Seversintabi.com Türkiye'nin En Büyük Forumu Bence Seversin Tabi
 

Go Back   Seversintabi.com Türkiye'nin En Büyük Forumu Bence Seversin Tabi > Yaşamın İçinden > Şiir Dünyası
Yardım Topluluk Takvim Bugünki Mesajlar Arama

gaziantep escort gaziantep escort
youtube beğeni hilesi
Cevapla

 

LinkBack Seçenekler Stil
  #261  
Alt 5 January 2009, 15:22
Senior Member
 
Kayıt Tarihi: 21 September 2008
Mesajlar: 15,180
Konular:
Aldığı Beğeni: 0 xx
Beğendiği Mesajlar: 0 xx
Standart Cvp: AŞk TadıNDa(Arşiv)

BEN SEN OO yalnız ağaran tanyerini görüyor
ben geceyi de
Sen yalnız geceyi görüyorsun
ben ağaran tanyerinide.

Alıntı ile Cevapla
  #262  
Alt 5 January 2009, 15:23
Senior Member
 
Kayıt Tarihi: 21 September 2008
Mesajlar: 15,180
Konular:
Aldığı Beğeni: 0 xx
Beğendiği Mesajlar: 0 xx
Standart Cvp: AŞk TadıNDa(Arşiv)

BEN SENDEN ÖNCE ÖLMEK İSTERİM

Ben
senden önce ölmek isterim.
Gidenin arkasından gelen
gideni bulacak mı zannediyorsun?
Ben zannetmiyorum bunu.
İyisi mibeni yaktırırsın
odanda ocağın üstüne korsun
içinde bir kavanozun.
Kavanoz camdan olsun
şeffaf beyaz camdan olsun
ki içinde beni görebilesin
Fedakarlığımı anlıyorsun
vazgeçtim toprak olmaktan
vazgeçtim çiçek olmaktan
senin yanında kalabilmek için.
Ve toz oluyorum
yaşıyorum yanında senin.
Sonra sen de ölünce
kavanozuma gelirsin.
Ve orada beraber yaşarız
külümün içinde külün
ta ki bir savruk gelin
yahut vefasız bir torun
bizi ordan atana kadar...
Ama biz
o zamana kadar
o kadar
karışacağız
ki birbirimize
atıldığımız çöplükte bile zerrelerimiz
yan yana düşecek.
Toprağa beraber dalacağız.
Ve bir gün yabani bir çiçek
bu toprak parçasından nemlenip filizlenirse
sapında muhakkak
iki çiçek açacak :
biri sen
biri de ben.
Ben
daha ölümü düşünmüyorum.
Ben daha bir çocuk doğuracağım
Hayat taşıyor içimden.
Kaynıyor kanım.
Yaşayacağım ama çok pek çok
ama sen de beraber.
Ama ölüm de korkutmuyor beni.
Yalnız pek sevimsiz buluyorum
bizim cenaze şeklini.
Ben ölünceye kadar da
Bu düzelir herhalde.
Hapisten çıkmak ihtimalin var mı bugünlerde?
İçimden bir şey :
belki diyor.
Alıntı ile Cevapla
  #263  
Alt 5 January 2009, 15:23
Senior Member
 
Kayıt Tarihi: 21 September 2008
Mesajlar: 15,180
Konular:
Aldığı Beğeni: 0 xx
Beğendiği Mesajlar: 0 xx
Standart Cvp: AŞk TadıNDa(Arşiv)

BEŞ SATIRLA

Annelerin ninnilerinden
spikerin okuduğu habere kadar
yürekte kitapta ve sokakta yenebilmek yalanı
anlamak sevgilim o bir müthiş bahtiyarlık
anlamak gideni ve gelmekte olanı.

