken su kabina nefes etmesin." Buhari, Esribe 25, Vudu 18, 19; Muslim, Taharet 64, (267); Esribe 121, (267); Tirmizi, Esribe 16, (1890); Nesai, Taharet 42, (1, 43, 44). 2228 - Ebu'l-Musenna el-Cuheni anlatiyor: "Ebu Said (radiyallahu anh) Mervan'in yanina girmistir. Mervan ona: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in kaplara solumayi yasakladigini isittin mi?" diye sordu. Ebu Said (radiyallahu anh): "Evet!" dedi ve anlatti: "Adamin birisi: "ben bir nefeste su icince bir turlu suya kanamiyorum (ne tavsiye edersiniz)?" diye sormustu. Aleyhissalatu vesselam efendimiz: "Kabi agzindan ayir, nefes al (sonra icmeye devam et)!" buyurdu. Adam: "Kapta cer-cop gorursem?" diye sordu. Efendimiz: "0 takdirde suyu dok!" diye emretti." Muvatta, Sifatu'n-Nebi 12, (2, 925); Tirmizi, Esribe 15, (1888); Ebu Davud, Esribe 16, (3722); Ibnu Mace, Esribe 23, (3427). ICENLERIN ONCELIK SIRASI 2229 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a bir bardak sut getirilmisti. Icerisine su katildi. Once kendisi icti. Solunda Hz. Ebu Bekir (radiyallahu anh) vardi, saginda da bir bedevi. Sutten artan kismi bedevlye verdi ve: "(Oncelik hakki) sagindir, sonra da onun sagi(ndan devam etsin)!" buyurdu." Buhari, Hibe 4, Esribe 14, 18; Muslim, Esribe 124, (2029); Muvatta, Sifatu'n-Nebi 17, (2, 926); Tirmizi, Esribe 19, (1894); Ebu Davud, Esribe 19, (3726). 2230 - Sehl Ibnu Sa'd (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a bir icecek getirilmisti. Ondan, once kendisi icti. Saginda bir oglan, solunda da yaslilar vardi. Oglana: "Bardagi su yaslilara vermem icin bana izin verir misin?" dedi. Oglan da: "Ey Allah'in Resulu, Allah'a yemin olsun bana sizden gelecek nasibime baskasini asla tercih edemem!" diye cevap verdi. Bunun uzerine Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bardagn onun eline koydu." Buhari, Esribe 19; Muslim, Esribe 127, (2030). Rezin sunu ilave etti: "Zikri gecen oglan el-Fadl Ibnu Abbas idi." |
Cvp: Hadis-i Şerifler
2231 - Ibnu Ebi Evfa ve Ebu Katade (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Bir cemaate icecek dagitan, en son icer."
Ebu Davud, Esribe 19, (3725); Tirmizi, Esribe 20, ( 1859). Hadisi Ebu Davud Ibnu Ebi Efa'dan Tirmizi de Ebu Katade 'den rivayet etmistir. KAPLARIN AGIZLARININ ORTULMESI 2232 - Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Kaplarin agizlarini ortun, dagarcik (ve tuluklarin) agzini baglayin." Buhari, Esribe 22, Bed'u'l-Halk 11,14, Isti'zan 49, 50; Muslim, Esribe 96-99, (2012-2014); Ebu Davud, Esribe 22, (3731-3734). Muslim'in bir rivayetinde su ziyade var: "Zira yilda bir gece vardir ki onda veba yagar. Sayet agzi acik kaba veya bagsiz dagarciga rastlarsa bu vebadan ona mutlaka iner." el-Leys dedi ki: "Bizim yanimizdaki acemler bundan kanun-u evvel ayinda sakinirlar." 2233 - Yine Buhari ve Muslim'de gelen bir rivayette soyle denmistir: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) su istedi. Bir adam: "Ya Resulullah sana nebiz (sira) sunmayalim mi?" diye sordu. Efendimiz. "Evet, sun!" buyurdu." Ravi der ki: "Adam hizla cikti ve icinde nebiz (sira) olan bir bardakla geri dondu. Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Agzini kapamadin mi, hatta uzerine gerecegin bir cople bile olsa?" dedi ve nebizi icti." Muslim'de Ebu Humeyd'den gelen bir rivayette soyle buyurulmustur: "Biz, geceleyin dagarciklari baglamakla emrolunduk. Kapilarin da geceleyin ortulmesiyle emrolunduk." Hadisin kaynagi onceki hadisin bablaridir. Rivayet Ebu Davud'da da gelmistir. Esribe 22, (3734). MUTEFERRIK HADISLER 2234 - Hz. Aise (radiyallahu anha) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a es-Sukya kuyularindan tatli su getirilirdi." Kuteybe der ki: "O (es-Sukya) Medine ile Mekke arasinda iki gunluk mesafe bulunan bir goze idi." Ebu Davud, Esribe 22, (3735). 2235 - Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Ensar'dan bir zatin bahcesine girdi. Bu sirada adam, bahceye su cevirmekte idi. Resullulah (aleyhissalatu vesselam): "Yaninizda senne (eskimis tuluk) icerisinde aksamdan kalma suyunuz varsa (ver de icelim), yoksa, akan sudan agzimizla iceriz" buyurdu. Adam: "Evet yanimda soguk su var!" deyip, kulubeye giderek bir bardaga su koydu, sonra da uzerine bir keciden sut sagdi. Efendimiz ondan icti." Buhari, Esribe 14, 20; Ebu Davud, Esribe 18, (3724). 2236 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Ummu Suleym'in bir bardagi vardi. (Bu bardakla ilgili olarak) derdi ki: "Ben bu bardakla Resulullah'a her cesit mesrubati sunmusum: "Su, bal (serbeti), sut, sira". Nesai, Esribe 58, (8, 335). HER SARHOS EDICI HARAMDIR 2237 - Hz. Aise (radiyallahu anha) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Sarhosluk veren her icki haramdir." Buhari, Esribe 4, Vudu 71; Muslim, Esribe 67-68, (2001); Muvatta, Esribe 9, (2, 845); Ebu Davud, Esribe 5, (3682, 3687); Tirmizi, Esribe 2, 3, (1864,1867); Nesai, Esribe 23, 8, (298). 2238 - Bir diger rivayette soyle gelmistir: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a bal serbetinden sunulmustu: "Sarhosluk veren her icki haramdir!" diye cevap verdi." Buhari, Esribe 4, Vudu 71; Muslim, Esribe 67-68, (2001); Muvatta, Esribe 9, (2, 845); Ebu Davud, Esribe 5, (3682, 3687); Tirmizi, Esribe 2, 3, (1864,1867); Nesai, Esribe 23, 8, (298). 2239 - Ebu Davud'da gelen diger bir rivayette (Resulullah'a aciklamasi soyledir): "Her sarhos edici sey haramdir. Bir farak (hup) icildigi takdirde sarhosluk veren bir seyin tek avucu da haramdir." Tirmizi de gelen bir diger rivayette "tek yudumu haramdir" diye gelmistir. Buhari, Esribe 4, Vudu 71; Muslim, Esribe 67-68, (2001); Muvatta, Esribe 9, (2, 845); Ebu Davud, Esribe 5, (3682, 3687); Tirmizi, Esribe 2, 3, (1864,1867); Nesai, Esribe 23, 8, (298). 2240 - Ebu Musa (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah'a "Ey Allah'in Resulu, dedim, Yemen'de yapmakta oldugumuz su iki sarap hakkinda bize fetva ver: Bit'; bu baldandir, siddetleninceye kadar nebiz yapilir. Ikincisi mizr'dir, bu misirdan ve arpadan yapilir, bu da siddetleninceye kadar nebiz yapilir." Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Ben her sarhosluk veren seyi yasakliyorum" buyurdular." Buhari, Megazi 60, Cihad 164, Edeb 80, Ahkam 22, Muslim, Cihad 7, (1733), Esribe 70; Ebu Davud, Esribe 5 |
Cvp: Hadis-i Şerifler
2241 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Bir adam Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a iceceklerden sormustu. Efendimiz:
"Kaynayan sarhos edicilerin hepsinden az da olsa cok da olsa kacin" cevabini verdi." Nesai, Esribe 24, (8, 300), 48, (8, 324). 2242 - Abdullah Ibnu Amr Ibni'l-As (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) hamr'dan, kumardan, davuldan, misir sarabindan yasakladi ve dedi ki: "Her sarhos edici haramdir." Ebu Davud, Esribe 5, (3685). ALKOLLU ICKILERIN TAHRIMI, ICENLERIN ZEMMI 2243 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Her sarhos edici hamrdir. Ve her sarhos edici haramdir. Kim dunyada hamr icer ve tevbe etmeden, onun tiryakisi oldugu halde, olurse, ahirette sarab icemez." Buhari, Esribe 1; Muslim, Esribe 73, (2003); Muvatta, Esribe 11, (2, 846); Ebu Davud, Esribe 5, (3679); Tirmizi, Esribe 1, (1862); Nesai, Esribe 22, 46, (8, 296, 297, 318). 2244 - Yine Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Omer (radiyallahu anh), Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in minberinde su aciklamayi yapti: "Emma ba'd, Ey insanlar! Hamr'in haram oldugu hukmu inmistir. Bilesiniz ki hamr (gunumuzde ve cevremizde) bes seyden yapilmaktadir: Uzumden, hurmadan, baldan, bugdaydan, arpadan. Hamr, akli orten (her) seydir." Buhari, Esribe 2, 5; Teysir, Maide 10; Muslim, Tefsir 32, (3032); Nesai, Esribe 20, (8, 295); Ebu Davud, Esribe 1, (3669); Tirmizi, Esribe 8, (1873). 2245 - Hz. Cabir (radiyallahu anh) buyurdular ki: "Allah, sarhos ediciyi icen kimseye tinetu'l-habal icirmeye ahdetmistir." "Tinetu'l-Habal nedir?" diye sorulunca: "Cehennemliklerin (vucudlarindan, cikan) terleridir!" diye cevap verdi. Muslim, Esribe 72, (2002); Nesai, Esribe 49, (8, 327). 2246 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) hamrla ilgili olarak on kisiye lanet etti: "(Hammaddesinden sarap yapmak maksadiyla) sikana ve siktirana, icene ve sakilik yapana, (imalathaneden veya depodan, toptancidan perakendeciye veya mustehlike kadar) tasiyana ve tasitana, satana ve satin alana, bagislayana, bunun parasini yiyene." Tirmizi, Buyu 59, (1295); Ibnu Mace, Esribe 6, (3381). 2247 - Ebu Musa (radiyallahu anh) demistir ki: "Bana gore, ha hamr icmisim, ha Allah'i birakarak su sutuna tapmisim, ikisi de birdir." Nesai, Esribe 42, (8, 314). HAMRIN TAHRIMI VE YAPILDIGI MADDELER 2248 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Hamr ayni ile haram edilmistir, (bu sebeple) azi da haramdir, cogu da; keza her ickiden hasil olan sarhosluk da (haramdir)." Nesai, Esribe 48, (8, 320, 321). 2249 - en-Numan Ibnu Besir (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Uzumden hamr yapilir, hurmadan hamr yapilir, baldan hamr yapilir, bugdaydan hamr yapilir, arpadan hamr yapilir. Ben sizi butun sarhos edicilerden yasakliyorum." Ebu Davud, Esribe 4, (3676); Tirmizi, Esribe 8, (1873). 2250 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Hamr su iki agactandir: Hurma ve asma." Muslim, Esribe 13, (1985); Tirmizi, Esribe 8, (1876); Ebu Davud, Esribe 4, (3678); Nesai, Esribe 19, (8, 294). |
Cvp: Hadis-i Şerifler
2251 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) demistir ki: "Hamr haram edildigi zaman Medine'de mevcut bes cesit icki arasinda uzumden yapilan sarap yoktu."
