#71
|
|||
|
|||
Cvp: AŞk TadıNDa(Arşiv)
Gerçekte duymadığım sesler bitti
Öğleye doğru bir gökgürültüsü yalnız Karıştırdı ortalığı bir süre Gök akıttı bir parça yağmurunu Ve deniz kuşları umutsuz Arıyorken kokularını gölgelerinde Sıyırdı bir iki bulutu güneş de Yığılıp kaldı yorgun Denizin gözbebekleri üstünde. Bir uyum muydu durgunluk fırtınayı Gökgürültüsünü de barındıran içinde Duyuyorum o tanıdık sesi yeniden Tiz bir çıngırağı andıran Benzeyen zil sesine de Daha önce unutmuşum gibi denizde Yankılanıp durdu ara vermeden. Hangi dili öğreniyordum? Mutluluk İki tek ağustosu çarpıştıran Sızdıran kanını bu yaz gününe Yaşayan bir mutluluk? Ve işte kaç yerinden kesilmiş ki ellerim Bekletip durdu da acısını bunca yıl Şimdi bir gülümseme gibi sindi yüzüme. Görmüşüm daha önce de bir Lidya kralının boynunda Bilmekti yazgısını ölümünü gene de Yıllarca beklemişti kendini Yeşimden sapı olan bir kılıçla Bense ne içimi yakan rüzgarı Ne denizdeki yangını ne gökgürültüsünü Duymuş gibi olduğum sesleri de değil Yaşamın gövdesini arıyordum yalnızca Bir çürük dişle alnımdaki İki üç kırışığı yedeğine takmış da. Özledim ilkelliğimi dalgalarında Buldum savaşı bitmez derinliklerini karıştırdıkça bir kargının ucuyla Gördüm bekliyordu kendini de o da Germiş de al kıskacını Lidya kıralı gibi O turuncu ruh değişken İzledim onda ilk oluşumu sanki Hafifçe kesilmiş gibi oldu dudağım bir yerinden. İşledim payıma düşen her görüntüyü Kamaştı gözlerim kıyıya varınca Rüzgarın itişiyle kumlarda Durmadan yer değiştiren Sayısız siren iskeleti Çın çın ötüyordu sessizlik kaburgalarında Dedim besbelli başıboş bırakmışlar da korkuyu Tarihin onlara bağışladığı Bu garip raslantıdan Doğma bir rahatlıkla parıldıyorlar şimdi Kemikleri som altından. Sığındım çatısına bu yok olmuş şehrin. Şehir ki herkesin bir şehir düşündüğü gibiydi Tanrım! tunç bir kapı kilidi Bronz bir sokak Kumlar içindeydi. Ve bu çakıl taşı Kimbilir kimin külrengi kalbi Tanrım! Neden herkes başka tarafa bakıyor Neden herkes başka biriydi. Yıkıntılardan geçtim eski mezarlardan Şimdi artık bir anımsamada yeri olmayan Arı kümeleri taşların arasında Ve yukarıda kuşlar yanmış kağıt parçaları gibi Uçuşuyordu da Ağır ağır yanıyordu da şehir Yanmayan kadınlar gördüm Nasıl görünürse dünya gözyaşının altından Tam öyle dönüp duruyorlardı bu cehennem oyununda Ve büyümeyen adamlar gördüm hiç şaşırmadım. Konuşuyorlardı sırayla ilgisiz Ağaçlara asılmışlardı bir yandan da Bir kapı kirişine asılmışlardı ve ufka Ölüm müydü konuştukları? Ölümdü anlaşılan Silince bir aynayı çıkıveren karşılarına Bir ölümdü ki işte bir muska asılı dururdu duvarda Bir büyü gösterilirdi Bir kuyu sezdirilirdi Hiç yoktan bir zincir boşalırdı avluda. Akşam geri verince bana gözlerimi Şehir de kayboldu denizin durgunluğu da Bir anka kuşu yeniden karıyorken küllerini Bir kaya oyuğu kendini alıştırıyorken boşluğa Dedim deniz de bendim düşleyen de denizi Ve sabah olur olmaz üstünde derinliğimin Bir gülümseme gibi bulacağım kendimi...... |
#72
|
|||
|
|||
Cvp: AŞk TadıNDa(Arşiv)
Olur ya
birgün beni hatırlarsan seni ne çok sevdiğimi hatırla... Belki de sevgilerin en safıyla sana nasıl inandığımı ve yüreğimde sevdanı taşıdığımı hatırla... Günler geceler aylar boyu sana sevdamın her satırında her dizesinde sadece sana yandığımı hatırla... Bazen çaresizlik bağlarmış insanın elini ayağını ümitsizlik için de sana nasıl sımsıkı sarıldığımı hatırla...!!! Olur ya birgün beni anarsan bir film şeridinde yada kulağına değen bir müziğin namesin de özlem için de geçen o günlerimi hatırla... Bir adımda sana koşmak varken gözyaşlarımda çırpınarak nasıl boğulduğumu ve sana nasıl inandığımı hatırla...!!! Geceler boyu sıcaklığını yaşayamamış olmamın buz gibi bir hava da sıcaklığına sarılmanın sevincini ve özlemlerin en acımasızına nasıl kahrolduğumu hatırla...!!! Olur ya. birgün beni hatırlarsan en içli şarkılarda çıkıp gelirsem aklına birden hüzün bulutları çökerse yanıbaşına ve bir iç sızısı hissedersen yüreğin de beni hatırla... Biz baharı kucaklayamadık sevdiğim sevdasıyla kucaklaşanları gördüğün de beni sakın sakın unutma...!!! Kördüğümler boğazım da çaresiz katlanmak zor bu gamlı yazgıma bin dualar benden artık sana... Beni unutma dalından düşen bir yaprak yada gözyaşında... Seni çok seviyorum sakın beni unutma... Ben bıraktığın yerde yüreğindeyim...!!! |
#73
|
|||
|
|||
Cvp: AŞk TadıNDa(Arşiv)
Unutulmuş yaralarıma tuzdur adın..