Alıntı ile Cevapla
  #264  
Alt 5 January 2009, 15:23
Senior Member
 
Kayıt Tarihi: 21 September 2008
Mesajlar: 15,180
Konular:
Aldığı Beğeni: 0 xx
Beğendiği Mesajlar: 0 xx
Standart Cvp: AŞk TadıNDa(Arşiv)

BİR ACAYİP DUYGUMürdüm eriği
çiçek açmıştır.
— ilkönce zerdali çiçek açar
mürdüm en sonra —
Sevgilim
çimenin üzerine
diz üstü oturalım
karşı-be-karşı.
Hava lezzetli ve aydınlık
— fakat iyice ısınmadı daha —
çağlanın kabuğu
yemyeşil tüylüdür
henüz yumuşacık...
Bahtiyarız
yaşayabildiğimiz için.
Herhalde çoktan öldürülmüştük
sen Londra'da olsaydın
ben Tobruk'ta olsaydım bir İngiliz şilebinde yahut...
Sevgilim
ellerini koy dizlerine
— bileklerin kalın ve beyaz —
sol avucunu çevir :
gün ışığı avucunun içindedir
kayısı gibi...
Dünkü hava akınında ölenlerin
yüz kadarı beş yaşından aşağı
yirmi dördü emzikte...
Sevgilim
nar tanesinin rengine bayılırım
— nar tanesi nur tanesi —
kavunda ıtrı severim
mayhoşluğu erikte ..........»

........ yağmurlu bir gün
yemişlerden ve senden uzak
— daha bir tek ağaç bahar açmadı
kar yağması ihtimali bile var —
Bursa cezaevinde
acayip bir duyguya kapılarak
ve kahredici bir öfke içinde
inadıma yazıyorum bunları
kendime ve sevgili insanlarıma inat.
Alıntı ile Cevapla
  #265  
Alt 5 January 2009, 15:23
Senior Member
 
Kayıt Tarihi: 21 September 2008
Mesajlar: 15,180
Konular:
Aldığı Beğeni: 0 xx
Beğendiği Mesajlar: 0 xx
Standart Cvp: AŞk TadıNDa(Arşiv)

BİR AYRILIŞ HİKAYESİ

Erkek kadına dedi ki:
-Seni seviyorum
ama nasıl
avuçlarımda camdan bir şey gibi kalbimi sıkıp
parmaklarımı kanatarak
kırasıya
çıldırasıya...
Erkek kadına dedi ki:
-Seni seviyorum
ama nasıl
kilometrelerle derin kilometrelerle dümdüz
yüzde yüz yüzde bin beş yüz
yüzde hudutsuz kere yüz...
Kadın erkeğe dedi ki:
-Baktım
dudağımla yüreğimle kafamla;
severek korkarak eğilerek
dudağına yüreğine kafana.
Şimdi ne söylüyorsam
karanlıkta bir fısıltı gibi sen öğrettin bana..
Ve ben artık
biliyorum:
Toprağın -
yüzü güneşli bir ana gibi -
en son en güzel çocuğunu emzirdiğini..
Fakat neyleyim
saçlarım dolanmış
ölmekte olan parmaklarına
başımı kurtarmam kabil
değil!
Sen
yürümelisin
yeni doğan çocuğun
gözlerine bakarak..
Sen
yürümelisin
beni bırakarak...
Kadın sustu.
SARILDILAR
Bir kitap düştü yere...
Kapandı bir pencere...
AYRILDILAR...
Alıntı ile Cevapla
  #266  
Alt 5 January 2009, 15:24
Senior Member
 
Kayıt Tarihi: 21 September 2008
Mesajlar: 15,180
Konular:
Aldığı Beğeni: 0 xx
Beğendiği Mesajlar: 0 xx
Standart Cvp: AŞk TadıNDa(Arşiv)