Buhari, Esribe 2, Teysir, Maide 10. 2252 - Ebu Said (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Allah Teala Hazretleri, hamri mevzubahis etmektedir. Muhtemelen onun hakkinda bir emir indirecektir. Su halde, kimin yaninda hamr varsa, onu satsin ve ondan istifade etsin." Aradan cok gecmedi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) sunu soyledi: "Allah Teala Hazretleri hamri haram kilmistir. Oyle ise, bu ayet kendisine ulasan herkes, yaninda hamr oldugu takdirde, onu ne satin alsin, ne satsin, ne de ondan istifade etsin." Bu emirden sonra halk, hamr olarak evinde ne varsa Medine sokakIarina goturup doktuler." Muslim, Musakat 67, (1578). 2253 - Hasan Ibnu Ali (radiyallahu anhuma) babasindan naklen anlatiyor: "Bedir savasi ganimetinden hisseme dusen yasli bir devem vardi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) da humus'dan (o gun) bana yasli bir deve daha verdi. Develerim, Ensar'dan bir zatin hucresinde ihmis dururken (yanlarina) geldim. Bir de ne goreyim, develerimin horgucleri kesilmis, bogurleri oyulmus, cigerleri de sokulmustu. Bu manzarayi gorunce kendimi tutamayip, agladim. "Bunu kim yapti?" diye sordum. "Hamza yapti. Su anda, falanca evde, Ensardan birinin icki meclisindedir. Sarkici cariye ona sarki okumus, sarkisinda sunlari soylemisti" dediler: "Ey Hamza! sisman yasli develere dikkat et, Onlar avluda baglidirlar, Bicagi onlarin sinesine vur, Pirzola veya benzerini cabuk yap!" Bu sarki uzerinde Hamza (radiyallahu anh) firlayip, kilici kapip develerin horguclerini kesmis, karinlarini yarmis, cigerlerini sokmus." Hz. Ali (radiyallahu anh) devamla sunlari soyledi: "Ben hemen gidip Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in huzuruna ciktim. Yaninda Zeyd Ibnu Harise vardi. Beni gorunce, basimdan gecenleri yuzumden okudu. "Neyin var?" diye sordu. Ben: "Ey Allah'in Resulu! Bugunku gibi (dehsetli bir manzara) gormedim. Hamza iki deveme saldirip horguclerini kesmis, bogurlerini yarmis. Hemencecik surada, bir icki meclisinde!" dedim. Bunun uzerine Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ridasini istedi, getirdiler, giyip yayan gitti. Biz de arkasina dustuk. Hamza'nin bulundugu eve kadar geldi. Izin istedi, buyur ettiler. Girince bir icki meclisiyle karsilasti. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) fiilinden dolayi Hamza'yi ayiplamaya basladi. Hamza sarhostu, gozleri kizarmisti. Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a bakti, sonra nazar edip asagidan dizlerine kadar suzdu, tekrar ayagindan baslayip beline kadar suzdu, sonra tekrar bakislariyla suzerek yuzune kadar geldi ve: "Siz benim babamin kolelerinden baska bir sey misiniz?" dedi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) onun sarhos oldugunu anladi. Hemen izinin ustune geri dondu, cikip gitti. Pesinden biz de ciktik. Bu vak'a hamr'in haram edilmesinden once idi." Buhari, Hums 1, Buyu 28, Sirb 13, Megazi 11, Libas 7; Muslim, Esribe 2, (1979); Ebu Davud, Harac 20, (2986). Bu kaynaklarin hicbirinde siir tam olarak mevcut degildir, birinci beytin sadece yarisi mevcuttur. HARAM VE HELAL OLAN SIRALAR 2254 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma): "Kim Allah'in haram kildigini haram kilmaktan hoslanirsa nebiz'i haram kilsin" dedi." Bir rivayette, Kays Ibnu vehb ona: "Benim bir kupcugum var, icerisine sira koyuyor, sira kaynayip durulunca iciyorum" dedi. (Ibnu Abbas) cevaben: "Bu soyledigin sey ne zamandan beri icecegini teskil etmekte?" diye sordu. Kays: "Yirmi yildan beri" deyince, Ibnu Abbas: "Oyleyse uzun zamandir, damarlarin su ihtiyacini pislikten gordu" dedi." Nesai, Esribe 48, (8, 322-323). 2255 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) oruc tutuyordu. Orucunu acacagi vakti kolladim. Kabaktan mamul bir kap icerisinde yaptigim nebizi getirdim. Nebiz kaynayip kabariyordu. Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Bunu su duvara cal. Zira artik bu, Allah'a ve ahirete inanmayanlarin ickisidir" buyurdu." Ebu Davud, Ersibe 12, (3716); Nesai, Esribe 25, (8, 301). 2256 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Bir adam, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a icerisinde nebiz bulunan bir kadeh getirdi. Efendimiz bu sirada (Haceru'l-Esved) ruknunun yaninda idi. Bardagi ona sundu. Efendimiz, agzina kadar goturdu. Ancak nebizin (keskinlesip eksiliginin) siddetlendigini gordu ve bardagi sahibine geri cevirdi. (Cemaatten) bir adam: "Bu haram midir ey Allah'in Resulu?" diye sordu. Hz. Peygamber: "Bana adami cagirin!" dedi. Ondan bardagi tekrar aldi. Sonra su istedi sudan bardaga dokup, tekrar agzina goturdu (yine keskin bularak alnini burusturup) kaslarin catti. Tekrar yine su istedi ve nebize doktu. Sonra da: "Bu kaplar, size keskinlesir ve kaynamaya baslayacak olursa, icindekinin sertligini su ile kirin!" buyurdu." Nesai, esribe 82, (8, 323, 324). Imam Nesai, hadisi tahric ettikten sonra: "Bu hadis meshur degildir (fukahaca pek bilinmiyor), biz bununla ihticac (edip amel) etmeyiz" demistir. 2257 - Hz. Aise (radiyallahu anha) anlatiyor: "Biz Resulullah (aleyhissalatu vesselam) icin sabahleyin tuluk icerisine nebiz kurardik, efendimiz onu aksamleyin icerdi, aksamdan kurardik sabahleyin icerdi." Hz. Aise devamla der ki: "Biz su kabini, biri sabah, biri aksam olmak uzere gunde iki kere yikardik." Ebu Davud, Esribe 10, (3711, 3712); Tirmizi, Esribe 7, (1872); Nesai, Esribe 48, (8, 320). 2258 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) icin kuru uzumden sira kurulunca, o gun, ertesi gun ve daha sonraki gun yani ucuncu gunun aksamina kadar onu icerdi. Sonra, kalaninin hizmetcilere icirilmesini veya dokulmesini emrederdi." Muslim, Esribe 79, (2004); Ebu Davud, Esribe 10, (3713); Nesai, Esribe 56, (8, 333). 2259 - Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) kuru uzumle hurmanin, taze hurma ile hurmanin karistirilmalarini yasakladi ve dedi ki: "Kuru uzumle hurmayi, koruk hurma ile olgun hurmayi karistirarak birlikte nebiz kurmayin." Buhari, Esribe 11, Muslim, Esribe 16, (1286); Ebu Davud, Esribe 8, (3703); Tirmizi, Esribe 9, (1877); Nesai, Esribe 8, (8, 290). 2260 - Ebu Katade (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Cagala hurma ile olgun hurmadan beraber nebiz yapmayin. Olgun hurma ile kuru uzumden de beraber nebiz yapmayin. Herbirinden ayri ayri nebiz yapin." Muslim, Esribe 25, (1988); Muvatta, Esribe 7, (2, 844); Ebu Davud, Esribe 8, (3704); Nesai, Esribe 6, (8, 289); Buhari, Esribe 11 |
Cvp: Hadis-i Şerifler
2261 - Hz. Enes Ibnu Malik (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) cagala hurma ile olmus hurmanin karistirilip (nebiz yapilmasini) sonra da bunun icilmesini yasakladi. Sarap haram edildigi zaman (Araplarin) iceceklerinin tamamini nerdeyse bu teslkil ediyordu."
Muslim, Esribe 8, (1981); Nesai, Esribe 13, (8, 291, 292). 2262 - Cabir Ibnu Zeyd ve Ikrime (radiyallahu anhuma)'den rivayete gore, her ikisi de olgun hurmadan tek basina (da olsa yapilan nebizi) mekruh addediyorlardi ve bu hukmu Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma)'tan aliyorlardi. Ibnu Abbas "Nebizin, Abdulkays'a yasaklanan muzza olmasindan korkuyorum" derdi. Ben, Katade'ye: "Muzza nedir?" diye sordum da bana "Hantem (sirli seramik) ve muzeffet (ziftlenmis) denen kaplarda kurulmus nebiz" diye cevap verdi." Ebu Davud, Esribe 9, (3709). 2263 - Hz. Aise (radiyallahu anha) anlatiyor: "Biz, Resulullah (aleyhissalatu vesselam) icin kuru uzumden nebiz kurardik, icerisine de hurma atardik." Ebu Davud, Esribe 8, (3707). 2264 - Bir diger rivayette soyle demistir: "Ben bir avuc kuru uzum, bir avuc da hurma aliyor, bunlari bir kaba koyuyor, parmaklarimla ovup sonra da (elde edilen sirayi) Resulullah'a iciriyordum." Ebu Davud, Esribe 8, (3708). 2265 - Suveyd Ibnu Gafle (radiyallahu anh) anlatiyor: "Hz. Omer'in Ebu Musa (radiyallahu anhuma)'ya yazdigi mektubu okudum, diyordu ki: "Emma ba'd! Bilesin bana deve katrani gibi siyah, sert bir sarap tasiyan bir kervan Sam'dan geldi. Ben onlara bunun kaynatilarak ne kadarinin buharlastirilacagini sordum. Bana ucte ikisi ucuncaya kadar kaynatacaklarini soylediler, yani pis olan ucte ikisi gidiyor. Soyle ki ucte biri pis kokulu kisim, ucte biri bozuk kisim (geriye kalan ucte bir temiz kisim kaliyor). Sen yanindakilere, emret, bu kalan ucte biri icsinler." Nesai, Esribe 53, (8, 328-330). 2266 - Yine Nesai'nin bir rivayetinde soyle gelmistir: "Abdullah Ibnu Yezid el-Hutami demistir ki: "Hz. Omer (radiyallahu anh) bize sunu yazdi: "Emma ba'd: Sarabinizi ondaki seytanin hissesi gidinceye kadar kaynatin. Zira onda seytanin iki, sizin de bir hisseniz vardir." Nesai, Esribe 53, (8, 329). 2267 - Hz. Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma)'in anlattigina gore, bir adam kendisine siradan sual etti. Ibnu Abbas: "Taze oldukca ic" dedi. Adam: "Ben onu kaynatiyorum, ancak yine de icimde bir suphe var" deyince, Ibnu Abbas: "Yani sen onu kaynatmadan once iciyor muydun?" diye sordu. Adam: "Hayir!" dedi. Ibnu Abbas: "Ates, haram olan hicbirseyi helal kilmaz!" dedi." Nesai, Esribe 54, (8, 331). HARAM VE HELAL OLAN KAPLAR 2268 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam), comlekte, kabak ve ziftli kaplarda yapilan nebizi(n icilmesini) yasakladi." Muslim, Esribe 48, (1997); Muvatta, Esribe 5, (2, 843); Ebu Davud, Esribe 7, (3690, 3691); Tirmizi, Esribe 4, (1868, 1869); Nesai, Esribe 28, 33, 36, (8, 303, 306, 308). 2269 - Muslim'in bir rivayetinde soyle denmistir: "(Resulullah) hantemi yasakladi, bu (topraktan mamul her cesit) kuptur. Dubba'yi yasakladi. Bu su kabagidir. muzeffet'i yasakladi, bu ziftlenmis kaptir. Nakr'i yasakladi, bu kabugu soyulup, ici oyulmus hurma agacidir. Efendimiz, sirayi tuluklarda kurmamizi emretti." Muslim, Esribe 57, (1997). 2270 - Hz. Bureyde (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Ben size kaplari yasaklamis, sadece deri kaplardan (nebiz) icmenizi soylemistim. Artik her kaptan icebilirsiniz, yeter ki, sarhos edici icmeyin." Muslim, Esribe 64, 65, 66; Ebu Davud, Esribe 7, (3698); Tirmizi, Esribe 6, (1870); Nesai, Esribe 40, 48. |
Cvp: Hadis-i Şerifler
BAZI ILAVELER 2271 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) hamr'dan sirke yapmayısi yasakladi."
Muslim, Esribe 11, (1983); Tirmizi, Buyu 59, (1294). 2272 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Miraca cikarildigim gece bana iki kadeh getiriIdi, birinde sarap digerinde de sut vardi. Ben sutu aldim. Melek: "Seni fitrata irsad eden Allah'a hamd olsun. Eger sarabi alsaydin ummetin azmisti" dedi." Nesai, Esribe 41, (8, 312); Buhari, Esribe 1; Muslim, Iman 272, (168). 2273 - Hz. Aise (radiyallahu anha) anlatiyor: "Resulullah'a iceceklerin en iyisi hangisi?" diye sorulmustur. "Soguk olan tatli!" diye cevap verdi." Tirmizi, Esribe 21, (1897). SIRKETLER 2274 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Allahu Zulcelal hazretleri buyurdu ki: "Biri digerine ihanet etmedigi muddetce iki ortagin ucuncusu ben olurum. Biri arkadasina ihanet etti mi ben aralarindan cekilirim." Ebu Davud, Buyu 27, (3383). Rezin sunu ilave etmistir: "... Seytan gelir." 2275 - Ibnu Mes'ud (radiyallahu anh) anlatiyor: "Ben, Ammar ve Sa'd, ucumuz Bedir'de nasibimize dusecek ganimette ortak olduk. Derken Sa'd, iki esirle geldi, Ammar ve ben ise hicbirsey getiremedik." Ebu Davud, Buyu 30, (3388); Nesai, Buyu 109, (7, 319). 2276 - Zuhre Ibnu Ma'bed, ceddi Abdullah Ibnu Hisam'dan naklen anlatiyor: "Abdullah Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'i gormus idi. Annesi Zeyneb Bintu Humeyd onu (Abdullah'i) Resulullah'a goturup soyle dedi: "Ey Allah'in Resulu; bundan biat al!" Aleyhissalatu vesselam efendimiz: "0 henuz kucuk!" deyip basini oksadi, bereketle dua etti. Onu (Zuhre Ibnu Ma'bed'i) ceddi AbduIIah Ibnu Hisam carsiya cikarir, yiyecek satin alirdi. Bir gun, ona Ibnu Omer'le, Ibnu'z-Zubeyr (radiyallahu anhuma) rastladilar: "(Satin aldiklarina) bizi de ortak kil, zira Resulullah (aleyhissalatu vesselam) sana bereketle dua buyurdu!" dediler. O, (bu teklifi kabul ederek) onlari ortak yapti. (Abdullah Ibnu Hisam o duanin bereketine) bazan bir deve yuku kar ederdi de oldugu gibi eve gonderirdi." Buhari, Sirket 13, Daavat 31, Ahkam 46. 2277 - Saib Ibnu Ebi's-Saib (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'a geldim. Beni O'na zikredip hakkimda medh u senada bulun(arak tanit)mayısa basladilar. Bunun uzerine Aleyhissalatu vesselam Efendimiz: "Ben onu sizden iyi tanirim!" buyurdu. Ben (hemen atilip): "Annem, babam sana kurban olsun dedim, dogru soyledin, zira sen benim ticaret ortagim idin, sen ne iyi ortaktin, ne itham gormustum, ne de munakasa yapmistik!" Ebu Davud, Edeb 20, (4836); Ibnu Mace, Ticarat 63, (2287). SIIR 2278 - Ubey Ibnu Ka'b (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Siirde hikmet vardir" Buhari, Edeb 90; Ebu Davud, Edeb 95, (5010); Tirmizi, Edeb 69, (2847); Ibnu Mace, Edeb 41, (3755). 2279 - Ebu Davud'da Ibnu Abbas (radiyalahu anhuma)'dan yapilan bir rivayet soyledir: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a bir bedevi geldi. (Dikkat cekici bir uslubla) konusmayısa basladi. Efendimiz (aleyhissalatu vesselam): "Surasi muhakkak ki beyanda sihir vardir, surasi da muhakkak ki siirde de hikmetler vardir" buyurdu." Ebu Davud, Edeb 95, (5011); Tirmizi, Edeb 63, (2848). 2280 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Sizden birinin icine onu bozacak irin dolmasi, siir dolmasindan hayirlidir." Buhari, Edeb, 92; Muslim, Siir 7, (2257); Ebu Davud, Edeb 95, (5009); Tirmizi, Edeb 71, (2855). el-Hudri' den Muslim'in kaydettigi bir diger rivayette soyle denmistir: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) yurumekte iken karsisina siir insad eden bir sair cikti. Efendimiz: "Seytani tutun" veya "Seytani yakalayin" diye emretti |
Cvp: Hadis-i Şerifler
2281 - Hz. Aise (radiyallahu anha) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) sair Hassan Ibnu Sabit (radiyallahu anh) icin mescide hususi bir minber koymustu. Hassan, orada kurulup mufahara yapar veya Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'i hasimlarina karsi mudafaa ederdi. Aleyhissalatu vesselam: "Allah (c.c.) Hassan'i, Resulullah'i mudafaa ettigi veya onun adina mufahara yaptigi muddetce Ruhu'l-Kudus'le takviye etmektedir" derdi."