kavgadır kalbimin gözündeki fer.... bir devrimin eskimiş yüzüyüm... derinimde puslu ihtilaller yanmış süt kokulu sabahların eşiğinde bekleyen gece! bana göz kırpıyor kalabalık yalnızlığım şimdi arsızca... fütursuzca kimi nerde arayacağımı sordum mavi gözlü hüzne dedi "geç! aşkı geç!..." geçemedim.... yedi geceyi geçtim. yedi güvercin vurdum. yedi yıldız biçtim. yedi nehir içtim. yedi dağ ezdim. yedi yemin verdim. yedi gül derdim. ve yedi kez titredim bakışlarının sırtında. bir eren geçiverdi içimden o vakit. dedim "kimi nerde arayayım?!" dedi "vur! aşkı vur!.." vuramadım... bir tutam hayat buldum. kokmuştu. çekilmişti bütün suları. unutulmuştu bütün sözler. ve sanki görmek için kapanmıştı gözlerin ayağına ölüm. ölüm kör müydü? bir cebinde birikmiş kan buldum kullanılmış hayatın. alıp bağrıma bastım. sonra biraz daha yokladım ve bir and buldum sol dikişte. dedim" kimi nerde arayayım?!" dedi "sök! aşkı sök!.." sökemedim... bir şiir yazdım kalbine. içinde kalbin hiç geçmedi. bir çığlık çığırdım utancın yüzüne. karanlık çatladı. kalbin ıssızlığına yağmur gibi düşürdüm şimşekleri. ve gözlerime çark ettim karabasanları. bir elimi sana verdim ötekini aramadım bile. bir yangın geçiverdi yamacımdan. dedim " kimi nerde arayayım?!.." dedi " kır! aşkı kır!.." kıramadım... eşkıya bir kahır biçti ömrümü sonrasında canhıraş kavgalar... küskün ölümler... aynı yollardan geçtim... farklı sehpalarda idam edildim ve unutmanın en deli yükünü taşıdım ben sözlerinin kahpe yüzünde!!! yalanın ve ihanetin insafsızlığı bendeydi... benden soruldu uykusuzluğun yük olduğu gecelerin hesabı! aşkı geçemedim... hiç kalkmadı düştüğü yerden bakışlarım ki yıkaydım sessizliği... hiç bakmadım canıma dert olmuş kimsesizliğe ki bir yol tutaydım... sonrası mavala vurmuş bir gerçeğim yerçekimsiz yalınlığı... o kadar "var" yani: içimde bir sen aşk içinde... içimde bir ben bir sen içinde içimde bir biz bin hiç içinde... sırrın kalemine perde indirdim ve ben bir kez daha ye- nil- dim!!!!!! |
#74
|
|||
|
|||
Cvp: AŞk TadıNDa(Arşiv)
Mevsim hazan sen yoksun
söyle ey yar nerdesin ? Yaprak-yaprak tutuştu çemende nar nerdesin ? Gayrı bülbül ölüyor gül ihtiyar nerdesin ? Mevsim hazan sen yoksun söyle ey yar nerdesin ? Kederden parepare asumanda bulutlar Bırakır ağladıkça ah hicranda bulutlar Toplanıp yare gider bin ummanda bulutlar Mevsim hazan sen yoksunsöyle ey yar nerdesin ? Berk-i hazan misali biz de düşüp türaba Döneceğiz alemde görülen bir seraba Yazılacak sevdamız belki bir gün kitaba Mevsim hazan sen yoksunsöyle ey yar nerdesin ? Zülfün gibi kararır pek yakında bu alem Karlar yağar dağlardauşşakı sarar elem Gün gelir susar dilimyazamaz olur kalem Mevsim hazan sen yoksunsöyle yar nerdesin ? |
#75
|
|||
|
|||
Cvp: AŞk TadıNDa(Arşiv)
Yağma be yağmur...