BİR CEZAEVİNDE TECRİTTEKİ ADAMIN MEKTUPLARI

I

Senin adını
kol saatimin kayışına tırnağımla kazıdım.
Malum ya bulunduğum yerde
ne sapı sedefli bir çakı var
(bizlere âlâtı-katıa verilmez)
ne de başı bulutlarda bir çınar.
Belki avluda bir ağaç bulunur ama
gökyüzünü başımın üstünde görmek
bana yasak...
Burası benden başka kaç insanın evidir?
Bilmiyorum.
Ben bir başıma onlardan uzağım
hep birlikte onlar benden uzak.
Bana kendimden başkasıyla konuşmak
yasak.
Ben de kendi kendimle konuşuyorum.
Fakat çok can sıkıcı bulduğumdan sohbetimi
şarkı söylüyorum karıcığım.
Hem ne dersin
o berbat ayarsız sesim
öyle bir dokunuyor ki içime
yüreğim parçalanıyor.
Ve tıpkı o eski
acıklı hikâyelerdeki
yalnayak karlı yollara düşmüş yetim bir çocuk gibi bu yürek
mavi gözleri ıslak
kırmızı küçücük burnunu çekerek
senin bağrına sokulmak istiyor.
Yüzümü kızartmıyor benim
onun bu an
böyle zayıf
böyle hodbin
böyle sadece insan
oluşu.
Belki bu hâlin
fizyolojik psikolojik filân izahı vardır.
Belki de sebep buna
bana aylardır
kendi sesimden başka insan sesi duyurmayan
bu demirli pencere
bu toprak testi
bu dört duvardır...

Saat beş karıcığım.
Dışarda susuzluğu
acayip fısıltısı
toprak damı
ve sonsuzluğun ortasında kımıldanmadan duran
bir sakat ve sıska atıyla
yani kederden çıldırtmak için içerdeki adamı
dışarda bütün ustalığı bütün takım taklavatıyla
ağaçsız boşluğa kıpkızıl inmekte bir bozkır akşamı.

Bugün de apansız gece olacaktır.
Bir ışık dolaşacak yanında sakat sıska atın.
Ve şimdi karşımda haşin bir erkek ölüsü gibi yatan
bu ümitsiz tabiatın
ağaçsız boşluğuna bir anda yıldızlar dolacaktır.
Yine o malum sonuna erdik demektir işin
yani bugün de mükellef bir daüssıla için
yine her şey yerli yerinde işte her şey tamam.
Ben
ben içerdeki adam
yine mutad hünerimi göstereceğim
ve çocukluk günlerimin ince sazıyla
suzinâk makamından bir şarkı ağzıyla
yine billâhi kahredecek dil-i nâşâdımı
seni böyle uzak
seni dumanlı eğri bir aynadan seyreder gibi
kafamın içinde duymak...

II

Dışarda bahar geldi karıcığım bahar.
Dışarda bozkırın üstünde birdenbire
taze toprak kokusu kuş sesleri ve saire...
Dışarda bahar geldi karıcığım bahar
dışarda bozkırın üstünde pırıltılar...
Ve içerde artık böcekleriyle canlanan kerevet
suyu donmayan testi
ve sabahları çimentonun üstünde güneş...
Güneş
artık o her gün öğle vaktine kadar
bana yakın benden uzak
sönerek ışıldayarak
yürür...
Ve gün ikindiye döner gölgeler düşer duvarlara
başlar tutuşmaya demirli pencerenin camı :
dışarda akşam olur
bulutsuz bir bahar akşamı...
İşte içerde baharın en kötü saati budur asıl.
Velhasıl
o pul pul ışıltılı derisi ateşten gözleriyle
bilhassa baharda ram eder kendine içerdeki adamı
hürriyet denen ifrit...
Bu bittecrübe sabit karıcığım
bittecrübe sabit...