Buhari, Edeb 91; Ebu Davud, Edeb 95, (5015); Tirmizi, Edeb 70, (2849). 2282 - Amr Ibnu's-Serrid, babasindan (Serrid'den naklen radiyallahu anh) anlatiyor: "Bir gun ben Resulullah'in bineginin arkasina binmistim. Bir ara bana: "Hafizanda Umeyye Ibnu Ebi's-Salt'in siirinden birseyler var mi?" diye sordu. Ben: "Evet!" deyince: "Soyle!" dedi. Ben kendisine bir beyt okudum. O yine: "Devam et!" dedi. Ben bir beyt daha okudum. O yine, "Soyle!" emretti. Boylece kendisine yuz beyit okudum." Muslim, Siir 1, (2255). 2283 - Cabir Ibnu Semure (radiyallahu anh) anlatiyor: "Ben, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'la yuz defadan fazla birlikte oturdum. Ashabi ona siirler okuyor, cahiliye devriyle ilgili hadiseleri zikrediyorlardi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) da sakitane onlari dinlerdi. Bazan (anlatilanlara) onlarla birlikte tebessum buyurdugu olurdu." Tirmizi, Edeb 70, (2854). 2284 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Umretu'l-kaza sirasinda Mekke'ye girdigi zaman sairi Abdullah Ibnu Ravaha, onunde yuruyor ve su Siiri okuyordu: "Ey kafir cocuklari (Resulullah'a) yol acin! Bugun ona gelen vahiy adina, size, Oyle bir vururuz ki, tepenizi yerinden ucurur, Ve dostu dostuna unutturur." Bunu goren Hz. Omer: "Ey Ibnu Ravaha! Sen Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in onunde ve Allah'in Harem bolgesinde siir mi okuyorsun?" dedi. Ancak Resulullah: "Ey Omer birak onu. Onun siirleri, Mekkeli kafirlere okdan daha cabuk tesir eder!" diyerek mudahale etti." 2285 - Yine Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in (kafilenin yuruyus temposunu ezgileriyle) canli tutan bir kolesi vardi, adi Encese idi. Bu zat guzel sesli birisiydi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ona: "Ey Encese agir ol! Siseleri kirma -veya siseleri sevkederken agir ol- dedi. Sise ile zayif kadinlari kastediyordu." Buhari, Edeb 90, 95, 111, 116; Muslim, Fezail 70, (2323). 2286 - Heysem Ibnu Ebi Sinan'in anlattigina gore, bu zat, Ebu Hureyre (radiyallahu anh)'yi Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'i zikrettigi kissalarinda dinlemistir. (Bu kissalarin birinde) Ebu Hureyre, Efendimizin su sozunu nakletmistir: "0 sizin bir kardesinizdir, uygunsuz bir soz soylemez." (Ravilerden Zuhri der ki), "Resulullah, burada Ibnu Ravaha'yi kastetmistir." (Abdullah Ibnu Ravaha, Efendimiz hakkinda su medhiyede bulunmusturhttp://www.geldegirme.com/forum/imag...lies/smile.gif "Tan yeri agarip fecr-i sadik yukseldigi sirada Resulullah, bize Kitabini okuyarak geldi. 0 bize korlukten (dalaletten) sonra hidayeti gosterdi. Kalblerimiz onun soylediklerinin hak olduguna inanmistir. Kafirlere yataklari agirlik verirken, Resulumuz geceyi uyanik gecirir." Buhari, Edeb 91, Teheccud 21. 2287 - Hz. Bera (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam), Kureyza gunu, (sairi) Hassan Ibnu Sabit'e: "Musrikleri hicvet, zira Cebrail seninle beraberdir!" dedi." Buhari, Edeb 91, Bed'u'l-Halk 6, Megazi 30; Muslim, Fezailu's-Sahabe 153, (2486). 2288 - Hz. Aise (radiyallahu anha) anlatiyor: "Hassan Ibnu Sabit, (Mekkeli) musrikleri hicvetmek icin Hz. Peygamber (aleyhissalatu vessellam)'den izin istedi. Aleyhissalatu vesselam: "Benim nesebimi nasil haric tutacaksin?" dedi. Hassan (radiyallahu anh): "Senin (nesebini) sade yagdan kiI ceker gibi, onlardan cekip cikaracagim!" Cevabini verdi." Buhari, Edeb 91, Menakib 16, Megazi 33; Muslim, Fedailu's-Sahabe 156-157, (2489-2490). Muslim'in bir rivayetinde su ziyade mevcuttur: "(Hassan) dedi ki: "Serefin en yuksegi Al-i Hasim'den Bintu Mahzumogullarindandir. Senin baban ise koledir." 2289 - Hz. Aise (radiyallahu anha) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in soyle soyledigini isittim: "Hassan onlari -yani musrikleri- hicvetti, hem sifa verdi, hem de sifa buldu." Hassan (radiyallahu anh) buyurdu ki: "Sen Muhammed'i hicvettin, ben de onun adina cevap veriyorum. Bu isimde Allah katinda mukafaat vardir. Sen Muhammed'i nezih, muttaki, Resulullah vefakar, ahlakli oldugu halde hicvettin. Sen O'na derik olmadigin halde O'nu hiciv mi ediyorsun? Ikinizden hangisi kotu ise iyi olana feda olsun. Muhakkak ki, babam, babasi ve irzim, Muhammed'in irzini sizden korumak icin muhafizdir. Kizcagizimi kaybedeyim, sayet siz atlarimizi Keda'nin etrafini toz duman etmis goremezsiniz. O atlar, uzerinize gemlerini cekerek gelirken, Sirtlarinda ince mizraklar vardir. Atlarimiz pek hizli kosarlarken, Kadinlar basortuleriyle tozlarini alirlar. Sayet bizden yuz cevirirseniz umre yapariz, Fetih geldi mi; perde kalkar. Aksi takdirde oyle bir gunun kavgasini bekleyin ki, O gunde AIIah diledigini aziz kilacaktir. Allah der ki: "Ben bir kul gonderdim, O hakki soyler, kendisinde hicbir gizlilik yoktur." Allah der ki: "Ben bir ordu hazirladim, Bu ordum emeli cihad olan Ensardir." Biz (Ensariler)e her gun Kureys'ten Ya sovmek, ya kavga, ya da hiciv vardir Oyle ise, sizden kim ResuIuIIah'i hicveder, Veya over veya yardim ederse bizce birdir. AIIah'in Resulu Cibril aramizdadir. Ruhu'I-Kudus'un bir dengi yoktur." Muslim, Fezailu's-Sahabe 157, (2490). 2290 - Ebu Hureyre anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Bir sairin soyledigi en dogru soz Lebid'in soyledigi su sozdur: "Haberiniz olsun, Allah'tan baska her sey batildir. Umeyye Ibnu Ebi's-Salt musluman olayazdi." Buhari, Edeb 90, Menakibu'l-Ensar 20, Rikak 29; Muslim, Siir 3, (2256); Tirmizi, Edeb 70, (2853). |
Cvp: Hadis-i Şerifler
2291 - Hz. Aise (radiyallahu anha)'nin anlattigina gore, kendisinden, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in siirden birseyler terennum edip etmedigi sorulmustur da su cevabi vermistir:
"Evet, Ibnu Ravaha'nin siirini terennum eder ve su misrai okurdu: "Kendisine azik vermedigin kimseler sana haber getirecek." Tirmizi, Edeb 70, (2852). 2292 - Cundeb Ibnu AbdiIIah (radiyallahu anh) anlatiyor: "Biz Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ile beraber oldugumuz bir anda kendilerine bir tas isabet etti, kaydi ve parmagi kanadi. Bunun uzerine: "(Parmagim ne sizlarsin?) Sen ancak kanayan bir parmak degil misin? (Bu kazaya da, bosa degil) Allah yolunda ugradin" buyurdu." Buhara, Edeb 90, Cihad 9; Muslim, Cihad 112, (1796). NAMAZIN FAZILETI 2293 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'in soyle soyledigini isittim: "Sizden birinizin kapisinin onunden bir nehir aksa ve bu nehirde hergun bes kere yikansa, acaba uzerinde hic kir kalir mi, ne dersiniz?" "Bu hal, dediler, onun kirlerinden hicbir sey birakmaz!" Aleyhissalatu vesselam: "Iste bu, bes vakit namazin misalidir. Allah onlar sayesinde butun hatalari siler" buyurdu." Buhari, Mevakit 6; Muslim, Mesacid 282, (666); Tirmizi, Emsal 5, (2872); Nesai, Salat 7, (1, 231); Muvatta, Sefer 91, (1,174). 2294 - Sa'd Ibnu Ebi Vakkas (radiyallahu anh) anlatiyor: "Iki erkek kardes vardi. Bunlardan biri obur kardesinden kirk gun kadar once vefat etti. Resulullah (aleyhissalatu vesselam)in yaninda bunlardan birincinin faziletleri zikredildi. Bunun uzerine Efendimiz (aleyhissalatu vesselam): "Digeri musluman degil miydi?" diye sordu. "Evet, muslumandi ve fena da degildi!" dediler. Aleyhissalatu vesselam: "Oldukten sonra, namazinin ona ne kazandirdigini biliyor musunuz? Namazin misali, sizden birinin kapisinin onunde akan ve her gun icine bes kere girip yikandigi suyu bol ve tatli bir nehir gibidir. Bu (nehrin) onun uzerinde kir biraktigini goremezsiniz. Oyleyse, siz ona namazinin neler ulastirdigini bilemezsiniz." Muvatta, Kasru's-Salat 91, (1,174). 2295 - Ebu Umame (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ile beraber mescidde idik. O esnada bir adam geldi ve: "Ey Allah'in Resulu, ben bir hadd isledim, bana cezasini ver!" dedi, Resulullah adama cevap vermedi. Adam talebini tekrar etti. Aleyhissalatu vesselam yine sukut buyurdu. Derken (namaz vakti girdi ve) namaz kilindi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) namazdan cikinca adam yine pesine dustu, ben de adami takip ettim. Ona ne cevap verecegini isitmek istiyordum. Efendimiz adama: "Evinden cikinca abdest almis, abdestini de guzel yapmis miydin?" buyurdu. O: "Evet ey Allah'in Resulu!" dedi. Efendimiz: "Sonra da bizimle namaz kildin mi?" diye sordu. Adam: "Evet ey Allah'in Resulu!" deyince, Efendimiz: "Oyleyse Allah Teala hazretleri haddini -veya gunahini demisti- affetti" buyurdu." Buhari, Hudud 27, Muslim, Tevbe 44, 45, (2764, 2765); Ebu Davud, Hudud 9, (4381). 2296 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Ben Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in yaninda idim. Bir adam huzuruna gelerek: "Ey Allah'in Resulu, dedi, ben bir hadd (sucu) isledim, cezasini tatbik et!" Resulullah (aleyhissalatu vesselam) adama (birsey) sormadi. Derken namaz vakti girdi. Resulullah'la birlikte o da namaz kildi. Aleyhissalatu vesselam namazini tamamlayinca, adam yanina geldi ve: "Ey Allah'in Resulu! dedi, ben hadd (cesidine giren bir suc) isledim. Bana Allah'in Kitabini tatbik et!" Efendimiz: "Sen bizimle birlikte namazini eda etmedin mi?" diye sordu. Adam: "Evet!" dedi. Efendimiz: "Oyleyse git. Zira Allah, senin gunahini affetti" veya -hadd'ini affetti" dedi." Buhari, Hudud 17; Muslim, Tevbe 44, 45, (2764, 2765), Hudud 24, (1696). 2297 - Asim Ibnu Sufyan es-Sakafi (radiyallahu anh)'nin anlattigina gore, bunlar Selasil gazvesine gitmisler. Fakat fiilen gazveye istirak edememislerdi. Bunun uzerine kendilerini Allah yoluna verdiler. Sonra Hz. Muaviye (radiyallahu anh)'nin yanina donduler. Hz. Muaviye'nin yaninda Ebu Eyyub el-Ensari ve Ukbe Ibnu Amir vardi. Asim: "Ey Ebu Eyyub! dedi. Bu sene gazveyi kacirdik. Bize, (bunun telafisi icin bir care) haber verildi. Buna gore, kim dort mescitte namaz kilarsa, gunahlari affedilirmis." Ebu Eyyub: "Ey kardesimin oglu! dedi. Ben sana bundan daha kolayini haber vereyim. Ben Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in su sozunu isittim: "kim emredildigi sekilde (mukemmel olarak) abdestini alir, emredildigi sekilde namazini kilarsa, onceden yapmis oldugu (kusurlu) ameli sebebiyle affolunur. " Ey Ukbe! (Resulullah'in tebsiri) boyleydi degil mi?" Ukbe: "Evet!" dedi." Nesai, Taharet 108, (1, 90-91). 2298 - Ukbe Ibnu Amir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in soyle soyledigini isittim: "Rabbin, koyun guden bir cobanin, bir dagin zirvesine cikip namaz icin ezan okuyup sonra da namaz kilmasindan hoslanir ve AIIah Teala hazretleri soyle der: "Benim su kuluma bakin! Ezan okuyor, namaz kiliyor, yani benden korkuyor. Kasem olsun, kulumu affettim ve onu cennetime dahil ettim." Ebu Davud, Salat 272, (1203); Nesai, Ezan 26, (2, 20). 2299 - Imam Malik (radiyallahu anh)'e ulastigina gore, Resulullah (aleyhissalatu vesselam) soyle buyurmustur: "Istikamet uzere olun. (Bunun sevabini) siz sayamazsiniz. Sunu bilin ki, en hayirli ameliniz namazdir. (Zahiri ue batini temizligi koruyarak) abdestli olmaya ancak mu'min riayet eder." Muvatta, Taharet 36, (1, 34); Ibnu Mace, Taharet 4, (277). 2300 - Hz. Huzeyfe (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'i herhangi bir sey uzecek olursa namaz kilardi." Ebu Davud, Salat 312, (1319); Nesai, Mevakit 46, (1, 289). |