Yağma be yağmur İçim üşüyor Islatma toprakları Attığım her adım daha da ağırlaşıyor Kokun sinmesin çiçeklere Çoktan unuttum içime derin bir nefes çekmeyi Çoktan unuttum ardından görünen gökkuşağının renklerini Serinletmeye çalışma boşuna içimi İstesen de beceremezsin yorulma boşuna Yağma yağmur Çek git yoluna!!!!!! Esme be rüzgar Uğulduyor kulaklarım Takatim yok itme beni Titriyor bacaklarım. Bilmem hangi melodidir fısıldadığın Duymuyorum Uzun zaman oldu işitmiyorum hiçbir sesi Çek elini eteğini dalların üzerinden Eğme boynunu Koparma yapraklarını Bırak her biten ot her yeşeren yaprak yerinde güzel Çalma! Yerinden yurdundan etme hiç birini Kimseler yok işte sokaklarda Issız her yer senin şansına Esme rüzgar Çek git yoluna Geçme be zaman Sabrım bitiyor Dur olduğun yerde Her şey uzaklaşıyor Unutturma bana çektiklerimi Unutturma özlemiyle divane ettiklerini... Alışmaya çalışmadım hiç Vazgeçmeye çalışmadım Henüz çok taze yaram Bırak kanasın. Bir gün dönmez biliyorum Bekletme boşuna Geçme zaman. Çek git yoluna Akma be gözyaşım Yüreğim yanıyor Değmez bir vefasız için heder olmana Eğer gözyaşım fayda etseydi ona gider miydi ardına bile bakmadan uzaklara!!! Kıyamadığı kopamadığı onsuz yapamadığıydım hani? Yazık... Ne boş sevmişim meğer Ne boş yanmışım Sanma bu benim ilk aldanışım Bakma gözlerime!!! Çoktan perde indi üstlerine Bakarsam dayanamam ağlarım Sarılma ne olur Böyle bir şefkat fazla bana Hep isterim sonra alışırım Sevme be .......m beni Gönül sayfamı çoktan kapadım Dokunma sakın bana Yüreğim yaralı Seninde canını acıtırım!!!!!! |
#76
|
|||
|
|||
Cvp: AŞk TadıNDa(Arşiv)
Beni bana bırak bu gece...
Bu gece tüm anılarımı toplayıp Muhabbet edeceğiz birlikte... Tek tek gelip çalacaklar kapımı Tek tek oturacaklar masanın etrafına... Kimi bir bahar akşamını anlatacak Kimi mevsimsiz esen sonbaharı... Kimi beyazlara bürünecek Ayaz gecelerle birlikte... Mayıs olacak kimi Temmuz olacak bir diğeri... Eylül akşamları dökülecek Muhabbetin orta yerine... Beni bana bırak bu gece... Kırılsın kadehler Kırılan kalbimle birlikte |
#77
|
|||
|
|||
Cvp: AŞk TadıNDa(Arşiv)
Ben seni sevdim
hani uzanıpta tutamadığım seni. Seni uzaklarda seyre daldım bir sonbahar akşamında. Sokaklarında üşüyerek baktım pencerene. Bir an geçtim kapını çalayım dedim. Ya açmazdın ya da ... Sana tutkunluğumu sende bildin Ama umursamazlıktan duymazlıktan geldin. Kapalı kapılar ardına gizlendin şimdi başkalarına bakar olmuş gözlerin Başkalarına şiir yazar olmuşsun... Bir kelam esirgediğin benden uzaklaşıp Başkalarının kollarında susamışsın aşka. Ya da sandığın aşkı onda bulduğunu şimdiki bulduğun kollarda da aradığın sevgiyi bulamazsın sen o eski sevgilin hayaliyle yaşar durursun Ne beni gözlerin görür nede başkasını. Bir aşka mezar açmışsın; O eski sevdalını ve kendini o dipsiz mezara yatırmışsın... İŞTE ŞİMDİ GİDEBİLİRİM |
#78
|
|||
|
|||
Cvp: AŞk TadıNDa(Arşiv)
Aşk