III

Bugün pazar.
Bugün beni ilk defa güneşe çıkardılar.
Ve ben ömrümde ilk defa gökyüzünün bu kadar benden uzak
bu kadar mavi
bu kadar geniş olduğuna şaşarak
kımıldanmadan durdum.
Sonra saygıyla toprağa oturdum
dayadım sırtımı duvara.
Bu anda ne düşmek dalgalara
bu anda ne kavga ne hürriyet ne karım.
Toprak güneş ve ben...
Bahtiyarım...
Alıntı ile Cevapla
  #267  
Alt 5 January 2009, 15:24
Senior Member
 
Kayıt Tarihi: 21 September 2008
Mesajlar: 15,180
Konular:
Aldığı Beğeni: 0 xx
Beğendiği Mesajlar: 0 xx
Standart Cvp: AŞk TadıNDa(Arşiv)

BİR FOTOĞRAFA

Karşımdasın işte...
Bana bakmasan da oradasın görüyorum seni.
Ah benim sevdasında bencil yüreğinde sağlam sevdiğim.
Kalbime gömdüm sözlerimi ceset torbası oldu yüreğim.
Tıkandığım o an
Elimi nereye koyacağımı şaşırdığım o an işte
Aklımdan o kadar çok şey geçti ki takip edemedim.
Ellerim boşlukta ben darda kaldım.
Ellerim buz gibi ben harda kaldım.
Bir senfoni vardı kulağımda çalınan
bitti artık hepsi...

Köşeme çekildim hani hep kaldığım köşeme.
Bakış açım belli oldu yine.
Geride kalan ardından bakar gidenlerin.
Bir meltem olacak rüzgarım dahi kalmadı benim.
Dağlara çarptım her esişimde.
Yollara küfrettim her gidişinde.

Demiştim sana hatırlarsan:
“Önemli olan ‘zamana bırakmak’ değil
‘zamanla bırakmamak’tir..”
Şimdi bana geçen o zamanın
Unutulmaz sancısı kalır

Gittiğim eğer bensem söyle bana kimden gittim?
Sende yoktum zaten ben ben yine bende bittim...
Alıntı ile Cevapla
  #268  
Alt 5 January 2009, 15:24
Senior Member
 
Kayıt Tarihi: 21 September 2008
Mesajlar: 15,180
Konular:
Aldığı Beğeni: 0 xx
Beğendiği Mesajlar: 0 xx
Standart Cvp: AŞk TadıNDa(Arşiv)

BİR GEMİCİ TÜRKÜSÜ


Rüzgâr
yıldızlar
ve su.
Bir Afrika rüyasının uykusu
düşmüş dalgalara.
Işıltılı kara
bir yelken gibi ince
direğinde geminin.
Geçmekteyiz içinden
bir sayısız
bir uçsuz bucaksız yıldızlar âleminin.


Yıldızlar
rüzgâr
ve su.
Başüstünde bir gemici korosu
su gibi rüzgâr gibi yıldızlar gibi bir türkü söylüyor
yıldızlar gibi
rüzgâr gibi
su gibi bir türkü.
Bu türkü diyor ki «Korkumuz yok!
İnmedi bir gün bile gözlerimize
bir kış akşamı gibi karanlığı korkunun.»
Bu türkü
diyor ki
«Bir gülüşün ateşiyle yakmasını biliriz
ölümün önünde sigaramızı.»
Bu türkü
diyor ki
«Çizmişiz rotamızı
dostların alkışlarıyla değil
gıcırtısıyla düşmanın
dişlerinin.»
Bu türkü diyor ki «Dövüşmek..»
Bu türkü diyor ki «Işıklı büyük
ışıklı geniş ve sınırsız bir limana
dümen suyumuzda sürüklemek denizi..»
Bu türkü diyor ki
«Yıldızlar rüzgâr ve su...»


Başüstünde bir gemici korosu
bir türkü söylüyor;
yıldızlar gibi
rüzgâr gibi
su gibi bir türkü..
Alıntı ile Cevapla
  #269  
Alt 5 January 2009, 15:25
Senior Member
 
Kayıt Tarihi: 21 September 2008
Mesajlar: 15,180
Konular:
Aldığı Beğeni: 0 xx
Beğendiği Mesajlar: 0 xx
Standart Cvp: AŞk TadıNDa(Arşiv)