Cvp: Hadis-i Şerifler
2301 - Abdullah Ibnu Selman, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in ashabindan birisinden naklediyor: "Hayberin fethedildigii gun bir adam Hz. Peygamber'e gelerek:
"Ey Allah'in Resulu, bugun ben oyle bir kar ettim ki boyle bir kari su vadi ahalisinden hicbiri yapmamistir" dedi. Efendimiz: "Bak hele! Neler de kazandin?" diye sordu. Adam: "Ben alip satmaya ara vermeden devam ettim. Oyle ki ucyuz okiyye kar ettim dedi. Aleyhissalatu vesselam efendimiz: "Sana karlarin en hayirlisini haber vereyim mi?" diye sordu. Adam: "O nedir, ey Allah'in Resulu?" dedi. Efendimiz acikladi: "(Farz) namazdan sonra, kilacagin iki rekattir." Ebu Davud, Cihad 180, (2785). 2302 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Bana kadin ve guzel koku sevdirildi, gozumun nuru namazda kilindi." Nesai, Isretu'n-Nisa 1, (7, 61). 2303 - Rebi'a Ibnu Ka'b el-Eslemi anlatiyor: "Ben Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ile beraber gecelemistim, kendisine abdest suyunu ve baskaca ihtiyaclarini getirdim. Bana: "Dile benden (ne dilersen)!" buyurdu. Ben: "Senden cennette seninle beraberlik diliyorum!" dedim. Bana: "Veya bundan baska birsey?" dedi. Ben: "Hayir, sadece bunu istiyorum!" dedim. "Oyleyse kendin icin cok secde ederek bana yardimci ol!" buyurdu." Muslim, Salat 226, (489); Ebu Davud, Salat 312, (1320). 2304 - Ma'dan Ibnu Ebi Talha el-Ya'meri (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in azadlisi Sevban (radiyallahu anh)'a rastladim. Kendisine: "Bana bir amel soyle de onu yapayim. Allah da onun sayesinde beni cennetine koysun" dedim. -Veya soyle demisti: "Dedim ki: "..Allah nezdinde en hayirli ameli bana bildir."- Sevban sukut etti. Sonra ben tekrar ayni seyi sordum. O yine sukut etti. Ben ucuncu sefer sordum. Sonunda dedi ki: "Ayni seyleri ben de Resulullah (aleyhissalatu vesselam)a sormustum. Bana su cevabi vermisti: Cokca secde yapman gerekir. Zira sen secde ettikce, her secden sebebiyle Allah dereceni artirir, onun sebebiyle gunahini doker." Ma'dan der ki: "Sonra Ebu'd-Derda'ya geldim. Ayni seyi ona da sordum. O da Sevban'in bana soylediginin aynisini soyledi." Muslim, Salat 225, 226, (488, 489). Nesai, Tatbik 81; Tirmizi, Salat 169, (388); Ibnu Mace, Ikamet 201, (1422-1424). NAMAZIN EDA VE KAZASININ VUCUBU HAKKINDA 2305 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Bir adam, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a: "Allah, kullarina kac vakit namazi farz kildi?" diye sordu. Aleyhissalatu vesselam: "Allah, kullarIna bes vakit namazi farz kildi" diye cevap verdi. Adam tekrar sordu: "Bunlardan once veya sonra baska bir sey var mi?" "Allah kullarina bes vakti -farz kildi. " Bu cevap uzerine adam, bunlar uzerine hicbir ilavede bulunmayacagina, onlardan herhangi bir eksiltme de yapmayacagina dair yemin etti. Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Bu adam sozunde durursa mutlaka cennete girecektir!" buyurdu." Muslim, Iman,10, (12); Tirmizi, Zekat 2, (619); Nesai, Salat 4, (1, 228, 229) Bu metin Nesai'dekidir. Bu rivayeti, Muslim ve Tirmizi, Kitabu'I-Iman'da mezkur, uzun bir hadis zimninda tahric ederler. 2306 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a Mi'rac'a ciktigi gece elli vakit namaz farz kilindi. Sonra bu azaltilarak bese indirildi. Sonra da soyle hitap edildi: "Ey Muhammed! Artik, nezdimde (hukum kesinlesmistir), bu soz degistirilmez. Bu bes vakit, (Rabbinin bir luftu olarak on misliyle kabul edilerek) senin icin elli vakit sayilacaktir." Buhari, Bed'ul-Halk 6, Enbiya 22, 43, Menakibu'l-Ensar 42; Muslim, Iman 259, (162); Tirmizi, Salat 159, (213); Nesai, Salat 1, (1, 217-223). 2307 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Allah, namazi peygamberinizin diliyle hazerde dort, seferde iki, korku halinde de dort rek'at olarak farz kilmistir." Muslim, Salat 5, (687); Ebu Davud, Salat 287, (1247); Nesai, Taksir 1, (3,118,119). 2308 - Hz. Aise (radiyallahu anha) anlatiyor: "Allah namazi (ilk defa farz ettigi zaman iki rek'at olarak farz etmisti. Sonra onu hazer icin (dorde) tamamladi. Yolcu namazi ilk farz edildigi sekilde sabit tutuldu." Buhari, Salat 1, Taksiru's-Salat 5, Menakibu'l-Ensar 47; Muslim, Salatu'-Musafari.n 2, (685); Muvatta, Kasru's-Salat 8, (1,146; Ebu Davud, Salat 270, (1198); Nesai, Salat 3, (1, 225). 2309 - Hz. Omer (radiyallahu anh) anlatiyor: "Kurban bayraminda kilinan namaz iki rek'attir, Fitir (Ramazan) bayraminda kilinan namaz iki rek'attir, sefer namazi iki rek'attir, cum'a namazi da iki rek'attir. Bunlar Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in lisani uzere, tamamdir, kisaltma yoktur." Nesai, Cum'a 37, (3,111), Taksir 1, (3,118), Ideyn 11, (3,183). 2310 - Abdullah Ibnu Fudale, babasi (Fudale'den) naklen anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in bana ogrettikleri arasinda: "Bes vakit namaza devam edin!" emri de vardi. Ben: "Bu bes vakit, benim mesguliyetlerimin bulundugu anlardir. Bana (bunlarin yerine gececek) cami (kapsamli) bir sey emret, oyle ki onu yaptim mi, benden bes vakit namaz borcunun yerine gecsin!" dedim. Bunun uzerine: "Oyleyse Asreyn'e devam et!" buyurdu. Bu kelime bizim dilimizde yoktu. Bu sebeple: "Asreyn nedir?" diye sordum. "Gunes dogmazdan onceki namazla gunes batmazdan onceki namaz" buyurdu." Ebu Davud, Salat 9, (428). |
Cvp: Hadis-i Şerifler
2311 - Sebretu' bnu Ma'bed (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Yedi yasina geldi mi cocuga namazi emredin, on yasina geldi mi kilmadigi takdirde dovun."
Ebu Davud, Salat 26, (494); Tirmizi, Salat 299, (407). Tirmizi'nin rivayetinde "Cocuga namazi yedi yasinda ogretin, kilmadigi takdirde on yasinda dovun" seklindedir. 2312 - Amr Ibnu'l-As (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Cocuklariniza, onlar yedi yasinda iken namazi emredin. On yasinda olunca namaz(daki ihmalleri) sebebiyle onlari dovun, yataklarini da ayirin." Ebu Davud, Salat 25, (495, 496). 2313 - Onun bir diger rivayetinde soyle denir: "Resulullah'a bundan (namazin cocuga ne zaman emredileceginden) sorulmustu: "Cocuk sagini solundan ayirmasini bildi mi ona namazi emredin" buyurdu." Ebu Davud, Salat 26, (497). 2314 - Ibnu Omer (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) beni Uhud savasi sirasinda teftis etti. O zaman ondort yasinda idim, savasa katilmama izin vermedi. Hendek savasi sirasinda da beni gordu, o zaman ben onbes yasinda idim, bu sefer bana (cihad) izni verdi." Nafi' der ki: "Ben Omer Ibnu Abdilaziz'e ugradim, o zaman halife idi. Kendisine bu vak'ayi anlattim. Bana: "Bu (onbes yas) cocukla buyugu ayiran hududdur" buyurdu. Valilerine yazarak, onbes yasina basanlari mukellef addetmelerini, daha kucukleri aile efradindan saymalarini emretti." Buhari, Sehadat 18, Megazi 29, Muslim, Imaret 91, (1868); Tirmizi, Cihad 31, (1711); Ebu Davud, Hudud 17, (4406, 4407); Nesai, Talak 20, (6,155). 2315 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Kim bir namaz unutacak olursa hatirlayinca derhal kilsin. Unutulan namazin bundan baska kefareti yoktur." Buhari, Mevakitu's-Salat 37; Muslim, Mesacid 314, (684); Tirmizi, Salat 131, (178); Ebu Davud, Salat 11, (442); Nesai, Mevakit 52, 53, (2, 293, 294). 2316 - Buhari ve Muslim'in bir diger rivayetinde soyle denmistir: "Sizden biriniz namaz sirasinda yatmis idiyse veya namaza karsi gaflet etmis (ve unutmus) ise, hatirlar hatirlamaz onu kilsin. Zira Allah Teala Hazretleri soyle buyurmustur: "Beni anmak icin namaz kil!" (Ta-ha 14). Buhari, Mevakitu's-Salat 37; Muslim, Mesacid 314, (684); Tirmizi, Salat 131, (178); Ebu Davud, Salat 11, (442); Nesai, Mevakit 52, 53, (2, 293, 294). 2317 - Ebu Katade (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah'la beraber bir gece boyu yuruduk. Cemaatten bazilari: "Ey Allah'in Resulu! Bize mola verseniz!" diye talepte bulundular. Efendimiz: "Namaz vaktine uyuya kalmanizdan korkuyorum" buyurdu. Bunun uzerine Hz. Bilal: "Ben sizi uyandiririm!" dedi. Boylece Resulullah (aleyhissalatu vesselam) mola verdi ve herkes yatti. Nobette kalan Bilal de sirtini devesine dayamisti ki gozleri kapaniverdi, o da uyuyakaldi. Gunesin dogmasiyla Resulullah (aleyhissalatu vesselam) uyandi ve: "Ey BiIaI! Sozun ne oldu?" diye seslendi ve Hz. Bilal: "Uzerime boyle bir uyku hic cokmedi" diyerek cevap verdi. Aleyhissalatu vesselam: "Allah Teala Hazretleri, ruhlarinizi diledigi zaman kabzeder, diledigi zaman geri gonderir. Ey BiIaI! Halka namaz icin ezan oku" buyurdu. Sonra abdest aldi ve gunes yukselip beyazlasinca kalkti, kafileye cemaatle namaz kildirdi." Buhari, Mevakit 35, Tevhid 31; Muslim, Mesacid 309-311; Muvatta, Vaktu's-Salat 25; Ebu Davud, Salat 11, (435-441); Tirmizi, Salat 130, (177), Tefsir, Ta-ha (3162); Nesai, Mevakit 53, 54, 55, (1, 294-298), Imamet 47, (2,106). 2318 - Bu hadis Ebu Davud'un bir rivayetinde soyle gelmistir: "Gunesin harareti onlari uyandirinca kalktilar, bir muddet yuruduler, sonra tekrar konaklayip abdest aldilar. Hz. Bilal (radiyallahu anh) ezan okudu. Sabahin iki rekatlik (sunnet) namazini kildilar, sonra da sabah namazini (kazaen) kildilar. Namazdan sonra hayvanlara binip yola koyuldular. Giderken birbirlerine: "Namazimizda ihmalkarlik ettik" diye yakiniyorlardi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Uyurken (vaki olan namaz kacmasi) ihmal sayilmaz, ihmal uyanikliktadir. Sizden biri, herhangi bir namazda gaflete duser kacirirsa, hatirlayinca onu hemen kilsin. Ertesi sabahin namazi da mutad vaktinde kilinir" buyurdu." Buhari, Mevakit 35, Tevhid 31; Muslim, Mesacid 309-311; Muvatta, Vaktu's-Salat 25; Ebu Davud, Salat 11, (435-441); Tirmizi, Salat 130, (177), Tefsir, Ta-ha (3162); Nesai, Mevakit 53, 54, 55, (1, 294- 298), Imamet 47, (2,106). 2319 - Ebu Davud'un bir diger rivayetinde soyle gelmistir: "Namaz(in kacmis olmasin)dan korkarak kalktik, Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Agir olun, agir olun, bunda bir taksiriniz yok!" buyurdu. Gunes yukselince de: "Sizden kim sabahin iki rekat sunnetini (mutad olarak) kiliyor idiyse yine kilsin" dedi. Bu emir uzerine kilan da, kilmayan da kalkip sunnetini kildi. Sonra Resulullah (aleyhissalatu vesselam) namaz icin kamet emretti. Kamet getirildi. Efendimiz kalkti ve bize namaz kildirdi. Namaz bitince: "Haberiniz olsun, AIIah'a hamdediyoruz ki, bizi namazimizdan, dunyevi islerimizden herhangi biri alikoymus degildir. Ancak ruhlarimiz AIlahu Teala'nin kabza-i tasarrufundadir, diledigi zaman onu salar. Sizden kim sabah namazina, sabahleyin mutad vaktinde kavusursa, sabah namaziyla birlikte bir mislini de kaza etsin!" dedi." Buhari, Mevakit 35, Tevhid 31; Muslim, Mesacid 309-311; Muvatta, Vaktu's-Salat 25; Ebu Davud, Salat 11, (435-441); Tirmizi, Salat 130, (177), Tefsir, Ta-ha (3162); Nesai, Mevakit 53, 54, 55, (1, 294-298), Imamet 47, (2,106). 2320 - Ebu Davud, Tirmizi ve Nesai'nin bir diger rivayetinde soyle gelmistir: "Sunu bilin ki, uykuda ihmal sozkonusu degildir. Ihmal lyani taksir), diger bir namazin vakti girinceye kadar namazini kilmayan icin mevzubahistir." Buhari, Mevakit 35, Tevhid 31; Muslim, Mesacid 309-311; Muvatta, Vaktu's-Salat 25; Ebu Davud, Salat 11, (435-441); Tirmizi, Salat 130, (177), Tefsir, Ta-ha (3162); Nesai, Mevakit 53, 54, 55, (1, 294-298), Imamet 47, (2,106). |