çılgınlığının köprülerinden geçelim seninle sevgilim yaban otları arasında bulduğum yeşim yüreğimdeki su birikintisinde okyanusu arayan nehir sevgilim unutma beni çiçeğinin tuttuğu günlük gözlerimle sarıldığım kuğu bulutlu gökyüzü ellerini ayrılıklardan kaçırdığım dalgın deniz feneri duruşlu ilkbaharda gezinen sis saçlı sevgilim mevsimlerin ilkokulundan kışı silelim seninle yaz yağmurlarına yakalanalım kumsalında sevişmek istediğin Kız Kalesi'nin önünde açık hava sinemalarının yıkıntılarında uyuyalım yer gösterici uyandırsın bizi gözümüze sıktığı el feneriyle "hadi kalkın sevdalılar Aşk Hikayesi filminde oynayan çift yaşlanmış seyirci sizi görmek istiyor!" binlerce onbinlerce kemanla çağırdığım dolunay elektriğin gümüş suyuna ışığını değdiren yıldız yeraltı kentimde biten güzelavrat otu geçmiş sevdalarımı erittiğin geceler için yeniden birini sevmenin ne olduğunu anımsattığın yüzümde tahtlar devirdiğin saraylar yıktığın için düşlerinin içinden geçecek uzun kanatlı kuş sürüleri diliyorum sana ve severken seni sevdikçe seni hep çocuk kalacağım biliyolum |
#79
|
|||
|
|||
Cvp: AŞk TadıNDa(Arşiv)
Çok yorgunum
oysa Başım yastığa düşer düşmez uyurum sanıyordum. Ama ne mümkün ? Yatağım mermerden sanki. Üşüyorum..! Katrandan kara bir gece kapaklanıyor üzerime. Ben bana tutsak ben bana hücre. Ve sığınıyorum içime. Gece karanlık… Gece ayaz... Konuşsam sözcüklerim havada kırılacak sanki Sanki gökyüzü buz tutmuş. Hani uzanıp dokunuversem zifir parçacıklar dökülecek üzerime... Üşüyorum..! Yıldızlar… Her gece avuçlarıma düşecek kadar yakın olan yıldızlar. Akşamları boğazın serinliğinde yakamozlaşan ve adeta yavuklulara göz kırpan yıldızlar...... Onlarda üşüyor mudur acaba? Ya sen? Gül yüzünü gecelere nakış nakış dokuduğum. İsmini tespih edip günde binlerce kez okuduğum.. Sen de üşüyor musun? Senin de düşüncelerin buz tutuyor mu ? Bu hasret senin de uykularına saplanıyor mu apansız ? Hala dinliyor musun sana yazdığım o türküyü? Hala okuyor musun sana yazdığım şiirleri ? Hala ağlıyor musun gizli gizli.. Islatıyor musun geceyi gözyaşlarınla.. Ve hala ağlatıyor musun baharları..? Peki ya aklına geldiğimde gözlerin ışıl ışıl oluyor mu halâ ? Dudaklarına çocuksu bir tebessüm yayılıyor mu ? Avuçların terliyor mu ismimi duyduğunda ? Yanakların allanıyor mu ? Sahi daldığında hala ısırıyor musun dudaklarını ? Öfkelendiğinde sol gözün seyriyor mu halâ ? Sana verdiğim o yüzükle konuşuyor musun? Beni şikayet ediyor musun ? Özlediğinde kutsal bir emanet gibi öpüp seviyor musun onu? Sorular… Sorular… Sorular… Beynimi kemiren sorular... Sorular.. Sorular.. Sorular… Ateşi yakan suyu ıslatan soğuğu donduran sorular...... Sorular.. Sorular.. Sorular… Cevabı suskunluktan ağır sorular. Çaresiz tutuyorum kendi ellerimden. Kendi dizlerime koyuyorum başımı. Ve kendi kalabalığımda kayboluyorum umarsız.. Kim bilir kaç geceyi devirdim sensiz. Ve kim bilir kaç gece daha pusuda. Yüreğimde bir yetim ağlıyor çığlık çığlık. Odamı değil dünyayı kaplıyor bu vaveyla.. Buymuş senin sevgin.. Buymuş senin san’atın.. Bir şiirlikmiş Gönlümde saltanatın Gittin… Gittin ha yarim.. Suna boylum kalem kaşlım A yirmi dört ayarım Sende git.. Sende unut Kaderime sayarım...! |
#80
|
|||
|
|||
Cvp: AŞk TadıNDa(Arşiv)
Ne Aşk yitirdim BeN...
Kışkırtıcı bir bakışıyla çılgına döndüğüm Bir dudak büküşüyle ağulu acılar çektiğim kahkahalarıyla şenlenip gözyaşlarıyla kederlendiğim bir tanrı katına çıkarıp tapındığım kendimden geçerek dolaştığım ayaklarına kapandığım saçının bir teline zarar gelmesin diye tereddütsüz ölüme yürüyebileceğim bazen öldürmeyi şiddetle istediğim onda yok olup onla var olduğum bana aşkıacıyısevincihayatı ve ölümü öğreten "Seni" mi yitirdim...... |