BİR KÜVET HİKAYESİSüleyman'a karısı telefon etti :
— Konuşan ben
ben Fahire.
Tanımadın mı sesimden?
Demek çok bağırdım birdenbire.
Çığlık mı?
Belki...
Hayır
çocuklar hasta değil.
Dinle beni :
işini bırak da gel
çabuk ol ama.
Telefonda anlatamam
olmaz.
Daha kıyamet kadar vakit var akşama.
Saatlar saatlar
kıyamet kadar.
Sorma.
Dinle beni...
Hemen vapur bulamazsan
Üsküdar'a kayıkla geç.
Bir taksiye atla.
Paran yoksa
patrondan avans al.
Yolda hiçbir şey düşünme
mümkün mertebe yalansız gelmeye çalış.
Yalan kuvvetliye söylenir
ben kuvvetsizim.
Alay etme kuzum.
Evet kar yağacak
evet
hava güzel.
Koynuna girdiğim adam gibi
kocam gibi değil
büyüğüm akıllım
babam gibi gel...

Geldi Süleyman
Fahire kocası Süleyman'a sordu :
— Doğru mu?
— Evet.
— Teşekkür ederim Süleyman.
Bak işte rahatladım.
Bak işte ağlamıyorum artık.
Nerde buluşuyordunuz?
- Bir otelde.
— Beyoğlu tarafında mı?
— Evet.
— Kaç defa?
— Ya üç ya dört.
— Üç mü dört mü?
— Bilmiyorum.
— Bunu hatırlamak bu kadar mı güç Süleyman?
— Bilmiyorum.
— Demek ki bir otel odasında.
Kim bilir çarşaflar nasıl kirliydi.
Bir İngiliz romanında okudum
bu işlere yarayan otellerde
kırık küvetler varmış.
Sizinkinde de var mıydı Süleyman?
— Bilmiyorum.
— Hele düşün
toz pembe çiçekli kırık bir küvet?
— Evet.
— Hiç hediye verdin mi?
— Hayır.
— Çukulata filân?
— Bir defa.
— Çok mu seviyordun?
— Sevmek mi?
Hayır...
— Başkaları da var mı Süleyman?
— Yok.
— Olmadı mı?
— Hayır.
— Bunu sevdin demek...
Başkaları da olsaydı
daha rahat ederdim...
Çok mu güzel yatıyordu?
— Hayır.
— Doğru söyle bak ne kadar cesurum...
— Doğru söylüyorum...
— Zaten gösterdiler bana.
İnek gibi karı.
Belimden kalın bacakları...
Fakat zevk meselesi bu...
Bir sual daha Süleyman :
Niçin?
— Bilmiyorum...
Karanlıkta pencerenin hizasında
karlı ağır bir çam dalı.
Bir hayli zaman oldu
sofada asma saat on ikiyi çalalı.