Cvp: Hadis-i Şerifler
2321 - Muslim'in Ebu Hureyre'den kaydettigi bir diger rivayette soyle gelmistir: "...Gunes doguncaya kadar uyanmadi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam):
"Herkes bineginin basindan tutsun (ve burayi terketsin). Zira burasi bize seytanin musallat oldugu bir yerdir!" dedi. Biz de emri yerine getirdik." Buhari, Mevakit 35, Tevhid 31; Muslim, Mesacid 309-311; Muvatta, Vaktu's-Salat 25; Ebu Davud, Salat 11, (435-441); Tirmizi, Salat 130, (177), Tefsir, Ta-ha (3162); Nesai, Mevakit 53, 54, 55, (1, 294- 298), Imamet 47, (2,106). 2322 - Ebu Davud'un Ebu Hureyre'den kaydettigi bir rivayette soyle denmistir: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Size gaflet gelen bu yeri degistirin!" buyurdu. Buhari, Mevakit 35, Tevhid 31; Muslim, Mesacid 309-311; Muvatta, Vaktu's-Salat 25; Ebu Davud, Salat 11, (435 - 441); Tirmizi, Salat 130, (177), Tefsir, Ta-ha (3162); Nesai, Mevakit 53, 54, 55, (1, 294-298), Imamet 47, (2,106). 2323 - Ibnu Abbas (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) gecenin evvelinde yurudu, sonuna dogru uyku molasi verdi. Ancak gunes doguncaya -veya bir kismi ufuktan cikincaya- kadar uyanamadi. (Uyaninca) namazi hemen kilmadi. Gunes yukselince namazi kildi. Iste bu orta namazdir (Salatu'l-Vusta)." Nesai, Mevakit 55, (1, 299). 2324 - Imam Malik, Zeyd Ibnu Eslem'den naklen anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdu ki: "Muhakkak ki, Allah, ruhlarimizi kabzetmektedir. Dilerse onu, bize bundan baska bir vakitte iade eder." Resulullah (aleyhissalatu vesselam) boyle soyledikten sonra Hz. Ebu Bekri's-Siddik (radiyallahu anh)'a yonelerek: "Seytan (bu gece) namaz kilmakta iken Bilal'e geldi ve onu yatirdi. Uyumasi icin bir cocuk nasil sallanarak avutulursa oylece onu da sallayarak uyuttu" dedi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) sonra Bilal'i cagirdi. Gelince Bilal, Resulullah'a onun Hz. Ebu Bekr'e anlattiginin tipkisini haber verdi. Hz. Ebu Bekr bu isittikleri karsisinda: "Sehadet ederim ki, sen Allah'in Resulusun!" demekten kendini alamadi." Muvatta, vukutu's-Salat 26, ( 1.14-15). 2325 - Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Hz. Omer, Hendek savasi sirasinda bir keresinde gunes battiktan sonra geldi ve Kureys kafirlerine kufretmeye basladi ve bu meyanda: "Ey Allah'in Resulu dedi, gunes batmak uzereyken ikindi namazini (guc bela) kilabildim." Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Vallahi ikindiyi ben kilamadim!" dedi. Beraberce kalkip Butha'ya gittik. Orada Efendimiz abdest aldi, biz de abdest aldik. Gunes battiktan sonra ikindiyi kildi, sonra da aksami kildi." Buhari, Mevakit 36, 38, Ezan 26, Salatu'l-Havf 4, Megazi 29; Muslim, Mesacid 209, (631); Tirmizi, Salat 132, (180); Nesai, Sehv 105, (3, 84, 85). 2326 - Ibnu Mes'ud (radiyallahu anh) anlatiyor: "Musrikler Hendek gunu Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'i fazlaca mesgul ederek dort vakit namazi kazaya biraktirdilar, geceden Allah'in diledigi bir muddet gecinceye kadar onlari kilamadi. Sonra Bilal (radiyallahu anh)'e emretti, o da ezan okudu. Sonra kamet getirdi. Resulullah ogleyi (kazaen) kildi. (Bilal tekrar) ikamet getirdi, Resulullah ikindiyi kildi. Sonra (Bilal tekrar) ikamet getirdi. Resulullah aksami kildi. Sonra (Bilal yatsi icin) kamet getirdi ve Resulullah yatsiyi kildi." Tirmizi, Salat 132, (179); Nesai, Mevakit 55, (1, 297, 298). 2327 - Nafi' anlatiyor: "Abdullah Ibnu Omer (radiyallahu anhuma)'e bayginlik gelmis ve akli gitmisti. (Bu esnada kilamadigi) namazi kaza etmedi." Muvatta, Vukut 24, (1,13). Imam Malik der ki: "Dogruyu Allah bilir ya, bana gore bu sundan ileri gelir: "Vakit cikmistir. Ama vakit icinde ayilan, o vaktin namazini kilar.." 2328 - Yine Nafi' anlatiyor: "Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) dedi ki: "Kim bir namazi unutur ve bunu imamin arkasinda namaz kilarken hatirlarsa, imam selami verince unutmus oldugu namazi hemen kilsin, sonra da obur namazi (kildigini yeniden) kilsin." Muvatta, Kasru's-Salat 77, (1,168). 2329 - Hz. Cabir (radiyallahu anh)'in anlattigina gore, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in soyle soyledigini isitmistir "Kisiyle sirk arasinda namazin terki vardir." Muslim, Iman 134, (82); Ebu Davud, Sunnet 15, (4678); Tirmizi, Iman 9, (2622). Metin Muslim'in metnidir. Tirmizinin metni soyledir: "Kufurle iman arasinda namazin terki vardir." 2330 - Tirmizi ve Ebu Davud'un bir diger rivayetinde: "Kulla kufur arasinda namazin terki vardir." Tirmizi, Iman 9, (2622); Ebu Davud, Sunnet 15, (4678); Ibnu Mace, Salat 77, (1078). |
Cvp: Hadis-i Şerifler
2331 - Hz. Bureyde (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Benimle onlar (munafiklar) arasindaki ahid (antlasma) namazdir. Kim onu terkederse kufre duser."
Tirmizi, Iman 9, (2623); Nesai, Salat 8, (1, 231, 232); Ibnu Mace, Salat 77, (1079). 2332 - Abdullah Ibnu Sakik merhum anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in Ashab'i ameller icerisinde sadece namazin terkinde kufur gorurledi." Tirmizi, Iman 9, (2624). 2333 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Ikindi namazini kaciran bir insanin (ugradigi zarar yonunden durumu), malini ve ehlini kaybeden kimsenin durumu gibidir." Buhari, Mevakit 14; Muslim, Mesacid 200, (626); Muvatta, Vukutu's-Salat 21, (1,11,12); Ebu Davud, Salat 5, (414, 415); Tirmizi, Salat 128, (175); Nesai, Salat 17, (1, 238). 2334 - Ebu'l-Melih (rahimehumullah) anlatiyor: "Biz bulutlu bir gunde Bureyde (radiyallahu anh) ile bir gazvede beraberdik. Dedi ki: "Ikindi namazini erken kilin, zira Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Kim ikindi namazini terkederse ameli bosa gider" buyurdu." Buhari, Mevakit 15, 34; Nesai, Salat 15, (1, 236). NAMAZ VAKITLERI 2335 - Hz. Ebu Musa (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a bir zat gelerek namaz vakitlerini sordu. Efendimiz ona hicbir cevap vermedi." (Sabah vaktinde) safak sokunce, henuz kimse kimseyi taniyamayacak kadar ortalik karanlik iken Bilal'e emretti, sabah ezanini okudu. Sonra, gunes tam tepe noktasindan batiya donme (zeval) aninda yine Bilal'e emretti, ogle ezanini okudu. Bu vakit icin, -oburlerinden daha iyi bilen- birisi: "Bu, gun ortasi (nisfu'n-Nehar)" demisti. Sonra, gunes henuz yuksekte oldugu zaman emretti, Bilal aksam narnazi icin ezan okudu. Sonra ufuktaki aydinlik (safak) kaybolunca yatsi icin emretti, Bila! yatsi ezanini okudu. Sonra ertesi gun, sabah namazini tehir etti. O kadar geciktirdi ki, kisinin, "sabah vakti cikti veya cikmak uzere" demesi aninda namazi tamamladi. Sonra ogleyi tehir etti, oyle ki, ogle namazini dun ikindiyi kildigimiz ana yakin bir vakitte kildi. Sonra ikindiyi tehir etti. Bir kimsenin, "Gunes (ikindi) kizilligina burundu" diyebilecegi bir vakitte namazdan cikti. Sonra aksami, nerdeyse ufuktan aydinligin (safak) kayboldugu ana kadar tehir etti." 2336 - Bir rivayette de soyle gelmistir: Aksami, ikinci gunde, ufuktaki aydinligin kaybolmasindan once kildi. Sonra yatsiyi, gecenin ilk ucte birine kadar tehir etti. Sonra sabah oldu ve soru sahibini cagirdi: "Iste namazin vakti bu iki hudud arasindadir" buyurdu. Muslim, Mesacid 178, (614); Ebu Davud, Salat 2, (395); Nesai, Muvakit 15, (1, 260, 261). Metin Muslim'e aittir. 2337 - Ebu Davud'un bir rivayetinde soyle denmistir: "Sabah namazini kisi arkadasinin yuzunu taniyamayacak -veya kisi yanindakini tanimayacak- kadar (ortaligin karanlik oldugu) bir anda kildi. Sonra ikindiyi oylesine tehir etti ki, namazdan ciktigi zaman gunes sararmisti..." Rivayetin sonunda Ebu Davud der ki: Bu hadisi rivayet edenlerden bazisi soyle dedi: "sonra yatsiyi gece yarisina kadar tehir ederek kildi." Ebu Davud, Salat 2, (396). 2338 - Hz. Bureyde (radiyallahu anh) anlatiyor: "Bir adam Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a namazlarin vaktinden sormustu. Ona: "Su (onumuzdeki) iki gunde namazlari bizimle kil!"buyurdu. (O gun) gunes tam tepe noktasindan (batiyor) kayinca ezan icin Bilal'e emretti. O da ogle ezanini okudu. Sonra ogle icin kamet okumasini emretti. Sonra gunes yuksekte, beyaz parlak iken emretti ve ikindi icin kamet okudu. Sonra gunes batinca emretti, aksam icin kamet okudu. Sonra ufuktaki aydinlik kaybolunca emretti, yatsi icin kamet okudu. Sonra safak sokunce emretti sabah icin kamet okudu. Ikinci gun olunca, Bilal'e ortaligin serinlemesini beklemeyi emretti. O da ogleyi, ortalik iyice serinleyinceye kadar geciktirdi. Ikindiyi, gunes yuksekten, dunku vakitten biraz sonra kildi. Aksami ufuktaki beyazlik kaybolmazdan az once kildi. Yatsiyi gecenin ucte biri gectikten sonra kildi. Sabahi ortalik iyice agarinca kildi. Sonra: "Namaz vakitlerinden soran kimse nerede?" diye sordu. Soru sahibi: "Benim ey Allah'in Resulu!" dedi. "Namazlarinizin vakti dedi, gordugunuz (iki vakit) arasindadir." Muslim, Mesacid 176, 177, (613); Tirmizi, Salat 115, (152); Nesai, Mevakit 12, (1, 258). 2339 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Cibril (aleyhisselam) bana, Beytullah'in yaninda, iki kere imamlik yapti. Bunlardan birincide ogleyi, golge ayakkabi bagi kadarken kildi. Sonra, ikindiyi her sey golgesi kadarken kildi. Sonra aksami gunes battigi ve oruclunun orucunu actigi zaman kildi. Sonra yatsiyi, ufuktaki aydinlik (safak) kaybolunca kildi. Sonra sabahi safak sokunce ve orucluya yemek haram olunca kildi. Ikinci sefer ogleyi, dunku ikindinin vaktinde herseyin golgesi kendisi kadar olunca kildi. Sonra ikindiyi, herseyin golgesi kendisinin iki misli olunca kildi. Sonra aksami, onceki vaktinde kildi. Sonra yatsiyi, gecenin ucte biri gidince kildi. Sonra sabahi, yeryuzu agarinca kildi. Sonra Cibril (aleyhisselam) bana yonelip: "Ey Muhammedl Bunlar senden onceki peygamberlerin (aleyhimussalatu vesselam) vaktidir. Namaz vakti de bu iki vakit arasinda kalan zamandir!" dedi. " Tirmizi, Salat 1, (149); Ebu Davud, Salat 2, (393). 2340 - Nesai'nin Hz. Cabir (radiyallahu anh)'den yaptigi bir rivayette soyle denmistir: "Sonra O'na (Cibril), Fecr uzayip sabah olunca daha yildizlar parlak ve civil civil iken geldi. Dunku yaptigini aynen yapti, sabah namazini kildi. Sonra da: "Namaz vakti, iste gordugunuz bu iki namaz arasidir" dedi." Nesai, Mevakit 10, (1, 256). |
Cvp: Hadis-i Şerifler
2341 - Bir diger rivayette soyle denmistir: "...Ogleyi, gunes (tepeden batiya) meyledince kildi. (Bu sirada) golge ayakkabi bagi kadardi. Sonra ikindiyi, golge ayakkabi baginin misli ve adam boyu olunca kildi. Sonra aksami, gunes batinca kildi. Sonra yatsiyi, ufuktaki aydinlik kaybolunca kildi. Sonra, sabahi, safak sokunce kildi. Sonra ertesi gunun oglesini, golge, adam boyu olunca kildi. Sonra ikindiyi, kisinin golgesi iki misli olunca kildi. Sonra aksami, gunes batinca kildi. Sonra yatsiyi, gecenin ucte birine veya yarisina dogru kildi. Sonra sabahi kildi ve ortalik agardi."