Süleyman'ın karısı Fahire
şunları anlattı kocasına ertesi gün :
— ... Dayanılmaz bir acı halindeydi
kendime karşı duyduğum merhamet
ölmeye karar verdimdi Süleyman...
Annem çocuklarım ve en önde sen
bulacaktınız karda ayak izlerimi.
Bekçi polisler bir tahta merdiven
ve bir kadın ölüsü çıkaracaktınız
arka arsada bostan kuyusundan.
Kolay mı?
Gece bostan kuyusuna doğru yürümek
sonra kenarına çıkıp durarak
baş aşağı atlamak karanlığına?
Fakat bulmadınızsa eğer
karda ayak izlerimi
sade korktuğumdan değil.
Bekçi merdiven polisler
dedikodu kepazelik
aldatılmış bir zevcenin intiharı :
komik.
Niçin öldüğümü anlatmak müşkül.
Kime? Herkese sana meselâ.
İnsan ölmeye karar verirken bile
insanları düşünüyor...
Sen yatakta uyuyordun
yüzün rahat
her zaman nasıl uyursan
ondan evvel ve o varken.
Dışarda kar yağmaya başladı.
Bir tek gecelikle çıkmak balkona :
Zatürree ertesi gün
nümayişsiz ölüvermek.
Hayır
hiç aklıma gelmedi nezle olmak ihtimali.
Yaktım sobamızı.
İyice ısınmak lâzım ilkönce.
Ciğer bir çay bardağı gibi çatlarmış.
Pencereye kara bakıyorum :
«Eşini gaip eyleyen bir kuş
gibi kar
geçen eyyamı nev baharı arar...»
Babam bu şiiri çok severdi.
Sen beğenmezsin.
«Sağdan sola soldan sağa lerzânı girizan...»
Lambayı söndürmeden balkona çıktım.
« ... gibi kar
düşer düşer ağlar...»
Oturdum balkonda iskemleye.
Havada çıt yok.
Karanlık bembeyaz.
Uykudayım sanki.
Sanki çok sevdiğim bir insan
korkarak beni uyandırmaktan
yumuşacık dolaşıyor etrafımda.
Üşümüyordum.
Kederim duruluyor
berraklaşıyor.
Odanın camlı kapısından balkona vuran ışık
sıcak bir kumaş gibiydi üstünde dizlerimin.
Ben rehavetli bir mahzunluk içinde
acayip şeyler düşünüyordum :
Feneryolu'ndaki çınar
150 yaşındaymış.
Ömrü bir gün süren böcekler.
Gün gelecek
insanlar çok uzun
çok bahtiyar yaşayacaklar.
İnsanın yüreği ve kafası var...
İnsanın elleri...
İnsan?
Ne zamanki
nerdeki
hangi sınıftan?
Onların insanları
bizim insanlarımız.
Ve her şeye rağmen
yeni bir dünya için yapılan kavga.
Sonra sen
ben
bir kırık küvet
ve benim
kendime karşı duyduğum merhamet...

Kar durdu.
Sökmek üzre şafak.
Utanarak
odaya döndüm.
O anda uyansaydın
sarılıp boynuna...
Uyanmadın.
Evet
çok şükür nezle bile değilim.
Şimdi?
Zaman zaman hatırlayıp
zaman zaman unutacağım.
Yine yan yana yaşayacağız
beni sevdiğine emin olarak.

Altı ay kadar geçti aradan.
Bir gece karı koca denizden dönüyorlardı.
Gökte yıldızlar ağaçlarda yaz meyveleri vardı.
Fahire birdenbire durdu
baktı muhabbetle kocasının gözlerine
ve suratına tükürür gibi bir tokat vurdu.
Alıntı ile Cevapla
  #270  
Alt 5 January 2009, 15:25
Senior Member
 
Kayıt Tarihi: 21 September 2008
Mesajlar: 15,180
Konular:
Aldığı Beğeni: 0 xx
Beğendiği Mesajlar: 0 xx
Standart Cvp: AŞk TadıNDa(Arşiv)

BULUT MU OLSAM

Denizin üstünde ala bulut
yüzünde gümüş gemi
içinde sarı balık
dibinde mavi yosun
kıyıda bir çıplak adam
durmuş düşünür.

Bulut mu olsam
gemi mi yoksa?
Balık mı olsam
yosun mu yoksa? ..
Ne o ne o ne o.
Deniz olunmalı oğlum
bulutuyla gemisiyle balığıyla yosunuyla.
Alıntı ile Cevapla
Cevapla




Saat: 11:35


Telif Hakları vBulletin® v3.8.9 Copyright ©2000 - 2024, ve
Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.
gaziantep escort bayan gaziantep escort
antalya haber sex hikayeleri Antalya Seo tesbih aresbet giriş vegasslotguncel.com herabetguncel.com ikili opsiyon bahis vegasslotyeniadresi.com vegasslotadresi.com vegasslotcanli.com getirbett.com getirbetgir.com
ankara escort ankara escort ankara escort bayan escort ankara ankara escort çankaya escort ankara otele gelen escort eryaman escort eryaman escort eryaman escort kızılay escort çankaya escort kızılay escort ankara eskort
mecidiyeköy escort

Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0 PL2