Nesai, Mevakit I5, 7,10,17, (1, 251, 255, 261, 263). 2342 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Bilesiniz, namazin bir ilk vakti bir de son vakti vardir. Ogle vaktinin evveli gunesin tepe noktasindan batiya meyil (zeval anidir. Son vakti de ikindinin girdigi andir. Ikindi vaktinin evveli, vaktinin girdigi andir. Vaktin sonu da gunesin sarardigi andir. Aksam vaktinin evveli, gunesin battigi andir. Vaktin sonu da ufuktaki aydinligin (safak) kayboldugu andir. Yatsi vaktinin evveli, ufugun kayboldugu andir. Vaktin sonu da gecenin yarisidir. Sabah vaktinin evveli fecrin (aydinligi) dogmasidir. Vaktin sonu da gunesin dogmasidir." Tirmizi, Salat 114, (151); Muslim, Mevakit 6, (1, 249, 250). 2343 - Muvatta'da Abdullah Ibnu Rafi' Mevla Ummu Seleme'den kaydedilen bir rivayette soyle denmistir: "Abdullah Ibnu Rafi', Ebu Hureyre'ye namazlarin vaktini sormustu. Ebu Hureyre kendisine su aciklamayi yapti: "Ben sana haber vereyim: Golgen kendi mislin kadarken ogleyi kil. Ikindiyi golgen iki mislin olunca kil. Aksami gunes batinca kil. Yatsiyi seninle arana gecenin ucte biri girince kil. Sabahi da alaca karanilikta kil." Muvatta, Vukutu's-Salat 9, (1, . 6 2344 - Imam Malik'in anlattigina gore, Hz. Omer valilerine soyle yazdi: "Nazarimda islerinizin en ehemmiyetlisi namazdir. Kim onu (farz, vacib, sunnet ve vaktine riayetle) korur ve (tam zamaninda kilmaya) devam ederse dinini korumus olur. Kim de onu(n zamanini tehir suretiyle) zayi ederse, onun disindakileri daha cok zayi eder." Hz. Omer yazisina soyle devam etti: "Ogleyi golge bir ziraliktan birinizin golgesi misli oluncaya kadar kiliniz. Ikindiyi, gunes yuksekte, beyaz, parlak iken, hayvan binicisinin, gunes batmazdan once iki veya uc fersahlik yol alacagi muddet icerisinde; aksami gunes batinca; yatsiyi ufuktaki aydinlik battimi gecenin ucte birine kadar kiliniz. -Kim (yatsiyi kilmadan) uyursa gozune uyku dusmesin, kim (yatsiyi kilmadan) uyursa gozune uyku dusmesin, kim (yatsiyi kilmadan) uyursa gozune uyku dusmesin- Sabahi da yildizlar parlak ve civildarken kiliniz." Muvatta, Mevakit 6, (1, 6-7). 2345 - Muvatta'nin diger bir rivayetinde soyle gelmistir: "Hz. Omer (radiyallahu anh), Ebu Musa el-Es'ari hazretlerine yazdigi bir mektupta ayni seyi hatirlatti ve (ilaveten) sunu yazdi: "Onda -yani sabah namazinda- mufassal surelerden iki uzun sure oku." Muvatta, Mevakit 7, (1, 7). 2346 - Yine benzer bir diger rivayette su ifade mevcuttur: Hz. Omer, Ebu Musa (radiyallahu anhuma)'ya soyle yazdi: ". . .Yatsiyi seninle (aksam namaziyla) arana gecenin ucte biri girince kil. Geciktirirsen gecenin yarisina kadar olsun. Sakin gafillerden olma." Muvatta, 8, (1, 7). 2347 - Abdullah Ibnu Amr Ibni'l-As (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Oglenin (baslama) vakti, gunesin (tepe noktasindan batiya) meylettigi zamandir. Kisinin golgesi kendi uzunlugunda oldugu muddetce ogle vakti devam eder, yani ikindi vakti girmedikce. Ikindi vakti ise gunes sararmadikca devam eder. Aksam vakti ufuktaki aydinlik (safak) kaybolmadigi muddetce devam eder. Yatsi namazinin vakti orta uzunluktaki gecenin yarisina kadardir. Sabah namazinin vakti ise fecrin dogmasindan (yani safagin sokmesinden) baslar, gunes doguncaya kadar devam eder. Gunes dogdu mu namazdan vazgec. Cunku o, seytanin iki boynuzu arasindan dogar." Muslim, Mesacid,173, (612); Ebu Davud, Salat 2, (396); Nesai, Mevakit 15, (1, 260). 2348 - Ebu'l-Minhal Seyyar Ibnu Selame (rahimehullah) anlatiyor: "Ben ve babam birlikte Ebu Berze el-Eslemi (radiyallahu anh)'nin yanina girdik. Babam ona: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) farz namazlari nasil kilardi?" diye sordu. Su cevabi verdi: "Efendimiz sizin "el-Evvel" dediginiz ogle namazini gunes (tepe noktasindan) batiya kayinca kilardi. Birimiz ikindiyi kilinca, Medine'nin en uzak yerindeki evine donerdi de gunes hala canliligini korurdu. Aksam namazi hakkinda ne soyledigini unuttum. Sizin atame dediginiz yatsiyi geciktirmeyi iyi bulurdu (mustehap addederdi). Yatsidan once uyumayi, sonra da konusmayi mekruh addederdi. Kisi (yaninda beraber oturdugu) arkadasini taniyinca sabah namazindan ayrilirdi. Namazda altmis-yuz ayet miktarinca Kur'an okurdu." Buhari, Mevakit 11, 13, 39, Ezan 104; Muslim, Mesacid 237, (647); Ebu Davud, Salat 3, (398); Nesai, Mevakit 2, (1, 246), 20, (1, 265). 2349 - Muhammed ibnu Amr Ibni'l-Hasen Ibni Ali Ibnu Ebi Talib (radiyallahu anh) anlatiyor: "Haccac, Medine'ye geldiginde namazi mutad vaktinden tehir ediyordu. Bunun uzerine Cabir Ibnu Abdillah (radiyallahu anh)'a (namazlarin vakti hakkinda) sorduk. Bize su aciklamayi yapti: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ogleyi hararetin siddetli oldugu zamanda (hacire vaktinde) kilardi. Ikindiyi de gunes parlakken kilardi. Aksami, gunes batinca; yatsiyi bazan geciktirir, bazen de one alirdi. Halkin toplandigini gorunce tacil eder, onlari agir gorunce de tehir ederdi. Sabahi da alaca karanlikta kilardi. Buhari, Mevakit 18, 21; Musiim, Mesacid 234, (646); Ebu Davud, Salat 3, (397); Nesai, Mevakit 18, (1, 264). 2350 - Nesai'nin Enes (radiyallahu anh)'ten yaptigi rivayette soyle denmistir: "Sabahi, goz(un gorme ufku) genisleyinceye kadar kilardi." Nesai 29, (1, 278). |
Cvp: Hadis-i Şerifler
2351 - Ibnu Mes'ud (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ogle namazi kildigi zaman (golgenin) miktari, yazda uc ayaktan bes ayaga kadar idi. Kista da bes ayaktan yedi ayaga kadardi."
Ebu Davud, Salat 4, (400); Nesai, Mevakit 6, (1, 251). 2352 - Hz. Aise (radiyallahu anha) anlatiyor: "Mu'min kadinlar Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'la birlikte sabah namazlarini, burgulerine sarilmis olarak kilarlardi. Sonra, namazlarini kilinca evlerine donerlerdi de bu esnada karanliktan dolayi kimse de onlari taniyamazdi." Buhari, Mevakit 13, 27, Ezan 162,165; Muslim, Mesacid 231, (645); Muvatta, Vukut 4, (1, 5); Ebu Davud, Salat 8, (423); Tirmizi, Salat 116, (153); Nesai, Mevakit 25, (1, 271). 2353 - Yine Hz. Aise anlatiyor: "Ben ogle namazini, ne Resulullah (aleyhissalatu vesselam) kadar, ne de Ebu Bekr ve Omer kadar tacil edip geciktirmeyen bir baska insan tanimiyorum." Tirmizi, Salat, 118. 2354 - Yine Tirmizi'de Ummu Seleme (radiyallahu anha)'den kaydedilen bir hadiste denmistir ki: "Ogleyi tacilde Resulullah (aleyhissalatu vesselam) sizden daha titizdi. Siz de ikindiyi tacilde ondan daha titizsiniz." 2355 - Habbab (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a (secde edilen) yerin sicakligindan sikayet ettik, ancak sikayetimizi dinlemedi. Zuheyr, Ebu Ishak'a: "Sikayetiniz ogle vaktinden miydi?" diye sordu. Oburu: "Evet!" dedi. Ben: "Vakit girer girmez, (yani ortalik cok sicakken) kilinmasindan mi?" diye sordum. O yine: "Evet!" dedi." Muslim, Mesacid 189, (619); Nesai, Mevakit 2, (1, 247). 2356 - Hz. Enes (radiyallahu anh): "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) (yolculuk sirasinda) bir yere inecek olsa, ogleyi kilmadan orayi terketmezdi" demisti. Bir adam sordu: "Yani gun ortasinda olsa da mi?" "Evet, dedi, Enes, gun ortasinda olsa da!" Ebu Davud, Salat 273, (1205); Nesai, Mevakit 3, (1, 248). 2357 - Hz. Aise (radiyallahu anha) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) gunes odama vurdugu sirada ikindiyi kilardi." Ebu Davud'un rivayetinde su ziyade var: "... (gunes) odamdan yukselmezden once..." Buhari, Mevakit 13, Humus 4; Muslim, Mesacid 169, (611); Ebu Davud, Salat 5, (407); Tirmizi, Salat 120, (159); Nesai, Mevakit 8, (1, 252). 2358 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) gunes yuksekte ve canli iken ikindiyi kilardi. Bu esnada kisi avali'ye (dis semtlere) gider, oraya varirdi ve hala gunes yuksekligini muhafaza ederdi. Gidilen bu avali'den bazilari Medine'ye dort mil uzaklikta idi." Buhari, Mevakit 13, I'tisam 16; Muslim, Mesacid 192-197, (621-624); Muvatta, Vukut 11, (1, 8-9); Ebu Davud, Salat 5, (404-405); Nesai, Mevakit 8, (1, 252-254). 2359 - Bir diger rivayette soyle gelmistir: "Es'ad Ibnu Sehl Ibnu Huneyf der ki: "Biz Omer Ibnu Abdilaziz (rahimehullah) ile ogleyi kildik. Sonra cikip Hz. Enes Ibnu Malik (radiyallahu anh)'in yanina gittik. Varinca onu ikindiyi kiliyor bulduk. Ben kendisine:- "Ey amcacigim! Kildigin bu namaz da ne?" diye sordum. Bana: "Bu, ikindi namazidir. Ve bu Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'Ia beraber kildigimiz namazdir" dedi. Buhari, Mevakit 13, I'tisam 16; Muslim, Mesacid 192-197, (621-624); Muvatta, Vukut 11, (1, 8-9); Ebu Davud, Salat 5, (404-405); Nesai, Mevakit 8, (1, 252-254). 2360 - Bir diger rivayette de soyle gelmistir: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bize ikindiyi kildirdi. Namazdan cikinca Efendimizin yanina Beni Seleme'den birisi geldi ve: "Ey Allah'in Resulu! dedi. Biz, bir deve kesmek istiyor ve sizin de kesimde hazir bulunmanizi arzu ediyoruz." Efendimiz "Pekala!" deyip gitti. Biz de onunla gittik. Varinca, devenin henuz kesilmedigini gorduk. Kestiler, parcaladirlar. Bir miktarini pisirdiler. Gunes batmadan o eti yedik." Buhari, Mevakit 13, I'tisam 16; Muslim, Mesacid 192-197, (621-624); Muvatta, Vukut 11, (1, 8-9); Ebu Davud, Salat 5, (404-405); Nesai, Mevakit 8, (1, 252-254 |
Cvp: Hadis-i Şerifler
2361 - Seleme Ibnu'l-Ekva (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) aksami, gunes batip perdeye burununce kiliyordu."
Buhari, Mevakit 18; Muslim, Mesacid 216, (636); Ebu Davud, Salat 6, (417); Tirmizi, Salat 122, (164). Ebu Davud'un bir rivayetinde soyle denir: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) aksami, gunesin battigi vakitte, gunes (kursunun son) izi de ufukta kaybolunca kiliyordu." 2362 - Rafi Ibnu Hadic (radiyallahu anh) anlatiyor: "Biz aksami, Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ile birlikte kilinca, cemaatten ayrilip (ok atisi yapanimiz olurdu da) attigi okun dustugu yerleri rahat gorebilirdi." Buhari, Mevakit 18; Muslim, Mesacid 217, (637). 2363 - Nesai nin bu hususta Eslem kabilesine mensup ashabtan bir kimseden kaydettigi beyan soyledir: "Onlar Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ile birlikte aksami kilarlar, sonra da Medine'nin (Mescid'e) en uzak yerinde olan ailelerine donup ok atisi yaparlar ve de oklarinin dustugu yerleri gorurlerdi." Nesai, Mevakit 13, (1, 259). 2364 - Mersed Ibnu Abdillah el-Muzeni (radiyallahu anh) anlatiyor: "Ebu Eyyub, gazi (mucahid) olarak yanimiza geldi. Bu sirada Ukbe Ibnu Amir de Misir'da vali idi. Ukbe, aksam namazini tehir etti. Ebu Eyyub ona yonelerek: "Ey Ukbe! dedi. Bu kildirdigin namaz ne namazidir?" Ukbe, hatasini anlayarak: "Mesguliyetimiz vardi" diye ozur beyan etti. Ebu Eyyub: "Sen Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in su sozunu isitmedin mi? Buyurmustu ki: "Ummetim, aksam namazini, yildizlar civildayana kadar geciktirmedikce hayir uzere -veya fitrat uzere demisti- olmaktan geri kalmaz. " 2365 - Hz. Ali Ibnu Ebi Talib (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bana su tembihte bulundu: "Ey Ali, uc sey vardir, sakin onlari geciktirme: Vakti girince namaz, (hemen kil!) Hazir olunca cenaze, (hemen defnet!) Kendisine denk birini buldugun bekar kadin, (hemen evlendir!)" Tirmizi, Salat 127, (171). 2366 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Kim sabah namazindan bir rek'ati gunes dogmazdan once kilabilirse, sabah namazina yetismis demektir. Kim ikindi namazindan bir rek'ati gunes batmadan once kilabiIirse ikindi namazina yetismis demektir." 2367 - Buhari ve Nesai'de gelen bir diger rivayette soyle denmistir: "Sizden kim, ikindi namazinin bir secdesini gunes batmazdan once kilabilirse, namazini tamamlasin, sabah namazinin da bir secdesini gunes dogmazdan once kilabilen, namazini tamamlasin." Ancak Nesai (bir rivayetinde de) soyle der: ". . iIk rekatinde kilarsa. . . " Buhari, Mevakit 28,17; Muslim, Mesacid 163, (608); Muvatta, Vukut 5, (1, 6); Tirmizi, Salat 137, (186); Ebu Davud, Salat 5, (412); Nesai, Mevakit 11, (1, 257, 258), 28, (1, 273). 2368 - Yine Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Hararet siddetlenince namazi (vakit) biraz serinleyince kilin. Cunku, siddetli hararet cehennemden bir kabarmadir. Buhari, Mevakit 9, Bed'u'l-Halk 10; Muslim, Mesacid 180, (615); Muvatta, Vukut 28, (1,16); Ebu Davud, Salat 4, (402); Tirmizi, Salat 7, (157); Ibnu Mace Salat 4, (677); Nesai, Mevakit 5 (1, 248-249). 2369 - Imam Malik in bir rivayetinde (Resulullah'in soyle buyurdugu rivayet edilmistir): "Cehennem, Rabbine (ey Rabbim! bir kismim, diger bir kismimi yiyor diye) sikayet etti. Bunun uzerine Rab Teala ona yilda iki kere teneffus etmesine izin verdi: Kista bir nefes, yazda bir nefes. (Iste, hararetten en siddetli hissedilen ve soguktan en siddetli hissedilen sey bu soluklardir)." Buhari, Mevakit 8; Muvatta, Vukut 27, (1,15). 2370 - Ebu Zerr (radiyallahu anh) anlatiyor: "Biz bir sefer sirasinda Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ile beraberdik. Muezzinimiz ogle namazi icin ezan okumak istedi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ona: "Serinlemeyi bekle!" dedi. Bir muddet gecince muezzin ezan okumak istemisti, yine ikinci ve hatta ucuncu defa: "Serinlemeyi bekle!" dedi. (Bekledik), hatta tumseklerin (dogu cihetindeki) golgelerini gorduk. O zaman aleyhissalatu vesselam: "Siddetli hararet cehennemin bir kabarmasidir. Oyleyse, hararet siddetlenince ogle namazini (vakit) serinleyince kilin" dedi. Buhari, Mevakit 9,10, Ezan 18; Bed'u'l-Halk 10; Muslim, Mesacid 184, (616); Ebu Davud, Salat 4, (401); Tirmizi, Salat 119 |
Cvp: Hadis-i Şerifler
2371 - Kasim Ibnu Muhammed anlatiyor: "Ben, Ashab'i ogle namazini asiyy'de kilar gordum."
Muvatta, Vukut 13, (1, 9). 2372 - Enes Ibnu Malik (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) hava sicaksa ogleyi serinleyince kiliyordu, hava serinse ta'cil (edip ilk vaktinde) kiliyordu." Nesai, Mevakit 4, (1, 248). 2373 - Ali Ibnu Seyban (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in yanina geldik. Ikindi namazini, gunes gokte beyaz ve (sariliktan ari ve) parlak oldugu muddetce tehir ediyordu." Ebu Davud, Salat 5, (408). 2374 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Aksam yemegi hazirlanmis ise, yemege namazdan once baslayin. Yemeginizi aceleye de getirmeyin." Buhari, Et'ime 58, Ezan 42; Muslim, Mesacid 64, (557); Tirmizi, Salat 262, (353); Nesai, Imamet 57, (2,111). 2375 - Hz. Aise (radiyallahu anha) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) soyle buyurdular: "Namaz baslar ve aksam yemegi de hazir olursa aksam yemegiyle baslayin." Buhari, Et'ime 58, Ezan 42; Muslim, Mesacid 65. (558). 2376 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Birinizin aksam yemegi konur, (bu sirada) namaz da baslarsa, siz aksam yemegi ile baslayin. Ondan bosalincaya kadar acele de etmeyin." "Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) icin yemek konunca namazin basladigi olurdu. O, yemekten bosalmadikca namaza gelmezdi. Ancak o, imamin kiraatini dinlerdi." 2377 - Ebu Davud'un bir diger rivayetinde AbduIlah Ibnu Ubeyd Ibni Umeyr sunu anlatir: "Ibnu'z-Zubeyr zamaninda, ben Abdullah Ibnu Omer (radiyallahu anhuma)'in yaninda babamla birlikte bulunuyordum. Abbad Ibnu Abdillah Ibni'z-Zubeyr sordu: "Biz isittik ki, aksam yemegine namazdan once baslanirmis, (dogru mu?)" Abdullah Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) su cevabi verdi: "Bak hele! Onlarin aksam yemekleri nasildi? Zanneder misin ki, bu, babanin aksam yemegi gibiydi?" Buhari, Ezan 42; Muslim, Mesacid 66, (559); Muvatta Isti'zan 19, (2, 971); Ebu Davud, Et'ime 10, (3757, 3759); Tirmizi, Salat 262, (353, 354). 2378 - Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Yemek veya bir baska sey icin namazinizi tehir etmeyin." Ebu Davud, Et'ime 10, (3758). 2379 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) (bir gun) yatsiyi tehir etmisti. Omer (radiyallahu anh) cikip: "Ey Allah'in Resulu, namazi kilalim. Kadinlar ve cocuklar yattilar" dedi. Aleyhissalatu vesselam basi su damliyor oldugu halde cikip: "Ummetime mesakkat vermemis olsam yatsiyi bu vakitte kilmalarini emrederdim!" buyurdu." Buhari, Mevakit 24; Muslim, Mesacid 225, (642); Nesai, Mevakit 20, (1, 265). 2380 - Hz. Enes (radiyallahu anh)'den rivayet edilir ki, kendisine: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) yuzuk kullandi mi?" diye sorulmustur da su cevabi vermistir: "Bir gece, yatsiyi gece yarisina kadar (satru'l-leyl) tehir etti. Sonra yuzu bize donmus olarak yanimiza geldi -sanki su anda yuzugunun pariltisini goruyor gibiyim- ve soyle dedi: "Insanlar namazlarini kildilar ve yattilar. Siz ise, namazi beklediginiz muddetce namaz kilma (sevabini almaktasiniz. Buhari, Mevakit 25, 40, Ezan 36, 156, Libas 48; Muslim, Mesacid 223, (640); Nesai, Mevakit 21, (1, 268). |
Cvp: Hadis-i Şerifler
2381 - Yine Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Yatsi namazi icin ikamet okunmustu ki bir adam: "Benim bir isim var!" diyerek araya girdi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) (farzi kildirmazdan once) kalkti, adamla hususi sekilde konusmaya basladi. Insanlar -veya bir kismi- uyuyuncaya kadar konusma uzadi. Namazi sonra kildilar."
Buhari, Ezan 27, 28, Istizan 48; Muslim, Hayz 126, (376); Ebu Davud, Salat 46, (542); Tirmizi, Salat 373, (517, 518); Nesai, Imamet 13, (2, 81). 2382 - Hz. Muaz Ibnu Cebel (radiyallahu anh) anlatiyor: "(Bir gece) Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'i yatsi namazi icin uzun muddet bekledik, ama gecikti. O kadar ki, bazilari (hane-i saadetinden) cikmayacagi zannina dustu. Icimizden: "Namazini (evinde) kilmistir" diyen bile oldu. Iste biz bu hal uzere iken Resulullah (aleyhissalatu vesselam) cikti ve kendisine onceden tahminen soylediklerini tekrar ettiler. Bunun uzerine: "Geceye bu namazla girin. (Bilin ki) siz bu namaz sayesinde diger ummetlere ustun kilindiniz. Bunu sizden onceki ummetlerden hicbiri kilmadi" buyurdu." Ebu Davud, Salat 7, (421). 2383 - Ebu Musa (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bir gun yatsi namazini geciktirdi. Hatta gecenin cogu gitti. Sonra cikti ve cemaate namazlarini kildirdi. Namazi bitirince Resulullah (aleyhissalatu vesselam) orada hazir bulunan cemaate: "(Buradan ayrilmakta) acele etmeyin, size bir husus haber vereyim de sevinin: Bilesiniz, uzerinizdeki AIIah'in nimetlerinden biri de sudur: Su saatte namaz kilan sizden baska hic kimse yok -veya sizden baska kimse su saatte namaz kilmamistir.-" Bu iki sozden hangisini soylemisti bilemiyoruz." Ebu Musa ilaveten dedi ki: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'tan isittiklerimize sevinerek evlerimize donduk. Buhari, Mevakit 22; Muslim, Mesacid 224, (641). 2384 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Namazdan bir rekate yetisen namazin tamamina yetismis sayilir." Buhari, Mevakit 28,17; Muslim, Mesacid 161, (607); Muvatta, Vukut 16, (1,10); Ebu Davud, Salat 241, (1121); Tirmizi, Salat 377, (524); Nesai, Mevakit 30, (1, 274); Ibnu Mace, Ikamet 91, (1122). 2385 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor: Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Namazlardan herhangi bir namazin bir rekatine yetisen, o namaza yetismis demektir. Ancak, kacirdigini kaza eder." Nesai, Mevakit 30, (1, 275). 2386 - Hz. Aise (radiyallahu anha) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) olunceye kadar, hicbir namazi son vaktinde iki kere kilmis degildir." Tirmizi, salat 127, (174). 2387 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Namazin ilk vaktinde Allah'in rizasi vardir. Son vaktinde de affi vardir." Tirmizi Salat 127, (172). 2388 - Rafi' Ibnu Hadic (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Sabah namazini aydinlikta kilin." Tirmizi, Salat 117, (154); Ebu Davud, Salat 8, (424); Nesai, Mevakit 27, (1, 272). 2389 - Yahya Ibnu Said (radiyallahu anh) demistir ki: "Musalli, (farz) namazi vakti cikmis olan namazlari da kilar. Onun vaktinde kilamayip kacirdigi, ehlinden de malindan da daha muhim (bir kayip)dir." Muvatta, Vukut 23, (1,12). 2390 - Ummu Ferve (radiyallahu anha) -ki Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a biat edenlerden biri idi- anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a, "Hangi amel efdaldir?" diye sorulmustu, su cevabi verdi: "Ilk vaktinde kilinan namaz!" Ebu Davud, Salat 9, (426); Tirmizi, Salat 127, (170); Muslim, Iman 137, (85) Buhari, Mevakit 5. |
Cvp: Hadis-i Şerifler
MEKRUH VAKITLER
2391 - Ukbe Ibnu Amir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Uc vakit vardir ki, Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bizi o vakitlerde namaz kilmaktan veya olulerimizi mezara gommekten nehyetti: - Gunes dogmaya basladigi andan yukselinceye kadar. - Ogleyin gunes tepe noktasina gelince, meyledinceye kadar. - Gunes batmaya meyledip batincaya kadar." Muslim, Musafirin 293, (831); Ebu Davud, Cenaiz 55, (3192); Tirmizi, Cenaiz 41, (1030); Nesai, Mevakit, 31, (1, 275, 26). 2392 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Hic biriniz, gunesin dogmasi ve batmasi esnasinda namaz kilmaya kalkmasin." Buhari, Mevakit 31, 30, Hacc 73; Muslim, Musafirin 289, (838); Muvatta, Kur'an 47, (1, 220); Nesai, Mevakit 33, (1, 277). 2393 - Abdullah es-Sunabihi (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Gunes, beraberinde seytanin boynuzu oldugu halde dogar, yukselince ondan ayrilir. Bilahare istiva edince (tepe noktasina gelince) ona tekrar mukarenet (yakinlik) peydah eder. Zevalden sonra (tepe noktasindan ayrilip batiya meyletimi) ondan yine ayrilir. Batmaya yakin tekrar ona yakinlik peydah eder, batinca ondan ayrilir." Resulullah (aleyhissalatu vesselam) iste bu vakitlerde namaz kilmaktan men etti." Muvatta, Kur'an 44, (1, 219); Nesai, Mevakit 31, (1, 275). 2394 - Amr Ibnu Abese es-Sulemi (radiyallahu anh) anlatiyor: "Bir gun Resulullah aleyhissalatu vesselam'a: "Ey Allah'in Resulu! dedim, Allah'a biri digerinden daha yakin olan bir saat var midir -veya- Allah'in zikri taleb edilen daha yakin bir saat var midir?" "Evet, dedi, vardir. Allah'in kula en yakin oldugu zaman gecenin son kismidir. Eger bu saatte Aziz ve Celil olan Allah zikredenlerden olabilirsen ol. Zira o saatte kilinan namaz, gunes doguncaya kadar (meleklerin) beraberlik ve sehadetine mazhardir. Cunku gunes seytanin iki boynuzu arasindan dogar ve bu dogma ani kafirlerin ibadet vakitleridir. O esnada, gunes bir mizrak boyunu buluncaya ve (sari, zayif) isiklari kayboluncaya kadar namazi birak. Bundan sonra namaz -gunes gun ortasinda mizragin tepesine gelinceye kadar- yine (meleklerin) beraberlik ve sehadetine mazhardir. Gunesin tepe noktasina gelme saati, cehennem kapilarinin acildigi ve cehennemin costuruldugu bir saattir; namazi (esyalarin golgesi) dogu tarafa sarkincaya kadar terkedin. Bundan sonra namaz -gunes batincaya kadar- meleklerin beraberlik ve sehadetine mazhardir. Gunes, batarken de bu beraberlik ve sehadet kalmaz, cunku o, seytanin iki boynuzu arasinda kaybolur. O sirada yapilacak ibadet kafirlerin ibadetidir." Ebu Davud, Salat 299, (1277); Nesai, Mevakit 35, (1, 279, 280); Muslim, Musafirin 294, (832). 2395 - Ebu Said (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Sabah namazini kildiktan sonra gunes yukselinceye kadar artik namaz yoktur. Ikindiyi kildiktan sonra da gunes batincaya kadar namaz yoktur." Buhari, Mevakit 31; Muslim, Musafirin 288, (827); Nesai, Mevakit 35, (1, 277, 278). 2396 - Kutub-i Sittenin bes kitabi tarafindan Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma)'dan kaydedilen bir rivayette soyle buyurulmustur: "Nazarimda pek degerli bircok kimse -ki bence onlarin en degerlisi Hz. Omer'di- su hususta sahidlik ettiler: "ResuIuIIah (aleyhissalatu vesselam), sabah namazindan sonra gunes doguncaya kadar, ikindi namazindan sonra da batincaya kadar namaz kilmayi yasakladi." Buhari, Mevakit 330; Muslim, Musafirin 286, (826); Ebu Davud, Salat 299, (1276); Tirmizi, Salat 134, (183); Nesai, Mevakit 32, (1, 276, 277). 2397 - Nadr Ibnu Abdirrahman, ceddi Muaz (radiyallahu anh)'dan anlattigina gore, der ki: "Muaz Ibnu Afra ile birlikte tavafta bulundum (tavaftan sonra kilinan iki rekatlik tavaf namazini) kilmadi. Kendisine: "Namaz kilmiyor musun?" diye sordum. Su cevabi verdi: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Ikindi (namazi)ndan sonra gunes batincaya kadar namaz yoktur. Sabah (namazin)dan sonra da gunes doguncaya kadar namaz yoktur." Nesai, Mevakit 11, (1, 258). 2398 - Hz. Aise (radiyallahu anha) dedi ki: "Omer vehme dustu (yanildi). Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Namaz kilmak icin gunesin batma ve dogma zamanini taharri etmeyin (arastirip secmeyin). Cunku o, seytanin iki boynuzu arasinda dogar" diye yasakladi." Muslim, Musafirin 295, (833); Nesai, Mevakit 35, (1, 279). Muslim, su ziyadede bulundu: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ikindiden sonraki iki rekati hic birakmadi." 2399 - Cundub Ibnu's-Seken el-Gifari'nin -ki bu zat Ebu Zerr (radiyallahu anh)'dir- anlattigina gore, Kabe'nin basamagina cikip soyle demistir. "Beni bilen bilir, bilmeyen de bilsin ki, ben Cundub'um. Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'i, soyle soyler isittim: "Sabah (namazin)dan sonra gunes doguncaya kadar namaz yoktur. Ikindi namazindan sonra da gunes batincaya kadar; Mekke'de haric, Mekke'de haric, Mekke'de haric." Rezin ilavesidir. Bu hadis, Ahmed Ibnu Hanbel'in Musned'inden tahric edilmistir (5,165). 2400 - Hz. Ali Ibnu Ebi Talib (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ikindi (namazi)ndan sonra, gunesin yuksekte olma halini istisna ederek, namaz kilmayi yasakladi." Ebu Davud, Salat 299, (1274); Nesai, Mevakit 36, (1, 280). Nesai nin rivayetinde (ibare, ifade bakimindan biraz farkla) soyle gelmistir: "...gunesin beyaz ve parlak halde olmasini istisna ederek..." |
Cvp: Hadis-i Şerifler
2401 - Ebu Basra el-Gifari (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) el-Muhammas'ta ikindi namazi kildirdi. Ve dedi ki:
"Bu namaz, sizden oncekilere de arz olundu, ama onlar bunu zayi ettiler. Kim buna devam ederse ecri iki kere verilecek. Sahid doguncaya kadar; ondan sonra namaz mevcut degildir." Muslim, Musafirin 292, (830); Nesai, Mevakit 14, (1, 259, 260). 2402 - es-Saib Ibnu Yezid (radiyallahu anh)'in anlattigina gore, "ikindiden sonra namaz kildigi icin el-Munkedir'i Hz. Omer (radiyallahu anh)'in dovdugunu gormustur." Muvatta, Kur'an 50, (1, 221). 2403 - Ebu Katade (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) cuma gunu haric, gun ortasinda (nisfu'n-nehar) namaz kilmayi mekruh addederdi ve derdi ki: "Cehennem, cuma disinda (her gun o vakitte) costurulur." Ebu Davud, Salat 223, (1083). 2404 - Ala Ibnu Abdirrahman'in anlattigina gore, ogle namazindan cikinca, Basra'daki evinde Enes Ibnu Malik'e ugramisti. Zaten evi de mescidin bitisigindeydi. Der ki: "Huzuruna ciktigim zaman bana: "Ikindiyi kiIdiniz mi?" diye sordu. Ben: "Hayir, su anda ogle namazindan ciktik" dedim: "Ikindiyi kilin!" dedi. Kalkip kildik. Namazdan cikinca: "Ben, dedi, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in soyle soyledigini isittim: "Bu, munafiklarin namazidir, oturur, oturur seytanin iki boynuzu arasina girinceye kadar gunesi bekler, sonra kalkip dort rek'at gagalar. Namazda Allah'i pek az zikreder." Muslim, Mesacid 195, (622); Muvatta, Kur'an 46, (1, 220); Ebu Davud, Salat 5, (413); Tirmizi, Salat 120, (160); Nesai, Mevakit 9, (1, 254). 2405 - Ibnu Mes'ud (radiyallahu anh) anlatiyor: "Ben Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'i vakti disinda sadece iki namazi kilarken gordum: (Veda Hacci sirasinda) Muzdelife'de aksamla yatsiyi birlestirerek kildi. O gun, sabah namazini da (mutad) vaktinden once kildi." Buhari, Hacc 97, 99; Muslim, Hacc 292, (1289). 2406 - Buhari'nin Abdurrahman Ibnu Yezid'den kaydettigi bir diger rivayet soyledir: "Ibnu Mes'ud (radiyallahu anh) haccetmisti. Yatsi ezani sirasinda veya buna yakin bir zamanda Muzdelife'ye geldik. Yanindaki bir adama soyledi, ezan ve arkasindan ikamet okudu. Sonra aksam namazini kildi. Arkasindan iki rekat (sunnetini) kildi. Sonra aksam yemegini istedi ve yedi. Arkadan bir adama emretti, ezan ve ikamet okudu, iki rekat olarak yatsiyi kildi. Safak soktugu zaman: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) su saatte bugun ve bu yer disinda su namazi hic kimse kilmamistir" dedi. Abdullah (radiyallahu anh) dedi ki: "Iste su ikisi, vakti degistirilmis olan yegane iki namazdir. Biri aksam namazi- bu, halk Muzdelife'ye geldikten sonra kilinir; digeri sabah namazi, bu da safak soker sokmez kilinir." Ibnu Mes'ud sozlerine devamla: "Ben Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in bunu yaptigini, sonra ortalik agarincaya kadar kaldigini gordum" dedi. Sonra sozlerini soyle tamamladi: "Eger, Emiru'l Mu'minin -yani Hz. Osman (radiyallahu anh)- su anda ifaza'da bulunsa (Mina'ya muteveccihen hareket etse) sunnete uygun hareket etmis olur." (Hadisin ravisi Abdurrahman Ibnu Yezid der ki): "Bilemiyorum, Ibnu Mes'ud'un bu sozu mu once telaffuz edildi, Hz. Osman'in (Mina'ya) hareket emri mi. . . Derhal telbiye cekmeye basladi ve bu hal, yevm-i nahirde Buyuk Seytan'a tas atilincaya kadar devam etti." Buhari, Hacc 99). EZANIN FAZILETI 2407 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Insanlar, eger ezan okumak ile namazin ilk safinda yer almada ne (gibi bir hayir ve bereket) oldugunu bilseler, sonra da bunu elde etmek icin kur'a cekmekten baska care kalmasaydi, mutlaka kur'aya basvururlardi." Buhari, Ezan 9, 32, Sehadat 30; Muslim, Salat 129, (437); Tirmizi, Salat 166, (225); Nesai, Mevakit 22, (1, 269), Ezan 31, (2, 23); Muvatta, Nida 3, (1, 6; Cemaat 6, (1,131). 2408 - Yine Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Namaz icin ezan okundugu zaman seytan oradan sesli sesli yellenerek uzaklasir, ezani duyamayacagi yere kadar kacar. Ezan bitince geri gelir. Ikamete baslaninca yine uzaklasir, ikamet bitince geri donup kisi ile kalbinin arasina girer ve sunu hatirla, bunun dusun diye aklinda daha once hic olmayan seylerle vesvese verir. Oyle ki (buna kapilan) kisi kac rekat kildigini bilemeyecek hale gelir." Buhari, Ezan 4, Amel fi's-Salat 18, Sehv 6, Bed'u'I-Halk 11; Muslim, Salat 19, (389), Mesacid 83, (389); Ebu Davud, Salat 31, (516); Muvatta, Nida 6, (1, 69); Nesai, Ezan 30, (2, 21). 2409 - Muslim'in diger bir rivayetinde soyle denmistir: "Seytan namaz icin okunan ezani isitti mi kacar. Muezzinin sesini isitmemek icin sesli sesli yellenir. (Ezan bitip muezzin) susunca geri doner ve vesvese verir. Ikameti isittigi zaman, muezzini duymamak icin gider, susunca geri doner ve vesvese verir." Muslim, Salat 16, (389); Buhari, Ezan 4. 2410 - Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in soyle soyledigini isittim: "Seytan namaz icin okunan ezani isitince Ravha nam yere kadar gider." Muslim, Salat 15, (388). |
Cvp: Hadis-i Şerifler
2411 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ile beraberdik. Bilal (radiyallahu anh) kalkip ezan okudu. (Ezani bitirip) susunca, Aleyhissalatu Vesselam: "Kim bunun mislini kesin bir inancla soylerse cennete girer" buyurdu."
Nesai, Ezan 34, (2, 24). 2412 - Abdullah Ibnu Amr Ibni'l-Amr As (radiyallahu anh)'in anlattigina gore, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in soyle soyledigini isitmistir: "Ezani isittiginiz zaman muezzinin soyledigini aynen (kelime kelime) tekrar edin. Sonra bana salat-u selam okuyun. Zira kim bana salat-u selam okursa Allah da ona on misliyle rahmet eder. Sonra benim icin el-vesile'yi taleb edin. Zira o, cennete bir makamdir ki, mutlaka AlIah'in kullarindan birinin olacaktir. Ona sahip olacak kimsenin ben olmami umid ediyorum. Kim benim icin Allah'tan el-Vesile'yi taleb ederse, sefaat kendisine vacib olur." Muslim, Salat 11, (384); Ebu Davud, Salat 36, (522); Nesai, Ezan 33, (2, 23); Tirmizi, Salat 154, (208); Ibnu Mace, Ezan 4, (720). Hadisin ilk cumlesi Buhari'de de rivayet edilmistir (Ezan 7). 2413 - Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Ezani isittigi zaman kim: "Allahumme Rabbe hazihi'd-da'veti't-tamme ve's-salati'I-kaime ati Muhammedeni'I-Vesilete ve'I-fadilete veb'ashu makamen mahmudeni'Ilezi va'adtehu. (Ey bu eksiksiz davetin ve kilinan namazin sahibi! Muhammed'e‚ Vesile'yi ve fazileti ver. O'nu, va'adettigin -bir rivayette va'adettigin uzere- makam-i Mahmud uzere ba's et (dirilt)" derse, ona Kiyamet gunu mutlaka sefaatim helal olur." Buhari, Ezan 8; Ebu Davud, Salat 28, (529); Tirmizi, Salat 157, (211); Nesai, Ezan 38, (2, 26); Ibnu Mace, Ezari 4, (722). 2414 - Hz. Omer (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Muezzin, "Allahu ekber Allahu ekber" deyince sizden kim samimiyetle, "Allahu ekber Allahu ekber" derse, sonra muezzin: "Eshedu en la ilahe illallah" deyince, "Eshedu en la ilahe illallah" derse; sonra muezzin: "Eshedu enne Muhammeden ResuIuIIah" deyince, "Eshedu enne Muhammeden ResuIuIIah" derse; sonra muezzin: "Hayye aIa's-salat" deyince "La havle vela kuvvete illa billah" derse; sonra muezzin: "hayye aIa'I-felah" deyince, "La havle vela kuvvete illa billah" derse; sonra muezzin: "AIIahu ekber Allahu ekber" deyince, "AIIahu ekber AIIahu ekber" derse; sonra muezzin: "Lailahe iIlaIIah" deyince "Lailahe iIlallah" derse cennete girer." Muslim, Salat 12, (385); Ebu Davud, Salat 36, (527). 2415 - Sà'd Ibnu Ebi Vakkas (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Muezzini isittigi zaman, kim: "Ben sehadet ederim ki, bir olan AIIah'tan baska ilah yoktur, 0'naserik de yoktur, Muhammed O'nun kulu ve Resuludur. Rabb olarak Allah'tan Resul olarak Muhammed'den -bir rivayette "...nebi = peygamber olarak Muhammed'den din olan Islàm'dan- raziyim" derse gunahi affedilir." Muslim, Salat 13, (386); Ebu Davud, Salat 36, (525); Tirmizi, Salat 156, (210); Ibnu Mace, Ezan 4, (721); Nesai, Ezan 38, (2, 26). 2416 - Ebu Umame Es'ad Ibnu Sehl (radiyallahu anh) anlatiyor: "Mu'aviye Ibnu Ebi Sufyan (radiyallahu anh)'i minberde oturmus (hutbe vermek uzere bekliyorken) dinliyordum. (Ezan basladi.) Muezzin: "Allahu ekber Allahu ekber" deyince, Mu'aviye de: "Allahu ekber Allahu ekber" dedi; Muezzin: "Eshedu en Ia ilahe illallah!" dedi. Mu'aviye: "Ben de!" dedi; Muezzin: "Eshedu en la ilahe illallah!" dedi. Mu'aviye: "Ben de!" dedi. Muezzin: "Eshedu enne Muhammeden Resulullah!" dedi. Mu'aviye: "Ben de!" dedi. Muezzin: "Eshedu enne Muhammeden Resulullah!" dedi. Mu'aviye: "Ben de!" dedi. Ezan okuma isi bitince dedi ki: "Ey insanlar! Ben Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'i minberde iken isittim, O da, muezzin ezan okurken tipki sizin benden isittiginizi soyluyordu (bizzat isittim)." Buhari, Cuma 23. 2417 - Hz. Aise (radiyallahu anha) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam), muezzinin ezan okurken sehadet getirdigini isitince: "Ben de! Ben de!" derdi." Ebu Davud, Salat 36, (527). 2418 - Ebu Saidi'l-Hudri (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Ezani isittiginiz zaman, muezzinin soylediginin mislini tekrar edin!" Buhari, Ezan 7; Muslim, Salat 10, (383); Ebu Davud, Salat 36, (522); Nesai, Ezan 33, (2, 23); Tirmizi, Salat 154, (208); Ibnu Mace, Ezan 4, (720). 2419 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Kim, yedi yil sevabina inanarak ezan okursa, Allah bunu, onun atesten kurtulmasina bir senet yapar." Tirmizi, Salat 152, (206). 2420 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Muezzin, sesinin gittigi yer boyunca magfiret olunur. Yas ve kuru hersey onun lehinde sehadet eder, namaza katilan kimseye yirmibes kat namaz yazilir ve iki namaz arasindaki (gunahlari) affedilir." Ebu Davud, Salat 31, (515); Nesai, Ezan 14, (2, 13); Ibnu Mace, Ezan 5, (724). |
Saat: 12:44 |
Telif Hakları vBulletin® v3.8.4 Copyright ©2000 - 2025, ve
Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.
Search Engine Optimisation provided by
DragonByte SEO v2.0.37 (Lite) -
vBulletin Mods & Addons Copyright © 2025 DragonByte Technologies Ltd.